Türkiye’nin yakın ve karanlık geçmişine bir yolculuk: Yağmur Çiseliyor

Osman Balcıgil'in yeni romanı 'Yağmur Çiseliyor', Destek Yayınları tarafından yayımlandı. 

Abone ol

'Celile', 'İpek Sabahlık', 'Yeşil Mürekkep', 'Kızıl Çengi'… Bunlar yazar ve gazeteci Osman Balcıgil’in en çok satan romanlarından yalnızca birkaç tanesi… Balcıgil, bu kez 'Yağmur Çiseliyor' isimli dönem romanı ile okuru Türkiye’nin yakın ve karanlık geçmişinde bir yolculuğa çıkıyor. Tarihe yüzde yüz sadık kalarak yazdığını belirttiği kitapta Balcıgil, nefes nefese bir casusluk, macera ve aşk öyküsü anlatıyor.

Yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Anadolu toprakları, tarihinde birçok acıyı, karmaşayı, savaşı ve kırılmayı barındırıyor. Türkiye’nin bir dönemine damga vuran ve bugün utançla hatırlanan mezhep çatışmaları da bunlardan biri… Osman Balcıgil, bu döneme ışık tutmak amacıyla 1980 yılında Çorum’da yaşanan olayları anlatıyor. Roman yalnızca Çorum’a değil, ABD’nin haber alma yönetiminin gerçekleştiği merkez olan Durum Odası’na da uzanıyor.

Üniversite arkadaşlıkları aşka dönüşmüş olan Metin ile Ceren’in hikayesini anlatan 'Yağmur Çiseliyor', bir süre sonra Metin’in halı ve kilimler üzerine çalışan profesör Trevor Callahan ile tanışmasıyla bambaşka bir öyküye dönüşüyor. Çorum civarındaki köyleri dolaşıp evlerdeki eski halı ve kilimlerin fotoğraflarını çekmek isteyen profesör, üç haftalık bu iş için çevirmen ve asistan olarak Metin’i de yanında götürüyor. Sevgilisi Ceren’in memleketi olan Çorum’da Metin, kısa sürede profesörün amacının çok farklı olduğunu anlıyor. Profesör, gittikleri köylerde halı ve kilimlerden ziyade, "Bu köy Alevi köyü mü, nüfusunuz kaç, saldırıya uğrayacak olursanız kendinizi savunabilecek kadar silaha sahip misiniz, Çorum’da Alevi-Sünni çatışması çıksa yardıma gider misiniz?" gibi sorularla kimi zaman köylülerin tepkisini çekiyor.

Yağmur Çiseliyor, Osman Balcıgil, 400 syf., Destek Yayınları, 2024.

DURUM ODASI'NDA YAPILAN PLANLAR

Profesörle yola devam edip etmeyeceği konusunda uzun uzun düşünen Metin, sonunda Ceren’in Çorum’daki abisi ile bir plan yapıyor. Metin, Ceren’in abisi Hüseyin öğretmenin, bu konuda yardım isteyebileceği en kritik kişi olduğunu çok sonradan öğreniyor. CIA ajanlarının oyunlarının ve Durum Odası’nda Türkiye üzerine yapılan planların anlatıldığı kitap, okuyucuyu zaman zaman dehşete düşürüyor. 1978 yılındaki Maraş Katliamı’nın acıları henüz dinmeden yeniden Türkiye’yi bir mezhep çatışmasıyla iç savaşın eşiğine getirmeye çalışan güçlerin, planları tarihin arkasının daha dikkatli okunması gerektiğini tekrar hatırlatıyor. Ancak ülkenin devrimcileri ve aydınları Maraş’tan sonra şapkalarını önlerine koyup düşünmüş, nerelerde hata yaptıklarını alt alta yazmışlardı. Sonra "Bir daha aynı hatayı yapmayacağız" diye söz vermişlerdi kendi kendilerine.

Kitap kadar yazarın dipnotlarından oluşan açıklamalar da tarihe ışık tutuyor. Çorum’da olayların arkasındaki gizli güçlerin oyununu bozan solcuların mücadelesini gösteren 'Yağmur Çiseliyor', günün siyasi koşullarını da yansıtıyor. Bir ülkede nasıl iç savaş çıkartılacağını, nasıl darbe organize edileceğini bilen CIA ajanlarının cirit attığı Türkiye topraklarında halkın, köylülerin, yıllarca komşuluk etmiş insanların nasıl bir canavara dönüştüğünü acı bir şekilde gösteriyor.

ÇORUM OLAYLARININ AYRINTILARI

MHP’nin önde gelen isimlerinden birine düzenlenen suikast üzerine Türkiye’nin her yerinde başlayan karışıklıkları ve bunun Çorum’daki dev yankılarını anlatan kitap, Türkiye’de yaşanan paradoksu tüm ayrıntılarıyla anlatıyor. Ajanların işaretiyle hareketlenen Çorum’da, küçük grupların kışkırtmasıyla 4 Temmuz 1980’de bir faciaya dönüştü. Üç gün öncesine kadar kahvelerde birbirlerine çay ısmarlayan insanlar, aynı komşularının gözlerinin içine bakarak evlerini yağmalamaya başladı. Çorum’da kan gövdeyi götürürken her iki cephede de yaşananların tüm ayrıntılarını okuyabileceğimiz kitap, gazeteci Saygı Öztürk’ün kaçırılışından 12 Eylül Darbesi'ne, bir aşk hikayesinin sınıf mücadelesine dönüşümüne kadar birçok olay örgüsünü bir arada sunuyor.

'Yağmur Çiseliyor', Türkiye’nin yakın tarihindeki iç karışıklıkları daha iyi anlamlandırabilmek adına soluksuz bir okuma sunuyor.