Sayıştay raporlarının bu yıl da en ‘verimlisi’ Ulaştırma
Bakanlığı’yla ilgili olanı. Her yıl araç garantisi verilen yol ve
köprüler, altyapı inşaatları, hafriyat işleri, hızlı tren
ihalelerindeki usulsüzlükler derken bu yıl listeye 4.5G de
girdi.
Türkiye’de mobil internet hizmetinde mevcut 2G altyapısının
4.5G’ye revize edilmesi işi 2017 yılı başında Turkcell’e verildi.
Şirket ile 16 Şubat 2017’de sözleşme imzalandı. 2G, Faz 1 olarak
anılıyordu, revize yatırım ise Faz 1.1 adıyla biliniyor. Bu
ihaleden sadece 4 ay sonra 1472 yerleşim yeri için sıfırdan 4.5G
altyapısı kurulması için açılan ihaleyi ise Türk Telekom-Vodafone
ortaklığı kazandı. İşin mahiyeti düşünüldüğünde ikinci ihalenin
bedeli doğal olarak ilkinden hayli yüksekti.
Ancak Faz 1.1 ve Faz 2 projelerini inceleyen Sayıştay ciddi
tuhaflıklar tespit etti. Sıfırdan kurulan ve değeri yüksek olan
ihalede maliyetler, kısmen yeni yatırım gerektiren ilk projedeki
maliyetin oldukça aşağısında görünüyor. Ama fark öyle böyle
değil…
Sayıştay, her iki proje için de aynı olan kalemleri
karşılaştırıyor. İlkinde 105 milyon 752 bin 128 dolar olan toplam
yatırım tutarı içerisinde maliyetin oranı yüzde 40. 877 milyon 127
bin 794 lira yatırım harcamasına sahip ikinci projede ise sadece
yüzde 16. Bu ilk şüphe. Sayıştay diyor ki, “hadi coğrafi farklılık
var, enerji maliyetleri aynı olmayabilir vs. Ama her iki projede de
birebir aynı olan, aynı teknolojiye sahip, hatta aynı yerden alınan
ekipmanlar nasıl farklı fiyatta olabilir?”
Sayıştay denetçileri oturup projelerde aynı olan 57 kalem
ekipmanın fiyatlarını tek tek karşılaştırıyor. Ve Turkcell’in
projesinde bunların maliyetinin 43.271.460 dolar, diğer projede ise
139 milyon 654 bin 445 lira olduğunu tespit ediyor. Para
birimlerinin farklı olduğunun altını çizelim. 57 kalem malzemenin
sadece ikisinde Turkcell’in verdiği fiyat, ikinci projedeki aynı
kalemlerin yüzde 25 ve yüzde 15 altında. 55 kalemin fiyatları ise
yüzde 80 ile yüzde 280 arasında daha pahalı.
Peki fark nereden geliyor? İki yatırımda da kule kurulumu büyük
ağırlığa sahip. Toplam maliyetlere bakıldığında her şey kağıt
üzerinde normal görünüyor. Oysa detaylarda durum çok başka.
Projeler kapsamında 9, 20, 30 ve 40 metrelik kuleler kuruluyor.
Mesela; Turkcell 4 adet 9 metrelik kule için 317.5 bin lira maliyet
çıkarmış. Ama Türk Telekom ve Vodafone’un 49 tanesi için çıkardığı
maliyet 175.8 bin lira. Diğerlerini de sırasıyla sayalım: 6 tane 20
metrelik kuleye Turkcell 398 bin, diğerleri 206 tanesine 279 bin; 5
adet 30 metrelik kuleye Turkcell 497 bin, diğerleri 124 tanesine
315 bin, Turkcell 1 tane 40 metreliğe 595 bin, öbürleri 92 tanesine
353 bin lira maliyet çıkarıyor. En çarpıcı rakamlardan birisi
Turkcell’in 30 metrelik bir başka kuleyi 420 bin liraya yaparken,
diğerlerinin aynısından 28 tanesini toplam 433 bin liraya mal
etmesi.
Nasıl oluyor bu? Aynı yıl, aynı malzemelerle, aynı şartlarda
başlanan iki projeden birinde 17, diğerinde 499 adet kule dikildiği
halde aradaki maliyet farkı, az olanın lehine yüzde 100’leri
aşıyor. Üstelik Sayıştay, raporuna önemli bir de not düşüyor: Biz
sadece birebir aynı malzemeleri, aynı markaları karşılaştırdık.
Yoksa kullanılan malzemelerin kalan kısmı ya muadil ya da yeni bir
sürümü.
İşte onlar da hesaba katılırsa kamunun uğradığı zararın boyutu
iyice büyüyor.
Her iki projenin altyapısı için teknolojiyi ve ekipmanları
sağlayan firmanın Çinli Huawei olduğunu hatırlatalım. Son bir
hatırlatma da Turkcell’in yönetim kurulunda yer alan bazı isimler
hakkında olsun: BİM’in yönetiminde yer alan Ahmet Akça, eski Enerji
Bakanı Hilmi Güler, eski Kültür Bakanı Atilla Koç, eski Halkbank
Genel Müdürü Hüseyin Aydın…
Bu manzara karşısında ne denir ki: Turkcell’le bağlan
hayata!
Not: Yazının ilk halinde rakamlar sehven milyon
olarak yazıldı. Doğrusu bin TL olarak değiştirildi.