Vazgeçilmeyen kayyım: Mustafa Yaman

Mustafa Yaman, Tunceli Valiliği sırasında yerel seçimlerde 'AK Parti il başkanı gibi' çalıştığı için hapis cezasına çarptırıldı. Yaman’ın adı, valilik yaptığı Giresun, Kırklareli ve Balıkesir’de yaptığı israfla, usulsüzlüklerle hep gündemde kaldı. Dönemin AK Partili Balıkesir Belediye Başkanı Edip Uğur'un, “Vali değil, devlet memuru bile olamazsın” dediği Yaman, Vali olarak geldiği Mardin’de, Büyükşehir Belediyesi’ne ikinci kez kayyım olarak atandı.

Abone ol

DİYARBAKIR - İkinci kez Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen ve ikinci kez yerine kayyım atanan Ahmet Türk, bazı belgeler paylaştı kamuoyuyla. Bu belgeler 2 buçuk yıl kayyımlık görevi icra eden Vali Mustafa Yaman döneminde belediyede gerçekleşen usulsüzlükleri, yolsuzlukları, israfı gösteriyordu.

Belgeler karşısında Mustafa Yaman, canhıraş bir şekilde yalanlamaya çalıştı ve kayyım olduğu dönem Mardin’e yaptığı hizmetleri sıraladı.

Hiçbir işe yaramadı savunması. Çünkü iki ay içerisinde 235 bin 105 liralık kuruyemiş alımı yaptığı belgelenmişti. Kulağına gitmiş midir bilmem ama namı 'Kuruyemiş Canavarı' olarak yürüdü gitti.

Ahmet Türk’ün belediye başkanı olduğu dönem belediyeden çıkmayan müfettişler, kayyıma devredildikten sonra hiç mi gitmemişti belediyeye? Gittiler de bu israfı, bu yolsuzlukları, usulsüzlükleri hiç mi tespit etmediler? Tespit ettiler de hiç mi rapor etmediler?

İçişleri Bakanlığı, Ahmet Türk’ün paylaştığı belgelere rağmen neden kayyım olarak bir kez daha Mustafa Yaman’ı atadı? Kimdi Mustafa Yaman? Devlete ve halka vali ve kayyım olarak ne tür hizmetleri olmuştu da hükümet ondan vazgeçmemişti, belediyeyi bir kez daha ona teslim etmişti?

‘AK PARTİ’NİN VALİSİ’

Mustafa Yaman, 1986 yılında Kütahya’da Kaymakam adayı olarak devlet bürokrasisinin içinde yer almaya başladı. Birçok görevden sonra 18 Mayıs 2007’de Tunceli Valisi olarak atandı. Bütün Türkiye’de adından söz ettirmesi de bu süreçte başladı.

Yaman, 29 Mart 2009’da yapılan yerel seçimler öncesinde Tunceli’de beyaz eşya ve mobilya dağıtmaya başlamıştı. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan karşılanan parayla dağıtılan eşyalar için siyasetçiler 'seçim rüşveti' tabirini kullandı.

'Seçim rüşvetine' kamuoyu tepki göstermiş, YSK uyarıda bulunmuş ama pek bir faydası olmamıştı. Yaman, pek de gizleme gereği duymadan, AK Parti İl Başkanı gibi seçim yatırımı yapmaya devam etti.

'Yardımlar' sürünce Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı Tunceli Valiliği hakkında inceleme başlattı.

Yaman hakkında açılan dava 2010 yılında sonuçlandı. 7 ay 15 gün hapis ve kamu görevinden men cezası aldı. Ancak cezası ertelendi.

Tunceli Valiliği sırasında makam arabasına selam vermeyen öğretmeni korumalarına darp ettirdiği ve vali konağındaki kişisel harcamalarını devlete ödettiği de iddia edilmişti.

BARANSU HAPİSTE, YAMAN MARDİN’DE KAYYIM

Yaman, 2009’daki yerel seçimlerin hemen ardından 18 Haziran 2009 tarihinde Giresun’a atandı. Ancak Tunceli’deki faaliyetleri nedeniyle gözler üzerindeydi. Bir süre sonra kendisine tahsis edilen lüks makam araçlarıyla gündeme geldi. Gazeteler Yaman’ın Tunceli’deki faaliyetleri nedeniyle AK Parti tarafından ödüllendirildiği yorumunu yaptı.

