Twitter milletvekilliği

Sanıyorum kimse muhalefet milletvekillerine sadece tweet atsınlar diye oy vermedi. Ama hadi diyelim ki iktidar ellerini-kollarını bağladığı, Meclis’i işlevsizleştirdiği için sadece tweet atabiliyorlar. Bir milletvekili veya siyasetçi, attığı tweetin bir şeye değip değmeyeceğini de mi hesap etmez!

İrfan Aktan iaktan@gazeteduvar.com.tr

Sosyal medyada bazı muhalefet milletvekillerinin veya bir zamanlar milyonları meydanlara toplamış olan Muharrem İnce gibi siyasetçilerin tweetlerini gördükçe Onüç’ün röveşatası geliyor aklıma.

Murat Uyurkulak’ın ikinci romanı Har’daki Onüç karakteri, kendi mahallesinde efsaneye dönüşen bir röveşatayla gol atarak takımını küme düşmekten kurtarır. Bu hareket Onüç’ü de mahallede bir efsaneye dönüştürür. Haliyle Onüç’ten artık sadece gol atması değil, o röveşata lezzetinde gol atması beklenir. Fakat Onüç o efsanevi röveşatasının benzerini bir daha asla yapamaz. Yoğun taraftar baskısı altında hareketini tekrarlamaya çalışırken, bu sefer atacağı golden de olur. Taraftarın hayranlığı öfkeye, nefrete dönüşür. Kıssadan hisse, başarılı ve zamanlı bir pasın o andaki içgüdüsel hareketle örtüştüğü, milyonda birin gerçekleştiği anda atılan bir gol, bu golü attığı için efsaneye dönüşen Onüç ve bu golü bir daha tekrarlayamadığı için öfkenin hedefine konan Onüç.

Siyasette de böyledir. Hayatınızın belli bir anında yaptığınız tek bir hareket sizi efsaneye dönüştürür, kitlelerin nazarında yücelirsiniz. Fakat taraftarlar veya kitleler, kara gözünüze hayran oldukları için değil, ilk yaptığınız “efsanevi” hareketi tekrar etmeniz için sizi baş üstünde tutar. Eğer yaptığınız ilk hareket kaderin size tek kullanımlık armağanı değilse röveşatalarınız birbirini izler ve bunu tekrarlayabildikçe hayranlık kazanır, etki yaratırsınız.

Kişisel meziyetler kadar ideolojik motivasyon ve birikimle, rakibine karşı sürekli idmanlı, dolayısıyla zinde olan, özgüvenini ilk röveşatanın tezahüratından değil, göze aldığı bedelden devşiren siyasetçiler için geçerlidir bu.

Türkiye’de bunu yapan muhalif siyasetçilerin çoğu hapiste veya sürgünde. Geri kalanlar ise, tıpkı biz sıradan insanlar gibi ne yapacağını, ne diyeceğini bilemez halde gece-gündüz Twitter’da!

Peki, sahada yapamadıkları, cüret edemedikleri hareketi, röveşatayı, Twitter’da mı yapmaya çalışıyorlar acaba?

Sanıyorum kimse muhalefet milletvekillerine sadece tweet atsınlar diye oy vermedi.

Ama hadi diyelim ki iktidar ellerini-kollarını bağladığı, Meclis’i işlevsizleştirdiği için sadece tweet atabiliyorlar. Bir milletvekili veya siyasetçi, attığı tweetin bir şeye değip değmeyeceğini de mi hesap etmez!

Twitter fenomenleriyle yarışmalarını, röveşatayla gol atmalarını kimse beklemiyor ama en azından ideolojik bağlamı güçlü bir söz kurmaya çalışabilirler. Güçlü söz de “faşizmi yeneceğiz”, “adaleti sağlayacağız” diyerek kurulmaz. Zaten bu tür sözler artık sahibini bile heyecanlandırmıyor.

Otoriter bir ülkede iktidarın herhalde en büyük hayali, muhalefeti sokaktan süpürüp sosyal medyaya tıkamaktır. Görünüşe bakılırsa AKP ve Erdoğan bir süredir bu hayale kavuşmuş durumda.

Muhalif siyaset, bırakın sokağı terk etmiş olmayı, “sanal gerçeklikte” bile etki yaratmaya çalışmazken, muhalif milletvekilleri Twitter’da “takılırken”, AKP-MHP gerçek hayatı istediği gibi şekillendiriyor.

AKP, sayısız siyasi krizinin üstüne, bir de buhrana dönüşmek üzere olan ekonomik krizi ilave ettiği halde bunu yapabiliyor. Haliyle, toplumun muhalefet tarafından bir türlü karşılanmayan “röveşata” beklentisi artık öfkeye dönüşüyor. Ve yeni bir seçim, maç daha yaklaşıyor.

Tüm yazılarını göster