Türkiye'de 2022-23 yıllarında büyükşehirlerde nüfus miktarı değişimi

Ülke genelinde olduğu gibi birçok ilde nüfus artış hızı, çok düşük değerlere inmiştir. Bu durumda göç veren illerin nüfusları, son bir yılda olduğu gibi zaman içinde azalacaktır.

Abone ol

2022 yılında Türkiye’deki 30 büyükşehir statüsündeki ilde toplam 66.801.424 kişilik bir nüfus bulunmakta ve bu nüfus aynı yıl 85.279.553 olan ülke nüfusunun yüzde 78,3’üne denk gelmekteydi. 2022-2023 yılları arasında Türkiye nüfusu yaklaşık 90 bin arttığı halde büyükşehir statüsündeki 30 ilin nüfusu yaklaşık 312 bin azalmış ve 66.489.007’e gerilemişti. Yani bir yılda büyükşehirlerin nüfusu yüzde 0,5 oranında azalmıştı (ya da yıllık nüfus artış hızı yüzde -0,5 olmuştu). 2023’te büyükşehirlerdeki 66.489.007 kişilik nüfus, Türkiye’nin 85.372.377 olan nüfusunun yüzde 77,9’una denk gelmekteydi. Yani bir yılda büyükşehirlerin ülke toplam nüfusundaki payı yüzde 0,4 oranında azalmıştı. 2013’te yürürlüğe giren 6360 sayılı büyükşehir yasasından dolayı büyükşehir statüsündeki 30 ilde nüfusun tamamı kentsel kabul edildiği için maalesef kırsal ve kentsel nüfusun gelişimini ayrı ayrı hesaplayıp değerlendirme olanağı yoktur.

2022-2023 yılları arasında 30 büyükşehirde doğumlar, ölümler, deprem gibi kitlesel ölüm ve göçlere neden olan doğal afetler, deprem dışında farklı nedenlerden kaynaklanan göçler gibi çok sayıda faktör nüfus gelişimini etkilemiştir. Nitekim bir yıllık süreçte 24 büyükşehirin nüfusu artarken 6’sının nüfusu azalmıştır. Nüfusu en fazla azalan büyükşehir  252.027’yle İstanbul olurken onu 141.403’le Hatay, 69.855’le Malatya ve 60.818’le Kahramanmaraş izlemişti. Adana ve Van’da azalış miktarı diğer 4 ile göre düşük olup sırasıyla 3.808 ve 1.137 olmuştu. Oran olarak ise Malatya yüzde -8,6 ile en düşük yıllık artışın gerçekleştiği büyükşehir olurken onu yüzde -8,4’le Hatay, yüzde -5,2’yle Kahramanmaraş, yüzde -1,6’yla İstanbul, yüzde -0,2’yle Adana ve yüzde -0,1’le Van izlemişti. Bu büyükşehirlerden İstanbul ve Van dışındaki dördünün 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden çok fazla etkilenen büyükşehir statüsündeki iller arasında olduğu dikkat çekmektedir. Depremden etkilenen Gaziantep, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da ise 2022-2023 döneminde nüfus artmıştı. Son deprem Adana, Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Elazığ, Adıyaman, Osmaniye ve Kilis’ten oluşan 11 ili, hatta Kayseri, Sivas ve Bingöl’deki bazı kentsel ve kırsal yerleşmeler de dahil edilse 14 ili etkiledi. Ancak bu depremde en büyük yıkım Kahramanmaraş, Hatay, Malatya ve Adıyaman’da yaşandı. Bu illerden büyükşehir olan 3’ünden Hatay’da nüfus yaklaşık 141 bin azaldı. Diğer bir ifade ile son depremde Hatay’ın nüfusu yüzde 8,4 oranında azaldı. Bu azalmanın en önemli nedeni Hatay ilinde kentsel ve kırsal yerleşmelerde konut, hizmet (eğitim, sağlık, yerel yönetim vs.), iş, ticaret ve imalat yeri olarak kullanılan binaların çok büyük bir kısmının yıkılması ya da kullanılamaz hale gelmesidir. Deprem sonrasında yıkım (hasarlı yapıların) ve yapım çalışmalarına ivedilikle başlandı. Ancak sadece Hatay ilinde 1 milyon 700 bine yakın bir nüfusun yaşadığı düşünülürse, 11 ilde toplam 14 milyon civarında olan nüfusun tamamı için gerekli konut ve diğer amaçlar için kullanılacak binaların en erken 4-5 yılda bitirilebileceği açıktır.  