Giresun Valiliği sırasında Yaman, halen FETÖ’den tutuklu bulunan gazeteci Mehmet Baransu’nun, Hanefi Avcı’yı anlattığı 'Mösyö' adlı kitabını satın alarak vatandaşa dağıttığı ile de gündeme gelmişti. Baransu hapiste, Yaman hâlâ vali ve belediyede kayyım. Yaman çelişki böyle bir şey olsa gerek.

REKTÖRLÜĞE DOLAYLI TALİMAT

Yaman, nedense Giresun’da fazla kalmadı. Bakanlar Kurulu’nun 12 Mart 2011 tarihli kararıyla Kırklareli Valiliğine atandı.

Kırklareli’nde, vilayet binası önündeki Atatürk’ün kalpaklı resmini kaldırttığı, Belediye Başkanı Mehmet Kesimoğlu’nun İstanbul Caddesi’nde astırmak istediği aynı posterlere izin vermediği, bu nedenle öğretmenlerin “Atatürk’ü savunmak suçsa biz de bu suçu işliyoruz” tepkisiyle karşılaştığı gündeme geldi.

Kırklareli Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışan kızının bitirme tezinin İngilizceye çevrilmesi için Rektörlüğe dolaylı yoldan talimat verdirdiği de basına yansıdı.

‘MEMUR BİLE OLAMAZSIN’ DEDİLER

Yaman Kırklareli’nin ardından 15 Eylül 2014 Valiler kararnamesi ile Balıkesir Valiliği’ne atandı.

Balıkesir’de önce yine makam aracıyla gündeme geldi. Balıkesir gazetelerinin yazdığına göre Yaman’ın makam araçları eşi ve kızı tarafından 'özel araç' olarak kullanılıyordu. Vali’nin makam araçlarının 10 ay içinde 25 ton motorin harcadığı belirlenmişti. Araçların, Ankara’da EPDK’da hukuk müşaviri olan eşi ve Kırklareli Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan kızını hafta sonlarında Balıkesir’e getirip hafta başında götürdükleri ileri sürülmüştü.

Ama en büyük sıkıntıyı Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Edip Uğur ile yaşadı. Uğur, Vali Yaman’ı “Nitelikli dolandırıcılık ve yatırımları sabote etmekle” suçlamıştı. Uğur, gazetecilere şöyle konuşmuştu: “Vali Cumhurbaşkanının, devletin temsilcisi. Bizim Valilik makamına karşı saygımız sonsuz. Benim Valiler ile olan münasebetim, 1983 yılında Ticaret Odası başkanıyken başladı. 33 yıldır valisiyle, bakanıyla, milletvekilleriyle münasebetimiz var. Biz bir valiye karşı nasıl hitap edileceğini, nasıl davranılacağını bilen bir insanız. Benim 16 yıl milletvekilliğim, 7 yıl genel başkan yardımcılığım var ve şu anda Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Tabi maalesef Balıkesir bu konuda talihsiz. Şu anda nitelikli dolandırıcılık suçu işlemiş bir kişi Balıkesir Valisi.”

Nitelikli dolandırıcılık ağır suçlama. Aynı tarihte Yaman’ın şöyle bir marifetinden söz ediliyordu: Ankara Çayyolu’ndaki Eve Garden Sitesi’nden heyelanda hasar görmüş evi satın alıyor. Evi sanki hasarsızmış gibi Balıkesir’de bir sigortacıya sigortalatıyor. Birkaç ay sonra sigorta şirketi Aviva’ya “Evim hasar gördü, 500 bin lira istiyorum” diye ihtar çekiyor. Ancak siteye giden sigorta şirketinin eksperlerinin, evin yıllar önce toprak kaymasından hasar gördüğünü ortaya çıkarıyor.

Balıkesir Belediye Başkanı Edip Uğur, hızını alamayarak, Balıkesir Valisi Mustafa Yaman için, “Vali değil, devlet memuru bile olamazsın” diyecekti.

AYAĞININ TOZUYLA KAYYIM OLDU

Yaman, 1 Haziran 2016’da yayımlanan Valiler Kararnamesi ile Mardin Valiliğine atandı. Balıkesir’de AKP’li belediye başkanı ile sorun yaşaması ve hakkındaki iddialar nedeniyle Mardin’e atanması, bir çeşit sürgün olarak nitelendirildi.

