Uğur Günel: 'Hayal kurmayan insan ölüdür'

Özkan Özgür ile 23 Soru'nun konuğu karikatürist Uğur Günel... Günel "Tüh bee. Biz ne yaptık böyle yahu?" diye soruyor.

Abone ol

1. Sizin için kullanılan hitap biçimlerinden hangisi daha çok hoşunuza gidiyor?

Aslında Bilgisayar Programcılığı ve İşletme okudum. Belediyelere bilgisayar dersleri verdiğim dönem vardı. Hocam diyorlardı. Özel bir kolejde karikatür derslerine girmiştim, orda da hoca diyorlardı. Yaklaşık 10 yıldır çeşitli dergilerde karikatür çiziyorum, çoğunlukla çizgi öyküler çiziyorum. Karikatürst diyorlar ama aslında biz kendimize “çizer” diyip geçiyoruz. Onun dışında bir stand-up gösterim var. Komedyen diyorlar. 2 yıldır Ayı Dergi'de öyküler de yazıyorum, metin yazarlığı da yaptım. Bana yazar dendiği de oluyor. Dizilerde figüranlık yaptım, oyuncu olmaya çalıştım vs. Ama ben kendime bir sıfat takmayı sevmiyorum. Pasaportumda da memur arkadaşlar bana uygun bir meslek bulamadılar, artist yazıyor mesela. Totalde mizahçı denebilir belki. Kim nasıl istiyorsa onu söyleyebilir. Hayalini kurduğu, sevdiği işleri yapmaya çalışan biriyim sadece.

2. Sizden daha zeki olduğunu düşündüğünüz arkadaşlarınız var mı?

Olmaz mı? Var tabii, ben çıkıp ben zekiyim diyemem zaten. Ona başkaları karar versin.

3. Arada sırada saçma şeylerle uğraşmak zorunda olduğunuzu düşünüyor musunuz?

İş esnasında böyle bişey düşünmem, tüm enerjimi veriririm. Ama iş bittikten sonra ya da arada es verdiğimde “ne yapıyorum ben böyle yaa?” dediğim oluyor.

4. ‘Tüm yaşadığım sıkıntılara değdi bu!’ dediğiniz olaylar yaşadınız mı?

Çoğumuz maddi manevi sıkıntılar çekiyoruz. Bir defasında bir üniversite söyleşisinde öğrenci arkadaşlardan bir tanesi çıkıp, çizdiğim bir hikayeyi anlattı. Çok sevdiğini söyleyip, ordaki bir olayın gerçek olup olmadığını sordu. Ben şaşırdım ama çok mutlu oldum, çünkü anlattığı işi o kadar uzun süre önce çizmiştim ki ben bile hatırlamakta güçlük çektim. Yani benim bile unuttuğum bir iş ama o o kadar sevip, benimsemiş. Hatta odasının duvarına benim Sosyalleşmek Lazım az biraz köşelerimden kesip asan okurlar var. Fotoğraf gönderiyorlar, mutlu oluyorum. İnanılmaz motive edici. Kesinlikle bu işin manevi tarafı daha önemli. İyi ki bu işin peşinden koşmuşum, uzun süre zorluk çektim ama değdi diyorum.

5. Bir evcil hayvanın insanı mısınız? Geçmişte böyle bir deneyiminiz oldu mu, ileride bir gün düşünür müsünüz?

Kedim var Rambo, 4 yıldır birlikteyiz. Bir de kabuk isimli su kaplumbağamız var, onun da garip ama 8’inci senesi.

6. Çocukluğunuzdan kalan ve ilk fırsatta tatmak istediğiniz özel tat var mı?

Ben çocukken Mabel diye bi sakız vardı. Bazı yerlerde hala denk geliyor. Onun tadını çok severim.

7. Sanatın ya da sanatınızın neresindesiz?

Bilmiyorum, şu noktadayım diyemem. Yapıyoruz işte bişeyler.

