Yaşlıca bir adamın bankamatik önünde çekilmiş fotoğrafı ekonomi
haberlerindeki para sayma görüntüsü gibi nerede bir emekli haberi
varsa hemen o kullanılıyor. Gazetelerde, haber sitelerinde ve hatta
televizyonlarda hep aynı fotoğrafa rastlıyorum.
Merak edip inceledim, ilk kez 2017 yılında Milliyet’te
yayımlandığını buldum bu fotoğrafın. O tarihten itibaren de
Akşam, Hürriyet ve Sabah gazetelerinden
Haber7, Halk TV ve Gerçek Gündem sitelerine kadar
onlarca, yüzlerce kez yayımlanmış, yayımlanıyor. Hatta Aile ve
Sosyal Hizmetler Bakanlığı sayfasında da bu fotoğrafa yer verilmiş. Ziraat
Bankası da ATM’nin üzerine ve ekranına bankanın logosunu koyup
montajlayarak koymuş bu fotoğrafı web sayfasına.
Son olarak memurlar.net sitesinde 30 Aralık’taki “Daha
yüksek emekli maaşı için son iki gün”, Sabah’ın da 2
Ocak’taki “Milyonlara yeni maaş” ve 4 Ocak’taki “Milyonların maaşı
belli oldu” haberlerinde de bu fotoğraf yer alıyordu.
Enteresan tarafı, bu kişinin Türkiye’den bir emekli olmaması.
Zira Portekiz, Ukrayna, İspanya gibi birçok ülkede haber
siteleri bu fotoğrafı, yıllardır kullanmış. 2019’dan itibaren
dünyanın birçok ülkesinde çoğu kez de emeklilerle ilgili haberlerde
yayımlanmış bir fotoğraf.
Sırp fotoğrafçı Dobo Kristian’ın çektiği fotoğraf, “ATM'ye kredi
kartı takan yaşlı adam” notuyla 26 Eylül 2016’da Shutterstock’a sonra da Istock’a
yüklenmiş. O tarihten beri de dünyada dolaşımda… Stok sitesinde bu
kişinin dondurma yerken gibi farklı fotoğrafları da var; muhtemelen
bankamatikten sonra dondurma yemiş!
İsmini bulamadım ama anlaşılan bu
kişi, sadece Türkiye’nin değil belki dünyanın en ünlü emeklisi.
Türkiye’de medyanın öyle bir alışkanlığı kalmadı ama doğrusu bir
fotoğrafı kullanırken o fotoğrafın nerede çekildiği, yılı ve en
önemlisi fotoğraftaki kişinin kim olduğu yazılır. Bu bilgileri
vermeden olur olmaz her habere aynı “emekli” fotoğrafı kullanmak en
hafifinden özensizlik.
Medyamız muhtemelen telif ücreti istenmeyen bir fotoğraf olduğu
için bu kadar harcıalem biçimde kullanıyor ama haberlerde görsellik
bu kadar hafife alınmamalı. Güncel, haberin içeriğini yansıtan,
haberi bütünleyen ve dikkat çeken görseller seçilmeli.
Zaten görsel kullanımında özensizlik o kadar yaygın ki,
geçenlerde Cumhuriyet’in sitesinde “Halkı yanıltıcı
bilgiyi alenen yayma suçundan soruşturmalar açılıyor” başlıklı
haberde fonda cami, bayrak,
askerler ve zincirler olan, muhtemelen 15 Temmuz darbe girişimine
karşı koyuşu anlatan bir illüstrasyon kullanıldı. Haberle ilgisini
anlamak hayli zor…
MUHALİF MEDYANIN CHP REFLEKSİ
CHP Parti Meclisi, Kars Milletvekili İnan Akgün Alp’i kesin
ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edene değin CHP Sarıkamış
İlçe Kongresi’nde bir olay yaşandığı bilgisine sahip değildik.
Halbuki Sarıkamış İlçe Kongresi, 22 Aralık’ta yapılmış, PM
kararı açıklandığında kongrenin üzerinden beş gün geçmişti. Geçmişe
dönük haberleri taradım, kongrenin yapıldığı gün kongrede
yaşananlarla ilgili haber çıkmamış hiçbir yerde. Sadece yerel haber
sitelerinde “CHP Sarıkamış’ta Turgut Yurdakul dedi” haberi yayımlanmış kongre
sonrasında.
Milletvekili İnan Akgün Alp ile Kars İl Başkanı Onur
Uludaşdemir’in kongrede divan başkanlığı seçimi nedeniyle
tartıştığı, Alp’in kendisine küfür ettiğini savunan Uludaşdemir’in
kongreye katılan iki PM üyesiyle birlikte tutanak tuttuğu da ancak
PM kararından sonra öğrenildi. Bu ayrıntılar da gördüğüm kadarıyla
sadece İlke TV sitesinde yayımlandı.
