Ümmiye Koçak 'Yün Bebek-2'ye destek arıyor

Toroslar’daki bir dağ köyünden uluslararası festivallere yolculuğu ile tanıdığımız yazar ve yönetmen Ümmiye Koçak, yeni filmi 'Yün Bebek 2' için sponsor desteği bekliyor. Koçak, “Anadolu kadınının sesini sadece bütün Türkiye’ye değil bütün dünyaya duyurmak istiyoruz. İstenildiğinde her şey başarılır” diyor.

Abone ol

DUVAR - Mersin’in Toroslar ilçesindeki Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’nun kurucusu ve Yün Bebek filminin yönetmeni olan Ümmiye Koçak (63), çekimlerine aralık ayında başlamayı planladığı yeni filmi için sponsor desteği arıyor. “Ben artık ilk Yün Bebek filmini çektiğim Ümmiye değilim” diyen Koçak, kendini geliştirdiğini belirterek “İlk filmimi tek kamerayla çekmiştim, yeni filmimde en az üç kamerayla çalışmak istiyorum” ifadelerini kullanıyor.

Ümmiye Koçak’ın sanat yolculuğu köy meydanında izlediği bir tiyatro oyunuyla başladı. Oyundan çok etkilendi ve yaşadığı köydeki kadınların hikayesini anlatmak için bir tiyatro topluluğu kurmaya karar verdi. Ancak köydeki kadınları tiyatro yapmaya ikna etmek pek kolay olmadı. Kapı kapı dolaştı, hayallerini paylaştı. Kendi deyimiyle “Sen yapamazsın, dedikodu olur, sana mı kaldı?” diyenlere kulak asmadı. 2001 yılında kendisiyle beraber 8 kadının yer aldığı Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’nu kurdu.

.

Topluluk, ilk olarak Remzi Özçelik'in “Taş Bademler” adlı oyunuyla seyirci önüne çıktı. Başarıları kısa sürede duyuldu, başka köylere ilham oldu. Ulusal ve uluslararası festivallerde ödüller alan topluluğun oyunları, 2001 yılından bu yana 70 bin kişi tarafından izlendi. Topluluk, tiyatro yolculuğuna Ümmiye Koçak’ın yazdığı, pandemiyi konu alan yeni bir oyunla devam edecek.

ÜMMİYE KOÇAK: KULUÇKAYA YATTIM

Mersin’in Toroslar ilçesinde bulunan 1500 rakımlı Arslanköy’de kış hazırlıkları yaptığı sırada telefonda görüştüğümüz Ümmiye Koçak, yeni oyununu Gazete Duvar’a anlattı. Kendi deyimiyle günlerini çalışarak güzelleştiren Koçak, bu sıralar salça ve konserve yapımıyla meşgul. Bu işlerin yanı sıra kitap okuyor ve yeni oyunu üzerine çalışıyor. Pandemi sebebiyle birçok etkinliğin iptal olduğunu hatırlatarak “Ben de bu dönemde kuluçkaya yattım” diyor.

PANDEMİYİ ANLATAN YENİ BİR OYUN YAZDI

Sağlık çalışanlarının ve bilim insanlarının uyarılarına rağmen maske takılmaması, sosyal mesafeye dikkat edilmemesi Ümmiye Koçak’ın da gündeminde. Pandemide kendi köyünde yaşananları gözlemleyen Ümmiye Koçak, yeni tiyatro oyununda da bu konuya yer vermeyi seçmiş. Nedenini şu sözlerle anlatıyor:

“Bu konu gerçekten çok ciddi. Eğitimi bağlıyor, ekonomiyi bağlıyor, her şeyi bağlıyor ve biz bu virüsün çoğalmasını önleyemiyoruz. Türkiye’nin her yerinden misafirlerim geliyor ama maskem ağzımda karşılıyorum. Yürekten yüreğe sarılıyoruz, yürekten yüreğe seviyoruz birbirimizi. Bu bir geçici süre biz ne kadar önlem alırsak o kadar çabuk atlatırız.”

2

“Gündemde olan olaylar benim de canımı acıtıyor, ama canımı acıtıyor diye içeri sokulup üzülmekten yana değilim, ne yapabileceğimi araştırmaktan yanayım. ‘Kurallara uyumalıyım, uyulması için de bir şeyler yapmalıyım’ diye düşündüm ve bunun için yeni bir oyun yazdım. Henüz bitirmedim ama büyük bir kısmını kurguladım. Köyde bilgisayarım, yazıcım yok. O sebeple kara kalemle deftere yazıyorum.”

‘ÖZELLİKLE KIRSAL BÖLGELERE ULAŞMAK İSTİYORUM’

Ümmiye Koçak’ın yeni oyunu Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’ndaki 8 kadın tarafından oynanacak. Oyunu özellikle kırsal bölgelere ulaştırmak isteyen Koçak, “İnsanları hem düşündürecek hem insanları bilinçlendirecek” diyor.

.

