Türkiye İçin Kazanç Vakti'nde kim kazanacak?

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından açıklanan ve inşaat sektörünü canlandırmayı hedefleyen kampanyaya göre konut satış fiyatı üzerinden yüzde 10 indirim yapılacak. Kredi alarak konut edinmek isteyenler içinse uygulanacak faiz oranı yüzde 0.98 olacak. Ancak krediyle konut alacaklar 12. ve 24. ayda toplam bedelin yüzde 15’ini ödemek durumda. 

Abone ol

ANKARA - AK Parti iktidarının ekonomide ortaya koyduğu vizyon, alternatif sektörler yerine inşaat sektörünün öncelenmesiydi. En ufak boşluğa binaların dikildiği, konut ihtiyacına kulak tıkayarak görkemli reklamlarla tanıtılan projeler, Türkiye ekonomisinin girdiği krizden etkileniyor. Alternatif sektörler yerine inşaatı kolay bir kazanç kapısı haline getiren politika, hükümetin de teşvikiyle büyük bir rant ekonomisine kapı araladı. Kriz koşullarında inşaat sektörünün devasa projelerinin anlamı ve gerekliliğini sorgulamak yerine, hükümet inşaat sektörünü kurmak için yeni bir hamle yapıyor. Bunlardan birisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın himayesinde dün tanıtımı yapılan 'Türkiye İçin Kazanç Vakti' kampanyası.

KAMPANYA NE VAAT EDİYOR?

“Türkiye için Kazanç Vakti” sloganıyla kampanya, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından duyuruldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın öncülüğünde Emlak Konut GYO ile Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER), İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) ile Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği’nin (GYODER) üyesi firmalar kampanyanın paydaşları.

Kampanyaya göre konut satış fiyatı üzerinden yüzde 10 indirim yapılacak. Kredi alarak konut edinmek isteyenler içinse uygulanacak faiz oranı yüzde 0.98 olarak belirlendi. Ancak krediyle konut alacaklar 12’inci ve 24’üncü aylarda konut bedelinin yüzde 15’ini ödemek durumda. Ayrıca alıcıların konut alımı sırasında yüzde 10’luk peşinat ödemesi gerekiyor. Kampanya 29 Ağustos-31 Ekim arasında geçerli olacak. Konut bedelinin yüzde 60'lık kısmı için banka ve kefil olmadan kredi verilecek.

KİM FEDAKARLIK YAPACAK?

Bakan Kurum, kampanyayı tanıtımı sırasında, “ülkemizin geçtiği bu zor süreçte herkesten fedakarlık bekliyoruz” dedi. Bu noktada inşaat firmalarının maliyetinin neredeyse iki katına satışa sunduğu konutlar ve ihtiyacın ötesinde oluşan konut stoku dikkate alındığında, inşaat firmalarının fedakarlıkta bulunduğunu söylemek zor. Asıl fedakarlık istenen, yine vatandaş. Örneğin kampanyada sunulan yüzde 10’luk indirim ilk başta kulağa cazip görünse de bazı firmaların kampanyayı daha önceden haber aldıkları ve buna göre konut fiyatlarını yükselttiklerini tahmin etmek zor değil. Örneğin bugün 500 bin TL olarak fiyatı duyurulan bir konutun 10 gün önce 450 bin TL fiyatla satışa sunulmuş olabileceği ihtimalini belli ki bakanlık araştırmamış. Sorunlar sadece bununla sınırlı değil. Üretim yerine yeniden tüketimi artırmaya dönük bu kampanyanın alıcısı kim olabilir sorusu da yine yanıtlanması gereken bir soru.

BU EVLERİ KİMLER ALABİLECEK?

