Yahya Ayyaş’tan İsmail Haniye’ye Hamas ve İran'a yönelik suikastlar

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, İran'ın başkenti Tahran'da uğradığı suikastta hayatını kaybetti. Hamas ve İran'a yönelik suikast ve suikast girişimlerinin ise daha eski bir tarihi var.

Abone ol

DUVAR - Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, İran’ın başkenti Tahran’da 31 Temmuz gecesi yerel saatle 02.00 sıralarında uğradığı suikastta hayatını kaybetti.

Hamas ve İran suikasttan İsrail’i sorumlu tutarken, Tel Aviv yönetiminden saldırıyı üstlenen resmi bir açıklama gelmedi. Yıllar içinde hem Hamas’ın üst düzey isimlerine hem de İranlı yetkililere yönelik bir dizi suikast ve suikast girişiminde bulunuldu. Bu saldırılar şu şekilde..

ELİNDEKİ TELEFON PATLADI, İSRAİL SALDIRIYI ÜSTLENMEDİ

Reuters'ın aktardığına göre, Gazze’nin Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) idaresinde olduğu yıllarda, intihar saldırılarından sorumlu olduğu iddia edilen Hamas mensubu Yahya Ayyaş, 5 Ocak 1996 yılında telefonun elinde olduğu sırada patlaması üzerine hayatını kaybetti. Filistin tarafı saldırıdan İsrail’i sorumlu tutarken, İsrail sorumluluğu üstlenmedi. 

Eski Hamas lideri Halid Meşal de suikast teşebbüsü ile karşı karşıya kalan isimlerdendi. Meşal, Ürdün’ün başkenti Amman’daki ofisinin dışında İsrail ajanları tarafından enjeksiyon yoluyla zehirlenmeye çalışıldı. Suikast emrini İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun verdiği ifade edilirken, Ürdün’ün o dönemdeki kralı Hüseyin panzehrin verilmemesi halinde saldırganların idam edileceğini ve Ürdün-İsrail barış anlaşmasının iptal edileceğini açıkladı. İsrail, panzehri verdi ve Hamas lideri Şeyh Ahmed Yasin’i serbest bırakmayı kabul etti. Yasin, bunda yedi yıl sonra Gazze’de İsrail tarafından öldürülecekti.

İsrail, Ahmed Yasin’i 22 Mart 2004 tarihinde, Gazze kentinde bir camiden çıkarken helikopterden düzenlediği bir düzenlediği füze saldırısı ile öldürdü. İsrail, Yasin’i 2003 yılında, Gazze’de bir Hamas üyesinin evindeyken de öldürmeye çalışmıştı. Yasin’in 2004 yılında suikasta uğraması, başta Filistin olmak üzere geniş çaplı protestolara sebep olmuştu. 

'KASSAM'IN BABASI' DA İSRAİL SALDIRISINDA ÖLDÜ

Hamas lideri Abdülaziz Er Rantisi, Gazze kentinde İsrail’e ait bir helikopterden bir araca düzenlenen füze saldırısında öldürüldü. 17 Nisan 2004’te yaşanan bu olayda Rantisi’nin iki koruması da hayatını kaybetti. Er Rantisi’nin ardından kimin Hamas lideri olduğu ise gizli tutuldu. Abdülaziz Er Rantisi,, öldürüldüğünde Yasin’in suikasta uğramasının ardından Gazze’de Hamas lideri olarak henüz göreve gelmişti. 

Hamas’ın bomba yapımından sorumlu olduğu ifade edilen mensubu Adnan al-Ghoul, İsrail’in 21 Ekim 2004’te düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybetti. Al-Ghoul, Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın iki numaralı ismi olarak biliniyordu, kendisine ‘Kassam’ın babası’ da deniyordu. İsrail’in hava saldırılarında ölen bir diğer isim ise Hamas’ın içişleri bakanı Said Seyyam’dı. Seyyam, Gazze Şeridi’nde 15 Ocak 2009 tarihinde öldürüldü. Seyyam’ın 13 bin Hamas gücünden sorumlu olduğu ifade ediliyordu. 

İsrail’in bir diğer suikastı ise 7 Ekim 2023'teki saldırıların ardından geldi. Hamas liderinin yardımcısı Salih El Aruri, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta İsrail’in düzenlediği insansız hava aracı (İHA) saldırısında yaşamını yitirdi. Aruri, aynı zamanda Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın da kurucusuydu. 

İRAN'DA 12 YILDA 7 SUİKAST

Hamas’a yönelik suikastların yanı sıra yıllar içinde İran topraklarında düzenlenen ve İsrail’in sorumlu tutulduğu suikast ve suikast girişimleri de yaşandı.

AA’nın aktardığına göre, İran'da 2010'da başlayan ve nükleer bilim insanları ile balistik füze programının başındaki isimlerin de hedef alındığı suikast ve sabotajlarda yedi üst düzey görevli öldü. Nükleer alanlarda çalışma yürüten İranlı bilim insanlarına yönelik suikastlar, Tahran Üniversitesi’nde fizik profesörü olarak görev yapan Mesud Alimuhammedi'nin 2010'da öldürülmesiyle başladı. Kuantum fiziği ve temel parçacık fiziği alanlarında çalışmalarıyla bilinen Alimuhammedi, 12 Ocak'ta evinin önünde motosiklete yerleştirilmiş bombanın patlatılması sonucu öldü. Saldırıda Alimuhammedi'nin eşi de yaralandı. İran, saldırıyla ilgili İsrail ve ABD'yi suçlarken, Washington suçlamaları kabul etmedi. 

