2023’te vizyonda geçen yıl gibi 370 civarı film gösterildi. Ancak yerli film sayısında belirgin bir düşüş söz konusu. Geçen yıl 180 civarında olan yerli film sayısı bu yıl 140 civarına gerilemiş. 19 milyona dayanan yerli film izleyici sayısı da bu yıl 14 milyonu bulmamış. Sözün özü hasta kan kaybediyor, kan kaybını durduramıyoruz.
Geçen hafta başladığım 2023 ulusal sinema değerlendirmesinde ilk durak uzun metraj film festivalleriydi. Bu yazıda ise vizyona giren filmler ve izlenme oranları üstünde duracağım.
2016’dan beri her yıl sonunda vizyona giren filmleri hem sayı hem de ülkeler bazında inceliyorum. 2017’de 375, 2018’de 426 film vizyona girmişti. 2018’de 426 film görmüştük vizyonda ve bunların 176’sı yerli, 250’si yabancı filmdi. Yabancı filmlerin yaklaşık 140’ı ABD yapımı, kalan 112’si ise dünyanın kalan ülkelerinin filmlerdi. 2019’da 394 film vizyona girdi. Bu filmlerin 141’i yerli film, 253’ü ise yabancı filmdi. Yabancı filmlerin 160 civarı ABD filmi geriye kalan 90 civarı film de dünya sineması örneği olmuştu. Pandemi sonrasındaki ilk normal gösterim yılın olan 2022’de Box Office Türkiye verilerine göre, 370 civarı film vizyonda kendine yer bulmuştu. İzleyici sayıları salgın öncesinden oldukça uzak bir seyir izledi. 2019’da 60 milyona dayanan bilet sayısı 2022’de 36 milyonu bulamadı.
2023’e geldiğimizdeyse 31 milyon 300 bin civarında bir izleyiciden bahsedebiliriz. Yani düşüş sürüyor. 2023’te de vizyonda geçen yıl gibi 370 civarı film gösterildi. Ancak yerli film sayısında belirgin bir düşüş söz konusu. Geçen yıl 180 civarında olan yerli film sayısı bu yıl 140 civarına gerilemiş. 19 milyona dayanan yerli film izleyici sayısı da bu yıl 14 milyonu bulmamış. Sözün özü hasta kan kaybediyor, kan kaybını durduramıyoruz.
ZİRVE ESKİ ZİRVE DEĞİL
Geçen yıl en çok izlenen film "Bergen", 5 buçuk milyona dayanmıştı. Önceki yıllarda 6-7 milyona dayanan izleyici sayıları geçen yıl 5 milyon civarında kalırken bu yılın en çok izlenen filmi bir çocuk animasyon filmi olan "Rafadan Tayfa" ve gişede 3 milyonu bulamadı.
En çok izlenen 10 filmin rakamlarına baktığımızda hemen hepsi bir milyon civarında geziniyor. Büyük bir beklenti yaratan "Ölümlü Dünya 2" filmi bile 1.5 milyona henüz ulaşamadı.
BİYOGRAFİLER DEVAM EDİYOR
"Müslüm"le başlayan müzisyen biyografileri furyası geçen yıl "Bergen" biyografisinin dışında "Dilberay" ve "Barış Akarsu" filmleriyle devam etmişti. Bu yıl bu furyaya Murat Göğebakan filmi de eklendi. Hiçbiri "Bergen"’in yaptığı şaşırtıcı etkiyi yapamasa da sırada Ocak ayında vizyona girecek olan Cem Karaca filmi var.
NBC KENDİ REKORUNU KIRDI, DEMİRKUBUZ ZORLUYOR
Bu yıl Nuri Bilge Ceylan daha önceki filmlerinden daha çok izlenerek sürekli aşağıya doğru giden vizyon eğrisinde yukarı doğru giden tek yönün sahibi oldu. "Kuru Otlar Üstüne", 330 binin üzerine çıkarak 304 binlik "Kış Uykusu" rekorunun üstüne çıkmış oldu.
Eklemekte fayda var, Zeki Demirkubuz da yakında kendi rekorunu kıracak gibi duruyor. "Hayat" filmi 40 bin bandını geçti. "Yeraltı" filmi 50 binin biraz üzerinde bir izleyici sayısına ulaşmıştı. "Hayat", tahminimce bu rekoru zorlayacak.
