Venüs’te aktif volkanlar olabilir mi?

Venüs’te volkanik faaliyetlere ilişkin çalışma yürüten bilim insanları, Magellan uzay aracı tarafından kaydedilen görüntüleri inceledi.

Abone ol

Myriam Vidal Valero

Bilim insanları, Venüs’te volkanik faaliyetlerin hala sürdüğüne ilişkin şu ana dek bulunan en güçlü kanıtlardan bazılarına ulaştılar. Venüs, Dünya’ya yakın bir komşu ve başlangıçta yüzeyinde su olduğu için, en büyük sorulardan biri, Dünya’nın yaşanabilir koşullara sahipken onun neden cehenneme benzediği. Volkanik faaliyetleri hakkında daha fazla şey öğrenmek, hem Venüs’ün hem de Dünya’nın evrimini açıklamaya yardım edebilir.

Bilim insanları Venüs’ün volkanlarla kaplı olduğundan haberdar olsa da bunlardan herhangi birinin hala faal olup olmadığı uzun zamandan beridir bir tartışma konusu. Şimdiyse, araştırmacılar, 1990-1992 yılları arasında NASA’nın Magellan uzay aracı tarafından gezegenin yüzeyinden toplanan radar görüntülerini inceleyerek, bu volkanlardan en az bir tanesinin büyük ihtimalle faal olduğunu keşfetti. Gezegenin en büyük yanardağlarından ikisini barındıran Atla Regio bölgesindeki bir volkan bacasının sekiz ay arayla çekilen iki görüntüsü, şekil değiştirdiğini ve bacanın aşağısında bir patlama ya da magma akışı olabileceğini gösterdi. Bilim insanları bulgularını 15 Mart günü Science dergisinde duyurdu ve aynı gün Teksas’a bağlı Woodlands kentinde düzenlenen Ay ve Gezegen Bilimleri Konferansı’nda paylaştı.

Massachusetts eyaletinin South Hadley kentinde bulunan Mount Holyoke Üniversitesi’nde astronom olan Darby Dyar, bunun “dikkat çekici bir keşif” olduğunu söylüyor. NASA’nın Kaliforniya, Pasadena’da bulunan Jet İtiş Laboratuvarı (JPL) tarafından denetlenen ve Venüs’te gerçekleştirilecek olan VERITAS görevinin baş araştırmacı yardımcısı olan Dyar, bu keşfin uzay araştırmaları camiasını Venüs'ün nasıl işlediğini anlamaya bir adım daha yaklaştırdığını ifade ediyor ve 2030’dan sonraki yıllarda gezegenin yüzeyini haritalamayı hedeflediklerini belirtiyor. “Venüs’ün yüzeyinde hala aktif bir volkan faaliyeti olup olmadığına ilişkin mesele, veri eksikliği nedeniyle belirsizliğini koruyor” diye ekliyor.

CEHENNEM BENZERİ BİR GEZEGEN

Gezegenin volkanik açıdan faal olduğunu gösteren kanıtlara ulaşmak hiç kolay olmadı. Venüs’ün barındırdığı -Dünya’nın atmosferinin kütlesinin 100 katı yoğunluğa sahip- kalın atmosfer ve 450ºC’ye varan aşırı yüksek sıcaklıklar, araştırma araçlarının ve diğer uyduların yüzeyi keşfetmesini güçleştiriyor. Şu ana dek, bilim insanlarının ulaştığı en sağlam bulgular Magellan uzay aracından elde edildi.

Alaska Fairbanks Üniversitesi’nde jeofizikçi olan Robert Herrick ile VERITAS ekibinin bir üyesi ve aynı zamanda JPL’de bir radar bilimci olan Scott Hensley, volkanik faaliyet olduğu düşünülen alanların Magellan aracı tarafından elde edilen yüksek çözünürlüklü radar görüntülerini gözden geçirdi.

Buradaki güçlük, Magellan’ın 24 aylık görev süresi boyunca, gezegeni üç farklı döngüde görüntülemesi idi. Araç, her bir döngü esnasında radarını Venüs yüzeyine farklı bir açıyla doğrulttu. Bilim insanlarının zaman içinde yüzeyde gerçekleşen değişimleri aramak için farklı açılardan elde edilen görüntüleri üst üste bindirmeleri ve onları hizalamak için araştırılan arazi üzerinde örtüşmeler bulmaları gerekiyordu.

