Euro 2020 kuraları geçen hafta çekildi. Bugüne dek evde
televizyon karşısında takip ettiğim geceyi, yerinde izlemek, her
çıkan takım isminin okunduğu anda yaşanan heyecanı, gerginliği ve
salonun tepkilerini anında görmek bambaşka bir deneyimdi. Grupların
belirlenmesinin hemen sonrasında ilk yorumları duymak için
gazeteciler olarak Şenol Güneş'in yanına gittik. Siz de zaten
ajanslardan yayılan yorumları duydunuz Bu yüzden önce biraz diğer
gruplar hakkındaki ilk yorumlarımı aktararak başlayacağım.
HEVES KIRICI
Tarihte ilk defa bir Avrupa Şampiyonası'nda grup kuraları öncesi
bir gruptaki 3 takım belirlenmişti. Rusya, Danimarka ve Belçika
çeşitli gerekçelerle aynı grupta olmak durumunda kaldılar. Kopenhag
ve Saint Petersburg şehirlerinin aynı grup maçlarına ev sahibi
olması ve Danimarka ile Rusya'nın turnuvaya direkt olarak katılma
halkı elde etmesi ikiliyi B Grubu'nda birleştirdi. 1. torbada yer
alan İspanya, Almanya, İtalya ve İngiltere turnuvanın diğer ev
sahipleri oldukları için kendi ülkelerinin gruplarına
yerleştirilmişlerdi. Geriye kalan iki takımdan Ukrayna'nın
Rusya'yla olan politik sorunları, UEFA'yı en azından grup
aşamasında iki ülkeyi karşı karşıya getirmeme kararı almaya
yönlendirmişti. İki ülke eğer grup aşamasını geçerse eşleşmeleri
halinde ise maç elbette oynanacak. Bu nedenle C grubuna gönderilen
Ukrayna, otomatikman bir diğer ev sahibi Hollanda'nın rakibi oldu.
İlk torbadaki son takım Belçika da B grubunun 3. takımı olarak
yerini aldı. B neredeyse tamam, C'nin de yarısı hazır, e ev
sahipleri de yerini almış. Bütün bu kesinliklerle yarı yolu alınmış
kura çekiminde bize yaşanacak hangi heyecan kaldı? Orada Phillip
Lahm sazı eline aldı.
BAKÜ'DE STADYUMLARI LAHM DOLDURDU
Kuraya üçüncü torbadan girdi Türkiye. 'Kase'nin başında Almanya
Milli Takımı'nın eski kaptanı Phillip Lahm vardı. Euro 2008'de yarı
finalde Türkiye'nin umutlarını yıkan adam elini toplardan seçimini
yapmak üzere kasenin içinde gezdirdi ve ilk çektiği topun içinden
maçları Roma ve Bakü'de oynanacak A Grubu'na yerleştirilmek üzere
Türkiye'nin adı çıktı! Yukarıda saydığım ev sahipleri dışında
turnuvaya ev sahipliği yapacak Azerbaycan'ın milli takımı elemeleri
aşamadığı için turnuvada yer alamıyor. Kura öncesinde Bakü'de
oynanacak maçlarda tribünlerin coşkusunun yüksek olmasının belki de
tek şartının Türkiye'nin maçlarını orada oynamasıyla
gerçekleşebileceği düşünceleri ne tesadüftür ki tek çekimde
gerçekleştirildi Lahm tarafından. İster tesadüf, ister başka bir
gerekçe olsun, Türkiye'nin A Grubu'nda olması her açıdan ay
yıldızlı takımın yararına oldu.

SÜRPRİZ DEĞİL, BEKLENEN OLUR
Şenol Güneş, açılış maçını İtalya'ya karşı oynayacak olmanın
önemli bir fırsat olduğunu ve çoğu açılış maçında olabildiği gibi
bir sürprizi kovalayacaklarını belirtti. Aslına bakarsanız, tüm
kıta başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden izlenecek
turnuvanın yegane maçlarından birinde sahada olmak her futbolcu
için ayrı bir motivasyon nedeni olacaktır. Roberto Mancini'nin
Chiesa, Zaniolo, Barella gibi gençlerle Belotti, Immobile gibi
tecrübeli golcüleri harmanlayarak oluşturduğu yeni İtalya turnuvada
en çok sempati kazanmasını beklediğim takım. İtalya denince akla
gelen savunma futbolunu sahada görmeyeceğimizin kesin olması bana
bunu düşündürten nedenlerden biri. Ancak Türkiye'nin de İtalya
karşısına yeteri kadar öz saygıyla çıkacağı ise kesin. Juventus'lu
Merih, Roma'lı Cengiz ve belki Mert Çetin, Milan'lı Hakan
Çalhanoğlu sezon boyunca karşılaştıkları ya da birlikte oynadıkları
her zaman bildikleri oyunculara karşı oynayacak. Rakibi bilen
oyuncuya sahip olmak her zaman saha içinde özgüveni yükseltir.