Malatya’da son bir yılda nüfus yaklaşık 70 bin azalırken, Kahramanmaraş’ta bu azalma yaklaşık 61 bin oldu. Diğer bir ifade ile Malatya yüzde 8,6’yla depremin çokça etkilediği 11 ilden oransal nüfus azalmasının en fazla olduğu il olurken Kahramanmaraşta bu azalma yüzde 5’ten fazla oldu. Yaklaşık 4 binle Adana’da nüfusun azalması nispeten az miktarda kalırken 11 ilden bu çalışmaya konu olmayan Adıyaman’da nüfus yaklaşık 30 bin, Osmaniye’de ise 2 bin azalmıştır. Şu anda depremden etkilenen diğer illerde de Hatay’daki durumun aynısı olan bir süreç yaşanmaktadır. Bu çalışmada ele alınan Diyarbakır, Şanlıurfa ve Gaziantep’in yanı sıra büyükşehir statüsünde olmayan ve bu nedenle bu çalışmada ele alınmayan Elazığ ve Kilis’te son bir yılda nüfus artmıştır.

İstanbul’un nüfusunun son bir yılda yaklaşık 252 bin azaldığı dikkat çekmektedir. Bu ilde özellikle son 4-5 yıldır yaşanan ekonomik sıkıntılar ve hayat pahalılığının il dışına göçlerin en önemli nedeni olduğu düşünülmektedir. İşsizlik, kira fiyatlarının artması, gıda ve giyim başta olmak üzere hemen hemen tüm tüketim ürünlerinde fiyatların sürekli yükselmesi, bu metropolde yaşayan düşük gelirlilerin hayatını her geçen gün daha da zorlaştırmaktadır. Bunların dışında 2024 yapılan yerel seçimlerin de son bir yılda İstanbul nüfusunda bell bir azalmaya neden olduğu düşünülmektedir. Çünkü Anadolu’da bir çok belde ve köyden İstanbul’a göç etmiş olanların yıllardır seçimlerde oy kullanmak için ikamet adreslerini seçimden en az 5-6 ay önce kalıcı olarak yaşadıkları İstanbul’dan belirtilen belde ve köylere taşıdıkları ve bu suretle akrabaları olan adaylar lehine oy kullandıkları bilinen bir gerçektir. Ancak bu konuda maalesef veri bulmak imkansızdır. Dolayısıyla elimizde veri olmamasına rağmen 252 bin kişini en az 25-30 bininin (yaklaşık yüzde 10-12’sinin) yukarıda belirtilen nedenden azaldığını tahmin etmekteyiz.

Deprem bölgesindeki iller ve İstanbul dışında son bir yılda nüfusu azalan bir diğer il ise Van’dır. Öteden beri Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Karadeniz ve Orta Anadolu’nun doğu kesimleri Türkiye’nin batı bölgelerine göç vermektedir. Doğu Anadolu’nun en büyük kenti olan yaklaşık 550 bin kişinin yaşadığı Van’ın yanı sıra Erciş kenti, Gevaş, Muradiye, Özalp, Başkale, ve Çaldıran gibi büyüyen kasabaları, Saray ve Bahçesaray gibi köyleşmekte olan kasabalarının yanı sıra yaklaşık 570 civarında köy ve bunların idari alanında yer alan çok sayıda mezra, kom ve kırsal mahallenin yer aldığı Van ilinin nüfusu, son yıllarda azalmaktadır. Şüphesiz bu durumun temel nedeni ilin verdiği göçün aldığı göçten fazla olmasıdır. Sosyal çatışmalar, işsizlik, eğitim, ulaşım ve sağlık hizmetlerinde yaşanan problemler (özellikle kırsal yerleşmelerde), yerel yönetimlerin hizmet üretemeyip kentleri yaşanabilir alanlar haline getirememesi ve sorunları çözememesi (özellikle kentsel alanlarda)  bu ildeki başlıca göç nedenleridir. Diğer bir ifade ile sayılan etkenler Van ilinde göçe neden olan itici faktörlerdir.  

