Türkiye'de kurye olmak: Zamana karşı yarış, kaza, ölüm...
2023 yılında 21 Kasım'a kadar en az 54 kuryenin yaşamını yitirdiği Türkiye'de, kuryeler hız baskısı, yoğun çalışma ve saldırılar nedeniyle her gün ölüm tehlikesiyle karşı karşıya.
İZMİR - 2023 yılının ilk 10 ayında bin 634 işçinin yaşamını yitirdiği Türkiye'de, son süreçte iş cinayetlerinin en çok yaşandığı iş kollarının başında moto kuryeler geliyor. Pandemi ile birlikte giderek yaygınlaşan iş kolunda, İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre sadece 2022 yılında 58 kurye hız baskısı, mobbing, uzun çalışma saatleri ve saldırılar nedeniyle iş cinayetlerine kurban gitti.
Kurye Hakları Derneği'nin verilerine göre ise 2023 yılında 21 Kasım gününe kadar en az 54 kurye yaşamını yitirdi. Yaşamın yitiren kuryelerin yarısından fazlası ise 20’li yaşlardaydı.
İZMİR'DE 11 AYDA 7 MOTO KURYE YAŞAMINI YİTİRDİ
İzmir'de ise üçü son bir ayda olmak üzere 2023 yılında en az 7 moto kurye iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bunlardan en çarpıcı olanı 19 Eylül günü Karabağlar'da bir kuryenin trafikte tartıştığı şahıslar tarafından takip edilerek sokak ortasında silahla katledilmesi oldu. Geçtiğimiz yıl İzmir’de hayatını kaybeden kurye sayısının üç olması ise iş cinayetlerindeki artışı gösteriyor.
Kuryelere göre moto kuryelerin içine sürüklendiği 'esnaf-kurye' garabeti, taşeron çalıştırmanın en ağır biçimini emekçilere dayatıyor. Bu çalışma modelinin hizmet sektöründe yaygınlaşması motokuryelerin maruz kaldıkları saldırılar ve ölümlere davetiye çıkarırken, çok sipariş teslim edenin daha fazla para kazandığı, zamana karşı verilen bu geçinme yarışında kuryeler alabildiğine güvencesiz ve yoğun çalıştırılıyor. Haftalık yasal çalışma saatinin 45 saat olduğu Türkiye'de, günde 15-16 saat motor üzerinde olan kuryeler, sigorta primi, benzin, motor bakım ve ekipman maliyetlerini ceplerinden ödüyor. Moto kurye emekçilerinin taleplerinin en başında ise hız baskısının son bulması, işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin artırılması, iş kanunu ihlal eden uzun mesailerin kaldırılması ve şirketlerin kuryelerini saldırılara karşı koruması geliyor.
'GÜNDE 14 SAAT ÇALIŞIYORUM'
Üç yıldır bu işi yaptığını belirten bir moto kurye, çalışma koşullarını anlatarak, “Aslında havaların yağmurlu veya güneşli olması hiçbir şeyi değiştirmiyor. Her zaman zorluk yaşıyoruz. Hızlı teslimat baskısı her zaman var. Şu anda günde 14 saat çalışıyorum. Bu işe girerken yağmuru, çamuru, soğuğu göze alarak giriyoruz ancak bölgeler çok geniş. Yağmur yağdığında da hızlı teslimat yine devam ediyor. Çoğu kuryede yağmurluk ve benzeri ekipman yok. Bazı şirketler verirken bazıları vermiyor. İşletmeler kötü davranıyor. Yağmurda gidiyoruz ve 'dışarda bekle' gibi tepkilerle karşılaşıyoruz. Bazı firmalarda kötü hava prosedürleri var. Benim çalıştığım firmada böyle bir prosedür yok, yağmurlu havada hemen ödedikleri fiyatı iki katına çıkarıyorlar. Bazen gece 03.00'te bile 'kalk çalış' diye bildirim geliyor” diye konuştu.
