Tuncay Mollaveisoğlu anlattı: Artı 1 TV nasıl kuruldu?

Yılmaz Özdil ile Uğur Dündar arasında polemiğe neden olan Artı 1 TV'nin kuruluşun hikayesini Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu anlattı

Abone ol

DUVAR - Sözcü yazarları Yılmaz Özdil ile Uğur Dündar arasında tartışmaya neden olan Artı 1 TV'nin kurucuları arasında yer alan Genel yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu, Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde kanalın kuruluş hikayesini anlattı. Mollaveisooğlu, kanalın arkasında Sezgin Baran Korkmaz'ın olduğunu ima eden Yılmaz Özdil'i eleştirdi. 

'Uğur Dündar, Haluk Şahin, Özlem Gürses, Banu Güven, Ece Temelkuran gibi isimlerin ekran önünde olduğu, Uğur Tütçüoğlu, Mustafa Hoş gibi haber ve program konusunda çok deneyimli isimlerin de mutfakta yer aldığı hatta Barbaros Şansal’ın sivri dili ile kendine özgü program yaptığı bir televizyon kanalı' kurmayı hayal ettiklerini anlatan Mollaveisoğlu patron arayışında o dönem TÜSES Vakfı’nın da başkanlığını yapan Altan Ertürk ile el sıkıştıklarını anlattı. 

Yayınlarda gezi olaylarına geniş yer verince baskıların başladığını belirten Tuncay Mollaveisoğlu maaş ödemelerini de aksatan Altan Ertürk ile de tartıştıklarını ve kendisinin Genel Yayın Yönetmenliği görevinden ayrıldığını belirtti. Baskıların devam etmesi üzerine de Uğur Dündar dahil tüm kurucu ekibin istifa ettiğini dile getiren Tuncay Mollaveisoğlu şöyle yazdı: 

Benden üç ay sonra kanalın başına Can Dündar getirildi… Bugünlerde Sezgin Baran Korkmaz ile ABD’de ortak bir davada adı geçen Ekim Alptekin’in adı biz kanaldan atıldıktan sonra ortaya çıktı. 

Alptekin, o dönemde TABA başkanı ve şaibesiz bir isimdi. 

Ekim Alptekin’i hiç tanımadık, bilmiyoruz, yüzünü dahi görmedik... Altan Ertürk’ün arkasında onun olabileceğine yönelik kanaatimiz, bizden sonra kanala geliş gidişleri sonrasında oluştu...

Alptekin, Artı 1’in arkasında olduğuna yönelik iddiaları o gün de reddetti, bugün de... Altan Ertürk ile bir proje ortaklığı yaptığını, Artı 1’e reklam verdiğini söylüyor...

Peki, Artı 1’in hikâyesini ve Ekim Alptekin’i neden yazdım? 

Çünkü Yılmaz Özdil şu sıralarda ABD’de karapara aklama davasında adı geçen Sezgin Baran Korkmaz’ın, Alptekin ile bağlantısı olduğunu söyledi... Hatta Korkmaz’ın, Türkiye’de gazetecilere TV kurdurduğunu iddia etti... Bu iddiayı da ABD’deki iddianameye dayandırdı...

Tamamen uydurulmuş bir iddia... Sezgin Baran Korkmaz, hakikaten bir TV kanalı kurdurdu ise o kanal Artı 1 değil! 

2013 yılında, hatta kanalın kuruluş hazırlığı olan 2012 yılında, ne Sezgin Baran Korkmaz diye bir isim var ne karapara meselesi ne de Ekim Alptekin ile ilgili bugün konuşulan iddialar.

Kaldı ki, bizim Alptekin ile en küçük bir temasımız ya da tanışıklığımız yok!

Kanalda başladığımız günden, atıldığımız ana kadar tek patron vardı, o da Altan Ertürk...

Aradan 9 yıl geçmiş... Alptekin’in adı karapara aklama suçundan tutuklanan Korkmaz ile ABD’de bir başka davada birlikte geçiyor...

Yılmaz Özdil ise birbirinden güvenilir gazetecilerle, muhalif bir yayıncılık yapan Artı 1’i, karaparacı Korkmaz’ın kurdurduğunu iddia ediyor!

Abdülhamit’in bıyığının yönünü bilecek kadar araştırmacı Yılmaz Özdil’in, Mustafa Hoş’un Abluka kitabında gün gün anlattığı, bizim medya mahallesinde herkesin bildiği ve tanık olduğu bir televizyonculuk girişimini nasıl ABD’ye bağladığını çözemedik... 

Bugün, Korkmaz ile Alptekin’in adı aynı soruşturmada geçiyor diye, zamanı 9 yıl geriye sararak, üstelik Alptekin ile ilgisi olmayan Türkiye’nin yüz akı gazetecilerinde şaibe yaratmak!... Hâlâ anlamış değilim...

Ben canlı yayında, “bilgi eksikliğidir” dedim... Yazılarını özenle kaleme alan ve yüz binlerin okuduğu Özdil’in, attığı tweet’lerde de aynı özeni göstermesini beklerdim... 

Bu yazı Artı 1 ile ilgili oluşabilecek soru işaretlerine yanıttır... Hikâye çok detaylı ancak özetle böyledir. 

Artı 1, yayın yaptığı süre boyunca bağımsız gazetecilerin baskılara rağmen özgürce yayın yaptığı bir özgürlük adası olarak medya tarihinde yerini almıştır.   

YAZININ TAMAMI