Belki sürgün edildi, bilemeyiz. Bildiğimiz, Mustafa Yaman’ın ayağının tozuyla Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım olarak atandığı. Dönemin AKP’li Balıkesir Belediye Başkanı Edip Uğur, “Nitelikli dolandırıcılık” yapmakla suçladığı Yaman için, “Vali değil, devlet memuru bile olamazsın” denmişti. Ama Yaman, Mardin’e hem Vali hem belediyeye kayyım oldu.

ORTAYA SAÇILAN FATURALAR

Yaman’ın ilk kayyımlık dönemi 2 buçuk yıl sürdü. Yerel seçim sonuçlarına göre koltuğu, devasa bir borçla Ahmet Türk’e devretti.

Ahmet Türk göreve geldikten 5 gün sonra DEDAŞ, belediyeden alacağını tahsil etmek istedi ve şehre su sağlayan MARSU’nun elektriğini kesti. Ahmet Türk, ilk o zaman, Temmuz ayında basının karşısına çıktı. Yolsuzlukları, israfı, usulsüzlükleri belgelerle kamuoyu ile paylaştı. Yemekler, kuruyemişler, ihalelerde usulsüzlükler, yolsuzluklar…

Bu arada Vali Mustafa Yaman da elini çabuk tuttuğu, seçimden sadece bir gün sonra, Ahmet Türk’ün görevden alınması için İçişleri Bakanlığı’na başvuruda bulunduğu ortaya çıktı.

Yaman, Ahmet Türk’ün görevden alınması için neden bu kadar acele etti? Ahmet Türk’ün paylaştığı faturalar gün yüzüne çıkmasın istediği için olabilir mi?

Faturalar gün yüzüne çıktı ve herkesin aklı şaştı. Suçlamalar karşısında bir süre sessizliğini koruyan Yaman, yandaş medyanın karşısına çıkarak kendisini savunmaya çalıştı. Karşı atağa geçerek Ahmet Türk’ün yaklaşık 4 ay süren belediye başkanlığı döneminde yaptığı harcamaları paylaştı. Ama Ahmet Türk’ün yaptığı harcamalar, sadece kuruyemiş faturaları karşısında bile devede kulak gibi kaldı.

BURADA BİR RÜŞVET Mİ VAR?

Son günlerde ise Yaman, Cumhurbaşkanı ve bakanlara hediye ettiği gümüş telkârilerle gündeme geldi. Cumhurbaşkanı ve bakanlara sahiden bu pahada hediyeler almış mıydı almamış mıydı?

Mustafa Yaman, Habertürk’ten Muharrem Sarıkaya’nın konuyla ilgili sorularına cevap verirken, hediye aldığını inkar etmedi. Dediğine göre hediyeleri devlet büyüklerine değil, onların heyetine vermişti. Heyet kalabalık olunca yekun da fazla olmuştu.

Devlet büyüklerine eşlik eden heyete hediyelerin verilmesini ise şu sözlerle açıklık getirdi Yaman: “Çünkü adamın bir hizmeti oluyor, sonrasında bir ihtiyacın oluyor; falan bir yere bir köprü lazım diyorsunuz daire başkanına, hemen oluyor; bu şehre hizmet ediyor adam.”

Yani heyet içinde yer alan daire başkanlarına hediye veriyor ve daha sonra, mesela bir köprüye ihtiyaç duyulunca, daire başkanı hemen yapıyor.

Daire başkanını hediye vererek, amiyane tabirle, ‘bağlıyor’ kayyım. Aslında burada bir rüşvet alışverişi söz konusu değil mi ve rüşvet suç değil mi?

SOYLU’NUN GECİKMİŞ TALİMATI

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Ahmet Hakan’ın sorularını cevaplarken kesin bir dille hediye almadığını söyledi. “O konunun araştırılması için denetleme talimatı verdim... Neymiş bakalım o fatura! Benim bildiğim tek bir şey var: Ben hediye falan almadım. Almam...”

Peki ama İçişleri Bakanı denetleme talimatı vermek için geç kalmadı mı? Soylu, ikinci kez belediyeye kayyım atadığı insanın geçmişi hakkında hiçbir bilgiye vakıf değildi, şimdi ortaya faturalar saçılınca denetleme talimatı verdi. Bunu dememiz mümkün değilse neden atadı o zaman?

Sorular bitmiyor: İçişleri Bakanı’nın faturayı denetlesin diye talimat verdiği memurlar Mardin’e doğru yola çıktılar mı? Memurların hazırlayacağı rapor kamuoyunun vicdanını tatmin edecek mi? Soylu gecikmiş talimat için kime hesap verecek?