'BARDAKTA KOLAYI KİLOMETRELERCE MOTORLA GÖTÜRÜYORSUN, DÖKÜLMEME ŞANSI YOK'
Kurumsal firmalarda bulunan 'yoğunluk' sistemindeki mağduriyetlerini de anlatan kurye, “Kurumsal firmalarda yoğunluk sistemi var. Örneğin Alsancak'ta oturuyorsunuz ve kurumsal bir kahve firmasından kahve siparişi veriyorsunuz. Alsancak şubesi sizi yoğuna aldıysa sizi en yakın şubeye yönlendiriyor. En yakın Hatay şubesi oluyor ve Hatay'dan Alsancak'a kahve getiriyor. Haliyle bu kahve soğuyor. Müşteri soğuk derse de bunun parası bizden kesiliyor. Ya da bardakta kola veriyorlar. Bunu 12-13 kilometre götürüyorsun. Motorda dökülmeme şansı yok. Taşıp sızdığında, döküldüğünde parası sizden kesiliyor. Trafikte zaten sürekli saldırıya maruz kalıyoruz. İnsanlar aralara girmeye çalıştığımız için bize kızıyorlar ama hızlı teslimat durumumuz var. Şöyle bir algoritma var; siz ne kadar sürede teslim ederseniz sistem de size o kadar çok iş veriyor. Mecburuz” ifadelerini kullandı.
'GEÇEN YIL SADECE 8 MİLYON TUVALET KAĞIDI SİPARİŞİ VERİLMİŞ'
Kurye Hakları Derneği Başkanı Mesut Çeki, İzmir'de bulunan kuryelerin yaşadıkları sorunların Türkiye'deki kuryelerin sorunlarından çok farklı olmadığını altını çizerek, “Ağırlıklı olarak kazalar ve ölümler gündemde” dedi. Çeki, şöyle devam etti: “Günden güne artan bir online sipariş kapasitesinden bahsediyoruz. TÜİK'in verilerine göre geçen yıl 8 milyon tuvalet kağıdı siparişi verilmiş. On milyonlarca sipariş, bu moto kuryelerin ne kadar yoğun iş temposuyla çalıştığının göstergesi. Bunun yanı sıra bahsettiğimiz ölümler, tespit edebildiğimiz ölümler. Türkiye'de moto kurye ölümlerini kayıt altına alan herhangi bir kurum bulunmuyor. Aslında bu da sektörün ne kadar denetimsiz olduğunu gösteriyor. Basın da maalesef önlerine düşen kurye ölümlerini sadece dramatik bir şekilde veriyor. Bu madalyonun görünen yüzü. Biz hala 'az tehlikeli meslekler' statüsünde çalışıyoruz. Yaşananlara baktığımız zaman çok tehlikeli bir iş yaptığımızı görebilirsiniz. Biz moto kuryeliğin 'çok tehlikeli meslekler' statüsünde yer almasını istiyoruz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın da sorumlulukları olduğuna inanıyoruz.”
'ÇOK TEHLİKELİ MESLEKLER' SINIFINA GİRMEK İSTİYORUZ'
İzmir Motorlu Kuryeler Derneği Başkanı Burhan Akgül de her gün onlarca kazaya şahit olduklarının altını çizerek, “Havalar soğuyunca bizim en büyük sıkıntımız kıyafet, kask gibi malzemeler. Bunların fiyatlarının artması ciddi sıkıntılara yol açtı. Son dönemde yağmurlar çok şiddetli. Fırtınayla da birleşince işimiz çok daha zorlaşıyor. Yağmurlu havalarda işverenler bizi pakete çıkmaya zorluyorlar. 'Çıkmıyoruz' diyemiyoruz çünkü işten çıkarma durumu söz konusu olabilir. Trafikte kurye zaten araçtan sayılmıyor. Bu konuda çok fazla kurye sorun yaşıyor. Kazaların sebeplerinden biri de bu. Meslek hastalıklarımız var. Yine de 'az tehlikeli' sınıftan 'çok tehlikeli' sınıfa geçemiyoruz. Her gün onlarca kazaya şahit oluyoruz. Bu konuda maalesef iktidarın desteğini alamıyoruz. Türkiye'de değil dünyada da bu işin çok tehlikeli olduğunu kanıtlarız. En önemli taleplerimizden biri tehlikeli meslekler sınıfına girmek” dedi.