‘Ucuz’ kıyma kuyruğu: Kıyma bitti, tavuk da yok, gelmeyin buraya!
Et ve Süt Kurumu’nun 'ucuza' et satışı başladı. Uzun kuyrukların oluştuğu Ulus’taki mağazada kıyma ve kuşbaşı yarım saatte tükendi: Geçmişte Bülent Ecevit’e kızıyorduk, bunlar ikiye katladı.
Ogün Akkaya
ANKARA - Et ve Süt Kurumu’nun resmi sitesindeki verilerine göre Ankara’da toplam dört satış mağazası bulunuyor. Bunlardan biri kurumun merkezinde yer alırken diğerleri Ulus, Kızılay ve Sincan’daki mağazalarda kişilere hizmet veriyor. Et ve Süt Kurumu’nun internet sitesindeki bilgilere göre Türkiye genelinde mağaza sayısı 18’le sınırlı.
Peki ‘ucuza’ et satışına başladıklarını duyuran Et ve Süt Kurumu’nun fiyatları nasıl? İnsanlar rağbet gösteriyor mu? Bu sorulara cevap aramak için önce Ulus’ta Yeni Hal’in içerisinde bulunan satış mağazasına uğruyoruz. Satış mağazasının giriş kısmı hal içerisinde kalıyor. Hal içi meyve sebze ve balık almaya gelenlerle birlikte kalabalık oluşturduğu için kurumdan alışveriş yapmak isteyen vatandaşlar, kurumun arka kapısında sıraya giriyor. Saatler öğleden önce 11.00’i gösterdiğinde kuyrukta vatandaş sayısı 35’i buluyor. Kuyruğa girenlerin çoğunluğunu yaşlı erkekler oluşturuyor.
‘KIYMA KAÇ KİŞİYE YETER BİLEMİYORUZ. BEN KÂHİN DEĞİLİM’
Uzun kuyrukta sıra bekleyip alışveriş yapanlar genelde kıyma ya da kuşbaşı et alıyor. Vakit ilerledikçe sıraya yeni kişiler katılıyor ve kalabalık her geçen dakika artıyor. Kuyruktaki kişiler dükkânın içine 10 kişilik gruplar halinde alınıyor. Dışarıdan bakıldığında dükkânın içerisinde adım atmanın güç olduğu görülüyor.
Çalışanlardan biri kapının önünden kuyruğa "Kıyma var ama kaç kişiye yeter bilemiyoruz. Ben kâhin değilim" diye sesleniyor. Kuyruktaki bir vatandaş ise “Herkese azar azar ver de yetsin" diye karşılık veriyor. Dükkânın hem ön hem de arka giriş kapısında KDV dahil olduğu belirtilen güncel fiyat listesinin yer aldığı kağıt asılı duruyor. Kuyruktakiler ya fiyat listesini inceliyor ya da önündekine, arkasındakine fiyatların ne durumda olduğunu soruyor. Dükkân içerisinden elinde poşetle çıkan bir vatandaş “Kuşbaşı çok az kaldı, beklemeyin" diyor. Bir başkası ise “Kızılay’daki şubeye gidin, orada hiç sıra yok” diye sesleniyor.
‘ECEVİT’E KIZIYORDUK, BUNLAR İKİYE KATLADI’
Kuyruk sırasında emekli bir kişiyle yan yana duruyoruz. Ulus’taki mağazaya yaklaşık yedi kilometre uzaklıktaki Mamak’ın Tuzluçayır semtinden geldiğini söylüyor. Fiyatları nasıl bulduğunu sorduğumuzda “Kasapta 130 lira, burada 80 lira aradaki farka bak! İnsan nasıl gelmesin” cevabını veriyor. Sözlerine “Etin lezzetine diyecek bir şey yok. Keşke tüm mahallelerde olsa ama bu sefer de kasaplarla araları bozulur” diyerek devam ediyor.
Kuyruk sırasında beklerken kendisiyle ekonomik kriz hakkında da konuşuyoruz. Kendisine “Daha önce kuyruğa girmiş miydiniz?” diye soruyoruz. Cevap olarak, “Geçmişte Bülent Ecevit’e kızıyorduk, bunlar ikiye katladı. O zaman yağ, şeker kuyruğu var, şimdi her şeyin kuyruğu var. Emekliye büyük haksızlık yaptılar. Ek zam konuşuluyordu ama kaldı öyle. Ayda bir geliyorum et almaya, bir hafta bile yetmiyor. Kırmızı et almaya gücümüz yetmiyor. Tavuk alabilirsek tavuk alıyoruz" yanıtını veriyor.
‘KIYMA BİTTİ, TAVUK ÜRÜNLERİ DE YOK, GELMEYİN BURAYA!’
Kuyruk yavaş yavaş ilerlerken Et ve Süt Kurumu’nun Ulus mağazasının yetkilisi tekrar kapı ucundan kuyruğa, “Kıyma bitti. Salam, sucuk, sosis var. Kırmızı et yok. Tavuk ürünleri de yok, gelmeyin buraya!” diyerek sesleniyor. Kuyruk bir anda dağılmaya başlıyor. Sıradakilerden birisi, “Kalabalığı görüyorsunuz bari ona göre verin, o kadar sırada bekliyoruz!" şeklinde sitem ediyor.
Kuyruğa girerken kaç dakikadır sırada olduğumuzu gösteren kronometre 33 dakika 11 saniyeyi gösteriyor. Önümüzde 10, arkamızda 16 kişi sıra beklerken, birden mağazanın kepenkleri bekleyenlerin suratına kapanıyor.
‘TALEP ÇOK AMA ÜRÜN KALMIYOR, MİLLET HÜCUM ETMİŞ’
Bu sefer de Ulus’tan, Kızılay’da bulunan Et ve Süt Kurumu’nun mağazasına geçiyoruz. Sıra ya da kalabalık göze çarpmıyor. Çünkü kıyma ve kuşbaşı et çeşitleri çoktan tükenmiş. Sıra da öğlen olmadan dağılmış. Mağazanın içinden bir kişi, “İçeriyi talan etmişler, yağmalamışlar” diyerek çıkıyor. Dükkâna doğru gelen yaşlı bir müşteri ise “Kıyma kaldı mı?” diye soruyor. Kalmadığını söylediğimizde, “Kıymanın kilosu 83’e düşmüş. Talep çok ama ürün kalmıyor. Millet hücum etmiş” diyor ve geri dönüyor.