UAD: İsrail, işgal altındaki Filistin topraklarındaki varlığına son vermekle yükümlü

Uluslararası Adalet Divanı Başkanı Salam, açıkladığı danışma görüşünde, "İsrail'in işgal ettiği topraklardaki uygulamaları buralarda kalıcı olarak yerleşme amacı taşıdığını gösteriyor" dedi.

Abone ol

DUVAR - Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin danışma görüşünü duyurdu. Danışma görüşünde, İsrail’in Filistin topraklarını işgali, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki ilhak uygulamaları, Doğu Kudüs’ün statüsünü değiştirme çabaları, apartheid ve ayrımcı uygulamaların hukuka aykırılığı, bunların başta İsrail olmak üzere tüm devletler ve uluslararası kuruluşlar açısından doğuracağı sonuçlar hakkında UAD'nin kanaati paylaşıldı.

'İSRAİL, İŞGALCİ GÜÇ KONUMUNDA'

Divan Başkanı Lübnanlı Yargıç Nawaf Salam, bugün Türkiye saatiyle 16:00'da halka açık oturumda Divan'ın kararını okumaya başladı. Salam, UAD'nin danışma görüşünü açıklamaya başlamadan önce, İsrail'in Filistin toprakların işgali ve bunun beraberinde getirdiği hukuki sonuçlar konusunda UAD'nin danışma görüşünde bulunabileceğini ifade etti. Aralarında İsrail'in de olduğu ülkeler, Uluslararası Adalet Divanı'ndan İsrail'in Filistin topraklarını işgali konusunda görüş bildirmeyi reddetmesini talep etmişti.

Salam, işgal altındaki Filistin topraklarının parçalanmış ayrı bölgeler değil, tek bir bölgesel birim olduğunu ve İsrail'in Gazze'de işgalci güç konumunda olduğunu ifade etti. Divan, İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria topraklarında da işgalci konumunda olduğunu ifade etti.

Görüşün bir parçası olarak İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında devam ettirdiği yerleşim politikasını da ele aldıklarını ifade eden Salam, İsrail'in İsrailli kişi ve şirketlerin Batı Şeria da dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarına yerleşmesi için teşvikler verdiğini bildirdi. UAD, hem İsrail'in yerleşim politikasının hem de doğal kaynakları kullanımının uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti.

'İSRAİL'İN FİLİSTİN TOPRAKLARINI İŞGALİ FİİLİ BİR İLHAK'

İşgal altındaki Filistin topraklarındaki Filistinlilere yönelik yerleşimci şiddeti ve İsrail güçlerinin eylemlerinin de ele alındığını ifade eden Divan Başkanı, İsrail'in yerleşimcilerin uyguladığı şiddeti engellememesinin yükümlülüklerine aykırı olduğu görüşünü dile getirdi. 

Uluslararası Adalet Divanı Başkanı Salam, son olarak İsrail'in Filistin toprakları üzerindeki işgalinin ilhak olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini ele aldıklarını anlattı. Bu konudaki Divan görüşünü paylaşan Salam, İsrail'in politika ve faaliyetlerine, yerleşim ve altyapıya, Kudüs'ün başkent olarak ilan edilmesine işaret ederek, İsrail'in Filistin topraklarını işgalinin, bu toprakların büyük bölümlerinin fiili ilhakı olduğu görüşünü açıkladı.

UAD, Oslo Anlaşması'nın işgalle ilgili kuralları ve İsrail'in yükümlülüklerini 'ortadan kaldırmadığı' tespitinde bulunarak, işgal kavramının geçici durum olduğunu, işgal süresinin uzunluğunun işgal edilen toprakların hukuki statüsünü değiştirmediğini kaydetti, İsrail'in Filistin topraklarındaki ilhak uygulamalarının 'hukuka aykırı' olduğunu ifade etti. 

Bu bağlamda "İsrail'in işgal ettiği topraklardaki uygulamaları buralarda kalıcı olarak yerleşme amacı taşıdığını gösteriyor" görüşünü dile getiren UAD Başkanı Salam, ayrıca İsrail'in işgal altındaki Filistinlilere karşı sistematik olarak ayrımcılık yaptığını ifade etti. Adalet Divanı'nın danışma görüşünde, İsrail'in eylem ve politikalarının Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkını ihlal ettiği görüşü de ifade edildi. UAD, İsrail'in Filistin topraklarında devam eden varlığının yasadışı olduğunu ve buradaki varlığına mümkün olan en hızlı şekilde son vermekle yükümlü olduğu görüşünü ifade etti. Divan, görüşünde ayrıca İsrail'in tüm yeni yerleşim faaliyetlerini durdurması gerektiğini belirtti. 

