Vatan Partisi'nde 'Perinçekçiler' gerilimi: HDP'ye gitsinler!
Vatan Partisi'nin son Genel Kurulu'nda yaşanan 'Perinçekçilerden kurtulmak lazım' ve 'HDP'ye gitsinler' polemiği tutanaklarda da yer aldı.
DUVAR - Vatan Partisi’nin 10. Genel Kurultayı’nda yaşanan Perinçek gerilimi parti belgelerinde de yer aldı. Gazeteci/yazar ve Vatan Partisi üyesi Hikmet Çiçek 11-12-13 Mart’taki parti kongresinde yönetimi kürsüden sert bir dille eleştirerek 41 yıldır Aydınlık hareketinde olan Sadık Usta’nın da ihracına karşı çıktı. Genel Başkan Doğu Perinçek de Çiçek'e yanıt verdi. Sadık Usta, partililerin oluşturduğu sosyal medya platformunda Vatan Partisi yönetimini, partinin genel başkanı Doğu Perinçek'i eleştiren ve istifaya davet eden bir yazı yazmıştı. Bunun üzerinde o dönem Kaynak Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Sadık Usta, Doğu Perinçek tarafından görevden alınmıştı.
Oda TV'de yer alan tutanaklara göre eleştir ve yanıt şöyle:
HİKMET ÇİÇEK: Değerli arkadaşlar, hepinizi devrimci duygularımla yürekten selamlıyorum. Devrimci duygularım derken, bunu özellikle vurguluyorum ve bu duyguların bugünkü parti yönetiminde ne yazık ki, çok aşındığını görüyorum. Hayatımın en mutlu günlerini yaşadığımı söyleyemem. Aydınlık hareketinin geleceği konusunda bir hayli karamsarım. Bu kongrenin partinin geleceği konusunda önemli kararlar vermesini umut ediyorum. Karamsarım derken, parti yönetiminin Aydınlıkçıların tarihindeki en sağcı yönetim olduğunu düşünüyorum. ABD ile İncirlik Mutabakatı’nı imzalayan Hulusi Akar’a övgüler düzülüyor. Tayyip’in, AKP’nin Vatan Partisi’nin mevzilerine geldiği iddia ediliyor. "AKP ve MHP yönetimi düşmanımız değildir" deniliyor. Yandaş medyanın en tetikçi yazarı Cem Küçük, Ulusal Kanal’a konuk ediliyor. Bu söylemler partimizi büyütüyor mu? Bu siyaset tarzı üye sayımızı artırıyor mu? Oy oranımız mı artıyor? Bunların hiçbiri olmuyor. Ama biz, sanki yarın Milli Seferberlik Hükümeti’nin bir üyesi gibi, hayal bu! AKP dediğimiz parti, emperyalizmin işbirlikçisi parti değil mi? Büyük Ortadoğu Projesi’nin partisi değil mi? (Alkışlar) Sen onunla hangi milli hükümeti kuracaksın? (Alkışlar) Devlet Bahçeli her Salı grup konuşmasında Aydınlıkçıları katil ilan ediyor. Bununla Milli Hükümet nasıl olacak? Bir de, senin etin ne, budun ne? Siyaset kuvvet için yapılır. İktidar için yapılır. Büyümek için yapılır. Ama, bu siyasetler bizi büyütmüyor ki! 2 sene önce Arena’daki kongreyi düşünün; tıklım tıklımdı! Bir o kadar kalabalık da dışarda vardı. Burada salonu dolduramadık. Oy oranımız azalıyor. Bunların sebebi araştırılmalı. (Alkışlar)
(3. dakikada Divan’dan “son 1 dakikanız” uyarısı üzerine, Divan’a dönerek: Arkadaşlar, kongre Parti’nin en yüksek makamı. Başka yerlerde dedikodu yapmayalım, fikirlerimizi burada beyan edelim. Lütfen, 1-2 dakika izin verin!)
