Türkleştiren Yeşilçam’ın izinde: Türkiye’de Sinemanın Tarihi
Prof. Dr. Savaş Arslan’ın ilk olarak İngilizce olarak yayımladığı ve 11 yıl sonra Türkçe sinema literatürüne kazandırılan ‘Türkiye’de Sinemanın Tarihi’ isimli kitabı, Türkiye’de sinemanın seyrini yeni bir bakış açısıyla değerlendiren, zihin açıcı bir çalışma...
Ağustos ayında yayımlanan ‘Türkiye’de Sinemanın Tarihi’ isimli
kitap akademisyen Savaş Arslan’ın Türkiye’de sinemanın seyrini yeni
bir bakış açısıyla değerlendiren, zihin açıcı bir çalışma. Prof.
Dr. Savaş Arslan’ın ilk olarak İngilizce olarak yayımlanan orijinal
ismiyle ‘Cinema in Turkey: A New Critical History’ isimli
kitabı Oxford Unıversity Press tarafından 2011’de Amerika’da
yayımlanmasından 11 yıl sonra Türkçe sinema literatürüne Rıfat
Özçöllü tarafından çevrildi.
TÜRKİYE’DE SİNEMA TARİHİ
Türkiye’de ulusal sinemaya bütünlüklü bir biçimde eğilerek’ ilk
sinema tarihi kitabı’ unvanını alan kaynak Nijat Özön’ün 1962
yılında yayımladığı ‘Türk Sinema Tarihi-Dünden Bugüne 1896-1960’
isimli kitaptı. Nijat Özön bu değerli başlangıçtan önce 1956’da
‘Sinema Sanatı’ ve 1958’de ‘Ansiklopedik Sinema Sözlüğü’
kitaplarını da yayımlamıştı. Özön’ün ‘Türk Sinema Tarihi’ kitabında
yaptığı tasnif daha sonraki dönemlerde de kabul görerek ufak
değişikliklerle bugüne kadar varlığını korudu. Özön sinema
dönemlerini; 1922-1938 Tiyatrocular Dönemi, 1939-1950 Geçiş Dönemi
ve 1950-1960 Sinemacılar Dönemi olarak adlandırır. Daha sonrası
içinse ilerleyen yıllarda Genç-Yeni Sinemacılar tanımını yapar.
1980 sonrasında sinema tarihi kitapları hızla çeşitlenmeye başladı.
Giovanni Scognamillo 1987’de ‘Türk Sinema Tarihi Birinci Cilt 1896
– 1959’ 1988’de ‘Türk Sinema Tarihi İkinci Cilt 1960 – 1986’
kitaplarını yayınladı. Agah Özgüç 1987’de yayımladığı ‘Türk
Filmleri Sözlüğü’ kitabından sonra nihayet 1988’de Kültür Bakanlığı
baskısı olarak ‘Kronolojik Türk Sinema Tarihi 1914-1988’ kitabını
yayımlar. 1991’de Oğuz Makal ‘Türk Sineması Tarihi’ ve Alim Şerif
Onaran 1994’te ‘Türk Sineması-1’ ve 1995’te ‘Türk Sineması 2’
kitaplarını yayımlayarak sinema literatürünü zenginleştirmişti.
Fikret Hakan’ın 2016’da yayımladığı fazla kişisel bir anlayışla
derlenen ‘Türk Sineması Tarihi’ kitabını da bu listeye
ekleyebiliriz.
Bu kitapların dışında belli dönemler ya da belli temalar ışığında
Türk sineması incelemesi yapan yayınlar olmakla birlikte bütünlüklü
olarak tarihsel kronoloji içinde ulusal sinemanın izini süren
kitaplar olarak bu kaynakları sayabiliriz. Yeri gelmişken Simten
Gündeş, Nebahat Akgün Çomak ve Nesrin Tan Akbulut’un hazırladıkları
1998 baskılı ‘Sinema Kaynakçası’ ve Burçak Evren ve Barış Saydam’ın
2019’da yayımladıkları ‘Türk Sinema Tarihi Kitapları
Bibliyografyası’ isimli derlemeler sinema literatürü için paha
biçilmez çalışmalardır. Bu kaynaklardan öğrendiğimize göre
Türkiye’deki sinema hareketleri üstüne 200’e yakın kitap
yayınlanmış durumda.
İNGİLİZCEDEN TÜRKÇEYE TÜRKİYE’DE SİNEMANIN TARİHİ
Türkiye'de Sinemanın Tarihi, Savaş Arslan, Çev:
Rıfat Özçöllü, Kronik Kitap, 512S. 2022
Türkçe yayın çerçevemiz bu şekildeyken önce İngilizce, 11 yıl
sonra da Türkçe yayımlanan Savaş Arslan’ın sinema tarihi çalışması,
literatürün genişlemesi ve farklı bir bakış açısı görebilme
anlamında önemli bir yerde duruyor. Savaş Arslan genel kabul gören
sinema tarihi tasnifini kitabında kullanmayarak yeni bir tasnif
öneriyor. Arslan kitabında; Yeşilçam Öncesi, Erken Yeşilçam (1950
Sonrası), Yüksek Yeşilçam (1960-1980), Geç Yeşilçam (1980 Sonrası)
ve Yeşilçam Sonrası (1990 Sonrası) bölümlemelerini öneriyor.