'DEVLETLER İSRAİL'LE İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARI BİRBİRİNDEN AYIRMALI'

Uluslararası Adalet Divanı'nın danışma görüşünde, İsrail'in Filistin topraklarını işgalinden doğan zararı tazmin etmesi gerektiği görüşünü ifade etti. Diğer dünya devletlerine de işaret eden UAD Başkanı, tüm devletlerin İsrail'in Filistin topraklarının işgalini tanımama yükümlülüğü bulunduğu görüşünü açıkladı. Divan'ın görüşünde ayrıca tüm devletlerin İsrail ve işgal altındaki topraklar arasında ayrım gözetmekle yükümlü olduğu bildirildi.

15 sayfalık UAD danışma görüşünü okuyan Divan Başkanı Nawaf Salam, "Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki İsrailli yerleşimleri ve onlarla ilişkilendirilen rejim, uluslararası hukuk ihlal edilerek oluşturulmuştur ve devam ettirilmektedir" ifadelerini kullandı. Danışma görüşünde, "Tüm devletler, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki varlığını hukuki olarak tanımama, yardım veya destek sağlamamakla yükümlüdür" denildi.

BM GENEL KURULU, UAD'DEN GÖRÜŞ İSTEMİŞTİ

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu 30 Aralık 2022 tarihli kararında UAD'den, Divan Statüsü'nün 65'inci maddesine dayanarak 1967'deki savaştan bu yana İsrail'in Filistin'deki işgalinin hukuki neticelerine ilişkin iki soru yöneltti.

BM Genel Kurulu'nun Divan'a sunduğu sorular, şu şekildeydi:

"1- İsrail'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, 1967’den bu yana Filistin topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs’ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin hukuki sonuçları nelerdir?

2- İsrail'in, ilk soruda belirtilen uygulamaları, işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?"

Danışma görüşü talebi 17 Ocak 2023'te BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından UAD'ye ulaştırılırken Divan, BM üyesi devletlere ve Filistin'e, danışma görüşü istenen sorular hakkında yazılı ve sözlü beyanda bulunma haklarına ilişkin bildirim yaptı.

DANIŞMA GÖRÜŞÜ VE ETKİSİ NEDİR?

Birleşmiş Milletler'in temel yargı organı Adalet Divanı'nın görevleri arasında ilk olarak, devletler arasında ortaya çıkan hukuki ihtilafları uluslararası hukuka uygun şekilde çözmek, ikinci olarak da kendisine yönlendirilen hukuki konularda danışma görüşü bildirmek bulunuyor. BM organları ve faaliyet alanlarıyla ilgili olması şartıyla BM yetkili kuruşları uluslararası hukuka ilişkin konu hakkında Uluslararası Adalet Divanı'ndan danışma görüşü isteyebilir. Devletler, Divan'dan danışma görüşü isteyemez.

Uluslararası Adalet Divanı'nın verdiği danışma görüşleri her ne kadar bağlayıcı olmasa da birçok devlet ve kuruluş tarafından dikkate alındığı ve verilen görüşe uygun hareket edildiği belirtiliyor. Danışma görüşleri, ileride açılabilecek benzer konulardaki davalarda Divan'ın ne yönde karar verebileceğini de gösterirken, danışma görüşü aleyhine hareket eden devletler açısından politik baskı aracı olarak kullanılabiliyor.

TÜRKİYE DE BEYANINI DİVAN'A SUNMUŞTU

Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda faaliyetlerini sürdüren Divan'da, 19-26 Şubat 2024 tarihlerinde yapılan duruşmalarda, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 49 ülke, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Afrika Birliği, İsrail’in Filistin topraklarını işgal ve ilhakına ilişkin kendi görüşlerini sözlü olarak Divan'a sunmuştu.

Bunun öncesinde de yine aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 54 devlet ve 3 uluslararası kuruluş Ağustos 2023'e kadar yazılı beyanlarını Divana ulaştırmıştı. Divan önünde, danışma görüşünde ilk defa bu kadar çok sayıda devletin yazılı ve sözlü beyanda bulunduğu görülürken, yazılı beyanda bulunan İsrail sözlü duruşmalarda yer almamıştı.

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)