Varlık Fonu Akkuyu’ya ortak mı oluyor?

Dünyada ülkeler, enerji güvenliği açısından alternatif tedarikçiler, farklı enerji kalemlerine yönelirken Türkiye’nin enerji tedarikinin yanında Rusya ile Akkuyu’ya Varlık Fonu üzerinden ortak olma girişimi dikkat çekici.

Mühdan Sağlam msaglam@gazeteduvar.com.tr

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan beraberindeki sekiz bakanla 8 Nisan’da Rusya’ya gitti. Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantısının sekizincisi pazartesi Kremlin’de gerçekleşti. Erdoğan ile Putin’in baş başa görüşmesinin ardından heyetler arası görüşmeye geçildi.

İki lider Rusya’dan alınacak olan S-400’ler, Türk Akım, Akkuyu Nükleer Santrali Projesi, vize serbestisi konularını masaya yatırdı. İdlib’deki gelişmeler ve atılacak adımlar yine iki liderin öncelikli gündem maddesiydi.

Liderin gündemi geniş olmakla beraber, çok dikkat çekmeyen bir konuda önemli bir anlaşmaya imza atıldı. Türkiye Varlık Fonu ile Rusya Doğrudan Yatırım Fonu arasında kurulan “Türkiye-Rusya Ortak Yatırım Fonu” anlaşması 1 milyar dolarlık bütçeyle aktif hale getirildi.

Bu yazıda Türkiye-Rusya Yatırım Fonu ve muhtemel projelerini ele alacağız.

TÜRKİYE RUSYA ORTAK YATIRIM FONU’NUN KURULUŞ SÜRECİ

Türkiye ile Rusya arasında ortak bir yatırım fonu kurulması düşüncesi 10 Mart 2017’de Erdoğan’ın Moskova ziyaretinde gündeme geldi. İki ülke 500’er milyon dolar katkı koyarak ortak bir yatırım fonu kurulması için memorandum imzaladı. Söz konusu dönemde bu atılım, 2016’da kurulan Türkiye Varlık Fonu’nun ilk uluslararası projesi olarak dikkat çekmişti. 2017’deki ön anlaşmada ortak fonun hangi sektörlere yatırım yapacağı netlik kazanmamıştı, ancak turizm ve sağlık sektörü telaffuz edilen sektörler arasındaydı.

İki ülke yöneticilerinin basına verdiği demeçlere göre, söz konusu ortak fon, her iki ülkenin ekonomik ve ticari işbirliğini geliştirmeyi amaçlıyor. Tam da bu nedenle alternatif sektörler fonun kapsamına alındı. Son anlaşma metnine bakıldığında sağlık, turizm, teknoloji, alt yapı gibi sektörler muhtemel alanlar. İki ülke arasındaki görüşmeler, her zirvede gündeme gelse de fonun kuruluşunun tamamlanması 2019’u buldu. Peki neden?

TÜRKİYE VARLIK FONU SERMAYE Mİ BULAMADI?

Türkiye-Rusya Ortak Yatırım Fonu için Türkiye Varlık Fonu ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu’nun 500 milyon dolarlık katkı sunması gerekiyordu. Rusya’nın üstüne düşen miktarı çok önceden hazır ettiği biliniyor. Gecikmeye açıkça ifade edilmese de Türkiye Varlık Fonu’nun sermaye sorununun neden olduğu iddia edildi. Türkiye Varlık fonu bünyesinde THY, Ziraat Bankası, Borsa İstanbul gibi değeri 40 milyar doları bulan işletmeleri barındırmakla beraber, sermaye bolluğu içinde değil. Bu argümanı destekleyen en önemli örnek Şubat 2019’da Varlık Fonu’nun iki yıl vadeli, bir milyar Euro borçlanmak için Citigroup ve Çin Sanayi Ticaret Bankası (ICBC) ile bir anlaşma yapması. Varlık fonun Sayıştay denetimine tabi olmaması ve döviz cinsinden borç arayışına girmesi söz konusu dönemde tartışılmıştı.

Borç arayışında olan Varlık Fonu’nun pazartesi günü imzalanan anlaşmayla Türkiye Rusya Ortak Yatırım Fonu’na 500 milyon dolar ayırması, Varlık Fonu Rusya ile fon kurmak için mi borç aradı sorusunu gündeme getiriyor. Ancak borçlanma iddialarına karşı Varlık Fonu bugüne kadar hiçbir açıklama yapmadığı için borç alındı mı, alınmadı mı, bu borç Rusya için mi kullanıldı bilinmiyor.

RUSYA’NIN FONU VE TÜRKİYE VARLIK FONU

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu, Rusya Varlık Fonu’na bağlı olarak 2011’de Rusya’ya dışarıdan yatırım çekmek için kuruldu. Doğrudan Yatırım Fonu’nun başında Kirill Dmitriev var. Dmitriev, Stanford Üniversitesi’nden mezun ve daha önce pek çok yatırım fonunda yöneticilik yapmış. Yatırım Fonu CEO’su 2011’de “On yılın en etkili 100 özel sermaye uzmanı” listesinde Rusya’yı temsil eden tek isim. Fon, Rusya genelinde 70 projeyi üstlenmiş durumda. Fonun yaptığı projelerin yüzde 90’ı Rusya’ya yatırım çekmeyi başarmış.