Gazetecilik reflekslerini yansıtması açısından değerli bir örnek
bu. Ana muhalefet partisi konumundaki CHP’yi izleyen onca gazeteci
varken İlçe Kongresinde böyle bir olay yaşandığının kongre günü
haber olmasını beklerdim. Hadi ilçe kongresi günü gününe izlenmedi
diyelim, CHP’yi izleyen muhabirler ve yazarlar bu tartışmayı bir
iki gün içinde öğrenip yazabilmeliydi. Gerçi ikisi de sorunlu ama
öğrenemediler mi, öğrendiler de yazmadılar mı onu bilemiyorum.
Sadece Sarıkamış İlçe Kongresi de değil, CHP’de perde arkasında
yaşananlarla ilgili haber akışındaki problem süreklilik arz ediyor.
Örneğin CHP’nin kapalı Grup Toplantısı’nda CHP Elazığ milletvekili
Gürsel Erol ile Genel Başkan Özgür Özel’in tartıştıkları bilgisi de
toplantıdan bir gün sonra sadece birkaç gün öncesine kadar
Sözcü muhabiri olan Altan Sancar tarafından
haberleştirildi. Gerçi CHP Genel Merkezi haberdeki ifadeleri
yalanladı ama bir “diyalog” yaşandığını dolaylı olarak
doğruladılar.
Aslına bakarsanız, CHP’de perde arkasındaki olaylar,
tartışmalar, muhalif medyadan çok iktidar yanlısı medyada
yayımlanıyor. Evet, oradaki haberlerin çoğunda doğru ile yanlış
birbirine karıştırılıyor ama o haberlerin doğrusunu muhalif medyada
okumak mümkün olamıyor ki…
Anımsarsınız, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde arka planda
yaşanan adaylık tartışmalarına ilişkin haberler de önce oralarda
yayımlanmıştı. Muhalif medya, CHP’ye karşı da yansız ve eleştirel
olabilmeli. Gazeteciliğin ve toplumun sağlıklı bilgilendirilmesinin
gereği bu.
DİZİLERDE ADAMLARA KAFA ATAN KADINLAR
Hemen her gün kadın cinayetleri ve kadınlara yönelik şiddet
vakalarına ilişkin haberler yayımlanıyor; erkek şiddeti
konuşuluyor, tartışılıyor.
Son zamanlarda bazı dizilerde ise tam tersi bir tablo sunuluyor.
Kanal D’de yayımlanan “Annem Ankara” dizisinin 11
Aralık’ta yayımlanan dördüncü bölümünde bir kadın taş atarak ekmek
satış büfesinin camını kırıyor, oradaki bir kadının da başı
yaralanıyor. Bunun üzerine Bergüzar Korel’in oynadığı “Zuhal”
karakteri de dışarı çıkarak Fatma Toptaş’ın canlandırdığı Seçil’e
şiddetle kafa atıyor. Yere devrilen kadının saçını ellerine sarıp
tehdit ediyor.
Now TV’de yayımlanan Yabani
dizisinin 11 Mayıs’ta gösterilen 33. bölümünde de bir kadının kafa
attığı sahne var. Rojbin Erden’in oynadığı Asi, Bertan Asllani’nin
canlandırdığı Alaz karakterine çok şiddetle kafa atıyor; adam yere
seriliyor.
Gerçek yaşamda böyle habire kafa atan kadınlar mı var, bu da
nereden çıktı? Sırf dikkat çekmek için her yıl yüzlerce kadının
öldürüldüğü ve şiddete maruz kaldığı bir ülkede ne yanlış bir
mesaj…
DHA, AYDINLIK VE OKSİJEN’İN ÖZRÜ NEREDE?
“Medya da suç ortağı” başlıklı yazımda DHA’nın “Türk
akademisyen uçaklarda türbülansı önleyen yazılım geliştirdi”
haberini eleştirmiştim.
“Gazeteci kandırmak kolay bu ülkede” diye yazmıştım geçen yılki o
yazımda.
Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olduğunu,
uçaklarda türbülansı önleyen buluşuna patent aldığını ve hatta
Kanada’daki Waterloo Üniversitesi’nden 27 milyon dolar finansal
destek de bulduğunu söyleyen Çiğdem İlgün adlı kadın, DHA
muhabirlerini inandırmış, onlar da ballandıra ballandıra haber
yapmışlardı. İlgün de bu ve ardından çeşitli haber sitelerinde
yayımlanan haberleri kullanarak insanları kandırmıştı.
Çiğdem İlgün’e açılan dolandırıcılık davası geçen hafta
sonuçlandı. Sabah’ta Arzu Kaya imzasıyla yayımlanan
“Türbülans Çiğdem’e hapis cezası” başlıklı haber, Sözcü, Halk TV,
Patronlar Dünyası sitelerinde yayımlandı. Sözcü
kaynak göstermemişti ve hangi mahkemenin karar verdiği de
belirtilmiyordu. Türkiye de haber yaptı bu gelişmeyi.
