Türk kadın futbolu şampiyonlar arasında
Galatasaray kadınlarının, Avrupa devleri ile birlikte Türkiye’de sahaya çıkmaları, ilham verici bir aşama. Sonuçtan bağımsız olarak, kadın futbolu adına teşekkürler Galatasaray.
Çarşamba akşamı Galatasaray Kadın Futbol takımı, Alman şampiyonu Wolfsburg ile deplasmanda oynayacak. Kadınlar Avrupa Şampiyonlar Ligi grup aşamasında ilk kez yer aldığımız bu yıl, daha önce hiç oynamadığımız kadar kadar üst düzey rakipler karşısındayız. Grubun bu dördüncü maçı öncesinde Türkiye’nin kadınlarda Şampiyonlar Ligi geçmişini mercek altına aldık.
BAŞLANGIÇ YILLARINDA BAŞARI YOKTU
UEFA, sonradan Şampiyonlar Ligi’ne dönüşecek olan Kadın Futbol Kupası’nı ilk kez 2001-02 sezonunda düzenledi. Önceki sezonun şampiyonu olan, Üsküdar Ferah Mahallesi’nin takımı Kuzeyspor da kurucu takımlardan birisi olarak davet edilmişti. Ancak, Federasyon maddi destek sağlamayınca Türkiye bu ilk şampiyonaya katılma fırsatını kullanamadı. Ardından gelen dönemde ligin fesih kararının alınması ve yeniden yapılanma süreci Türk kadın futbolunun kulüplerde Avrupa temsilini çok sonralara atacaktı.
ELEMELERİ AŞAMADIĞIMIZ YILLAR
2009-10 sezonu ile Avrupa Şampiyonlar Ligi’ne dönüşen şampiyonaya Türkiye’den Trabzonspor katıldı. Bordo Mavililer, ev sahibi Slovenya’nın Krka takımını 2-0 yenerek Türkiye’nin ilk galibiyetine imza attılar. Bu maçta, Gürcü oyuncu Katya Tchkonia ise Türkiye adına ilk golü kaydetti. Trabzonspor, sonraki yıllarda sıkça göreceğimiz gibi, eleme grubundan çıkamadı.
Bir sonraki sezon ise Gazi Üniversitesi şampiyon olmuştu. Ancak sezon arasında yedi oyuncusunu birden Ataşehir Belediyespor’a kaybeden Ankara ekibi, şampiyonaya çok genç bir kadro ile katılabildi. Gazi Üniversitesi’nden gelen oyuncular ağırlıklı bir kadro ile sonraki yıl şampiyonluğu kazanan Ataşehir Belediyespor da, belki kaderin bir cilvesi olarak, eleme grubuna eksik gidebilmişti. Son anda farkına varılan vize problemi nedeni ile önemli oyuncuları Nijeryalı Onome Ebi ile Gürcü Tatiana Matveeva’dan yoksun gidilen Bosna’da yine grupta kalındı. Ataşehir ekibi izleyen sezonda da katıldı ancak başarılı olamadı.
2013-14 sezonunda, Konak Belediyesi pandemi öncesinin en önemli kadın futbol başarısına imza attı. Yunan PAOK ve Romen Olipia Cluj ile karşılıklı maçlar oynayarak hazırlanılan UEFA Şampiyonlar Ligi’nde, Bosna’da oynanan eleme grubundan ilk kez çıkabildik. Hüseyin Tavur yönetimindeki Konak Belediyesi, sonraki turda Polonya şampiyonu RTP Unia Raciborz’u da İzmir’de 2-1 yendi. Deplasmanda elde edilen 0-0 beraberlik son 16 turunu getirdi. Grup maçlarına dördüncü torbadan giren İzmir ekibi, Şampiyonlar Ligi’nde en alt torbadan son 16’ya ulaşan ilk takım oluyordu. Bir sonraki turda Avusturya Şampiyonu Neulenbach ile karşılaşan Konak Belediyesi, iki maçı da 3-0 kaybedince başarısını daha öteye taşıyamadı. Raciborz maçlarında canlı yayın yapmadığı için yoğun eleştiriler alan TRT, Neulenbach karşılaşmasını naklen yayınlayınca, Türk kadın futbol tarihinin ilk canlı yayınına imza attı.
Konak’ın bu büyük başarısı, izleyen yıllarda tekrarlanamadı. Bir dönem şampiyonlukları kimseye bırakmayan Konak, Şampiyonlar Ligi’ndeki başarıyı yakalayamadı. Letonya’da FC Zürich’e, Bosna’da FC Minsk’e, Gürcistan’da Gintra Universitetas’a yenilerek eleme grubunu aşamadılar. Ardından bayrağı devralan Ataşehir Belediyesi ise, bir kez daha oyuncu sorunları yaşadı. Macaristan’da oynanan eleme grubuna sayıca eksik gidebilen Ataşehir grupta kaldı.
