Turizmcilerden İstanbul Havalimanı tepkisi: Anneannenizi karşılarken bile para istenebilir
Turizm Ortak Akıl Platformu, İstanbul Havalimanı'nda yolcu karşılamak isteyen turizm acentelerinden 4 euro ücret alınmasına ilişkin karara karşı basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı okuyan Berrin Özgen, "Bu yapıldığı zaman bir adım daha ileri gittiğinde siz anneannenizi karşılamaya gidiyorsanız eğer sizden de para istenmesi mümkün olacaktır" dedi.
Ferhat Yaşar
İSTANBUL - İstanbul Havalimanı'nda 31 Aralık'tan itibaren turizm sektöründe çalışanların ellerinde pankartla yolcu karşılamaları yasaklandı. Yolcu karşılamak için oluşturulan 'Meeting Lounge' isimli alana girişin mart sonundan itibaren 4 euro artı KDV olacağı olarak açıklandı. Uygulamaya başından beri tepki gösteren turizmciler bugün de basın açıklaması yaptı. Turizm Ortak Akıl Platformu Taksim'deki bir otelde düzenlenen basın açıklamasında konuşan Berrin Özgen, "Bu uygulama bir adım ileri götürülürse anneannenizi bile karşılamaya gittiğinizde sizden para istenmesi mümkün olacaktır" dedi.
25 yıldır turizm sektöründe çalışan SHE Turizm acentesi sahibi Gürkan Özcan uygulamanın hukuka aykırı olduğunu söyledi. Özcan şöyle konuştu: "Yasaya göre her acente yurtdışında gelen misafirlerini karşılama hakkına sahiptir. "Dolayısıyla bu hakkımızı gasp ediyorlar. İGA (İstanbul Grand Airport) bunu paralı hale getirme gayreti içerisinde. Güvenlik nedeniyle deniyor fakat bu güvenlikle alakalı bir durum değil. Ayrıca güvenlik ile ilgili bir sorun varsa da, Anayasa'nın 48. maddesine göre kolluk görevlileri bu güvenliği sağlamak zorundadır. Biz acenteler olarak hakkımızı istiyoruz. Hakkımızın gasp edilmesine karşı çıkıyoruz. Bu uygulamadan vazgeçilmesini istiyoruz."
HAKKIMIZI GASP EDİYORLAR'
15 sivil havacılıkta olmak üzere toplam 30 yıl turizm tecrübesi olan Berrin Özgen, Bemet Tour Acentesi'nin kurucu ortağı ve genel müdürü. Kararı eleştiren Özgen şöyle konuştu: "Karara gerekçe olarak 'sessiz havaalanı' konsepti gösterilmektedir. Sessiz havaalanı dünyanın hiçbir yerinde yürümediği gibi insanlar dünyanın her yerinde pankartla ve isimle karşılanırlar. Ben profesyonel hayatımda ve sivil havacılık dönemimde Fransa'da aynı anda üç istasyonun sorumlu ticaret bölge müdürlüğünü yaptım. Dolayısıyla ben o ülkelerde işleyişin nasıl olduğunu çok iyi biliyorum. Yani bu dayatmalar tamamıyla yasaya aykırıdır. Bu uygulama bir adım daha ileri gittiğinde anneannenizi karşılamaya gittğinizde bile sizden para istenmesi mümkün olacaktır."
Berrin Özgen'in okuduğu basın açıklamasında ise şöyle dendi: "İstanbul havaalanı işletmecisi İGA tarafından yapılan açıklamalarda, seyahat acentelerinin görevlendirdiği T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kokart verilmiş profesyonel turist rehberleri ile 1618 sayılı yasa ile kurulmuş bir kamu kurumu olan TÜRSAB’ın transfer görevlisi belgesi verdiği acente yetkilileri, “hanutçu” ve “çığırtkan” tabir edilen ve kaçak faaliyetleri nedeniyle mesleğimize de zarar veren kişilerle eşdeğer görülmüş, yasa ile güvence altına alınmış transfer yapma hakları engellenmiştir. Hak sahibi ile illegal faaliyet gösterenler bir farz edilmiş, bu farkı gözetmesi gereken güvenlik güçlerimiz, alınan yanlış karar uyarınca hak sahiplerinin faaliyetini engellemişlerdir.
Karara gerekçe olarak “Sessiz Havaalanı Konsepti” gösterilmektedir. Dünyada bu konseptin ilk geliştirildiği ve uygulandığı havaalanları olan Helsinki, Viyana ve Mumbai havaalananları başta olmak üzere dünyanın hiçbir havaalanında böyle bir yasaklama yoktur. Sessiz havaalanı konsepti, özünde anonsları azaltmak ve kapılarda anons yapmak esasına dayanmaktadır. Bu konsepti en iyi bilen de tüm dünya ile iş yapan seyahat acenteleridir. Dile getirilen gerekçe aklımızla alay etmek anlamına gelmektedir. Transfer faaliyetinin ayrılmaz bir parçası ve başlangıç noktası olan karşılama; gürültülü bir eylem değildir. Eğer belirtilmek istenen bazı kişilerce yaratılan görüntü kirliliği ise, bunun çözümü pankart tutmayı yasaklamak değildir. Belgesi olmayan kişileri engellemek, pankartlara standart getirmek, vs gibi bizlerin de destekleyeceği bir dizi önlem almak olanaklıyken, münhasıran acentecilik faaliyeti olan bu işi bir rant kapısı olarak görmek, “Deli Dumrul” misali haraca bağlamak ve bir tekel oluşturacak şekilde uygulanması mümkün olmayan bir sistemi dayatmak hem Türk Turizmine zarar vermektedir, hem de kanuna aykırıdır.
1618 sayılı yasa ve yasanın uygulanması için çıkarılmış olan Seyahat Acenteleri Yönetmeliği seyahat acentelerinin münhasır faaliyetlerini tek tek saymaktadır. Transfer faaliyeti de bunlardan biridir ve daha önce ifade ettiğimiz üzere karşılama, transfer faaliyetin başlangıç noktası olarak transferden ayrı düşünülemeyecek bir etkinliktir. Hukuk normatiftir ve bir normlar hiyerarşisi ile işler. Daha alt bir hukuksal norm olan güvenlik kurulu kararı ya da valilik genelgesi, daha üst bir hukuksal norm olan kanuna aykırı olamaz. Yukarda anılan karar 1618 nolu kanunla açıkça acente faaliyeti olarak belirtilen hakkımızın İGA tarafından gasp edilmesine yol açmaktadır.
'BU DURUM KABUL EDİLEMEZ'
Ülkemizin gönüllü elçileri olarak Türkiye’nin tanıtımında önemli bir rol üstlenen, çok önemli döviz girdisi sağlayan, onlarca sektöre ülkemize getirdiği turistlerin harcamaları yoluyla katkı yapan, cari açığın kapanmasında başı çeken Turizm Seyahat Acentelari olarak; yasa ile bizlere tanımış haklarımızın gasp edilmesine sessiz kalmayacağımızı, başta hukuksal yollar olmak üzere bütün yasal yolları kullanarak bu haksız ve yanlış karardan dönülmesi için mücadele edeceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz."