Vücudumuzu hamileliğe nasıl hazırlarız?
Sezen Çakır'ın kaleme aldığı "Fertilite-Doğurganlık Rehberi" İnkılap Kitabevi etiketiyle raflarda yerini aldı. Kitaba dair sohbet ettiğimiz Çakır, “Bu kitabın amacı bir tedavi yöntemi sunmak değil; spesifik doğru beslenme ve yaşam şeklini sağlayarak bu sürece vücudumuzu hazırlamak” dedi.
DUVAR - Bütünleyici tıpla ilgili çeşitli seminerlere katılan, uluslararası pek çok üniversitede sağlık ve beslenme üzerine dersler alan Sezen Çakır, beslenme, yaşam tarzı ve doğurganlık üzerine dünyada yapılan çalışma ve yayınları takip ederek "Fertilite-Doğurganlık Rehberi" kitabını okurlarıyla buluşturdu.
Bilimsel araştırma ve dünya örneklerinden yola çıkılarak yazılan kitapta yazar, "Doğurganlık için ideal kiloda mısınız?","Günlük beslenme alışkanlıklarınız doğurganlık diyetine uygun mu?","Doğru vitamin ve besin takviyelerini kullanıyor musunuz?","Sigara alışkanlığının doğurganlık söz konusu ise bu kadar zararlı olduğunu biliyor muydunuz?","Düzenli olarak egzersiz yapıyor musunuz?", "Çocuk sahibi olmayı yaşamınızda ilk kez düşünüyor olabilirsiniz ya da belki defalarca tüp bebek denemesi yaptınız ama başarısız oldunuz... Bu bilgiler ışığında gebe kalma şansınızı artırmayı istemez misiniz?" gibi soruların-sorunların doğurganlığı nasıl etkilediğini tüm dünyada yapılmış olan bilimsel çalışmalara dayanarak açıklıyor.
Sezen Çakır’la bir araya geldik. Kitabını ve kitabın hikayesini konuştuk.
"Doğurganlık Rehberi" raflardaki yerini aldı… Nasıl bir süreç sizin bu kitabı yazmanıza neden oldu?
12 yıl eczane eczacılığı yaptım, bu süreç içerinde çocuk sahibi olmak isteyen çok farklı yaş gurubunda kadın, erkek danışanlarım oldu. Onların duygularına, umutsuzluklarına çoğu zaman ortak oldum. Çünkü ben de yaş itibariyle doğurganlık şansının azaldığı 30’ların sonunda bebek sahibi olmayı düşünmüştüm. Tedavi gören ya da görmeyen birçok danışanım, ya da arkadaşım sağlıkçı olduğum için bana benzer şeyleri soruyorlardı: Doğurganlığı artırmak için hangi takviyeleri alalım? Nasıl beslenelim? Tedavilerine ek olarak kendi adlarına yapabilecekleri bir şeyler var mı?
Bu konuyla ilgili magazinsel haberler dışında elle tutulur yerli bir kaynak olmadığını gördüm. Bu sebeple doğru kaynaklara ulaşmak için bu alanda yapılan bilimsel çalışmaları okumaya ve derlemeye başladım. Uzun yıllar astım alerji hastasıydım. Yıllarca aldığım tedavilerden tatmin edici sonuçlar almadığım için beslenme, bütünleyici tıpla ilgili workshoplar ve dersler almış beslenme ve yaşam tarzının genel sağlığımız üzerindeki önemli etkileri üzerine farkındalık yaşamıştım.
Tüm bu tecrübelerden sonra çocuk sahibi olma sürecinde de beslenme ve yaşam tarzının etkili olabileceğini düşünerek dünyada yapılan çalışmaları özetleyen, bu konuda güvenilir kaynak ihtiyaç hissedenlerin kolaylıkla ulaşabileceği bir kitap yazmaya karar verdim.
Türkiye’de çalışmalara baktığınızda neler gördünüz? Sağlık sektöründesiniz ve dünyada yayımlanmış yayınları da inceleyerek böyle bir çalışmaya imza attınız sanıyorum…
Genel olarak tüm dünyada yayımlanmış kabul görmüş çalışmalara baktım. Spesifik olarak Türkiye’de yapılmış çok fazla çalışma göremedim.
Kitapta çok değerli bilgiler var, her konuda bir neden sonuç ilişkisi kuruyorsunuz bu da kitabın bilimsel yanını ortaya koyuyor. Özellikle kadınların çok hassas olduğu bir konu doğurganlık… Siz bu süreçte, kitabı hazırlarken nasıl zorluklarla karşılaştınız?
Eczacı olduğum için sağlıkla ilgili sorulara cevap verirken kaynak göstermek her zaman benim için çok önemli olmuştur. Yaşadığımız dönem teknoloji çağı olduğu için bilgiye kolay ulaşıldığı düşünülüyor. Aslında tam aksine hangi bilginin doğru olduğunu bilmiyoruz. İnsanların kulaktan duyma birbirlerine tavsiye ettikleri kürler, ya da internette ehil olmayan insanların vermiş oldukları bilgiler tedavi görenlerin de tedavilerini aksatmakta ya da zarar vermekte.
