Van Gölü'nde can pazarı: Mültecilerin şifresi 'yolcu'

Van Gölü’nde, mültecileri taşırken batan tekneden sağ çıkan M.A. yaşananları attı. İfadeye göre kaçakçılar telefona takılmamak için 'yolcu' şifresini kullandı.

Abone ol

DUVAR - Van Gölü’nde 27 Haziran günü batan balıkçı teknesi onlarca mülteciye mezar oldu. Batan tekneden çıkmayı başaran M.A’nın jandarma karakolunda verdiği ifade, Afganistan’dan Van Gölü kıyısına uzanan göçmen kaçakçılığını gözler önüne serdi. Kaçakçılar telefon görüşmelerine takılmamak için, mültecileri kasten “yolcu” şifresini kullanmışlar. Olaya ilişkin 11 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 3'ü tutuklandı.

Evrensel'den Ercüment Akdeniz'in haberine göre,  Van’ın Çarpanak Adası Çitören mevkiine yanaşan Servet Akbaş kaptanlığındaki balıkçı teknesi 70-80 kadar mülteciyi alarak gölün Bitlis kıyısına doğru yol aldı. Başlarda dingin olan göl, yol aldıkça dalgalarla karşılaştı. Tekne battığında su altına gömülenler kadar su yüzünde de can pazarı vardı. Gece 23.00’dan sabah 04.30 sularına kadar yaşanan hayatta kalma mücadelesinde karaya ayak basan sadece M.A. oldu. Kaptanın hem akrabası hem de yardımcısı olan M.A’nın Tuşba Jandarma Karakolundaki ifade tutanağı ise göçmen ticaretinin vardığı boyutları gösterdi. Akrabası ve tekne kaptanı Servet Akbaş’ın kendisini arayarak akşama işe gelmesini teklif ettiğini belirten M.A, “Şifre olan ‘yolcu’ kelimesinden göçmen olduğunu anlamıştım. İlk başta kendisine ‘Ben gelmem’ dedim. O da bana ‘Korkma hepsinin kimliği var’ dedi. Ben de bunun üzerine kabul ettim. Altınsaç köyünde aramızda 1 kilometre mesafe vardı. Tekne ile göl üzerinden beni almaya geldi” ifadelerini kullandı.

Teknede mekanik işlere yardımcı olmak için çağrıldığını söyleyen M.A, “Bana bu iş karşılığında iş bittikten sonra 750 TL para verecekti. Ben yanında iken göçmenlerden para toplandı. Parayı kimden ve ne şekilde alacak olduğunu bilmiyordum. Çarpanak Adası’na yakın bir noktaya geldiğimizde saat 21.50 sıralarıydı. Teknede ışık vb. yanmıyordu. Açıktan Çarpanak Adası Çitören köyüne bakan sahil kesiminde göçmenlerin karada kum üzerinde bekliyor olduğunu, ben Servet’in göçmenlerin yanında bulunan bir şahışla görüşmesinden ve bize doğru ışık yakmasından gördüm” şeklinde beyanda bulundu.

70-80 MÜLTECİ İLE YOLA ÇIKTILAR

Tekneye 70, 80 civarında göçmen bindiğini belirten M.A, bunlardan 5-6 kadarının kadın, bir ikisinin de çocuk olduğunu ifade etti. İki katlı olan teknenin iç ve üst kısmının tamamen dolduğunu söyleyen M.A, “Işıklarımızı yakmadan yola çıktık. 1 saat kadar gölde seyrettik. Çarpanak Adası yakınlarında hava sakin göl ise dingindi. Adayı geçip açığa doğru Bitlis istikametine doğru gitmeye başladığımızda göl dalgalanmaya başladı. Servet tekneyi kullanırken arada kamaraya girip çıkıyordum. İçerisi çok kalabalık olduğu için çok da giremedim. Dalganın şiddetli vurmaya başladığı sırada motora baktım ve motorun su attığını fark ederek korktum. Servet’e bilgi verdim ve teknenin arka kısmını dalgaya vermesini söyledim. Çünkü o esnada teknenin sağ tarafından vuran dalganın etkisiyle sol tarafa doğru tekne yattı ve ben dahil herkes altında kaldı” ifadesinde bulundu.

MÜLTECİ ÇANTASI KURTARMIŞ

Kendisi ile bazı mültecilerin su yüzeyine çıktığını belirten M.A. devamında şunları söyledi: “Kapı arasında oluşan hava boşluğundan faydalanarak kendimi teknenin dışına çıkarmayı başardım. Bu esnada vücudumun çeşitli yerlerinden yaralandım. Yüzeye çıktığımda mültecilerin bazılarının (sayıca yarısından fazlası) suyun yüzünde olduklarını gördüm… Servet yanıma geldiğinde tekne içinde çok fazla su yuttuğum için batıyordum. Servet kıyafetlerimi çıkardı…. Mültecilerden birine ait olduğunu düşündüğüm bir çanta elime geldi ve tutunarak suyun yüzünde kalmaya çalıştım. Bu esnada tahminen saat 23.00 sıralarıydı. Ben göçmenlere bağırarak ‘Bu tarafa doğru gelin, sese gelin’ diyerek tavsiyelerde bulundum… 28.06.2020 sabah saatleri yani 04.00, 04.30 sıralarına kadar suyun yüzünde kalmaya çalıştık. Servet yorgun düştü. Güneş batana kadar onu su yüzünde tutmaya çalıştım. Bu esnada Servet’in öldüğünü anladım. Ölmüş de olsa cenazesini çıkartmak niyetindeydim. Daha fazla takatim kalmadığı için kendisini bırakıp Çarpanak Adası’na doğru yüzmeye başladım ve karaya çıktım.”

Kıyıda bulunan piknikçilerle karşılaştığını ifade eden M.A, sonrasında, kaybolan koyununu bulmaya çalışan bir köylü ile karşılaştığını anlatarak, “Bahçesine gittik, taşların ortasında oturdum. Jandarma ile muhtar bana seslendiler, ben de çıktım” beyanında bulundu.

VAN BAROSU: TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

Soruşturma sürecini ve M.A’nın ifadesini yorumlayan Van Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Mahmut Kaçan, “Soruşturma süreci daha önceki değerlendirmelerimizi doğruluyor. Van Gölü yaygın bir göçmen kaçakçılığı ağı tarafından çevrelenmiştir” dedi. Aynı zamanda baronun Göç ve İltica Komisyonundan sorumlu olan Kaçan devamında şunları söyledi: “Yerelden bazı vatandaşlardan aldığımız bilgiye göre burada yoğun rüşvet ilişkileri yaşanıyor. Yozlaşmış kimi kolluk elemanlarının da buna göz yumduklarına dair duyumlar var. Düzensiz göçü önlemekten söz edilse de bu ağın üzerine gidilmedikçe ölümler devam edecektir. Ayrıca sınır hattında bulunan Van, Iğdır, Hakkâri gibi illerde sığınmacılar için iltica hakkı erişilebilir hale getirilmelidir. Şeffaf ve erişilebilir prosedür, hayat riskini de ortadan kaldıracaktır. Göçmen kaçakçılığı ile de ciddi bir mücadele gerekmektedir. Bu yüzden sınırda görev yapanların hem görev süresi hem de sonrasında mal beyanına bakmak gerekir. Van Barosu olarak olayın ve soruşturmanın takipçisi olacağız.”

Olayla ilgili gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 6 şüpheliden 3'ü tutuklandı, biri adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, 2'sinin işlemleri sürüyor.

Kaynak