8. Ezberinizde şiir var mı? Hangi şairin hangi şiiri?

Çok şiir seven biri değilim aslında. Ezbere bildiğim ve çok sevdiğim Orhan Veli’nin “Ayrılış” şiiiridir.

9. Okuduktan sonra çok etkilendiğinizi düşündüğünüz bir kitap var mı?

Çocukken Behrengi’nin Küçük Kara Balık kitabını okumuştum. Aklıma kazınan bi hikayeydi. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı ile Camus’nün Yabancı’sı beni oldukça sarsmıştı. Kafka’nın Dönüşüm’ ü… Richard Brautigan’ın Kürtaj romanı da beni en çok etkileyen kitaplardan biri.

10. En son ne zaman tiyatroya gittiniz?

En son bir kaç ay önce Haluk Bilginer ve Esra Bezen Bilgin’in oynadığı “Pencere” oyununu izledim. Çok beğendim. Geçenlerde de sanırım altıncı kez Ferhangi Şeyler’i izledim.

11. Belleğinizde yer eden ve tavsiye edeceğiniz bir film var mı?

Çok var ama ilk aklıma gelenler. Eisenstein’ın “Potemkin Zırhlısı”, Sadri Alışık’ın “Ah güzel İstanbul” filmi. Back to the Future’ ın hastasıyım. Son dönemde de Whiplash, Birdman ve Arrival’ı çok sevdim.

12. Size göre ‘yabancı’ kimdir?

Bence bunun cevabını Kafka ve Camus, bahsettiğim kitaplarında veriyor. :)

13. En son ne zaman haksızlığa uğradığınızı düşündünüz?

Aslında çoğu zaman. Emek sömürüldüğünde ve saygısızlık yapıldığında. Mizahçı da kendince bunun mücadelesini verir aslında. Güçsüzün, güçlüye karşı silahı mizahtır

14. Hak etmediğini düşündüğünüz birilerine saygı göstermek zorunda kaldığınız oldu mu?

Bir dönem evet, köprüyü geçinceye kadar hikayesini hepimizi yaşamışızdır. Özellikle eğitim hayatında. Ama artık yapmıyorum. Bu yüzden çok işten oldum.

15. Günlük hayatta görünce nefret ettiğiniz hareket nedir?

Paraya tamah, hemşehricilik, ve kendinden olmayana saygısızlık.

16. Sizi umutlandıran bir duruma örnek verir misiniz?

Çocuklar.

17. Hayallerinizin peşinden koştunuz mu? Hayal kurmaya devam ediyor musunuz?

Evet.. Anlattığım gibi, benim işim bu. Hayal kurmayan insan, ölü insandır.

18. Rekabetçi olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Bence bizim işlerle uğraşan arkadaşların ve ustalarımızın rakibi yok. Birbirimize alternatif olabiliriz belki. Herkes uğraşıp, emek veriyor. Yola taş koyma, ayak kaydırma olmadıkça, hepsini sever ve takip ederim. Ben yarışma, rekabet olarak görmüyorum.

19. Özür dilemeyi ve teşekkür etmeyi ihmal ettiğiniz olur mu?

Özür de dilerim, teşekkür de ederim.

20. Neyi ya da kimi özlüyorsunuz?

Saflığı özlüyorum. Eskiye duyulan özlem var aslında ama eskiden de sıkılıyorduk. Bizimki güzelleme. Saflığı özlediğimizi düşünüyorum. Dürüstlüğe ve sevgiye ihtiyacımız var.

21. Stres atmak ya da kafanızı dağıtmak için ne yaparsınız?

Çıkar, müzik dinleyerek yürürüm.

22. Şu ana kadar geçen hayatınızı özetleyen kelime hangisidir?

Çabalıyorum, gittiği yere kadar. Karate-Kid’ten bir replikle örnekleyeyim: “Cilala, parlat.”

23. Allah gecinden versin, hak vaki olursa, geride kalanların sizi nasıl anacağını düşünüyorsunuz?

"Tüh bee. Biz ne yaptık böyle yahu?"