YERLİ ANİMASYONLAR ATAĞINI SÜRDÜRÜYOR
Çocuk animasyon pazarı son yıllarda ABD merkezli halinden giderek sıyrılmaya başlamıştı. Farklı ülkelerden animasyon filmler dünya sinemalarında kendine yer bulamaya başladığı bu dönemde, yerli üretim animasyonlar da her yıl vizyondaki pazar paylarını arttırıyorlar. Özellikle TRT destekli animasyon filmler yüksek izleyici sayılarına ulaşmaya başladılar.
Vizyonun en çok izlenen filmi "Rafadan Tayfa" başta olmak üzere "Aslan Hürkuş" "Elif ve Arkadaşları", "Nasreddin Hoca", "Kaptan Pengu ve Arkadaşları", "Kral Şakir" serileri bu yıl da yerli animasyon namına vizyonda ABD animasyon hakimiyetine kafa tutan yapımlar oldular.
YERLİ KORKU FİLMLERİ ISRARINI SÜRDÜRÜYOR
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yerli korku filmleri vizyonda kendilerine yer bulmaya devam etti. Ortalama her hafta yeni bir yerli korku filmi vizyona girdi. Ancak artık umuttan inada dönen bir denklemde devam eden bu durum, reel ticari bakış açısının dışına çıkmaya başlamış gibi duruyor. Zira izleyici sayıları birkaç istisna dışında oldukça düşük. İstisna saydıklarım da en çok izlenen 10 film arasında kendine yer bulmuş yapımlar değil. 100 bini bulan bir yapım ve 50 bin bandında görünen birkaç yapımdan başka 50 civarı yerli korku filminin başarı gösteremediğini söyleyebiliriz.
KOMŞUDA PİŞER BİZE DÜŞMEZ
Geçen yıl komşu ülkelerden vizyonda film görmekte zorlandığımız bir yıl olmuştu. Bu yıl da daha iyi bir tabloyla karşılaşmadık. İran ve Rusya’dan vizyonda film göremiyoruz. Rusya’nın aykırı çocuğu Kirill Serebrennikov’un çektiği "Çaykovski'nin Karısı" Rusya’yı temsil ederken, İran cephesi boş kaldı. Romanya’dan Alexandru Belc’in yönettiği "Metronom" ve Polonya’dan Jerzy Skolimowski’nin "Aİ" filmleri ise vizyonu zenginleştiren ülke sineması örnekleri oldular.
ZORUNLU BEYAZ PERDE ÇIKARMASI ATATÜRK SERİSİ
Disney+’ın Cumhuriyet’in 100. yılı için yaptırdığı 'Atatürk' dizisini platform bünyesinde yayımlamaktan vazgeçip sinema ve televizyon yayını olarak vereceğini duyurmasından sonra ortaya çıkan hal, dijital platformlar adına önemli bir tartışma yaratmıştı. Nihayetinde dijital platformda yayımlanmayan Atatürk dizisi farklı bir kurguyla iki bölüm olarak sinemaya taşınmış oldu.
İlk bölümünü bu yıl izlediğimiz yapımın ikinci bölümü Ocak ayında vizyonda olacak. İlk bölüm, bu yılın en çok izlenen filmleri arasında 1 milyon 600 binlik gişe rakamıyla 3 numarada yer alıyor. Ancak 100 yıldır tekrar eden Atatürk filminin yapılamama hikayesinin son halkası da bu şekilde sonuçlanınca esasen gene istenilen sonucun oluşmadığını söyleyebiliriz.
DÜŞ ŞATOLARI ELE GEÇİRİLDİ
Kıymetli büyüğümüz Burçak Evren, İstanbul’un sinemaları için "Düş Şatoları" tanımını yapmıştı. Artık düşman askerleri olan; telefondan tablete, bilgisayar ekranında televizyona kadar bütün alternatif izleme mecraları bu heybetli düş şatosunu olanca hızlarıyla yıkıyorlar. Kocaman perdesini dört bir yanından parçalıyorlar. Umarım imparatorluk çökse de en azından derebeylik düzeyinde birkaç karanlık şatomuzu koruyabiliriz.