BEŞİKTAŞ YENİLMEDEN ELENDİ
Pandemi öncesinin son şampiyonasını Beşiktaş oynadı. Mutlucan Zavotçu yönetiminde Hollanda’ya giden Beşiktaş, Polonya şampiyonu Gornik Leczna ve Hollanda şampiyonu Twente ile berabere kalmayı başardı. 2013 yılından sonra, ilk kez bir Türk takımı grup aşamasını yenilmeden kapatmayı başarırken, gruptan çıkmasına yeterli olacak puanı toplayamadı. Bu dönemde, 2019 yılında UEFA ilk Kadın Futbol Stratejisi’ni yayınladığında, kadın futbolu yeni bir aşamaya geçiyordu.
Bu dönemin ilk temsilcisi Gaziantep ALG oldu. Antep ekibi Arnavut Vllaznia’ya ilk eleme turunda penaltılarda elendi. Ardından Beşiktaş, Avusturya’dan St.Pölten’e kaybedip elemeyi geçemedi. Gaziantep ALG bir kez daha katıldığı elemelerde, bu kez Norveç’ten Brann’a yenildi. ABB Fomget Gençlik ise İzlanda’dan Valur’a takıldı.
GALATASARAY’IN ÖNEMLİ BAŞARISI
İçinde bulunduğumuz sezonda ise Galatasaray, bir Türk takımının ilk kez grup aşamasına katılarak üst düzey takımlar arasında yer almasını sağladı. Metin Ülgen yönetimindeki sarı kırmızılılar, eleme aşamasında Lüksemburg’un Racing takımını 4-1 ve Kazakistan’ın BIIK takımını 5-0 ile geçtiler. Çek Cumhuriyeti’nden Slavia Prag’ı, üstelik içeride 2-2 berabere kalmasına karşın, dışarıda 2-1 yenerek elediler. Geldiği aşama, Galatasaray’ın son 16 takım arasına kalması Konak Belediye’nin başarısını tekrarlaması gibi duruyorsa da, gerek Avrupa’da artan yatırımlar ve marka kulüplerin kadın futboluna girişi, gerekse ilk kez grup aşamasında yer alabilmiş olması ile Türkiye’yi yeni bir düzeye eriştirdi. Sadece, Galatasaray’ın grubunda bulunan Lyon (8) ve Wolfsburg (2)’un, toplam 15 kez oynanan Şampiyonlar Ligi’ni 10 kez kazandığını, yedi kez finalde kaybettiğini ve üç kez de birbirleri ile final oynadıklarını belirtmek, nasıl bir düzeyden bahsettiğimizi açıklar sanıyorum.
RAKİPLER ZORLU
Türkiye’de Avrupa kadın futbolunu en yakından izleyen isimlerden olan Serdar Demir, Lyon’un kadın futbolunun endüstriyel yüzüne adapte olabildiğini, Amerikan kaynaklı yatırım çekebilmiş bir takım olarak karşımızda olduğunu belirtiyor. Takımın sahibi Amerikalı iş insanı Michele Kang, Amerika’da NWSL finaline yükselen Washington Spirit ve İngiltere 2.Ligi’nden London City Lionesses’ın da sahibi. Takım Fransa Ligi’nde şu anda lider durumda. Demir, ABD milli takımı kaptanı Lindsey Horan, Ballon Dor ödüllü Ada Hegerberg, Tabitha Chawinga, CONCACAF’ta sezonun oyuncusu seçilen Haitili wonderkid Melchie Dumornay gibi üst düzey oyuncuların da altını çiziyor.
Wolfsburg da Alman liginde önde gidiyor. Demir’in ifadesi ile, geçen sezonki başarısızlık ve bu sezona yavaş başlamanın ardından sallandılar, ama müthiş bir seri yakaladılar. Avrupa’nın en geniş kadrolarından birine sahip olmanın avantajını uzun sezonda yaşamaları mümkün gözüküyor. Roma ise göreceli olarak daha az Avrupa başarısını hanesine yazdırmış olsa da, Avrupa’nın yükselen liglerinden İtalya’da son iki sezonda net şampiyonluklara imza attı. Geçen yıl Şampiyonlar Ligi’ni kazanan Barcelona’yı çeyrek finalde hayli terletmişlerdi.
KENDİ MODELİMİZİ BULMAMIZ GEREKİYOR
Avrupa kadın futbolu, rakiplerimizden de görüleceği gibi, ciddi miktarda yatırımcı çekiyor. Ancak UEFA halen bu yatırımın nasıl kârlı dönüşler sağlayacağını, fizibilitesini bulamamış durumda. Genel olarak modelin ortaya çıkmadığı bir ortamda, yatırımcılar da kıyıda kalan ligleri önceliklendirmekte çekingen davranıyorlar. Bu durumda, kadın futbolumuzun kendi özgün ve yaratıcı çözümlerini bulup bulamaması, önümüzdeki dönemde sporun bu alanından neler bekleyebileceğimizi de belirleyecek.
Sonuç olarak Galatasaray kadınlarının, bu aşamaya, hem de Slavia gibi önemli bir takımı eleyerek ulaşmaları büyük bir başarı. Avrupa devleri ile birlikte Türkiye’de sahaya çıkmaları, ilham verici bir aşama. Sonuçtan bağımsız olarak, kadın futbolu adına teşekkürler Galatasaray.