Bu nedenle bu kitabın bu alanda özet bir başucu kitabı olmasını istedim.
Bir yandan bilimsellik bir yandan da doğal yollarla hamile kalma yöntemleri var… Bu iki yöntemle ilgili neler söylersiniz?
Bu kitabın amacı bir tedavi yöntemi sunmak değil; spesifik doğru beslenme ve yaşam şeklini sağlayarak bu sürece vücudumuzu hazırlamak. Nasıl bir çiçek tohumunu ekmeden önce toprağı havalandırıyor, gübreliyor sulayıp tutması için hazır hale getiriyorsak; aynı şeyi kendimiz hamile kalmadan önce de vücudumuzu hazırlamamız gerektiğini söylüyorum. Örneğin kadınlarda sigara kullanımı ile ilgili yapılan bir çalışma kısırlık riskinin %60 artırdığını gösteriyor. Bu sonuçları bu kadar net görmek eminim bebek sahibi olmak isteyenlerin üzerinde kendileri ile ilgili gerekli değişiklikler yapmaları için etkili olacaktır.
Kişi ister tedavi görsün, ister doğal yollarla hamile kalmayı denesin bu kitapta anlatılanları uygulayarak bebek sahibi olma şanslarını artırabilirler. Kitapta da bahsettiğim gibi kısırlık her 6 çiften birini etkileyen bir problem. Kısırlık hem erkek hem kadın sebepli olabiliyor.
1 yıldan daha uzun süredir çocuk sahibi olmayı deniyor ve başarılı olamıyorsanız mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Ayrıca 35 yaşının üzerinde ki kadınlar tedaviyi geciktirmemek için bu süre 6 ayı geçmemelidir.
Aslında Türkiye’de içtiğimiz suya kadar her şey tehlikeli… Yediğimiz yiyecekler, yaşadığımız ortam, soluduğumuz hava… Bu olağan durumda doğal yolu nasıl sağlayabiliriz?
Yapabileceğimizin en iyisini yapmak. İnanın fark ediyor. Bu illa her şeyi organik tüketmek anlamında değil. Hazır ambalajlı ürün tüketmemek, temiz beslenmek, mümkün olduğu kadar işlem görmemiş besin tüketmek, trans yağlardan kaçınmak, gereksiz kimyasalları hayatımızdan çıkarmak... Hazır konservelerden, plastik kaplardan uzak durmak, kullandığımız gereksiz kozmetik ürünlerinin sayısını azaltmak.
Kaldı ki herkes artık "doğal" yola başvuruyor. Türkiye’de doğallığı yakalamak mümkün mü?
Dediğim gibi hepimizin kendi adına yapabileceği şeyler var. Örneğin ben uzun zamandır kimyasal saç boyası, kozmetik malzemesi kullanmıyorum, özellikle hayvansal ürünleri organik seçiyorum, fırsat buldukça ekolojik pazarlara gidiyorum. Büyük marketler kendi isimlerinde daha uygun fiyatta organik bakliyat, salça üretimi yapmaya başladı. Demek ki bu alanda ki ihtiyaç var ve talebin farkındalar. Doğal beslenmek ve yaşamımıza uygulamak tabi ki faydalı ancak kitap bunun üzerine yazılmadı. Hangi besin guruplarının tüketimine ağırlık vermeliyiz, hangi besin takviyelerine ihtiyacımız var ve diğer alışkanlıklar bunları anlatıyorum.
Doğurganlığı artırmanın pek çok nedeninden söz ediyorsunuz. Peki, doğurganlığa engel olan dış faktörler ne?
Dışarıdan çeşitli yollarla vücudumuza giren toksinler hormonlarımızın taklidini yaparak onların çalışmasını etkiliyor. Gıda ambalaj maddeleri, raf ömrünü uzatmak için kullanılan çeşitli koruyucular, evlerde kullandığımız plastik kaplar, teneke konserveler, kozmetik malzemelerde, şampuanlarda ve deterjanlarda kullanılan pek çok zararlılar var.
Ve her şeyden önce inanç diyorsunuz. Çocuk sahibi olmaya inanın diyorsunuz… Öyle mi gerçekten?
Çocuk sahibi olmak uzayan bir süreç haline geldikçe endişe ve stres artar. İyimserlik azalır. Çaresizlik ve başarısızlık hisleri stresi kamçılar. Tüp bebek tedavisi gören kadınlarda yapılan çalışmalar stresin önemli ölçüde tedavi sonucunu olumsuz etkilediğini gösteriyor. Pozitif inançların hayatımızda anlamlı değişiklikler yaptığını hepimiz kabul ederiz herhalde. Tüm hayatınızda bu yolla başarılı olduğunuz alanlara bir bakın. İnanmak başarmanın yarısıdır...