Herrick, bu sorunu Arizona’daki Büyük Kanyon’da birden fazla yönden uçarak daha sonra karşıt kanyon duvarlarına bakarken yüzeyi haritalamaya çalışmaya benzetiyor. “Bu tür görüntülerde aynı şeyleri bulmaya çalışmak biraz daha güçleşiyor” diyor. Magellan’dan sağlanan görüntülerin çözünürlüğünün düşük olması, denkleme başka bir karmaşa katmanı ekliyor. “Futbol sahası büyüklüğündeki bir alanın tek bir piksel halinde göründüğü bir yüzeye bakıyorsunuz” diye belirtiyor.

Bu durum, ABD’nin Blacksburg kentinde bulunan Virginia Teknoloji Üniversitesi’nde Venüs’ü inceleyen bir jeofizikçi olan Scott King’i de kaygılandırıyor. Görüntülerin, şüphecileri Venüs’ün volkanik açıdan faal olduğuna ikna edecek düzeyde güçlü bir kanıt olup olmadığını sorguluyor. “Kanıt, bakan kişinin gözlerindedir” diyor.

Herrick ve Hensley, ulaştıkları verilere dair bu sınırlamayı kabul ediyor. Öte yandan, aynı zamanda, Dünya’da gözlemledikleri değişimlere yol açabilecek herhangi bir eşdeğer volkanik olay tespit etmediklerini, yine de bu durumdan başka bir şeyin sorumlu olabileceği ihtimalini dışlayamadıklarını ifade ediyorlar.

King, gezegenin volkanik faaliyete sahip olduğuna inanmakta zorlanmıyor. Buna karşın, VERITAS da dahil olmak üzere, önümüzdeki yıllarda Venüs’te gerçekleştirilecek görevlerin herkesi ikna etmek için gereken verilere ulaşmamızı sağlamasını umut ediyor.

GÖZARDI EDİLEN BİR GEZEGEN

Ne var ki, VERITAS görevi ertelendi; bu yüzden, King başlangıçta düşünülenden daha uzun bir süre beklemek zorunda kalabilir. NASA, bu görevi 2028 yılında başlatacak olsa da, Mars ve Jüpiter arasında bulunan ve Güneş’in yörüngesinde dönen, metal açısından zengin bir asteroidi araştıracak bir diğer görev olan Psyche’deki aksamanın üstesinden gelmek için, yeniden finansman tahsis etmek zorunda kaldı. Şimdilik NASA’nın elinde önümüzdeki yıllarda VERITAS görevinin gerçekleştirilmesini sağlayacak bir fon mevcut değil ve finansmana yeniden kavuşsa bile, görev 2031’den önce başlayamayacak.

Dyar, VERITAS’IN 2030 yılından sonra başlatılmasının diğer görevler için de bazı sorunlara yol açabileceğini belirtiyor. Planlandığı haliyle, VERITAS sayesinde toplanacak olan topografik veriler, keşfetmeyi planladıkları alanları daha isabetli seçmeleri için NASA’nın DAVINCI ve Avrupa Uzay Ajansı’nın EnVision araçlarına yardımcı olacak bilgiler sağlayacaktı. 2029’da fırlatılacak olan DAVINCI aracının Venüs’ün atmosferine bir araştırma uydusu yerleştirmesi ve 2030’ların başında fırlatılacak olan EnVision’ın, gezegen yüzeyinden yüksek çözünürlüklü radar görüntüleri toplaması amaçlanıyor.

Venüs’ün incelenmesi, araştırmacıların sadece Dünya’nın nasıl işlediğiyle ilgili daha fazla bilgiye ulaşmasına yardım etmekle kalmayacak, aynı zamanda Güneş Sistemi’nin dışındaki ötegezegenlere dair daha fazla şey öğrenmelerine de yardım edecek. Dyar, “Yüzlerce, binlerce ötegezegen keşfediyoruz” diyor. “Ve bunların büyük kısmı Venüs’ü andırıyor” diye ekliyor.

Son yıllarda çok sayıda uzay görevi Mars’ı hedef alıyor; fakat genel olarak Venüs, Kızıl Gezegen’e kıyasla çok daha fazla Dünya’ya benziyor. Herrick, yeni ulaşılan bulguların, insanları bakışlarını Venüs’e çevirmeye ve VERITAS’ı planlanan zamanda fırlatmaya teşvik edeceğini umuyor. “Venüs, gerçekten de Dünya’nın kardeşi” diye ekliyor.

Yazının orijinali Nature sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)