Türker İnanoğlu son yolculuğuna uğurlandı: 'Bir devir kapandı'

Hayatını kaybeden yapımcı Türker İnanoğlu için Tim Show Center'da tören düzenlendi.

Abone ol

DUVAR - Yönetmen, senarist ve yapımcı Türker İnanoğlu 87 yaşında hayatını kaybetti. "Bay Sinema" lakaplı İnanoğlu için bugün Tim Show Center'da tören düzenlendi.

Törene aralarında Cem Yılmaz, Ali Sunal, Erol Evgin, Şevket Çoruh, Hülya Koçyiğit, Zafer Ergin, Özgür Ozan'ın da olduğu çok sayıda sanatçı, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İnanoğlu'nun ailesi ve sevenleri katıldı.

Tören, İnanoğlu'nun yazdığı, yönettiği ve oynadığı belgesel gösterimi ile başladı.

'HAYATIMIN EN ACI GÜNLERİNDEN BİRİ'

Cüneyt Özdemir'in sunduğu törende sahneye ilkokul arkadaşı Yılmaz Kavuşturucu çıktı. Kavuşturucu, "Sinema ve sanat dünyasının çok sevgili insanları, İstanbulun güzel insanları. Ben sevgili kardeşim İnanoğlu'nun Safranbolu'da 80 yıllık kardeşiydim. Bugün hayatımın en acı günlerinden birini yaşıyorum. Kendisi Safranbolu'ya o kadar düşkündü ki, anlatmam mümkün değil. Beni her ay mutlaka arardı. Safranbolu'yu hiçbir zaman aklından çıkarmadı. Adına yakışır bir İletişim Fakültesi kurdu. Kardeşimin önünde saygı ve hürmetle eğiliyorum. Kendisini Safranbolu'da ilelebet anmaya devam edeceğiz" dedi.

'ÖĞRENCİLERİN DİPLOMALARINDA TÜRKER İNANOĞLU YAZACAK'

Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi Dekanı Fatih Bayram şu ifadeleri kullandı:

"Kasım 2023'ün başında ofisinde bir ziyaret gerçekleştirmiştik. O kadar ayrıntılı bir plan hazırlamıştı ki fakültenin açılışı için. 18 Mayıs'ta, doğum gününde açılış yapmak istedik. Ama maalesef yetişmedi. Eğitime sağladığı katkılar çok fazla. Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde 350 öğrencimiz var. Bu öğrenciler önümüzdeki sene mezun olacaklar ve diplomalarında Türker İnanoğlu yazacak."

'SAFRANBOLU ONU UNUTMAYACAK'

Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse de, "Çok kıymetli bir insanı kaybetmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz Safranbolu halkı olarak. Sanata ve televizyon dünyasına sağladıkları kadar eğitime de katkı sağladı. Safranbolu onu unutmayacak, Türkiye unutmayacak. Ailesine, Safranbolu halkına baş sağlığı diliyorum" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN BAŞI SAĞ OLSUN'

İnanoğlu'nun son günlerine kadar Serpil Akıllıoğlu ile bir kitap yazdığı belirtildi. Sahneye çıkan Akıllıoğlu, "Yazdığı kitaplar onun özeliydi ve o özeli biz gece gündüz demeden, birlikte büyük bir keyifle çalıştık. Dün ve bugün birçok telefon aldım, hepsi bana başsağlığı diliyordu. Bu başsağlıklarının hepsine Türkiye'nin başı sağ olsun diye cevap veriyordum. Bunu bana kendisi bir sohbetinde söyledi: Ben tam 6 nesle hizmet götürmüş bir sinema sevdalısıyım. Türker bey halkıydı, 6 kuşak içinde onun filmleriyle büyüyen bir sürü insan vardı" dedi.

Akıllıoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Çok yoğun bir tempoda çalışıyordu. Dünyaca ünlü doktorlar ona bu yoğun tempoyu yasakladı ama o dinlemedi. 2015'te bir insan ömrüne sığmayacak çalışmaların karşılığı bir ödül aldı. Çalışma odasının duvarları sarı yıldızlarla dolu. Yıldızların tam ortasında da çalıştığı sanatçıların fotoğrafları yer alıyor. Burada geçmişin enerjisi yatıyor. İnanoğlu çalışmaları bu destekle yapıyor diye düşünmüştüm."

'OLAĞANÜSTÜ BİR VİZYONU VARDI'

Gazeteci Zafer Mutlu, "Bugünkü YouTube'un ilk mantığını çözen oydu. TV ekranından sadece film değil başka şeyler seyredilebileceğini söyleyen oydu. Olağanüstü bir vizyonu olan yaratıcı bir beyindi. Çok eğlendik. ATV'nin ayağa kalkmasında çok çabaladı. Buranın inşaatı sırasında ayağını kırdı. Her an işinin başında olan biriydi. Büyük Fenerbahçeli'ydi. Aynı locayı yıllarca kullandık" ifadelerini kullandı.

'BENİM İLK DOSTLARIMDAN BİRİYDİ'

Ali Sunal ise, "Türker Abi'yi şöyle anlatabilirim. Benim ilk dostlarımdan biriydi. Babamla çok şeker bir arkadaşlıkları vardı. Müthiş anlaşıyorlar, sohbetleri şahane, sonra iş konuşuyorlar. O iş olmuyor, yine sohbet ediyorlar. Arkadaşlıkları hiç bozulmazdı. Daha sonra benimle arkadaşlık etmeye başladı, aramızdaki o yaş farkına rağmen beni o kadar dikkatli dinleyen tek insandı. Geldi bir gün, beni evden aldı. Enerjisi çok güzel olan o evlerine. Yatılı misafir ettiler beni, Zeynep'le akranız, güzel vakit geçirdik. Tatlış, hoş, akranım gibi benimle sohbet eden, beni seven, ben uykuya dalana kadar sabırla başımda bekleyen bir Türker Abi bekliyorum. Kendi seçtiğim ve seçildiğim ilk arkadaşım olabilir Türker Abi" diye konuştu.

