Urfa'da öldürülen öğrencilerin aileleri: Kan davalı servisçi mi olur?

Urfa’da iki grup arasındaki silahlı kavgada hayatlarını kaybeden lise öğrencileri Ömer Faruk Çınar ve Sümeyye Yeten’in aileleri “Kan davası olan birine nasıl servis ihalesi verilir?” diye sordu.

Abone ol

Fatma Keber

URFA - Urfa'nın Viranşehir ilçesinde 24 Ekim'de iki grup arasında meydana gelen silahlı çatışmada öğrenci servisinde bulunan iki öğrenci hayatını kaybetti. Yenişehir Mahallesi'nde bulunan İbn-i Sina Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi önünde meydana gelen olayda öğrenci servisindeki Ömer Faruk Çınar (14) ve Sümeyye Yeten (16) vücutlarına isabet eden kurşunlarla yaşamlarını yitirdiler.

Hayatını kaybeden iki lise öğrencisinin aileleri olayın aydınlatılmasını istiyor. Mevsimlik tarım işçiliği yapan Çınar ailesinin en küçük çocuğu olan Ömer Faruk Çınar servisin içinde hayatını kaybeden iki çocuktan birisiydi. Anne Saadet Çınar oğlunu şu sözlerle anlatıyor: “Sessiz, sakin, saygılıydı benim oğlum. Sınıfındaki arkadaşları ondan memnundu. Oğlum çok başarılı bir çocuktu. Çocuğumun en büyük hayali kadın doğum uzmanı olup şehrindeki, ilçesindeki kadınlara yardımcı olmaktı.”

 Ömer Faruk Çınar

Çatışan tarafların kim olduklarını bilmediğini söyleyen anne Çınar ilgilerinin olmadığı bir çatışma yüzünden oğlunu kaybettiğini ve adalet istediğini söylüyor. Çatışma öğrencilerin bindiği servisin şoförü ile başka bir grup arasında yaşanmıştı. Ömer Faruk Çınar’ın babası Mahmut Çınar ise çatışan iki grubun kan davalı olduklarını iddia ederek “Kan davası olan birine neden servis ihalesi veriliyor” diye soruyor.

‘BEN HEPSİNDEN DAVACIYIM’

Mahmut Çınar’ın aktardığına göre okul servisini işleten bu ailenin kan davası yüzünden daha önce de bazı olaylar yaşanmış. Bu yüzden 2019’da bu kişilerin okul servisini işletmemeleri yönünde bazı aileler dilekçe vermiş. Baba Mahmut Çınar olayda idarenin sorumlu olduğunu söylüyor; “Kendi aralarında iki üç kişiyi öldürdüler, o yüzden dilekçe verildi bizim çocuklarımızı bunlar taşımasın diye. Ama bizim Milli Eğitim Müdürü yine ihaleyi onlara verdi. Ben hepsinden davacıyım. Vali Bey ile de gidip konuşacağım, içimizi yaktılar.”

‘GÖZLERİ AÇIK GİTTİ’

Olayda hayatını kaybeden Sümeyye Yeten'in abisi Halil Yeten ise "Kendi çabası ile babamın fikrini değiştirdi. Pilot olmak istiyordu" diyor. Abi Yeten kardeşiyle ilgili şunları söyledi: “Sessiz sakin bir çocuktu, bugüne kadar hiç kimse zarar görmedi ondan. Ağırbaşlıydı. Babam, annem çok seviyordu onu. Çok düşkündüler ona. 10 kardeşin biriydi. Kızlar arasında okuyan tek bu kardeşimdi. Hayalleri umutları vardı. Tarlaya beraber giderdik, kardeşlikten öte bir bağımız vardı kendisiyle. Ankara'da üniversiteye yanıma gelecekti beraber üniversiteyi okuyacaktık. 1 ay sonra biletini kesip beraber gidecektik. Ölmeden bir gün önce kıyafetlerimi hazırladı bavula koydu. Beni aradı bizzat gösterdi. ‘Abi bavula koydum ben bir gün sonra erkenden okula gidiyorum, gönderemem babam göndersin’ dedi ve ikindi üzeri vefat ettiği haberi geldi, inanamadım. Gözleri açık gitti.”

Sümeyye Yeten
‘ŞOFÖR SİLAH TAŞIYORMUŞ’

Sümeyye'nin annesi Behiye Yeten ise olaya karışan servis şoförünün kendisine saldırılacağını bildiğini iddia ediyor: “Çıkışta kızım servise bindikten sonra servis şoförüne ‘niye sürmüyorsun?’ demiş. Şoför de ‘5 dakika bekleyin’ demiş. Biliyor ki düşmanları gelecek, karşı taraf gelince hemen silah sıkmaya başlamış. Silahlar patlayınca çocuklar kaçmış, kızım da kaçmak istemiş ama şoför kapıyı kitlemiş. 5 yıllık bir davası varmış servis şoförünün, arabada silah taşıyormuş."

İki ailede dahil olmadıkları kan davası yüzünden çocuklarını kaybetti. Aileler sık sık çatışma yaşayan bu kişilere servis işletmesinin verilmesinden ise Milli Eğitim'in sorumlu olduğunu söylüyorlar.