Üzerine dünya şampiyonuna yenilmemiş olarak turnuvaya gelmiş olmak
da var. Bu nedenle Türkiye'nin İtalya karşısında şansının bir hayli
yüksek olduğuna inanıyorum.
AZ YOLCULUK AVANTAJI
Grubun kalan iki maçını Bakü'de oynayacak olmak büyük şans.
Şenol Güneş son yaptığı basın toplantısında takımın kamp
programının ekibi en az yoracak şekilde organize etmeye
çalıştıklarını aktardı. Kuş uçuşu 3 bin kilometrelik mesafeyi 7
saat 15 dakika süren bir uçuşla gidecek olan Türkiye grup maçları
bittikten sonra kıtaya geri dönecek. İsviçre ise sırasıyla Bakü,
Roma ve sonra yine Bakü'de olmak üzere bir fikstüre sahip. Yani 14
saat 30 dakika yol yapacaklar. Ve son maçlarında ise Türkiye ile
karşılaşacaklar. Bunun sağlayacağı avantajı kullanmak mühim. Son
Dünya Kupası'nda yer alan İsviçre'de de Türkiye'dekine benzer bir
dönüşüm var. Samsunspor'un eski teknik direktörü Vladimir
Petkovic'in yönettiği takımda son dönemde çok sayıda 21-22
yaşındaki oyuncu katıldı. Xhaka, formsuz ve problemlerle başladığı
bir sezon geçiriyor. Sık sık sakatlık sorunları yaşayan Shaqiri,
her şeye rağmen takımın tek gerçek yıldızı. Son maçın gergin
geçeceği kesin.
Galler ise en iyi performansını Euro 2016'da sergileyebilmişti.
O turnuvanın tabii ki duygusal yanının da etkilediği takımda Joe
Allen, Gareth Bale, Ashley Williams, Sam Voakes, Robson Kanu zirve
performanslarını göstermişlerdi. Artık takımın veteranları ve
tecrübelileri statüsünü alan oyuncuların arasına serpiştirilen
rastafaryan Ethan Ampadu gibi orta sahada genç oyuncularla
kadrosunu oluşturuyor kadrosunu Ryan Giggs. İlk büyük turnuvasında
Türkiye'ye karşı sınav verecek Giggs, teknik direktör olmak için
gerekli lisans eğitimini de 2013 yılında Türkiye'de almıştı. Bu da
mı tesadüf isyanına gerek yok, bu baya bir tesadüf.
FİNAL HARİTASI EKTEDİR
Gruplarını 3. bitiren takımlardan en iyi dördünün son 16'ya
kalacağını da düşünürsek Türkiye için son 16 yollarından birini
hedef belirlemek de turnuva planları arasında yer alabilir. Örneğin
grubu ikinci bitirmek 27 Haziran'da Amsterdam'da B Grubu'nun
ikincisiyle oynamak anlamıyla geliyor ki muhtemel adaylar, Rusya ya
da Danimarka olarak göze çarpıyor. Turun geçilmesi halinde tekrar
Bakü'de bir maça çıkılacak ki bu da taraftar avantajı demek oluyor.
Çeyrek finalde muhtemel rakip C Grubu'nun birincisi, yani Hollanda
olacağından bu da Türkiye'nin işini kolaylaştırabilir sanki. Yarı
final ve finaller ise Londra'da olacak. İşte size Türkiye'nin
turnuvayı kazanabilmesi için muhtemel yol planı. Neden olmasın?
Turnuva sırasında bu yazıya geri döner, tekrar bakarız.
Gruplara genel olarak bakınca F Grubu'ndaki Almanya, Fransa ve
Portekiz göz alıyor. İzlanda'nın da arkayı dörtlemesi ölüm grubu
yakıştırmalarını arttırsa da 3 takımın kalifiye olacağı grup
sisteminde sanki artık ölüm grubu tabiri ölüme mahkum edildi.
Yukarıda saydığım B Grubu dışında, İngiltere, Hırvatistan ve
Çekya'nın yer aldığı grup da dikkat çekiyor. İlginçliklerle dolu
geçeceğine inandığım EURO 2020 macerasının son çizgileri Mart
ayındaki play-off'larda çizilecek olsa da heyecanını hissettirmeye
şimdiden başladı.