Dönemleştirme önerisini sunarak başlayan kitap kendi önerisinden
sonra Osmanlı Devleti’nin son dönemine denk gelen sinema
faaliyetlerinin izini sürer. İlk Türk filmi, İlk sinema salonu, ilk
gösterim konularının çerçevesinde uluslaşma sürecinin izini süren
yazar Osmanlı Devleti ve Türk kimliğinin inşası sürecinde ilk
üretimlerin yeni Cumhuriyet kurulmadan önce ortaya çıkmasının
altını çizer. Bu dönemle ilgili oldukça yetkin bir kaynak olan
İ.Arda Odabaş’ın ‘Milli Sinema’ isimli kitabı da odağı yerli
üretimler ve bu dönemin sinema tartışmaları olması sebebiyle
okunması gereken başat kitaplardan biri. Odabaş’ın Osmanlıca dergi
ve gazeteler üzerinden izini sürdüğü bu ilkler dönemi için ‘Milli
Sinema’ kitabı daha ayrıntılı bir okuma vaat ediyor.
SİNEMANIN TEK ADAMI MUHSİN ERTUĞRUL
Cumhuriyet sonrası sinema faaliyetlerinin değerlendirildiği
bölümde kuşkusuz karşımıza çıkan yegâne isim Muhsin Ertuğrul olur.
Zira Atatürk’ün tek başına ülkeyi yönettiği bu dönem aralığında
sinemada da tek bir adamın mutlak hakimiyeti vardır: tiyatro
kökenli yönetmen Muhsin Ertuğrul. Atatürk’ün sarsıcı dönüşümler
gerçekleştirdiği sırada sinemada Muhsin Ertuğrul döneminde büyük
dönüşümler göremeyiz. Bu 17 yıllık dönemde Ertuğrul, çekilen 27
filmin 23’ünün yönetmenidir. Savaş Arslan Cumhuriyetin ilk
dönemlerini 1950’’ye kadar olan kendi tasnifiyle Yeşilçam Öncesi
döneminde; İlk filmlerin üretimi, Hollywood etkisi, Mısır
filmlerinin gelişi, yabancı filmleri Türkleştirme kavramı üstünden
değerlendirir. Erken Yeşilçam döneminin başlaması Muhsin
Ertuğrul’un sinema tarihinden tamamen silinmesiyle aynı dönemdir.
Gerçekleştirdiği çok sayıda ilke bir yenisini ekleyerek 1953 yapımı
‘Halıcı Kız’’la birlikte ilk renkli filmi de çeken yönetmen, bu
filmin O’nun son filmi olmasıyla Türk sinemasındaki dönemi
sonlanır.
Egemen olduğu dönemde adeta yağmuru engelleyen kalın bir şemsiye
gibi sinema dilinin tiyatronun egemenliğini kırmasına engel olan
Ertuğrul, 1950’lere kadar gerçek bir sinema yapımının ortaya
çıkmasının önünü kapatarak bu döneme öteki kaynaklarda tiyatrocular
ve geçiş dönemi denmesinin yegâne sebebidir.
ERKEN YEŞİLÇAM’DAN YEŞİLÇAM SONRASINA
Savaş Arslan’ın Sinemacılar dönemi yerine Erken Yeşilçam olarak
tanımladığı 1950 sonrası dönemde Arslan filmler üzerinden yeni bir
ulus yaratma pratikleri üstünde durur. Yabancı filmlerin
Türkleştirme çalışmalarının örneklerini veren yazar, ‘Tarzan
İstanbul’da’ (1952) ve ‘Drakula İstanbul’da’ (1953) filmlerini bu
çerçevede örnekler.
Yüksek Yeşilçam olarak sınıfladığı 1960 sonrası dönemi analiz
ederken de dönemin endüstriyel enstrümanlarını inceleyen yazar,
bonoların, bölgesel sinema işletmecilerinin taleplerinin ve
vergilerin arasında özgünleşemeyen siparişe göre çalışan ama
oldukça da genişleyen bir Yeşilçam sinemasının izini sürer. 1974
sonrasında başlayıp 12 Eylül 1980 Darbesi’ne kadar devam eden
erotik film furyasının etkileri ve motivasyonunu da ayrı bir
başlıkta inceler.
Yüksek Yeşilçam dönemi içinde ‘Hayat Bazen Tatlıdır’ (1962), ‘Kara
Sevda’ (1968), ‘Bir Teselli Ver’ (1971), ‘Oğlum Osman’
(1973), ‘Şeytan’ (1974), ‘Turist Ömer Uzay Yolunda’ (1973), ‘Kara
Murat Fatih’in Fedaisi’ (1972), ‘Canlı Hedef’ (1970), ‘Demiryol’
(1979) ve ‘Takma Kafanı’ (1979) filmlerini inceleyerek farklı
akımları ve temaları olan, belli bir yaklaşımı temsil eden bu
filmler üzerinden Yeşilçam’da bulunan akımların izini
sürer. Geç Yeşilçam olarak tanımladığı 1980’ler içinse;
‘Öğretmen Kemal’ (1981), ‘Çarıklı Milyoner’ (1985), ‘Gülüşan’
(1985) ve ‘Filim Bitti’ (1989) filmlerini aynı yaklaşımla
değerlendirir.
Yeşilçam Sonrası dönem içinde ise ulusal ve ulusaşırı sinema
yaklaşımlarının izini süren yazar, Türkiye kökenli Fatih Akın ve
Ferzan Özpetek üzerinden yerli kimlik üzerinde durur. Türk/ Türkiye
sineması çatışmasının ilk ortaya çıktığı mecraları ve dönüşüm
sürecini takip eder. 1990 sonrasında Yeşilçam’dan bağımsız olarak
kendi yolunu çizen yeni auteurları ve istatistiklerle ulusal
sinemanın son dönemini irdeler.
Bütünlüklü olarak baktığımızda kitap Cumhuriyet’in yaratmaya
çalıştığı yeni insan modeline hizmet eden, yabancı filmleri
yerli adaptasyonlarla Türkleştirmeye çalışan bir Yeşilçam
panoraması sunar.