Türkan Saylan'ın oğlu konuştu: Hıristiyan bile ilan ettiler!
2009 yılında hayatını kaybeden Prof. Türkan Saylan’ın oğlu konuştu. Örhe, "Annemin misyonerlik yaptığını bile iddia ettiler" dedi.
DUVAR - 'FETÖ'cü olduğu iddia edilen savcı ve polislerinin hazırladığı 'düzmece' belgeler ile kumpas kurulan Prof. Dr. Türkan Saylan’ın Almanya’da yaşayan doktor oğlu Çınar Örge, Akşam gazetesinden Bülent Şanlıkan'a konuştu. Örge, "FETÖ’nün annemi eğitim alanında önünde engel olarak gördüğü için bu kumpasa dâhil ettiği doğrudur. Ama yalnızca bu nedenle değil. Türkan Saylan sadece eğitim alanında çalışmıyordu ki. Bir hekim olarak, bir kadın, bir insan olarak onların profillerine uymuyordu. Bu da onları rahatsız ediyordu. Neler yapmadılar ki. Yalan haberler, asılsız suçlamalar, MİT raporları, annemin Hıristiyan olduğunu ve misyonerlik yaptığını iddia etmeleri, annemi bırakın anneannemle bile uğraşmaları v.b. Hakkında kurmaca diziler çektiler" dedi.
'ANNEMİ YILDIRMADI, AZİMLENDİRDİ'
Örge, şunları söyledi: "Şubat Soğuğu adlı dizi Samanyolu televizyonunda yayımlandı. Sapık düşüncelerini bu dizilerde dile getirdiler. Ama bütün bunlar Türkan Saylan’ı yıldırmadı, daha da azimlendirdi. FETÖ ve onun temsil ettiği Türkiye’yi karanlığa boğmak isteyen zihniyet ile ilgili annemin 1999 yılında yaptığı konuşmalar çok önemlidir. Orada annem hepsini teker teker anlatıyor. Bunlara eklenecek de pek fazla bir şey yoktur diye düşünüyorum. Onun o zaman dediklerini bugün teker teker yaşamadık mı?"
'BAŞIMA NE GELECEK, BİLİNMEZ'
'FETÖ’nün “devleti zaman içinde ele geçirmek” ile ilgili vaazının medyaya yansıması ardından 19 Haziran’da 1999’da Ali Kırca’nın sunduğu Siyaset Meydanı’nda Prof. Dr. Türkan Saylan, Gülen ile ilgili önemli tespit ve uyarılarda bulunmuştu. Saylan, 'FETÖ’nün çocukluktan itibaren beyin yıkayarak nasıl devlet kadrolarına, eğitime, askeri kadrolara sızdığını ve kimliklerini nasıl gizlediklerini anlatmıştı. Konuşmasının sonunda “Bu konuşmamın sonunda benim de başıma ne gelecek bilinmez” demişti.
'KÖPEĞİ ÜZÜNTÜDEN ÖLDÜ'
"İnsanları sevdiği gibi hayvanları da severdi. Hep kedileri oldu. Sadık köpeği 'Bubu' annemin aramızdan ayrılmasından kısa bir süre sonra hayata küstü, hasta oldu ve öldü. Son günlerine kadar penceresinin önünde kumrularını ve güvercinlerini besledi."