Bakan Kurum, kampanyadan faydalanacaklar için bir gelir sınırından bahsetmedi. Ancak, tanıtımda kullanılan görsele bakacak olursak şöyle bir durum ortaya çıkıyor: 300 bin TL’lik bir konutta ilkin yüzde 10 indirim uygulanarak bedel 270 bine düşecek. Ardından konut alımında yüzde on peşin ödeme ile ilk olarak 27 bin TL ödenecek. Kalan yüzde 60’lık bedel 120 ay vadeye yayılacak ve aylık ödemesi 2 bin 300 TL olacak. İşte bu noktada da 'kimler bu konutu alabilir' sorusu gündeme geliyor. Bu vade sırasında 12. ve 24. aylarda konut bedelinin yüzde 15’i olan 40 bin 500 TL'lik ara ödeme yapılmak zorunda. Böylesi ödeme planı olan bir konutu kimler satın alabilir?

Türkiye İçin Kazanç Vakti kampanyasını Twitter hesabından değerlendiren ekonomist Dr. Ali Rıza Güngen, kampanyanın inşaat sektöründeki çakılmayı önlemek için hazırlandığını belirtti. Güngen, Türkiye’deki her 10 çalışandan 8’inin 3 bin liranın altında, her 10 çalışandan 4’ünün ise asgari ücret kazandığının altını çizdi. Yani Türkiye’deki her 10 kişiden ikisi konut kampanyasının kapsamına girebilir. Burada aylık gelirin 3 bin liranın altında olduğu dikkate alınmalı. Örneğin 3 bin 500 lira geliri olanlar dikkate alındığında kampanyadan sadece Türkiye’nin yüzde 10’u faydalanabilir.

Kampanyanın tanıtımındaki görseli kullanan Güngen, 300 bin liralık bir konutun indirimle 270 bine düştüğünü, beş yıllık vade ile konut alınması durumunda aylık ödemesinin 2 bin 300 lira, 12’inci ve 24’üncü aylardaki ara ödemelerin ise 40 bin 500 lira olduğunu söyleyerek kampanyanın sorunlu dinamiğine dikkat çekti.

KURUN KAMPANYAYA ETKİSİ VE SORUNLAR

Kampanyada vurgulanan bir diğer özellik ise altın ve döviz bozdurarak peşinat ödeyenlerin kur artışı karşısında korumaya alınacağının açıklanması. Bakanlığın bu adımında elindeki dövizi kazanç kapısı olmaktan ziyade parasının değerini korumak için tutanların hedeflendiği görülüyor. Hükümetin tüm çağrılarına rağmen dövizini bozdurmaya ikna edilemeyen vatandaş bu yolla ikna edilmeye çalışılıyor.

Bakan Murat Kurum’un açıklamasına göre, konut için peşinatı döviz veya altın bozdurarak ödeyenler mağdur edilmeyecek. Örneğin 29 Ağustos’ta 10 bin dolarını 6.20’den bozduran bir tüketici, peşinat ödemesi sonrasında kurun örneğin 6.50’ye çıkması durumunda aradaki farkı konutun fiyatından düşecek.

Burada dikkat çeken bazı noktalar var. Birincisi haftalık olarak değişiklik gösteren kur oynaklığı fiyatlara günlük mü, haftalık mı, aylık mı yansıtılacak, belli değil. İkincisi, kurdaki oynaklığa hem vatandaş hem de konut sektörü yeni bir düzeyde muhatap olacak. Örneğin kurdaki aşırı bir fırlama durumunda kredi veren kurumlar her seferinde yeniden mi düzenleme yapacak? Son olarak Kurum’un kurdaki bir artışa karşı aldıklarını iddia ettiği önlem, yakın dönemde TL’nin değer kaybının devam edeceğini ima ediyor. Bu ima hem dolara yatırımı perçinliyor hem de tüketiciyi elindekini korumaya itiyor. Buysa daha başında kampanyanın ciddi sorunlar barındırdığını gösteriyor. Doların artacağını düşünen bir vatandaş, konut almak yerine bildiği yöntemi, yani elindeki dövizi korumaya çalışacaktır. Bunun da kâr elde etmekten çok lirasını koruma çabası olduğunu söylemek lazım.