'SİNEMA İÇİN YAPMADIĞI YOK'

Hülya Koçyiğit ise şöyle konuştu:

"Hepimiz onu tanıyoruz. Hepimizin hayatında onun etkisi var, onun dokunuşu var. Her şeyden önce sinemamıza çok ama çok değerli katkıları var. Çalışma hayatımız düzensiz, dengesiz, bir raya oturması lazım. Bunun için ne yapmalıyız diye çalıştaylar yapılıyor. Bunun için elbette Türker İnanoğlu herkesi toparlayan bir kimlik. Bizi alıyor, Demirel'i ziyaret ediyoruz. O da bize 'tek tek gelmeyin, örgütlenin, toparlanın öyle gelin' diyor. Arkasından bir siyasal kargaşa yaşıyoruz. Hiç ummadığımız darbeler oluyor ülkemizde. Turgut Özal döneminde tekrar toparlanıyoruz, Türker önderliğinde. Hepimiz onu çok iyi tanıyoruz ama o bir sinema aşığı. Sinema için yapmadığı yok. Hepimizin hamisi. İyi ki vardın Türker. Bugün galiba onunla beraber bir devir kapandı. Öyle güzel eserler bıraktı ki ardında."

''EN ÇOK SENİ SEVİYORUM' DERDİ'

Cem Yılmaz da, "Meltem Cumbul, 90'lı yılların ortasında Ulusal'ın yaptığı talk show'a başlamıştı. Beni de konuk aldı. Daha sonra Türker Abi Meltem'e, 'Mahalleden arkadaşlarını neden bu talk show'a çağırıyorsun?' demiş. İlk öyle tanışmıştık. 2003'ten itibaren bin küsur kere sahneye çıktım, çoğunda kulise gelir ve 'En çok seni seviyorum' derdi. Buna inandırırdı insanı. Sonra diğer meslektaşlarımdan duydum. Birçok kişiyi seviyormuş. Kuliste kendisinin pozisyonunda olan kimsenin yapmayacağı gibi 'Bir ihtiyacın var mı?' diye sorardı. Keşke tekrar sorsaydı ve 'Evet, bir Türker İnanoğlu olsa' diyebilseydim" dedi.

'İÇİMDEN BİR PARÇA KOPMUŞ GİBİ HİSSEDİYORUM'

Oğlu İlker İnanoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Beklediğimiz halde böyle bir konuşma yapacağımı tahmin etmiyordum. Çok mükemmelci bir adamdı. 18 yaşımdan beri onu Amerika'ya doktorlara götürürdüm. Çok sert bir babaydı, hala çocuk gibiydim karşısında. Vefat edince üstümden baskı kalkar sanıyordum ama çok zor. İçimden bir parça kopmuş gibi hissediyorum. Baba seni çok seviyorum, mekanın cennet olsun."

'BUGÜNÜ ÇOK BÜYÜK BİR TİTİZLİKLE PLANLADI'

Kızı Zeynep İnanoğlu da, "Babam önemsediği konuları kimseye emanet etmezdi. Bugünü de çok büyük bir titizlikle planladı. Benim yurt dışında olacağımı tahmin ediyordu. O yüzden her şeyin üstünden birkaç kere geçmiştik. Bütün bu hazırlıklar yaşanan acıyı bir nebze bile azaltmıyormuş. Çalışkandı, çok gururluydu. İşine, mesleğine, çalışma arkadaşlarına inanılmaz bağlıydı. Ona bir iki şey söylemek istiyorum. Hiç durmadan üretti, bugün burada sizleri görseydi çok mutlu olurdu. Sevgili baba, beni duyuyorsan seni çok sevdiğimi bilmeni istiyorum, isminin ve anılarının bizlerle yaşaması için elimden gelen her şeyi yapacağımı bilmeni istiyorum" dedi.

'TAM BİR BEYAZ PERDE SEVDALISIYDI'

Son olarak Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy konuştu. Ersoy, şu ifadeleri kullandı:

"Türker abiyi Atlas Sineması ve Müzesi restorasyon sürecinde tanıma fırsatı buldum. O sıralarda Atlas Sineması'nda Bakanlığımızın kiracısıydı. Kendisini ziyaret edip, önerilerini rica ettim. Hiç tereddüt etmeden bir an önce başlayın, her türlü desteği vereceğim dedi. Söz konusu beyaz perde olduğunda Türker Abi'de 'hayır' yoktu. Yine yaklaşık 3 ay önce AKM'de kendisiyle bir araya gelme fırsatı bulmuştum. Çok faydalı, çok değerli bir insandı. Yeşilçam yapıtları, sinema salonları, meslek birlikleri, video, televizyon ve daha birçok şeyi hayatına sığdırmayı başardı. Tam bir beyaz perde sevdalısıydı. Sinema emekçisi olarak çıktığı nu yolda çok sıkıntılar çekti, bu sıkıntıları unutmayıp her fırsatta taşın altına elini koymayı unutmadı, ihmal etmedi. Gençlere burslar verirdi, hayallere ulaşmaları için çabalardı. Birçok yeniliğe ön ayak olmuştu. Haziran ayı itibarıyla Atlas Sineması Müzesi'nde Türker İnanoğlu Müzesi açmak istiyoruz. Mekanın cennet olsun usta."

Törenin ardından öğle ezanına müteakip Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camisi'nde cenaze namazı kılındı. İnanoğlu, cenaze namazından sonra Kanlıca'da aile mezarlığına defnedildi.