Değerli büyüğümüz gazeteci-yazar Dr. Hıfzı Topuz’u bu sabah (26 Eylül 2023) kaybettik. Hıfzı Topuz, ömrünü aydınlanmaya, gazetecilerin ve iletişim dünyasının sorunlarına adayan, çözümler üretmeye çalışan, eserleriyle edebiyatımıza katkı yapan bir Cumhuriyet aydınıydı.
Hıfzı hoca, 1923 doğumlu olup Cumhuriyet’le yaşıttı, 100 yaşında bir asırlık çınardı. O kuşağın insanlarından olup Cumhuriyet değerlerine, aydınlanmaya, laikliğe sıkı sıkı bağlıydı. Kendini geliştiren, Türkiye’nin ilk gazetecilik doktoru unvanını alan bir kişiydi. Doktorasını Fransa’da yapmıştı.
Hıfzı Topuz, 1952 yılında kurulan İstanbul Gazeteciler Sendikası’nın da kurucuları arasında yer alıp tüzüğünü hazırlayan ve daha sonra genel başkanlığını üstlenen bir basın emekçisiydi.
1955 sonrasında Demokrat Parti (DP) iktidarının basına yönelik baskılarına karşı çıkan ve bu uğurda mücadele edip sendika başkanlığı görevinden alınan bir gazeteciydi. Topuz, gazetecilerin sorunlarına ve örgütlenmesine özel önem veren bir kişiydi.
Kendisini 1970’li yıllarda çıkardığı kitaplarından tanıyordum. 1974-1975 yıllarında İsmail Cem’in TRT Genel Müdürlüğü döneminde genel müdür yardımcılığı görevini üstlenmişti. O zaman ben de TRT’de muhabir iken akşam derslerimize gelirdi ancak kişisel olarak tanışmamız 1990’lı yıllarda oldu.
85 YAŞINDA YİNE ÖRGÜTÇÜ
Dr. Topuz, İLAD (İletişim Araştırmaları Derneği) adıyla bir derneğin kurulmasına öncülük etmiş ve uzun yıllar bu derneğin başkanlığını yapmıştı. Ben de 1990’lı yılların sonunda bu derneğe üye olduktan sonra Hıfzı hocamla daha yakın bir ilişki içine girmiştim.
2006-2008 yılları arasında da İLAD’ın genel sekreterliği görevini yürüttüm, başkanımız Hıfzı Topuz, 84, 85 yaşında olmasına rağmen her zamanki enerjik tavrıyla yeni gündem maddeleri saptar, toplantılara başkanlık yapar, bizleri yüreklendirip harekete geçirirdi.
Türkiye tarihi ve gazetecilikle ilgili yazdığı biyografik romanlar, hem edebiyatımıza, hem de basın dünyasına önemli katkılar sağlamıştır. Çok rahat ve okunabilen bir dili olması, Atatürk’le birlikte Nazım Hikmet ve diğer önemli şahsiyetlerle ilgili anıları, eserlerinin okurlar tarafından ilgiyle izlenmesine neden olmuştur.
51 KİTAP YAZDI
Hıfzı Topuz, 51 adet esere imza atmıştır. Gerçekten üretken bir insandı, 90’lı yaşlarında da bu üretkenliğini sürdürdü. Bir kitap yazmadan önce ciddi biçimde araştırır ve kitabın son hazırlık döneminde de yakınlarının kitapla ilgili düşüncelerini alırdı.
Örneğin Sabahattin Ali ile ilgili yazdığı kitabının öncesinde tanıdıklarıyla bir toplantı düzenlemiş, kitabın ismi dahil Sabahattin Ali’nin öldürülmesi konusu üzerine görüşlerimizi almıştı.
Tanıdıkları ve arkadaşlarıyla sohbet etmekten çok hoşlanır, evine davet eder, günün sorunlarının yanı sıra anılarından söz edip hoşça vakit geçirmemizi sağlardı. Bu yemekli toplantılarda şarkı ve türküler de söyleyip gecemizin keyifli geçmesine özen gösterirdi.
Bu yemekli toplantıların bir seferinde, Fransa’da yakın arkadaşı olan müzisyen ve şarkıcı Tülay German’ı telefonla arayıp onun ünlü şarkısı “Burçak Tarlası”nı bize Paris’ten söylemesini sağlamıştı. Hıfzı hocam, dostlarına değer veren, vefalı bir insandı.
SON KONUŞMAMIZ
Hıfzı hocamın bu yıl içinde sağlık sorunları da artmıştı. 25 Ocak 2023, kendisinin 100.ncü yaş günüydü. Özel bir gece düzenlemek istedik ama sağlık sorunları nedeniyle kabul etmedi. Kendisini ziyaret etmek istedim, “Atilla kendimi şu anda iyi hissetmiyorum, biraz iyileşeyim, ben sana haber veririm” demişti.
Zaman, zaman telefonla görüşüyorduk. Bazen telefonlara cevap veremiyordu, arıyordum, ne yazık ki açan kimse olamıyordu. Nihayetinde 30 Ağustos 2023 günü Zafer Bayramı nedeniyle kendisini aradım. Telefona çıktı.
Hıfzı hocam, “Atilla, çok fazla iyi değilim. Biliyorum ziyaretime gelmek istiyorsun ama bu halimle senle görüşmek istemem. Kendimi iyi hissedersem seni çağırırım. Şimdilik telefonla görüşelim. Bu arada beni arayanlar da azaldı. Recep Yaşar arkadaşımız sık sık arıyor, sağolsun. Hoşça kal”.
Demek ki bu konuşmamız son görüşme olmuş. Bu görüşmemizde Hıfzı hocamın artık yaşamaktan pek mutlu olmadığını hissetmiştim. Eylül ayı içinde birkaç kez daha aradım ama telefona cevap veremiyordu.
Recep Yaşar da Hıfzı Topuz’la Basın Tarihi üzerine ortak kitap yazan, TRT kökenli ve TGC (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti) yönetiminde görev alan değerli bir arkadaşımızdır.
DEVRİMCİ TOPUZ
Bu arada Hıfzı Topuz’un eşi değerli kardeşim Ayşe’den de söz etmek isterim. Ayşe, Hıfzı hocama büyük bir sevgi ve saygıyla bağlanan, ona yoldaşlık eden gazeteci kökenli bir arkadaşımızdır. Hıfzı hocamızın vefat haberini alır almaz kendisiyle yaptığım telefon konuşmasında çok üzgün, bitkin ve çaresiz bir ruh hali içindeydi. Sabır diliyorum.
Hıfzı Topuz’un üretken, örgütçü özelliklerinin yanı sıra diğer bir özelliği de sahip olduğu dünya görüşüdür. Topuz, gençliğinden itibaren sosyalist dünya görüşünü benimseyen ve savaşsız, sömürüsüz, sınıfsız dünya özlemini ömrünün sonuna kadar sürdüren bir devrimciydi. Yıldızlar yoldaşı olsun…