2022-2023 arasında 24 büyükşehirde nüfus artarken 43.854’le Şanlıurfa, 24.608’le Tekirdağ, 23.894’le Konya, 23.835’le Kocaeli, 21.957’le Mersin ve 21.197’le Ankara nüfus artış miktarının en fazla olduğu iller olmuştu. Yıllık artış oranı açısından ise yüzde 2,2’yle Tekirdağ, yüzde 2,1’le Mardin, yüzde 2’yle Şanlıurfa ve yüzde 1,8’le Muğla başta gelmekteydi. Mardin ve Şanlıurfa’da toplam doğurganlık hızının yüksek olması, diğer illerde ise doğumların yanı sıra alınan göçün nüfus artışının başlıca nedenleri olduğu söylenebilir. Nitekim günümüzde Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Siirt, Van, Ağrı, Batman ve Hakkari gibi iller Türkiye’de toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu illerdir. Ancak bu illerin birçoğunda verilen göçün fazla olmasından dolayı nüfus yıldan yıla azalmaktadır. Öte yandan Kocaeli, Tekirdağ gibi sanayi bölgeleri ve Antayla, Muğla gibi turizm bölgeleri son yıllarda net göç hızı en yüksek olan iller arasında yer almaktadır. Ankara ve Mersin öteden beri göç alırken Konya’nın da bir tarım ve sanayi merkezi olarak geliştiği ve nüfus büyüklüğü açısından Adana’yı geçerek Türkiye’de altıncı sıraya yerleştiği dikkat çekmektedir.

Tablo 1. Türkiye’deki 30 Büyükşehirde 2022-2023 Arasında Nüfusun Gelişimi

BÜYÜKŞEHİRLERDE NÜFUS BÜYÜKLÜĞÜ

Öte yandan 2022 yılında Türkiye’deki 30 büyükşehirin nüfus büyüklükleri incelendiğinde 2’sinde (Erzurum ve Ordu) nüfusun 800 binden az olduğu, 4’ünde (Eskişehir, Malatya, Mardin ve Trabzon)  800.001 ile 1 milyon arasında değiştiği, 14’ünde  1.000.001 ile 2 milyon arasında değiştiği (Aydın, Balıkesir, Denizli, Diyarbakır, Hatay, Kahramanmaraş, Kayseri, Manisa, Mersin, Muğla, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve Van), 6’sında 2.000.001 ile 3 milyon arasında olduğu (Adana, Antalya, Gaziantep, Kocaeli, Konya ve Şanlıurfa), geri kalan 4’ünde ise 3 milyondan fazla olduğu (İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa) görülmektedir. Nüfusu 3 milyon ile 5 milyon arasında değişen büyükşehirler Bursa ve İzmir iken nüfusu 5 milyondan fazla olan büyükşehirler İstanbul ve Ankara’dır. Nüfusu 15 milyondan fazla olan tek megapol ise İstanbul’dur.

2023 yılında büyükşehirlerin nüfuslarının yer aldığı aralıklar Malatya dışında 2022 ile aynıdır. 2022’de nüfusu 800.001 ile 1 milyon arasında olan Malatya 2023’te nüfusu 800 binden az olan Erzurum ve Ordu’nu grubuna dahil olurken nüfusu 800.001 ile 1 milyon arasında olan il sayısı 13’e düşmüş oldu. Geri kalan sınıflandırmalar ve  il sayılarında bir değişiklik olmadı. Şüphesiz Malatya’da nüfusun azalmasının başlıca nedeni 6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerdir. Nitekim son bir yılda Türkiye’de yüzde -8,6’yla nüfus artış hızının en düşük olduğu büyükşehir statüsündeki il Malatya olmuştu.