İyi bir gözlemci olan Ümmiye Koçak, pandemiyi anlatan yeni oyununda da gündelik hayattan kesitlere yer veriyor:

“Yine komşular arasında yaşanan olaylara yer veriyorum ve mesaj veren bir oyun olduğunu düşünüyorum. Geçen, köyde bir yaşlı teyzemiz için koronavirüs oldu diye ambulans çağrıldı. Teyzemiz tek yaşıyor, komşuları telefon etti ve ambulans geldi. Sonra öğrendik ki virüs değilmiş, astım hastası olduğu için göğsü sıkışmış. Ama köyde aldı yürüdü 'Bu korona' diye. Teyze de ambulans çağıran komşusu ile kavga etti, ‘Ben virüslü değilim. Bu yaştan sonra neden benim adımı lekeledin?’ diye. Bu olaylar bana ilham kaynağı oluyor, bu olayı oyunuma almasam olmazdı.”

Oyunda, salgın önlemlerine dair yer alan bir başka örneği ise şöyle anlatıyor:

“Görüyorsunuz kimi maskeyi koluna takıyor, kimi kafasına. İnsanlar mesafeyi korumuyor. Ama benim oyuncumun bir torunu var, mesafeyi koruyarak markete gidiyoruz ve o beş yaşındaki çocuk bana bağırıyor “Ümmiye Yenge, Ümmiye Yenge maskeni tak” diyor. Bilinçli evlatlar yetiştirmek çok önemli.”

ELİF, ÖĞRETMEN OLARAK KÖYE DÖNÜYOR

Tiyatro yazarlığı ve yönetmenliğinin yanı sıra film de çeken Ümmiye Koçak, ilk filmi Yün Bebek’le New York Avrasya Film Festivali’nde “Sinemada en iyi Avrasyalı Kadın Sanatçı” ödülünü kazandı. Galası 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yapılan Yün Bebek filmi, yörük kızı Elif’in gözünden aile baskısını ve kadına yönelik şiddeti anlatıyor. Ümmiye Koçak, bir devam filmi olarak 'Yün Bebek 2’yi çekmek istiyor. Yün Bebek 2, ana karakter Elif’in kendi köyüne öğretmen olarak geri dönmesi sonucunda gelişen olayları anlatıyor. Elif karakterini çocukluğundaki öğretmenlere benzeten Koçak, ikinci filme dair şunları söylüyor:

“Benim tek istediğim öğretmenlere gösterilen saygıyı anlatmak. Benim köyümdeki öğretmenler kadınları, genç kızları, okula gitmeyenleri bilinçlendiriyordu. Bir yardım elçisiydi. Burada da Elif büyüyüp öğretmen oluyor. Okuyamayan kadınlara maddi, manevi destek veriyor. Kadınları örgütleyip bir araya toplayıp faaliyet yaptırıyor. Köyündeki insanlara sosyalleşmeyi öğretiyor. Bize rol model olacak Elifler lazım. Gençlerimizin bu gibi filmlere, rol modellere ihtiyacı var. O yüzden bu filmi çekmeyi çok istiyorum.”

.

‘İLK YÜN BEBEK FİLMİNİ ÇEKTİĞİM ÜMMİYE DEĞİLİM’

Senaryosu ve oyuncuları hazır olan 'Yün Bebek 2' filmi için sponsor desteğine ihtiyaç var. “Film işi çok parayla dönen bir iş” diyen Ümmiye Koçak, ilk filmini çekmek için kurumlardan aldığı desteğin yanı sıra tarım işinde çalışarak biriktirdiği yevmiyelerini kullanmıştı. “Ben artık ilk Yün Bebek filmini çektiğim Ümmiye değilim” diyor ve aradan geçen zamanda kendini geliştirdiğini söylüyor: “Ben hiçbir şeyi okuldan öğrenmedim, yaşayarak öğrendim. Film çekmeyi de kendi çabamla öğrendim. İlk filmimi tek kamerayla çektik, o zamanlar acemiydim. Tek kamerayla çekilen filmle iki kamerayla çekilen film arasındaki farkı öğrendim. İkinci filmimi daha profesyonel çekmek istiyorum. En azından üç kameramız olsun ve tanınmış yönetmenlerle çalışayım istiyorum. Bütün öğrendiklerimi burada aktarmam gerek diye düşünüyorum.”

Sponsorluk ve işbirliği için Mersin’de bazı kurumlarla görüştüklerini belirten Ümmiye Koçak, henüz olumlu bir yanıt alamadıklarını anlatıyor. Filmi, hikayeye uygun olarak Mersin’de Toroslar’da çekmek istediklerini ancak destek bulamazlarsa başka illeri de düşünebileceklerini belirtiyor. “Filmi burada, ilkiyle aynı yerde çekmek istiyoruz inşallah burada çekeriz.”

Ümmiye Koçak ve ekibi sponsor bulabilirlerse “Yün Bebek 2” filminin çekimlerine aralık ayında başlamak istiyor. Anadolu kadınının sesini duyurmak istediklerini belirten Koçak, sanatçılara ve iş insanlarına seslenerek “Anadolu kadınının istediğinde neler yapabileceğini sadece bütün Türkiye’ye değil bütün dünyaya göstermek istiyoruz. İstenildiğinde her şey başarılabilir” diyor.