Uzaktan eğitim için beslenme uyarıları
Pandemi döneminde milyonlarca öğrencinin bilgisayar ya da televizyon aracılığıyla eğitim görmesi obezite riskini artırıyor. Türkiye Diyetisyenler Derneği’ne göre erken yaşta tedavisi daha da zor olan obeziteye karşı velilere büyük görev düşüyor. Çocukların duygusal boşluğu doldurmak için de abur cubur tükettiğine dikkat çeken uzmanlar ebeveynleri uyarıyor.
ANKARA - Korona virüsü salgını nedeniyle okul öncesi ve birinci sınıflar hariç milyonlarca öğrenci evlerinde uzaktan 'eğitim sistemi' ile ders görüyor. Meslek örgütlerinin çalışma yaşamında düzenleme talepleri tam anlamıyla karşılık bulmazken öğrencilerin birçoğu ebeveynleri olmadan günün uzun saatlerini bilgisayar ya da televizyon karşısında geçiriyor.
Uzmanlar bir yandan Türkiye’de yaşayan bireylerin ortalama kilosundaki artış üzerine obezite sorununa dikkat çekerken, diğer yandan pandemi döneminde evde kalan çocukların beslenme alışkanlıklarındaki bozulmaya karşı uyarıyor. Pandemi döneminde beslenme alışkanlıklarının değiştiğini belirten Türkiye Diyetisyenler Derneği (TDD) Başkanı Ayhan Dağ’a göre uzaktan eğitim döneminde ebeveynlerin çocukların beslenme programlarında daha bilinçli ve daha doğru tercihler yapmaları gerekiyor. Klinik psikolog Özge Çivci’ye göre ise ebeveynlerin bu süreçte beslenme alışkanlığı değişen çocuklarıyla ilişkilerine odaklanmaları gerekiyor.
‘PANDEMİDE ÖĞRENCİLERİN HAREKETSİZLİK SÜRESİ UZADI’
Uzmanlar tarafından ‘modern çağın hastalığı’ olarak ifade edilen obezite oranları yıllar içerisinde dünyadaki farklı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de arttı. 2008 yılında 62 olan 15-24 yaş arası ortalama kilo bugün 64,6’ya yükseldi. Uzun süre sokağa çıkmaları yasak olan 18 altı yaş grubu, okulların uzaktan eğitimle açılmasıyla günün uzun saatlerini bilgisayar ya da televizyon önünde geçirmeye başladı. Pandemi döneminde beslenme alışkanlıklarında değişikliklerin yaşandığını belirten Türkiye Diyetisyenler Derneği (TDD) Başkanı Ayhan Dağ, uzaktan eğitim sürecinde çocukların beslenme alışkanlıklarının değişimine dair şunları kaydetti:
“Buradaki temel sorun hareketsizliğe bağlı olarak ortaya çıkan bir durum. Geçmişte bilgisayar başında öğrencilerin daha uzun zaman geçiriyor olma durumları online eğitim döneminde daha da arttı. Bu anlamda pandemi döneminde öğrencilerin hareketsizlik süresi uzadı. Bunun yanı sıra pandemi nedeniyle evde daha uzun süre geçiriliyor. Ders dinlerken ya da evde uzun süre kalmaya bağlı olarak beslenme alışkanlıkları, abur cubur dediğimiz atıştırmalıkların kullanımı da arttı. Bunların besin değerleri de yok ve sadece enerji içerikleri var. Dolayısıyla çocuklar için besleyici değeri yok ve hareketsizlikle birlikte pandemi koşulları da düşünüldüğünde obezite oranlarında artış var. Öte yandan pandemi sürecinde beslenme alışkanlıkları da değişti. İnsanlar evde sürekli yeni tarifler geliştirdiler ve bunları deniyorlar. Bu süreçte yapılan çalışmalar gösteriyor ki obezite oranında maalesef artış var.”
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDEKİ OBEZİTENİN TEDAVİSİ DAHA ZOR
Çocukların hayatın başında olduğunu söyleyen TDD Başkanı Ayhan Dağ’a göre çocukluk çağında ortaya çıkan obezitenin daha sonraki süreçte tedavisi de zor oluyor. Dünyada da çocukluk dönemindeki obezite oranının arttığını belirten Dağ, atılması gereken adımlara ilişkin ise şunları kaydetti:
“Görsel ve yazılı medyanın bu anlamda bilgilendirici bir takım programlar yapması önemli olur ama sorumluluk büyük oranda ebeveynlerde. Çocuklar bu süreci büyük çoğunlukla evde geçiriyorlar. Dersler televizyon ya da bilgisayar üzerinden, hareketsiz bir yaşam bununla birlikte beslenmenin bozulması bir araya geldiğinde olumsuz tabloyu büyütüyor. Ebeveynler çocukların, ergenlerin beslenme programlarında daha bilinçli, daha doğru tercihler yapmaları beklenir ve önerilir.”