Aralık 2010'da saldırının faili olarak yakalanan Mecid Cemali Feşi adlı zanlı, sorgusunda suikasta ilişkin rolünü itiraf etti. Tel Aviv'de Mossad eğitiminden geçtiğini ve suikastı İsrail adına işlediğini anlatan Feşi, suikast karşılığında Mossad'ın kendisine 120 bin dolar ödediğini de söyledi Yargılandığı mahkeme tarafından 2011'de idama mahkum edilen Feşi'nin cezası, tutuklu bulunduğu Tahran'daki Evin Cezaevinde 2012'de infaz edildi.

NÜKLEER FİZİKÇİLERE SALDIRILAR

29 Aralık 2010'da ise Şehid Beheşti Üniversitesi’nde nükleer alanda çalışmalar yürüten iki profesör hedef alındı. İran Atom Enerjisi Kurumu bünyesinde kuantum fiziği alanında çalışmalar yapan profesör Mecid Şehriyari, seyir halindeki aracına yerleştirilen uzaktan kumandalı bombanın patlatılması sonucu yaşamını yitirdi. Aynı gün Şehid Beheşti Üniversitesi’nde nükleer fizik profesörü olan Feridun Abbasi'ye de aynı yöntemle suikast girişimi düzenlendi ancak Abbasi, saldırıdan ağır yaralı olarak kurtuldu.

Bir diğer nükleer fizikçi Daryuş Rızainejad ise 23 Temmuz 2010'da Tahran'da eşi ile çocuğunu kreşten aldıktan sonra motosikletli saldırganlar tarafından açılan ateş sonucu öldü.

İran medyası, saldırının ardından Rızainejad'nin nötron aktarımı uzmanı bir fizik profesörü olduğunu duyurdu. Yetkililer ise suikasta uğrayan kişinin Tahran'daki Hace Nasır-ı Tusi Üniversitesi'nde elektronik öğrencisi olduğunu açıkladı ancak Batı medyası daha sonra öldürülen kişinin nükleer fizikçi olduğunu doğruladı. Dönemin İran Meclis Başkanı Ali Laricani, saldırının ardından ABD ile İsrail'i ‘terör eylemiyle’ suçladı ancak dönemin ABD Dışişleri Bakanlığı, saldırıyla ilgilerinin olmadığını savundu.

'FÜZE TEKNOLOJİSİNİN MİMARI' PATLAMADA ÖLDÜ

İran füze teknolojisinin mimarı olarak anılan Tuğgeneral Hasan Tahrani Mukaddem de 12 Kasım 2011'de Tahran yakınlarındaki bir füze üssünde yaşanan patlamada hayatını kaybetti. Patlamada Mukaddem ile 17 asker de ölürken, Tahran'a 20 kilometre mesafedeki Şehid Müderris Füze Üssü’nün büyük bir bölümü patlamada tahrip oldu.

İran Devrim Muhafızları Ordusu, patlamanın ‘kazadan’ kaynaklandığını açıklayarak, suikast ya da sabotaj ihtimallerini yalanlasa da İsrail ve Batı medyasında İsrail'e ulaşabilecek kapasitedeki Şahab-3 füzelerini geliştiren Mukaddem'in ortadan kaldırıldığı şeklinde haberler yer aldı. İsrail'in Yediot Ahronot gazetesi, 14 Kasım 2011'de İsrail İstihbarat Teşkilatı'nın (Mossad) İran'da ‘terör örgütü’ kabul edilen Halkın Mücahitleri Örgütü içerisinde yapılanarak söz konusu saldırıyı gerçekleştirdiğini iddia etti.

Natanz'daki uranyum zenginleştirme merkezinde görevli nükleer fizikçi Mustafa Ahmedi Ruşen de 11 Ocak 2012'de Tahran'ın doğusundaki Allame Tabatabai Üniversitesi'nin yakınlarında arabasına yerleştirilen bombanın patlatılması sonucunda yaşamını yitirdi.

ABD'nin Time dergisi 13 Ocak 2012'de Batılı istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberinde, İranlı nükleer fizikçileri hedef alan suikastların ardında İsrail'in olduğunu ve Ahmedi Ruşen'in de bu suikastlar zincirinin parçası olarak hayatını kaybettiğini yazdı.

KASIM SÜLEYMANİ SUİKASTI SONRASI İRAN...

Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani'nin 3 Ocak 2020'de Bağdat'ta ABD saldırısında öldürülmesinden sonra İran'ı sarsan en büyük olaylardan biri de ülkenin nükleer programının mimarı olarak bilinen bilim insanı Muhsin Fahrizade'nin öldürülmesi oldu.

Fahrizade, 27 Kasım 2020'de Tahran'ın Abserd ilçesinde suikasta uğramıştı. Aynı zamanda Savunma Bakanlığı Araştırma ve İnovasyon Kurumu Başkanı olarak balistik füze programının da önemli isimlerinden Fahrizade'ye yönelik suikast, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun 2018’de İran'ın nükleer programıyla ilgili yaptığı bir sunumda Fahrizade’yi göstererek, "Bu ismi unutmayın" sözlerini akıllara getirdi.

Saldırının ardından açıklama yapan dönemin Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, saldırının arkasında İsrail'in olduğuna dair ciddi belirtiler bulunduğunu bildirdi. İddialar karşısında İsrail'den ise suikastı resmen kabul eden bir açıklama gelmese de Batı medyasında saldırının Mossad tarafından gerçekleştirildiğine dair haberler yer aldı.

Mossad'ın eski başkanlarından Yossi Cohen de Haziran 2021'de İsrail televizyonunda yaptığı konuşmada, Fahrizade suikastının doğrudan sorumluluğunu üstlenmeden, Mossad’ın ‘gözetimi altında’ olduğunu söyledi.

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)