Van Barosu Beşikdüzü Cezaevi için rapor açıkladı
Van Barosu Cezaevi Komisyonu üyeleri, işkence iddialarıyla gündeme gelen Trabzon-Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevi'nde incelemelerde bulundu. Heyet, çıplak aramayı kabul etmeyen tutukluların falakaya yatırıldığını anlattı. Raporda ayrıca Enes Aydoğan isimli mahpusun anlatımlarına da yer verildi.
DUVAR - Trabzon-Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki bazı tutuklularla görüşen Van Barosu Cezaevi Komisyonu üyeleri, tutukluların anlatımları doğrultusunda hazırladıkları raporu, baro binasında düzenledikleri basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Toplantıda konuşan Cezaevi Komisyonu üyesi Avukat Fehim Yacan, barolarına yapılan bir başvuru sonrası Beşikdüzü Cezaevi'ne giderek Hilmi Olsoy, Cemal Nahırcı, Kerem Karagöz ve Enes Aydoğan isimli tutuklu ve hükümlülerle görüştüklerini belirtti. Yacan, Cezaevi Müdürü ile görüşme taleplerinin de yine gerekçesiz olarak geri çevrildiğini aktardı.
Yaptıkları görüşmelerde tutukluların cezaevi girişinde X-ray cihazına girmeden önce çıplak aramaya maruz kaldıklarını anlattıklarını belirten Yacan, bu durumu kabul etmeyen tutukluların ise toplu olarak bir odaya alınarak üstlerinin çıkarıldığını belirtti. Yacan, "Odaya alınanlar buradan dövülerek üstleri çıkarılıyor. Yine koğuşlarda her gün ayakta sayım yapılıyor. Tutuklu ve hükümlüler sürekli şiddet görüyor. Hatta bazı hükümlüleri falakaya da yatırma söz konusu oluyor" dedi.
'FALAKAYA YATIRDILAR...'
Komisyon üyelerinin görüştüğü hükümlülerden Hilmi Olsoy, Tekirdağ 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nden buraya sevk edilirken cezaevi girişinde çıplak arama dayatıldığını anlattı. Uygulamayı kabul etmediğini söyleyen Olsoy, bunun üzerine infaz memurlarınca zorla soyulduğunu, bu sırada çenesinin sıkılıp kafasının yumruklandığını, bu darp ve şiddetin ise yaklaşık 15 dakika sürdüğünü söyledi.
Cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasına karşı çıktığı için kendisinin de işkenceye maruz kaldığını anlatan Cemal Nahırcı adlı tutuklu ise görüştüğü komisyon üyelerine cezaevinde peteklerin yeteri kadar ısıtılmadığını, soğuk olmasına rağmen kendilerine sadece birer battaniye verildiğini, tuvalet ve banyonun bir arada olduğunu, yemeklerin kötü olduğunu ve az miktarda verildiğini aktardı. Yine her akşam sayımında yüzleri kameraya dönük, ancak bacakları kamerada görünmeyecek şekilde ayakta bekletildiklerini belirten Nahırcı, bu sırada infaz koruma memurlarınca bacaklarına ve dizlerine tekmeler vurulduğunu söyledi. Nahırcı, anlatımlarının devamında tek sıra halinde ayakta sayım vermeyi reddettikleri için A.Ö. isimli bir tutuklu ile gardiyanlar tarafından götürdükleri toplantı odasında falakaya yatırılmaları nedeniyle ayak tabanlarının siyahlaştığını da paylaştı.
Tutuklulardan Kerem Karagöz de, ayakta sayımı kabul etmedikleri için darp edilmeleri sırasında infaz memurlarının 'Şerefsiz', 'Ermeni dölü', 'Ermeni misiniz' gibi ırkçı sözlerine maruz kaldıklarını dile getirdi. Karagöz, gördüğü şiddet sonrası yüzünde oluşan morluklarla gittiği doktor kontrolünde, kendisini muayene eden kurum doktorunun darp edildiğine dair rapor verilmediğini de ekledi.
Mahsun Yüksekbağ isimli tutuklu ise, komisyon üyelerine kurum müdürlerinin gözetiminde darp ve şiddete maruz kaldıklarını anlattı. Cezaevine geldiği ilk günden beri küfür, hakaret ve tehditlerin devam ettiğini, bu nedenle can güvenliklerinin olmadığını söyleyen Yüksekbağ, bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlardan hukuki yardım talep ettiklerini kaydetti.
'SÜNNET OLUP OLMADIĞINI KONTROL EDECEĞİZ'
Komisyon üyelerinin görüştükleri Enes Aydoğan isimli tutuklunun yaşadıkları ise raporda şöyle yer verildi: "Cezaevi girişinde kendisine çıplak arama dayatıldığını, çıplak aramanın insanlık onuruna aykırı olduğunu, bu nedenle çıplak aramaya rıza göstermeyeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine çıplak arama yapılmadan geçici koğuşa alındıklarını, çıplak aramayı kabul etmemeleri beyan ettikten sonra tek tek arama kabinine götürüldüklerini, kabinde tekrar çıplak arama dayatıldığını ancak kabul etmediğini, bunun üzerine 'Ermeni misin? Sünnet olup olmadığını kontrol edeceğiz', 'Dağa neden çıktın' şeklinde sözler sarf edip küfür ve hakaretler eşliğinde dakikalarca darp edildiğini, kollarının arkaya doğru büküldüğünü, akabinde gövdesine tekme ve yumruklar ile vurulduğunu, onlarca dakika darp edildikten sonra zorla çırılçıplak soyulduğunu, çıplak aramadan sonra giyinirken de darp ve şiddetin devam ettiğini, yine havalandırmada koğuş arkadaşlarıyla birlikte gardiyanların kendilerini havaya kaldırıp yere vurduklarını, vücudunun her tarafına tekme ve yumruklar atıldığını, bu darp esnasında bıyıklı, uzun boylu, takım elbiseli müdür olarak bildiği şahsın 'Cezaevinin düzeni bu. Duvar dibinde tek sıra halinde ayakta sayım verilecek, verilmediği takdirde zor kullanma hakkımızı sonuna kadar kullanırız' dediğini, bu darp olayının yaklaşık yüz gardiyan tarafından 10 dakika civarı sürdüğünü beyan etmiştir." (Kaynak: MA)