'Üreten biziz, işten atan Vestel'

Manisa'daki Vestel Fabrikası'nda yaklaşık 1000 Covid-19 vakası olduğunu duyurarak eylem yapan işçilerden Yeliz Kurt ve onun davasında şahitlik yapan Tuğba Esentürk işten çıkarıldı. İşçi Kadın Meclisi Sözcüsü Fatma Nur Güler: "Patronlar işçilere ya ücretsiz izin ile sefalet ya da önlemsiz çalışma dayatıyor."

Abone ol

İZMİR - Manisa Vestel Elektronik Fabrikası’nda işten çıkarmalar devam ediyor. Fabrikada pozitif vakaların artması üzerine koronavirüse karşı önlemlerin artırılmasını talep etmek için basın açıklamasına katılan İşçi Kadın Meclisleri üyesi Yeliz Kurt, 24 Ağustos’ta işten çıkarılmıştı. Kurt’un açtığı işe iade davasında kendisine şahitlik yapan Tuğba Esentürk de geçtiğimiz hafta tazminat hakkı ödenmeyerek işten çıkarıldı.

Geçtiğimiz Ağustos ayında Manisa’daki Vestel Fabrikası’nda çalışan işçiler, fabrikada yaklaşık 1000 pozitif vakanın olduğunu, 7 işçinin de koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdiğini kamuoyuna duyurmuştu. İşçi Kadın Meclisleri, çalışma koşullarına karşı fabrika önünde eylem yapmış, Vestel yönetimi ise yaptığı açıklamayla önlemleri arttırdığını açıklamıştı.

Vestel’de yaşananları, fabrikada süren hak gaspını Gazete Duvar’a anlatan İşçi Kadın Meclisi Sözcüsü Fatma Nur Güler ve işten çıkarılanYeliz Kurt, bu haksızlığa karşı mücadele çağrısı yaparak atılan işçiler işe geri alınana kadar tüm kamuoyunu Vestel ve Zorlu ürünlerini boykot etmeye davet etti.

‘İŞÇİ KADIN MECLİSLERİ ÜYESİ MİSİN?’

İşçi Kadın Meclisi Sözcüsü Fatma Nur Güler Vestel’de yaşanan süreci şöyle özetledi:

“Ağustos ayında üye arkadaşlarımız Vestel’de 1000 işçinin pozitif olduğunu, 7 işçinin yaşamını yitirdiğini kamuoyuna duyurdu ve önlem istedi. Konuyu dile getirdik, arkadaşlarımızın sesini duyurduk. Bu olay üzerine Vestel, önce önlemleri artırdığını söyledi. Hatta somut olarak almayı vaat ettikleri önlemleri anlattı. Sonrasında ise ilk fırsatta bu durumu dile getiren üyemizi işten attılar. İşten atılan arkadaşımızın mücadelesi sürerken, bu davada şahitlik yapacak olan başka bir işçi arkadaşımızı da işten attılar. Üstelik bunu yaparken 'İşçi Kadın Meclisleri üyesi misin?' diye sordular.”

‘BU KAZANILAN PARALAR İŞÇİLER SAYESİNDE’

“Buradan yanıtlayalım: Evet, hepimiz üyeyiz. Daha çok kadın, İşçi Kadın Meclisleri'ne katılacak. Hiçbir işçi kadın, asla yalnız yürümeyecek” diyen Güler, şöyle devam etti:

“Sadece Vestel ve Zorlu Holding’e de değil, tüm patronlara söylüyoruz. Artık İşçi Kadın Meclisleri var. Çünkü salgın günlerinde kadın işçilerin işyerlerinde yaşadığı sorunlar da kadınların eşitlik mücadelesinin bir parçasıdır. Salgında tüm işçilerin ölümle burun buruna yaşadığını görüyoruz. Patronlar işçilere ya ücretsiz izin ile sefalet ya da önlemsiz çalışma dayatıyorlar. Bu böyle olmamalı. İşçilere bunları dayatan Vestel hiç durmadan karına kar katıyor; sadece pandemi döneminde %553 kar etti. Bu karlar, bu kazanılan paralar işçiler sayesindedir.”

‘BU İKİ YÜZLÜLÜĞÜ HER YERDE DUYURACAĞIZ’

Vestel yönetiminin mümkün olduğunca bu konunun duyulmasını istemediğini aktaran Gürel, iki işçiyi de işten atmalarının bunun en büyük kanıtı olduğunu belirterek son olarak şunları söyledi:

“Vestel yönetimi ikiyüzlü bir yerde duruyor. İşçiler sayesinde kazandıkları paralarla 8 Martlar için dünya kadar para verip, videolar yayınlıyor. Aynı anda da işçileri tazminatsız işten atıyor. İstanbul Sözleşmesi’ni savunduklarını iddia ediyorlar ama kadın işçilere ‘İşçi Kadın meclisine üye misiniz?” diye hesap sormaya da cüret ediyorlar. Biz de diyoruz ki ‘İstanbul Sözleşmesi’ni savunuyorsanız, haklarımızdan elinizi çekin. Yoksa biz bu ikiyüzlülüğü her yerde duyurmaktan geri durmayacağız. Bunu tüm patronlar bilsin”

‘ÖNCE BÖLÜMÜMÜ DEĞİŞTİRECEKLERİNİ SÖYLEDİLER’

10 Ağustos günü Manisa Sanayi Müdürlüğü’nün önünde yaptıkları basın açıklamasının ardından ücretli izne çıkarılan Manisa işçi kadın meclisleri üyesi ve Vestel çalışanı Yeliz Kurt ise işten atılma sürecini şöyle anlattı:

“2020 Temmuz ayında pozitif vakaların artış göstermesi ve ölümlerin duyulmasından sonra fabrika önünde basın açıklaması yaptık. Bana bölümümü değiştireceklerini bu süreçte uygun bir bölüm bulana kadar çıkardıklarını söylediler. 24 Ağustos günü beni tekrar çağırdıklarında uygun bölüm bulamadıklarını ve performans düşüklüğü nedeniyle 18.maddeye göre çıkışımın verildiğini söylediler. Kıdem ve ihbar tazminatımı yatırdılar. Pandemiden dolayı çıkışların yasak olmasına rağmen işten çıkarma cezasını da göze alarak beni işten attılar.”

‘BANA ŞAHİTLİK EDEN ARKADAŞIMI DA İŞTEN ATTILAR’

Vestel yönetimi ile uzlaşma sürecinde de uzlaşamadıklarını belirten Kurt, çalışma hakkının elinden alınmasıyla bu süreçte yaşadığı mağduriyeti dile getirdi. Şu an işsizlik maaşı alarak yaşamını sürdürmeye çalıştığını ifade eden Kurt, şunları söyledi: “Dava yoluna giderek işe geri iade istemli sendikal tazminat davası açtım. 30 Eylül günü davamın açılması ile şahitlerimi bildirdik. Şahidim ve aynı zamanda kendisi de İşçi Kadın Meclisi üyemiz olan çalışma arkadaşım olan Tuğba Esentürk’ü de 22 Ekim günü ihbar ve tazminatsız olarak işten attılar. Uzlaşma sürecine gittik ancak yine uzlaşma sağlanamadığından işe geri iade davası sürecini başlattık. Şu an bir iş kaybımız söz konusu. Kadınlar toplum içerisinde ötekileştirdiği gibi anayasal hak olan çalışma hakkı da ellerinden alınmak isteniyor Üreten biziz işten atan ise Vestel.”