'Ulusal bir utanç': Yeni Zelanda'da bakım altındaki 200 bin kişi istismar edildi

1950-2019 yılları arasında bakım altındaki 200 bin kişinin cinsel saldırı ve işkenceye maruz kaldığı belirlendi. Soruşturmadan sorumlu yargıç Shaw, raporu 'ulusal bir utanç' olarak niteledi.

Abone ol

DUVAR - Yeni Zelanda'da 1950-2019 yıllarında devlet veya kilise bakımı altındaki 655 bin çocuk veya bakıma muhtaç yetişkinden 200 bininin istismara maruz kaldığı tespit edildi. Devlet ve kilise bakımı altındaki kişilerin istismar edilmesine ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Raporda, istismara uğrayanların büyük çoğunluğunun yerli halk Maoriler olduğu aktarıldı.

Soruşturma sonucunda yayımlanan raporda, 1950-2019 döneminde bakım altındaki 655 bin çocuk veya bakıma muhtaç yetişkinden 200 bininin cinsel saldırı, işkence ve zorla çalıştırma da dahil olmak üzere farklı şekillerde istismara uğradığı kaydedildi. 

ELEKTRİK ŞOKU VE ENJEKSİYONLA İŞKENCE

Soruşturmada, Lake Alice adlı psikiyatri hastanesindeki çocukların 1970'lerde ceza olarak elektrik şoku ve enjeksiyon yoluyla işkenceye maruz kaldığı ortaya çıktı. 11 yaşında devlet bakımına yerleştirilen ve sistematik cinsel saldırı ile psikolojik istismara maruz kalan Wiffin, "22 yıldır haklarımı savunuyorum ve bu 22 yılın büyük bir kısmı zorlu geçti" dedi.

Cinsel, fiziksel ve duygusal istismarın sistematik olduğu ve mağdurlarda ciddi travmalara yol açtığı belirlendi. The Guardian'ın aktardığına göre, istismarın failleri arasında bakıcılar, dini liderler, sosyal hizmet uzmanları ve tıp uzmanları yer alıyordu.

'DEVLET OLARAK DAHA İYİSİNİ YAPMALIYDIK'

İstismarın boyutu için 'tahmin edilemez' vurgusu yapılan raporda, devletin binlerce kişiye yönelik istismarı önlemekte başarısız olduğuna hükmedildi. Soruşturmadan sorumlu yargıç Coral Shaw, olayı 'ulusal bir utanç' olarak nitelendirdi. Shaw, “Bakım altına alınanlar bebekti, çocuktu, gençti, bakıma ihtiyacı olan yetişkinlerdi. Koruma kisvesi altında götürüldüler ama bunun yerine istismar edildiler ve zarar gördüler" dedi.

Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon, soruşturma raporunun ülke tarihinde 'karanlık ve kederli bir güne' işaret ettiğini söyledi. Luxon, "Toplum ve devlet olarak daha iyisini yapmalıydık" ifadelerini kullandı. 

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)