‘SAĞLIKLI ALTERNATİFLERİ ÇOCUKLARA SUNMAK GEREKİYOR’
“Asitli bir takım içecekler yerine süt, ayran tercih edilebilir. Abur cuburlar yerine meyveler, sebzeler sağlıklı atıştırmalıklar tercih edilebilir. Örneğin ara öğünde tam buğday ekmeğinde içerisinde peyniri domatesi olan sandviç gibi sağlıklı alternatifleri çocuklara sunmak gerekiyor. Bunların enerji içerikleri daha düşük, besleyici değerleri daha yüksek hem de tok tutma süreleri daha fazla. Abur cuburları yediğinizde kan şekeriniz hızlıca yükseliyor, ardından hemen düşüyor. Dolayısıyla hızlıca düştüğünde tekrar acıkma hissi ortaya çıkıyor ve tekrar yeme isteği oluyor. Sebzeler, haşlanmış brokoli gibi ürünler çocukların beslenme alışkanlıklarında çok yok ama bu alışkınlığa bu ürünleri sokmak gerekiyor. Ev yapımı bir takım börek, kurabiye gibi ürünler de çocukların beslenmesinde ikame edilmeli. Özellikle televizyon başında ders izlerken bu tarz gereksinimler olabiliyor. Sağlıklı atıştırmalıkların çocukların beslenme düzenine yaygınlaştırılması çok önem arz ediyor. Bu da velilere bir görev.”
‘SORUN ÇOCUĞUN HAREKETSİZLİĞİ EKRANIN ÖNÜNDE YAŞAMASI’
Online eğitimin çocuklar üzerindeki en büyük handikabının uzun süreler ekran başında hareketsizliğe sebep olması olduğunu ifade eden klinik psikolog Özge Çivci’ye göre hareketsizlik çocukların sinir sisteminde yavaşlamaya sebep olduğundan stres açığa çıkıyor. Stresin artmasının çocukların abur cuburlara yönelmesine neden olduğunu söyleyen Çivci, temel sorunun hareketsizliğin süresi ve ekran süresinin uzun olması olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Biz uzmanlar çocukları ekrandan uzak tutmaya çalışırken, şu an online eğitimden dolayı ebeveynler çocukları ekranda tutmaya çalışıyorlar. Sistem olarak online eğitimin ekran süresinin uzunluğunu değiştirmek gerekiyor. Uzaktan eğitimi ekranın başında olmadan nasıl yapabiliriz diye düşünmeliyiz. Asıl sorun çocuğun hareketsizliği ekranın önünde yaşaması. Bedenen stres düzeyleri çok yükseliyor. Bu sadece psikolojik bir olgu da değil, aynı zamanda fizyolojik bir olgu. Uzun süre oturmak, hareketsiz kalmak sadece görme ve işitme anlamında yoğun uyarana maruz kalıp etkileşimsel bir şey yaratamıyor olmak. Bunların hepsi bedendeki stresi çok arttırdığından evlerdeki beslenme rutinleri bozuluyor. Kısa molalarda çocuklar biraz harekete geçirilmeli.”
‘ÇOCUKLAR DUYGUSAL YOKSUNLUKLARINI DOLDURMAK İÇİN ABUR CUBUR YEMEYİ TERCİH EDEBİLİYOR’
Belli yaş gruplarındaki çocukların uzaktan eğitim döneminde evde yalnız olduklarını, ebeveynlerin de çocukların ekran başında kalma sürelerini düzenlemelerinin çok kolay olmadığını belirten Çivci, “Pratikte çocukların ders dışındaki mola saatlerinde başka videolar izlediğini de biliyoruz. Uzaktan eğitimi daha az ekran başında nasıl yapabilirizin üzerine yoğunlaşmak gerekiyor” dedi.
Klinik psikolog Özge Çivci, “Çocukların gelişim aşamasındaki fiziksel özellikleri gelecekte onları nasıl etkiliyor” sorumuza ise şu ifadelerle yanıt verdi:
“Çocuğun beden algısının şekillenmesi evdeki ilişkilerle başlıyor. Anne ve babasının onu nasıl gördüğü üzerinden beden algısı gelişiyor. Sevildiği, onaylandığı, değerli görüldüğü bir ilişkinin içerisinde çocuk beden algısını da pozitif anlamda geliştiriyor. Çocuklar duygusal yoksunluklarını doldurmak için abur cubur yemeyi tercih edebiliyor. Duygusal olarak kendini sakinleştirmek için beslenmeyi bir araç olarak kullanabilirler. Anne ve baba çocuğuna nasıl dokunuyor? Çocuk yoksa beslenmeyi sakinleşmenin bir yolu olarak mı kullanıyor? Obezitenin psikolojik temelinde çocuğun kendini sakinleştirmek için yemek yemeyi kullanması var. Eğer çocuk duygularını ifade edebileceği sağlıklı alanı kendini sakinleştirmesine yardımcı olacak ebeveyn desteğini hayatının erken dönemlerinde yakalayabiliyorsa beslenme de sadece araç oluyor ve problemler yaşanmıyor.”
‘SORUNUN TEMELİ İLİŞKİYİ DÖNÜŞTÜRÜP DÜZENLEMEKTE YATIYOR’
Çivci, uzaktan eğitim sürecinde beslenme alışkanlıkları değişmiş çocukların ebeveynleri için şu önerileri paylaştı:
“Beslenme alışkanlığı çocuklarında değişmiş ebeveynlerin bu dönemde çocuklarıyla ilişkilerine bakmaları gerekiyor. Çocuğun kendini sakinleştirme yöntemlerine ne katabilirler, duygularını ifade etmelerine ne kadar alan yaratabilirler, karşılıklı olan ilişkilerinde yolunda gitmeyen şeyleri nasıl düzenleyebilirler, oraya nasıl yeni pencereler açabilirler buna odaklanmaları gerekiyor. Sorunun temeli ilişkiyi dönüştürüp düzenlemekte yatıyor.”