BÜYÜKŞEHİRLERDE NÜFUSUN CİNSİYET ORANI

Bilindiği üzere herhangi bir yerde 100 yada 1000 kadın başına 100’den yada 1000’den fazla erkek varsa cinsiyet oranı yüksek, az erkek varsa cinsiyet oranı düşük kabul edilmektedir. Nüfusun cinsiyet oranını bir yerde hakim iş kolları, ortalama insan ömrü, göçler gibi çok sayıda faktör etkilemektedir. Örneğin madencilik, ormancılık yada askerlik gibi erkek egemen mesleklerin yaygın  olduğu yerlerde cinsiyet oranı yüksekken sağlık hizmetleri (hemşirelik), büro memurluğu, hazır giyim üretim çalışanları gibi mesleklerin yaygın olduğu yerlerde ise kadınların fazla olmasından dolayı cinsiyet oranı düşüktür. Yine nüfusu yaşlı olan yerlerde de kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle cinsiyet oranı düşmekte yani 100 kadına karşılık 100’den az erkek bulunmaktadır. Göçle genç erkek nüfusu kaybeden yerlerde düşen cinsiyet oranı, sanayi merkezlerinde ise genç erkek nüfusun göçle gelmesiyle yüksek çıkmaktadır. Son yıllarda birçok küçük kentte ise çok sayıda kadın üniversite öğrencisinin eğitim amaçlı göçünden dolayı cinsiyet oranı düşük çıkmaktadır.

2022 yılında büyükşehirlerde nüfusun cinsiyet oranı incelendiğinde 16’sınde erkek sayısının fazla olduğu, geri kalan 14’ünde ise kadın sayısının fazla olduğu görülmektedir. Ankara, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Konya, Malatya, Ordu, Samsun ve Trabzon’da kadın sayısı erkek sayısından fazla iken diğer 16 büyükşehirde erkek sayısı kadın sayısından fazlaydı.

 2023 yılında cinsiyet oranı incelendiğinde 2022’de olduğu gibi 16  büyükşehirde cinsiyet oranının yüksek, 14’ünde düşük olduğu görülmektedir. Ancak 2022’de Malatya’da düşük olan cinsiyet oranının 2023’te yüksek olduğu, Kayseri’de ise 2022’de yüksek olan cinsiyet oranının 2023’te düşük çıktığı dikkat çekmektedir. Malatya’da depremin neden olduğu ölüm ve göçlerin cinsiyet oranını etkilediği düşünülmektedir. Kayseri’de ise 2022’de az farkla erkek sayısı fazla iken 2023’te ise az farkla kadın sayısı fazla olmuştur. Yani ilde nüfusun yaşlanma sürecine bağlı olarak cinsiyet oranı giderek azalmaktadır (düşmektedir). Bu iki il dışındakilerde 2022 ve 2023 arasında bir değişiklik olmamamıştır.

Bu çalışmada ele alınan 30 büyükşehirde nüfusun bir yıllık değişimi, cinsiyet oranının değişimi ve illerin nüfus büyüklüklerinin belli aralıklara göre dağılımı, deprem gibi doğal afetler, ekonomik krizler, yerel seçimler, sanayileşme, bazı bölgelerdeki iticiliklerden kaynaklanan göçler gibi çok sayıda faktöre göre şekillenmiştir. Türkiye’de son bir yılda İstanbul’da olduğu gibi büyük kentlerden Anadolu’daki küçük kentlere ve kırsal yerleşmelere yapılan göçlerin önümüzdeki süreçte artarak devam edeceğini tahmin etmekteyiz. Yine olası depremlerin kitlesel ölüm ve göçlere neden olabileceği açıktır. Bu nedenle bugünden yapı stoğunun yenilenmesi için kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması gerekmektedir. Hatta kırsal yerleşmelerde de riskli bölgelerde konut ve eklentilerinin depreme dayanıklı hale getirilmesi, gerekiyorsa yıkılıp yeniden yapılması (kırsal dönüşüm) gerekmektedir.

Öte yandan Türkiye’de nüfusun yaşlanma süreci ile bilikte yakın gelecekte ülke toplam nüfusunda ve illerin çoğunda cinsiyet oranı düşük olacaktır. Kısa vadede Hatay, Malatya ve Kahramanmaraş örneğinde olduğu gibi büyük doğal afetlerin etkisinde kalan iller, göç alan sanayi bölgelerinde yer alan iller ve toplam doğurganlık hızının yüksek olduğu illerin dışında kalanların nüfuslarının büyüklüğü çok fazla değişmeyecektir. Çünkü ülke genelinde olduğu gibi bir çok ilde nüfus artış hızı, çok düşük değerlere inmiştir. Hatta İstanbul gibi bazı illerde önümüzdeki süreçte göçe bağlı olarak nüfusun azalması eğilimi devam ederse, ki edecek gibi görünmektedir. Bu durumda göç veren illerin nüfusları, son bir yılda olduğu gibi zaman içinde azalacaktır.

*Prof. Dr. / Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi / Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitim Bölümü