Van’da 15 günlük yasak kararının kaldırılması talebine ret
Van Barosu'nun, Valiliğin 2 Nisan günü aldığı 15 günlük eylem, etkinlik, toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağının yürütmesinin durdurulması için açtığı davada mahkeme talebi reddetti.
VAN - Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan'ın memnu haklarının kaldırılmasının ardından Van sokaklarında başlayan protesto eylemleri sürecinde Van Valiliği'nin 2 Nisan günü gece yarısı aldığı 15 günlük eylem, etkinlik, toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağı devam ediyor.
DEM Parti tarafından yapılan itirazın YSK tarafından kabul edilmesinin ardından Van Barosu avukatları Mahmut Kaçan ve Hamza Çiftçi, 15 günlük yasağın kaldırılması yönünde yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı. Van Valiliği ise mahkemeye sunduğu ilk savunma dilekçesinde, talebin reddine karar verilmesini talep etti. Bunun üzerine Van 4. İdare Mahkemesi, avukatların yürütmeyi durdurma talebini reddetti.
Van Valiliği’nin, savunma dilekçesinde şu ifadelere yer verildi:
‘ÖRGÜTLERİN SİYASİ KOLU GİBİ HAREKET EDEN LEGAL OLUŞUMLAR…’
“Geçmiş dönemlerde ilimizde yapılan Belediye Başkan vekili atamaları sonrası meydana gelen sokak eylemleri ve sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar göz önüne alındığında; Abdullah Zeydan ile ilgili durumun yine geçmiş dönemlerde yaşanan olaylar gibi sokak eylemlerine sebebiyet verebileceği, PKK/KCK, DAEŞ, FETÖ/PDY terör örgütleri ve bu örgütlere müzahir gruplar ve örgütlerin siyasi kolu gibi hareket eden legal oluşumların mevcut durumdan fayda sağlamak amacıyla yine benzer ve kararda anılan şekillerde etkinlikler düzenleyebileceği, bu etkinliklerin, terör örgütleri ve marjinal gruplarca kargaşa ortamı oluşturmak amacıyla hedef olarak seçilebileceği ve toplumsal barışı zedeleyebilecek provakatif eylemlere tevessül edebileceği, halkımızın yoğun olarak bulunduğu yerlerin hedef seçilere sansasyonel eylemler gerçekleştirebileceği, gruplar tarafından düzenlenen basın açıklaması ve benzeri etkinliklerle terör örgütlerine mensup şahıslarca sızılarak bombalı eylem gerçekleştirilebileceği, düzenlenen bu etkinliklerin terör örgütüne müzahir şahıslarca provoke edilerek terör örgütünün propagandasına dönüşebileceği, ayrıca güvenlik kuvvetlerine karşı taşlı, molotoflu, silahlı ve bombalı eylemler yapılmak istendiği, bu eylemlerin konusu ve içeriği itibariyle kamu düzeni ve güvenliğe olumsuz etki edebilecek, toplumun refah ve mutluluğuyla bağdaşmayacak şekilde hayatın doğal akışını etkileyerek yaşamı çekilmez hale getirebileceği, terör örgütlerinin karşıt görüşlü kişi ve gruplara yönelik canlı bomba, suikast, silahlı saldırı vb. eylemlerin yapılabileceği göz önünde bulundurulduğunda, başkalarının hak ve özgürlüklerini ciddi şekilde bozacak olaylara sebebiyet verebileceği, 3712 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçların işlenerek halk üzerinde infiale sebep olabileceğine dair açık ve yakın tehlike olduğu değerlendirilmektedir.”
‘KİŞİSEL VE GÜNCEL BİR MENFAAT BULUNMAMAKTADIR’
Valilik mahkemeye sunduğu savunmada, davacı avukatların söz konusu davanın açılmasında güncel ve kişisel bir menfaatinin bulunmadığını belirtti:
“Menfaatin kişisel olması, dava konusu işlemlerin davacının hukukunu etkiler nitelikte olması anlamına gelmektedir. Başka birisinin menfaatini etkileyen işlemler yönünden iptal davası açılması mümkün değildir. Davacıların davalı idareye toplantı ve gösteri yürüyüşü vb. bir etkinlik çerçevesinde başvurusu yoktur. Bu nedenle söz konusu davanın açılmasında davacıların kişisel bir menfaati bulunmamaktadır.”
‘HUKUK DIŞI GEREKÇELERLE BU KARAR ALINMIŞTIR’
Konu ile ilgili Gazete Duvar’a konuşan Van Barosu avukatı Mahmut Kaçan, kararın siyasi saiklerle alındığını ve hukuki olmadığını belirterek şunları kaydetti: “Valiliğin dosyalara gönderdiği savunma dilekçesini de inceleme fırsatımız oldu ve gördük ki Valilik bütünüyle temel Anayasal hakları yasada olmayan hukuk dışı gerekçelerle bu yasak kararını almış. Cevap dilekçelerinde söz konusu yasağın “milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyici provakatif eylemlerin önüne geçilmesi ve milli güvenliğin sağlanması ve yaşanabilecek her türlü olumsuz durumun önlenmesi” amaçlarıyla alındığı belirtilmiş. Söz konusu gerekçelerin tamamı Anayasa ve yasalarda güvence altına alınan haklara ilişkin düzenlemelere açıkça aykırıdır.”
‘İKİ DAVADA DA AYNI HIZLA RET KARARLARI VERİLDİĞİNİ ÖĞRENDİK’
Alınan kararla ilgili hukuki sürecin devam ettiğini belirten Kaçan, “Van Valiliğinin 03/04/2024 tarihinden geçerli olmak üzere ilan ettiği toplantı ve gösteri yürüyüşler ile Van iline bireysel ve grup halinde seyahat edilmesinin yasaklanmasına ilişkin açtığımız yürütmeyi durdurma istemli iptal davasında mahkemece görülmedik bir hızla 2 gün için yürütme durdurma istemimiz hakkında ret kararı verildi. Aynı konuda farklı mahkemelerde açılan iki davada da aynı hızla ret kararları verildiğini öğrendik. İfade özgürlüğü, protesto hakkı ve seyahat özgürlüğünün bu şekilde ölçüsüz ve keyfi olarak sınırlandırılmasında kullanılan milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyici provakatif eylemlerin önüne geçilmesi şeklindeki gerekçenin hukuki değil siyasi saiklerle alındığı açıktır” şeklinde konuştu.
NE OLMUŞTU?
31 Mart’ta yapılan yerel seçim sonucunda Van Büyükşehir Belediyesi’ni kazanan DEM Parti Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan’ın, memnu haklarının kaldırılması için Adalet Bakanlığı tarafından seçimden 2 gün önce başvuru yaptı. Başvurunun ardından Zeydan’ın 28 puan farkla seçimi kazanmasına rağmen mazbatanın AK Partili Abdulahat Arvas’a verilmesine karar verildi. Bunun üzerine, kentte binlerce kişi sokaklara çıkıp protestolar gerçekleştirdi. Van Valiliği ise, 2 Nisan günü, gece yarısı aldığı bir kararla, kentte 15 günlük eylem, etkinlik, açık hava toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağı getirdi.
Protesto eylemlerinin ikinci gününde DEM Parti’nin itirazı YSK tarafından kabul edildi ve protestolar sona erdi.