Gastronominin ne denli büyük bir pazarlama aracına dönüştüğü
birçok defa yazdığım bir konu. Tüm dünya üzerinde pek çok festival,
büyük konferanslar, yarışmalar düzenleniyor, büyük paralar ve büyük
egolar paylaşılmaya çalışılıyor.
Michelin Yıldızı bu işin öncülerinden biri, öylesine önemseniyor
ki, yıldızını kaybeden şeflerden intihar eden bile oluyor.
Michelin’in ülkemizde bir ekibi olmamasından dolayı bizden
herhangi bir restoranın listeye girmesi teorik olarak şu anda
mümkün değil. Ancak ülkemizde çok iyi restoranlar da var, bunların
bir şekilde tanınması, bulunabilmeleri gerek.
Son bir iki yılda bu tür gastronomi rehberleri konusunda
girişimler oldu. İlk ortaya çıkan İncili Gastronomi rehberiydi. Bir
firma sponsorluğunda sadece İstanbul, Bodrum ve Alaçatı’yı içeren
rehber, İstanbul plaza camiasına yönelik içeriği ve bazı
restoranlarla ilgili tutarsız verileriyle eleştirildi, ticari
kaygılarla hazırlanmış olduğu düşünüldü. Bir diğer deneme YEDY idi,
burada da yeterince duyurulma imkanı bulunamadı.
Her iki rehberin bence sıkıntılı tarafı, düzenleyen ekiplerin
içerisinde restoran sahiplerinden de kişiler olmasıydı. Bu durum
rehberlerin objektifliğini soru işareti haline getirdi.
Bunların haricinde yeni bir oluşum, Türkiye’de gastronomi
dendiğinde belki de herkesin ilk aklına gelen kişi olan Vedat Milor
tarafından geçen hafta duyuruldu. Vedat Milor, yanılmıyorsam
geçtiğimiz şubat ayında Türkiye’nin gastronomik zenginliklerine
yönelik bir proje için gönüllü olacak kişiler aradığını duyurmuş ve
sonrasında ara sıra yaptığı bir iki duyuru haricinde bir bilgi
paylaşmamıştı. Geçen hafta Hürriyet gazetesindeki köşesinden bu
projenin hayata geçtiğini yazdı. Tamamen gönüllü ve gizli bir
ekiple çalıştığını ifade eden Milor, değerlendirmeleri rehber.vedatmilor.com adresinden yayına aldığını
açıkladı.
Bu rehberi ayrıntılı olarak inceledim ve ilginç bir kapsama
sahip olduğunu söyleyebilirim. Öncelikle Milor’un yaşadığı Amerika
Birleşik Devletleri ve sık ziyaret ettiği Fransa’dan birçok üst
düzey restoran dikkat çekici. Ayrıca Türkiye içerisinde de diğer
örneklere kıyasla Konya, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş,
Diyarbakır, hatta Zonguldak Ereğli'si gibi şehirlerden de içerik
bulunabilmesi dikkat çekici. Gizli ekibin kimlerden oluştuğuna dair
bir bilgi bulunmuyor, bu da değerlendirmelerin objektif olması
açısından iyi bir işaret.
Umarım Vedat Milor bu girişimi geliştirmeye devam eder (örneğin
Ankara’da an itibariyle sadece dört restoran olmasını ben gelişmeye
açık bir alan olarak görüyorum) ve ülkemiz gastronomisine olumlu
bir katkı vermeye devam eder.
Keyifli bir hafta sonu diler, Cumhuriyet Bayramınızı içtenlikle
kutlarım.