Uzaya giden nazar boncuğu çaltı ağacından yapıldı

Uzaya çıkan Alper Gezeravcı'nın yanında götürdüğü eşyalardan birinin de çaltı ağacından yapılan nazar boncuğu oldu.

Abone ol

DUVAR - Akdeniz Üniversitesi Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi (YÖRKAM) Müdürü Doç. Dr. Fatih Uslu, Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın uzaya çaltı ağacından yapılma özel bir nazarlık götürdüğünü açıkladı.

GEZERAVCI UZAYDA AÇIKLADI

DHA'nın haberine gmre Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, 19 Ocak'ta başarıyla gerçekleşen fırlatmanın ardından Uluslararası Uzay İstasyonu'na ulaştı. Uzay yolcuğu ve deneyleri devam eden Gezeravcı'nın tarihi yolculuğu, Türkiye'de büyük sevinç yaşattı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın geçen günlerde X hesabından paylaştığı videoda Gezeravcı'nın da aralarında bulunduğu Ax-3 ekibi ile yapılan röportaja yer verildi. Röportajda, "Beraberinizde hangi özel eşyaları getirdiğinizi sormak istiyorum" sorusunu yanıtlayan Gezeravcı, "Türk Yörük kültürüne ait bazı semboller getirdim. Birtakım aile fotoğraflarım ve ilk filomun uçuş peçleri. Bunlar benim getirdiğim eşyalar ve benim buraya gelmemi sağlayan bayrağım" cevabını verdi.

'ÇALTI AĞACINDAN ÖZEL BİR NAZARLIK YAPILDI'

Mersin'in Silifke Yörüklerinden olan Alper Gezeravcı'nın uzaya Türk Yörük kültürüne ait bazı sembolleri götürdüğünü söylemesi Yörükleri heyecanlandırdı. Akdeniz Üniversitesi YÖRKAM Müdürü Doç. Dr. Fatih Uslu, ilk Türk astronot Gezeravcı’nın uzaya çaltı ağacından yapılma özel bir nazarlık götürdüğünü açıkladı.

Uslu, Alper Gezeravcı'nın uzaya Yörüklere ait bazı eşyaları götürdüğüne dair araştırma yaptıklarını anlatarak, "Yaptığımız araştırmalarda yanında çaltı dikeni ya da çaltı ağacı olarak bilinen maki grubundan 3 metreye kadar uzayabilen, dikenleri olan bir ağaçtan yapılma nazarlık götürdüğünü öğrendik. Bununla ilgili ülkemizi, Yörük kültürünü ve özellikle barış ortamını bu nazarlığın sembolize edeceğini düşünüyoruz. Bu çaltı ağacı, mayıs aylarında açıyor. Şu an mevsimsel olarak hiçbir meyvesi olmayan dikenleri olan bir dönemdeyiz. Mayıs ayında sarı çiçek açan ve tohumları olan bir bitkidir. Bitkinin tohumundan, kökünden nazarlık yapılıyor" dedi.

'ŞAMAN AYİNLERİNDE YAPILAN BİR TÜRK GELENEĞİ'

Çaltı ağacından yapılan nazarlığı özel ustaların yaptığını belirten Doç. Dr. Fatih Uslu, "Bu aslında eski gök tanrı inancına, Şamanizm’e dayanan, geçmişi derinliklere uzanan bir gelenektir. Zaman zaman 'gök boncuk' diye tabir edilen boncuklarla ya da Yörük keyfiyelerinin renklerinden oluşturulan nazarlıkla yapılıyor. Özellikle at nalı gibi ürünleri evlerin girişlerine nazar değmemesi için kullanılan unsurlar var. Bu kadim bir gelenek. Eskiden şaman ayinlerinde yapılan bir Türk geleneğidir. Anadolu halkının birçoğunda buna benzer şeyler var. Özele indiğimizde Alper Gezeravcı, Silifke Yörük’ü. Çaltı bitkisi birçok şehirde bölgeye ismini veriyor. Bizim gündemimizi oluşturan şey, aslında çaltı dikeninin şu anda uzayda olması. Nazarlığın Türk dünyası ve insanlık için güzel şeylere vesile olmasını diliyoruz. Akdeniz Üniversitesi YÖRKAM olarak bu araştırmanın izini sürüyoruz" diye konuştu.

'GÖZÜMÜZ KULAĞIMIZ UZAYDA'

Yörük kültürünün Türk milli kültürünün özü olduğunu belirten Uslu, "Uzaya çıkan ilk Türk'ün Yörük olmasıyla ayrıca gurur duyuyoruz. Tüm ülke genelinde Yörük dernekleri ve federasyonları Alper Gezeravcı'dan haber bekliyoruz. Kısa sürede uzaydan Yörük nazarlığını göstermesini ve tüm dünyaya buradan bir mesaj vermesini bekliyoruz. Şu an gözümüz kulağımız uzayda, Alper Gezeravcı'da" dedi.

Eski Türklerin Orta Asya'da yaşarken bu tarz nazarlıklara çok önem verdiğini hatırlatan Uslu, şunları söyledi: "O dönemde at kafası ve at nalı gibi ürünler ön plandayken, Anadolu'ya gelindiğinde burada kendilerini korumak için, şifa dağıtmak için bunları yaparlarmış. Çaltı bitkisi aslında şifa olarak da kullanılıyor. Kaynatıldığında özellikle yaz aylarında onun çiçek ve tohumlarından yararlanıp hem şeker hem de basur hastalığı gibi birçok şeye iyi gelen bir bitki olduğunu biliyoruz. Bu bitki hem nazarı gideriyor hem de şifa dağıtıyor. Çaltı bitkisi ya da ağacı aslında bir dikendir. 'Gülü seven dikenine katlanır' gibi düşünebilirsiniz. Çok da acıtan bir dikendir. Birçok şifa kaynağıdır. Ağaç komple bir şifa. Bunu Türkler tespit etti, Yörükler aracılığıyla bu çaltı bitkisi, ağacı şu an uzayda."

Uslu, 2020 yılı mayıs ayında Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi'nde yayınlanan İmran Gündüz Alptürker'in araştırma makalesi olan 'Somut Olmayan Kültürel Miras Bağlamında Bir Amulet/Nazarlık Örneği: Çaltı' eserinden de bahsederek, çaltı ağacından yapılan nazarlık örneklerindeki gibi ürünlerin uzaya götürülen ürünlere benzer olabileceğini de aktardı.

(HABER MERKEZİ)