Biz Mao’dan 3 şey öğrendik. İnsanların kusurlarını başına kakmayın! İnsanlara etiket yapıştırmayın! İnsanlara karşı sopa kullanmayın! Bugünkü parti yönetimi tam da bunları yapıyor. Aydınlıkçıların tarihinde farklı fikirlere en tahammülsüz yönetimdir. Bir sürü arkadaşımız hain, bozguncu, sahte solcu falan ilan ediliyor. Sadece partililerin tartıştığı bir tartışma bloğunda seçim sonuçlarını eleştirdiği için Sadık Usta partiden ihraç ediliyor. Var mıdır, bizim partinin geleneğinde böyle şeyler? Hiçbir makama, mevkiye aday değilim. Bunun sebebi basit. 67 yaşındayım. Yaşlılık fiziki gücün azalması demektir. Zihnin doğru çalışmaması demektir. Bizim parti yönetimi İşçi Partisi’nde iken yaşlıydı, Vatan Partisi olduktan sonra daha yaşlandı! Bu arkadaşların bu koltukları gençlerimize devretme zamanı gelmedi mi? (Alkışlar) Bakın, canlı, coşkulu bir kurultay izledim. O da Öncü Gençlik kurultayı idi. Okuyan, eleştiren, sorgulayan, partilerine bağlı ve militan tutumlarını kanıtlamış bir gençlik kuşağımız geliyor. Artık bu gençlerin partiyi yönetme zamanı gelmiştir. Bugün Çin Komünist Partisi’ni, Çin devletini 3. Kuşak Marksistler yönetiyor. Bizde ise, parti MYK’da hâlâ birinci kuşak egemendir. Bu işte bir sakatlık var. Bırakın, niye ÇKP’den örnek veriyorum ki? Kemalist Devrim’in etkin insanlarını düşünün. Mustafa Necati’ler, Mahmut Esat Bozkurt’lar, Refik Saydam’lar devlette önemli görevlere geldiklerinde kaç yaşındaydılar? Gepegenç insanlardı bunlar! Gençlerimizin öne çıkma zamanı gelmiştir. Son bir konu: Silivri cezaevinde Sayın Genel Başkan’la aynı koğuştayken, bir sözünü hiç unutmadım. "Bu partiyi Perinçekçilerden kurtarmak lazım" dedi. Neyi kastettiğini anladım. "Evet efendim, doğru efendim, haklısınız efendim" diyerek mevki ve makamlarını bir türlü bırakmak istemeyen, Rusların 'aparatçik' dediği kişileri kastediyordu. Başarının somut ölçüsü olmalı. Örgütlenmenin başındaysan, ne kadar üye kaydettiğini, örgüt sayısını ne kadar artırdığını göstermen lazım. Ya da, Kardeşlik Bürosu’nun başındaysan Kürt yurttaşlarımızın ne kadarını üye yaptın, Kürt illerinde ne kadar örgüt kurdun, bunu göstermen lazım. Ya da Ticari Büro’nun başındaysan ticari başarıyı göstermen lazım. Bunların hiçbiri gösterilmiyor ve bu adamlar hâlâ aynı yerlerinde kalıyorlar. Çok teşekkür ederim. (Alkışlar)”
DOĞU PERİNÇEK: Burada soru atıldığı için cevap vermek durumundayım. Denildi ki, bu partiden bazı insanlar niçin ihraç edildi? Şeker gibi arkadaşlarımızdı! Niçin ihraç edildi biliyor musunuz? Bakın, bu bahsettikleri insan, en son ihraç sebebini söylüyorum. Bizim Merkez Yürütme Kurulu’muza yolladığı açık mektupta, yani sosyal medyada yayınladığı mektupta şu cümleyi kullanıyordu: PKK kazandığı zaman ne yapacaksınız? Bizim ihraç ettiğimiz Sadık Usta’nın bize yazdığı mektuptaki cümle şu: PKK kazandığı zaman ne yapacaksınız? PKK kazanmayacak ama, ABD kazanırsa biz zaten yokuz! Ne yapacağımız da yok! Bu öyle bir şeydir ki, toplumsal süreçlerde bir kere feleğinizi şaşırdınız mı, bir kere mevzinizi kaybettiğiniz zaman… Size daha açık söyleyeyim, bu koşullarda, 1 sene, 2 sene sonrasını söylemiyorum, şu günkü kuvvetler dengesi ve tablosunda Tayyip Erdoğan PKK’nın, FETÖ’nün üzerine yürürken Tayyip Erdoğan düşmanlığının sizleri sürükleyeceği bir tek yer vardır, işte o Sadık Usta’nın yanıdır! Yani, PKK’nın kazandığı süreçleri özlemek, gözlemek, onu beklemek! Ve yine ihraç sebebi, diyor ki, Kemalist Devrim’i tamamlamak da neymiş! Ondan sonra, halkçı, devletçi, sosyalistlerin partisi, ben böyle bir şeyi tanımıyorum, kabul etmiyorum, diyor. Bu partinin 2006 yılında yaptığı tüzük ve programda milliyetçiler, halkçılar ve sosyalistlerin tarihsel olarak 19. Yüzyılın sonlarından bu yana devrimlerdeki beraberliğini hayata geçirerek Türkiye’ye bir çözüm üretebiliriz, diye tüzüğümüzün en başına yazmışız. Bunları reddeden, inkar eden Türkiye’de birçok parti var. HDP’ye girebilirler, başka beğendikleri bir parti varsa, oraya girebilirler. Ama, bizim partimizde Kemalist Devrim’i reddeden, halkçıların, milliyetçilerin ve sosyalistlerin birliğini reddeden bir insana yer yok, açık söyleyeyim. Ve olmayacak! Buradan ilan ediyorum, olmayacak! Bize PKK kazanırsa ne yapacaksınız, diye kim soruyor? Amerika’dan başkası sormuyor. Bu durumda yürekler beraber çarpabilir mi? Adımlar beraber yürünebilir mi? Peki, ben bu durumda ne diyeceğim? Kardeşim, acaba yanlış mı düşünüyorsun? Yoksa, ben mi yanlış düşünüyorum? Şu görüşünüzü gözden mi geçireceksiniz, özgürlük var? Bu partide PKK yandaşlığına kesinlikle özgürlük yok, bunu ilan ediyorum! (Alkışlar)”