Öte yandan 2016’da kurulan Türkiye Varlık Fonu, bünyesinde önemli şirketleri topladı. Fon bugüne kadar projelerinden ziyade yönetimdeki değişikliklerle gündeme geldi. Son olarak 24 Haziran seçimleri sonrasındaki değişiklikle fonun yönetim kurulu şöyle oldu: Yönetim Kurulu Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak. Üyeler: Salim Arda Ermut, Hüseyin Aydın, M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Erişah Arıcan, Fuat Tosyalı ve Zafer Sönmez.

İki fon karşılaştırıldığında Rusya’da Putin ya da kabineden isimlerin fonların kurullarında yer almadıkları görülüyor. Öte yandan Türkiye örneği buna tezat oluşturuyor. Rusya fon konusunda profesyonelleri sürece ve yönetime taşırken, Türkiye için bunu iddia etmek güç.

TÜRKİYE-RUSYA YATIRIM ORTAK FONU AKKUYU’YU MARKAJA ALDI

İki ülkenin ticaret ve ekonomik ilişkilerini yoğunlaştırması amacıyla kurulan fonun yatırım yapacağı alanlar merak konusu. Fonun hedef alanlarının listesinde enerji yer almıyordu ya da gündeme gelmedi. Ancak anlaşma imzalandıktan sonra basına açıklama yapan Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kirill Dmitriyev, Rusya-Türkiye Yatırım Fonu'nun Akkuyu Nükleer Santrali Projesi'ne dahil olma yönünde planlarının olup olmadığı sorusuna, “evet var” yanıtı verdi. Dahası Dmitriyev, fonun enerji odaklı bazı projeleri de incelediğini sözlerine ekledi. Dmitriyev’in bu sözleri Akkuyu konusunda önemli bir gelişme.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali Anlaşması, 2010’da imzalandı. Anlaşmaya göre Rusya’nın santral için yüzde 51 oranında sermaye koyması gerekiyordu. Rusya bu sorumluluğunu adım adım yerine getirdi. Öte yandan Türkiyeli sermayedarların katılımını bekleyen yüzde 49’luk bir kısım var. Cengiz İnşaat, Kolin ve Kalyon grup daha önce bu yüzde 49’luk payı almıştı. Ancak bu firmalar 2018’de projeden çekildiler. Yalnızca Cengiz İnşaat yüklenici olarak projede kaldı.

Türkiyeli Konsorsiyumun çekilmesinin ardından Elektrik Üretim AŞ'nin (EÜAŞ) projeden hisse alacağı belirtildi. Ancak bu oranın yüzde beşle sınırlı olacağı da söyleniyor.

Rosatom projeye yeni ortaklar için yola koyuldu, ancak sanıldığının aksine bugüne kadar ortak bulunamadı. Putin 8 Nisan’daki zirvede Türkiye’deki iş insanlarının bu projeye ilgi duyduğunu ifade etti. Ancak nedense bugüne kadar bu ilgi yüzde 1’lik de olsa hisse almaya kadar gitmedi.

Tam bu noktada Rusya cephesinden gelen açıklama, iki ülkenin ortak fonunun Akkuyu’ya yöneleceğini ifade etti. Yani Varlık Fonu, sermayedar bulamadığı Akkuyu Nükleer Santrali'ne kendisi ortak olacak.

DİKKAT! İLİŞKİLER ENERJİ BAĞIMLILIĞININ ÖTESİNE GEÇİYOR

Rusya ile Türkiye arasındaki enerji ilişkileri önemli bir alan. Türkiye doğal gazda yüzde 98 oranında dışa bağımlı. Ülkenin doğal gaz ihtiyacının yüzde 50’si Rusya tarafından karşılanıyor. Benzer biçimde petrol ve kömürde de Rusya Türkiye için önemli bir tedarikçi. Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi de dikkate alındığında Rusya, Türkiye enerji piyasasındaki en güçlü tedarikçi konumuna geliyor. Mart 2019’da Akkuyu’da santral için gerekli olan limanın çerçevesinin genişletilmesi sağlandı. Yani Rusya Akkuyu’da bir limana sahip oldu. 2017’de Akkuyu Nükleer Santrali Anlaşması’nda olmamasına rağmen Türkiye Rusya’nın talebiyle anlaşmaya stratejik yatırım statüsü verdi. Stratejik yatırım statüsü bazı imtiyaz ve bağışıklıklar demek. Son olarak ortak fonla Akkuyu’ya ortak olmanın gündeme gelmesi dikkat çekici.

Dünyada ülkeler, enerji güvenliği açısından alternatif tedarikçiler, farklı enerji kalemlerine yönelirken Türkiye’nin enerji tedarikinin yanında Rusya ile Akkuyu’ya Varlık Fonu üzerinden ortak olma girişimi dikkat çekici.

2015 uçak krizi sonrasında Türkiye ile Rusya ilişkileri çıkmaza girdiğinde yüksek bağımlılığın sakıncaları “Gazprom gazı keserse ne olur” tartışması etrafında gündeme geldi. Şimdi sanki bu gelişmeler hiç olmamış gibi Türkiye’deki projelere ,özellikle enerji projelerine Rusya yatırım fonunun dahil edilmesi yalnızca enerji güvenliği açısından değil, ikili ilişkilerin dengesi açısında da sıkıntı yaratabilir.

Tüm yazılarını göster