Urfa’da depremin 5. günü: Yardım var, organizasyon yok
Urfa’da depremin beşinci gününde acil ihtiyaç barınma olarak öne çıkıyor. Bir yandan da yardımlardaki organizasyonsuzluk şikayet edilen konular arasında.
Fatma Keber
URFA – Urfa’da arama kurtarma çalışmaları tamamlandı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Urfa’da 304 kişinin hayatını kaybederken 4 bin 663 kişinin de yaralandığını açıkladı.
ARABA KASASINDA 14 KİŞİ
Urfa’da depremlerin beşinci gününde hareketlilik var. Çoğu kişi elindeki valizlerle ATM kuyrukları önünde. Bankadaki paralarını çekip şehirden gitmek istiyorlar.
Haliliye ilçesinde ilk depremde yıkılan binanın enkazının hala kaldırılmamasına bazı Urfalılar tepkili. Biri binanın tehlike arz ettiğini söylerken bir diğeri de depremden önce yıkılan binada yaşadığını, yetkililerin ya tamamen enkazı kaldırmasını ya da enkazdan eşyalarının alınmasına izin verilmesini istedi.
Kimisi de aracı varsa araçların içini yaşam alanına döndürmüş durumda. Bir kamyonetin arka kasasını gösteren genç, içinde yorgan minder olan kasada 14 kişi yaşadıklarını söyledi. İmkanı olan da çadır verilmesini beklemeden kendi derme çatma çadırını kuruyor.
‘BİZ BUNU HAK ETMİYORUZ’
Haliliye ilçesi sokaklarında dolaşırken konuştuğum herkes istisnasız yardımın geldiğini ama organizasyonsuzluk nedeniyle eşit şekilde dağıtılamadığını, herkesin faydalanamadığını söyledi. Yolun kenarındaki aracının önünde bekleyen biri de yanına çağırarak “Gel çek halimizi” dedi. Aracın içinde çoluk çocuk yattıklarını, küçücük alanda 10 kişi kaldıklarını, battaniye ve ısıtıcı ihtiyacı olduğunu ifade etti.
Dağıtımlarla ilgili şikayetlerin bir örneğine Devteyşti Mahallesi’nde şahit oldum. Ara sokakta park eden bir kamyonetten toplanan halkın üzerine çorap fırlatıldı. Hem izdiham oluştu hem de herkes çoraba ulaşamadı. Hatta bazı Urfalılar, yardımın bu şekilde yapılmasına isyan ederek “Biz Urfalılar bunu hak etmiyoruz” dedi.
TEK PRİZ BAŞINDA KUYRUK
Yönümü Kapalı Çarşamba Pazarı’na çeviriyorum. Halk, burayı kendi imkanlarıyla yaşam alanına dönüştürmüş. Yerlerde halılar, minderler, tek tük battaniyeler… Yerde yatan da var, köşedeki prizin başında bekleyen de…