Urfa Barosu: Ali Erbaş'ın açıklaması faşizan
LGBTİQ+ bireyleri hedef gösteren Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı eleştirdikleri için haklarında soruşturma açılan Ankara ve Diyarbakır barolarına Urfa Barosu'ndan destek geldi: "Diyanet İşleri Başkanı'nın açıklamalarını kabul etmediğimizi, toplumun bir kesimini küçük düşürücü, ayrıştırıcı ve faşizan bulduğumuzu ifade etmek isteriz. Diyarbakır ve Ankara barolarının yanında yer alarak, sonuna kadar dayanışma içerisinde olacağız.”
DUVAR - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a tepki gösterdikleri için haklarında soruşturma açılan Diyarbakır ve Ankara barolarına destek açıklaması yapan Urfa Barosu, Erbaş'ın açıklamalarının hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu ve suç işlediğini belirtti.
Urfa Barosu'nun açıklamasının tam metni şöyle:
ADALET BAKANI HEDEF GÖSTERDİ: Kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere, Ankara ve Diyarbakır baroları ile ilgili olarak gerek sosyal medyada gerekse yandaş medyanın yayın organlarında bir linç kampanyası sürdürülmektedir. Bu linç kampanyasına sebep olarak; Diyanet İşleri Başkanı'nın 24.04.2020 tarihinde yapmış olduğu konuşmasındaki değerlendirmelere ilişkin olarak, Barolarımızın yapmış oldukları açıklamalar gösterilmektedir. İktidara yaranmada yarışan bu zevat; kasıtlı olarak açıklamanın bir cümlesini çarpıtarak toplumun hassasiyetlerini manipüle etme gayreti içerisine düşmüştür. Siyasi iktidar da gündem değiştirme amacıyla, bu konuyu daha da kabartarak bir üst seviyeye taşımış, Adalet Bakanının baroyu hedef gösterdiği tweeti üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ankara Barosu hakkında ve aynı gerekçelerle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı da Diyarbakır Barosu hakkında resen soruşturma başlatmıştır.
TİTİZLİKLE OKUDUK, AŞAĞILAMA YOK: Öncelikle her iki baromuzun konuya ilişkin açıklamaları, tarafımızca titizlikle okunmuş ve ancak milletimizin dini değerlerini veya başkaca herhangi bir değerini aşağılayan bir ibare, ima görülmemiştir. Tüm toplumların değerlerine saygıyı şiar edinmiş Şanlıurfa Barosu olarak; iddia edildiği gibi bir ötekileştirmenin veya bizim gibi düşünmeyenlerin değerlerinin aşağılamanın karşısında ilk saflarda yer alacağımızı belirtmek isteriz. Bununla birlikte, Diyanet İşleri Başkanı'nın açıklamalarını da kabul etmediğimizi, toplumun bir kesimini küçük düşürücü, ayrıştırıcı ve faşizan bulduğumuzu ifade etmek isteriz.
İSLAMDA RUHBAN SINIFI YOKTUR: Bilindiği gibi; İslam dini ruhbanlığı ve ruhban sınıfını kabul etmeyen bir anlayışa ve uygulamaya sahip bir dindir. Siyasal İslam’ın tarihsel çıkışı incelendiğinde, Diyanet İşleri Başkanlığı; ruhban sınıfını çağrıştırdığı düşüncesiyle, bu anlayışın siyasal figürleri tarafından yıllarca sert eleştirilere tabi tutulmuş, hata bu kurumun kaldırılması seçim vaatleri arasında gösterilmiştir. Zira bu kurum, siyasal iktidarın yıllarca mücadele ettiği seküler devrimin ürünüdür. Ancak, son zamanlarda, siyasal iktidarın lehine dinin siyasete bizatihi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından alet edilmesi üzerine, muhalif kesimlerce, hukuk içinde kalınarak, Diyanet İşleri Başkanı hakkında yapılan herhangi bir eleştiriye bile iktidar tarafından müsamaha gösterilmemeye başlanmıştır.
DİYANET YÜZLERCE KURUMDAN BİRİDİR: Fakat biz barolar için; Diyanet İşleri Başkanlığı, devletin idari yapısı içerisinde sistemin işleyişine katkı sunması gereken, yüzlerce kurumdan yalnızca biridir. Fazlası değildir. Hiçbir kutsiyeti veya diğer kurumlardan herhangi bir üstünlüğü yoktur. Bu sebeple de, devletin diğer kurumları gibi, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanı da Anayasa'ya ve devletin taraf olduğu uluslararası antlaşmalara uygun davranmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük, anayasanın ikinci maddesinde yer alan 'hukuk devleti' ilkesinin gereğidir. Diyanet İşleri Başkanı 24.04.2020 tarihinde yapmış olduğu açıklama ile yukarıda belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmış ve suç işlemiştir. Ankara ve Diyarbakır barosu da suçu ve suçluyu kamuoyuna ve adli mercilere ifşa etmiştir. Barolarımız mezkûr açıklamalarıyla esasen avukatlık kanunun 95.maddesindeki görevini ifa etmiştir.
YANLARINDAYIZ: Bu itibarla Ankara ve Diyarbakır barosuna karşı başlatılan linç girişimin karşısında yer aldığımızı, iktidarın sopası gibi hareket eden, Ankara ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı haksız ve hukuksuz soruşturmanın her aşamasında hem Diyarbakır Barosu'nun hem de Ankara Barosu'nun yanında yer alarak, sonuna kadar dayanışma içerisinde olacağımızı kamuoyuna saygıyla belirtmek isteriz.