Umudun peşinden koşanlar ve razı olanlar

AZ Alkmaar'a karşı ilk maçta turu büyük oranda kaybeden Galatasaray, rövanşı tek bir organize atağı olmadan tamamladı. Evinde erken gol bulması gereken takım, neleri yapmaması gerekiyorsa hepsini yaptı! Bolca pas hatası, kaybedilen orta saha, saha içi anlaşmazlıklar, hücum presi yapmak istenen her an pozisyon verip rakibi yüreklendiren hatalar silsilesi.

Tek gol arayışını kenarlardan yapılan ortaları Osimhen'le buluşturmaya ve golcü ismin etkili kafa vuruşlarına bağlayan bir Galatasaray fotoğrafı; baskı yok, plan yok, duran top çalışması yok. Hücumun kilit oyuncusu Mertens'in adı var, kendi yok. İkinci golden sonraki 2-3 dakikalık bölüm dışında tempo yok. Bu kadar yokluk içinde güzel şeyler beklemek de hayal oluyor.

GÜNAY'DAN 7 KURTARIŞ, 2 DİREK

Galatasaray adına Avrupa'da sezonun son maçında ön plana çıkan sadece 2 isim vardı. Sürpriz şekilde kaptan Muslera'nın yerine ilk 11'de başlayan Günay Güvenç, 7 önemli kurtarışa imza attı. Karşılaşmanın henüz ilk dakikalarda kopmamasını da bu kurtarışlar sağladı. Tur atlaması için farklı galibiyet alması gereken sarı-kırmızılılarda maçın oyuncusu kaleci oldu. Günay performansı dışında 2 şutun da direkten dönmesi, Alkmaar'dan 2 maçta yenen 6 golün artmasını engelledi.

OSIMHEN FARKI

Hayal kırıklığı yaşanan maçta olumlu işler yapan bir diğer oyuncu ise Osimhen'di. Nijeryalı santrfor özellikle hırsıyla dikkat çekti. Vakit geçiren rakip oyunculara tepki gösteren, hakeme sürekli süre uyarısı yapan, attığı golden sonra Galatasaray'ın yemeden 4 gol daha bulması gerekirken takım arkadaşlarını oyuna dahil etmeye çalışan çabası ile Osimhen bir kez daha özel bir oyuncu olduğunu gösterdi.

Maç öncesi düzenlenen basın toplantısında "Takım olarak yüzde bir umudun peşinden koşacağız" diyen Günay, kurtarışlarıyla kendi payına dediğini yaptı. Sahada elinden geleni sunan, bu gayretinin karşılığını gol katkısıyla alan Osimhen'i de bir kenara ayırırsak; Ali Sami Yen'de Okan Buruk dahil kimse, Avrupa için gerekli umudun peşine takılmadı.

TARAFTARIN COŞKUSU KARŞILIK BULMADI

İstanbul'da etkili olan yoğun kart yağışına rağmen stadı dolduran taraftarlar da golün gelmediği her dakika coşkusunu biraz daha yitirdi. Maçın başındaki büyük desteğe karşın takım bir türlü taraftarın coşkusuna ortak olmadı. Beklenmeyen bir futbol izlese de devre arasında takımı soyunma odasına alkışlarla gönderen Galatasaraylılar, soğuk İstanbul gecesinde ne mucizeyi beraberinde getiren skora şahitlik edebildi ne de beklediği takımı izleyebildi.

Oyununu geliştirmesi, gerektiğinde yıldız oyuncularının devreye girmesi, ara transferde takıma katılan futbolcuların da etkisiyle vitesi artırması beklenen Galatasaray, 2025 itibariyle her geçen gün geriye giden performansını Alkmaar rövanşında devam ettirdi. Sonuç olarak Galatasaray'ın çok iyi başlayan Avrupa serüveni hüsranla sonlandı. Akıllarda maç boyu düşmeyen tempoda oynanan, bir Premier Lig takımına zor anlar yaşatan ve sarı-kırmızılı camianın Avrupa'da final hedefine sıkı sıkıya bağlanmasını sağlayan Tottenham maçı kaldı.

DERBİ HAMLELERİ FİŞİ ÇEKTİ

Bu sezon hızlı oyuncular karşısında savunmasında gedikler oluşması ve kolay yenen gollere çare bulamayan Okan Buruk, Ali Sami Yen'de aynı sorunlarla yüzleşti. Hollanda'daki ilk maçta sürekli dizilişi ve oyuncuların yerlerini değiştirerek çözüm arayan Okan Hoca, şampiyonluğun kilidini çözebilecek Fenerbahçe derbisini düşünüp; Sanchez, Torreira, Sara ve Osimhen'i oyundan alınca, rövanşta kaderine razı gelmiş bir görüntü çizdi.

Icardi'nin sakatlığı sonrası düşen hücum gücü ve azalan gol sayısı sorunu da hala Buruk'un çözümlemesi gereken başka bir sorun olarak ortada duruyor. Rize deplasmanında kenardan gelip galibiyette önemli rol oynayan Lemina'yı UEFA listesine yazmayan Okan Hoca, takımın topa sahip olmasını sağlayan tecrübeli orta sahayı kullanamamanın pişmanlığını da yaşamış olmalı.