En önemlisi de, haberciliğin dolandırıcılığa araç olarak
kullanılmasına yol açan ilk haberi yayımlayan DHA’nın bu
mahkûmiyet kararını görmezden gelmesiydi. DHA’dan 10 gün
sonra “Uçakta türbülans korkusunu önlemek için çip tasarladı”
haberi yayımlayan Oksijen’de de Çiğdem İlgün’ün mahkûm
olduğu haberi çıkmadı. Üstelik DHA’nın haberi galiba
yayından kaldırılmış, bulamadım ama Aydınlık ve Oksijen’in haberleri
hâlâ yayında.
Oysa bu davayı izleyip, sonucunu yayımlamak ve yanlış haberi
düzeltmek öncelikle onların görevi. Umarım DHA, Aydınlık
ve Oksijen, -istemeden de olsa- dolandırıcılığa katkıda
bulunan bu haberleri düzeltir, mahkûmiyet kararını haber yapar ve
okurlarından da özür diler…
TEK CÜMLEYLE:
- Gazeteciler cemiyetlerini karıştıran Yeni Akit,
ayrımcılık ve nefret söylemi içeren haberinde AB destekli
“Demokrasi için medya/ Medya için demokrasi” projesini
“Başkanlığını Vahap Munyar’ın yaptığı Gazeteciler Cemiyeti’nin
yürüttüğünü” yazdı ama Munyar, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
başkanı; projeyi de Ankara’daki Gazeteciler Cemiyeti
yürütüyor.
- Hürriyet’in, “Yılın son ayında prime time birincisi
olan Kanal D, 2024’ü zirvede kapattı” haberine
Sabah, ertesi gün “Ayların değil yılların birincisi
unvanını elden bırakmayan ATV” haberi yayımlayarak yanıt
verdi.
- Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, Akşam, Hürriyet.
Milliyet, Yeni Akit, Yeni Şafak gibi iktidar yanlısı medyanın
eğitim editörlerinin katıldığı basın toplantısındaki sözlerini
Türkiye gazetesi, “Bakan Tekin gazetemize açıkladı”
başlığıyla özel söyleşi gibi yayımladı.
- Gümrük ekiplerinin İstanbul Havalimanında bir kargo kutusu
içinde bulduğu goril yavrusu için Cumhuriyet gazetesi
“yakalandı”, Akşam gazetesi de “ele geçirildi” ifadesi
kullanarak doğal yaşam alanından kaçırılan hayvanı bir suçlu, bir
kaçak gibi sundular.
- Nefes’in, “Sabancı yalıyı satıyor Getir kurucusu
alıyor” başlıklı haberindeki “Getir.com’un kurucusu Nazım Salur ise
satışın gerçekleşmediğini duyurdu” cümlesi başlığı
yalanlıyordu.
- Gazze yürüyüşünü ve Cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan’ın
konuşmasını, A Haber, Akit TV, NTV, CNN Türk, Habertürk, TGRT,
Haber Global, TV100, KRT TV, TRT Haber, TRT World, TRT Türk, TV
NET, Ülke TV, Ekol TV ve 24 TV kanalları canlı
yayımladı.
- İktidarın imtiyazlı bürokratlarına birden fazla kuruluştan
gelir elde etme olanağı tanımasına itiraz etmeyen, bu konudaki
gelişmeleri hiç haber yapmayan Sabah, CHP’li Ankara
Büyükşehir Belediyesi’nde “34 bürokratın iki maaş aldığı” haberi
yayımladı.
- İktidar medyası, Yunus Emre Enstitüsü’ndeki yolsuzluk
haberlerinde istifa eden genel başkan yardımcılarından birinin Aile
ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi, öbürünün de MHP
Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın oğlu olduğu bilgisini
vermedi.
- Emekli aylıklarındaki artışı müjde gibi sunan iktidar medyası,
emeklilerin eylemlerini haber yapmadı.
- Sabah’ın spor sayfasındaki “Değişim yapamayan gidişatı
değiştiremez” manşeti, “yapmak” fiilinin gereksiz kullanımının
çarpıcı bir örneğiydi.
- Araç muayene ücretlerindeki zamma yönelik eleştiri haberlerinin
artmasının ardından TüvTürk, yılın ilk gününde Akşam, Hürriyet,
Milliyet, Posta, Sabah, Sözcü, Takvim, Türkiye, Yeni Akit ve
Yeni Şafak’a tam sayfa reklam vererek faaliyetlerini
övdü.
ELEŞTİRİ, ŞİKÂYET
VE ÖNERİLERİNİZ
İÇİN: