'Yangında kurumsal çocuk istismarı var'

Adana'da 12 kişinin yanarak can verdiği yurdun yankıları devam ediyor. Mimar, Bahattin Şahin yurtların nasıl olması gerektiğini söylüyor. Sosyal Hizmetler uzmanı Nihat Tarımeri ise; "On binlerce yurt Ali babanın çiftliği değil. Olayda kurumsal çocuk istismarı var" diyor.

Abone ol

DUVAR - Adana'nın Aladağ ilçesinde Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu'nda meydana gelen yangında 12 kişinin hayatını kaybetmesi yurtlardaki koşulları nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiğini yeniden gündeme getirdi.

Dün gece bölgede incelemelerde bulunmak için Türk  Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nden bir heyetle birlikte Aladağ'a giden mimar Bahattin Şahin, yurtlarda halojen kablo ve yangın merdivenlerinde özel kapı kullanılması gerektiğine dikkat çekti. Şahin ayrıca, aldıkları bilgilere göre 'yurdun sobalı olduğu' iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirtti. Sosyal Hizmetler Uzmanı Nihat Tarımeri ise, Çocuk Koruma Kanunu'nun 6. Maddesi'ne uyulmadığına dikkat çekiyor...

'YURT SOBALI DEĞİL'

Adana'da yangının meydana geldiği yurtta incelemelerde bulunmak için bölgeye giden Türkiye Mühendis ve Mimar Odası'ndan mimar Şahin, yoğun bir güvenlik önlemi olduğu için binaya giremediklerini söyledi. Şahin, böyle yerlerde bulunan yangın merdivenlerine açılan kapıların duman iletimini yangın merdiveni alanına geçirmemesi gerektiğini ifade ediyor: “Biz heyet olarak dün geceden beri Aladağ'da bekliyoruz. İlerleyen saatlerde çalışmalarımızı hızlandıracağız. Ama şunları söylemek mümkündür: Dün gece gördüğüm kadarıyla yanan yurt binası tamamen ahşaptan yapılmamış. Zemin + 2 katlı binanın en üst katının çatı kaplaması ahşaptan yapılmış. Kaldı ki bir yurdun ahşap olup olmaması önemli değildir. Alınacak tedbirler ve yerinde kullanılacak malzeme önemlidir. Bir de aldığımız bilgilere göre bu yurt kaloriferli bir yer. Yangının çıkış sebebinin sobadan kaynaklandığı ihtimali yok denecek kadar az.”

'HALOJEN KABLOLAR KULLANILMALI'

Yangının yüzde 99 ihtimalle elektrik kontağından çıktığını söyleyen Şahin, bir yurt binasının nasıl olması gerektiğini ise şöyle anlattı: “Yurt binaları gibi insanların toplu olarak kaldığı yerlerin elektrik tesisatlarında halojen kablolar kullanılmalıdır. Normal kablolar kullanılmalı. Tutuşmayan ve yanmayan kablolara halojen kablo diyoruz. Buna özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Elektronik algılama söndürme sistemleri ayrımsız olarak kamuya açık, insanların toplu halde bulunduğu tüm yurt, okul, hastane, cezaevi, metro istasyonu ve ibadethaneler gibi insanların toplandığı binalarda zorunlu olmalıdır. Yangın merdivenleri mutlaka bütün odaların açıldığı ana koridorlara bağlantılı olmalıdır. Ana koridorların da işlevli olması gerekiyor. Böyle yerlerde yangın merdivenler döner kollu olmamalı. İnsanların daha rahat inebilmesi için sahanlıklı çift kollu merdivenler olmalıdır.  Bu merdivenlerden inildiği zaman mutlaka güvenli bir yere inilmesi gerekir. Bu binadaki yangın merdiveni sonradan yapılmış dönerli, yönetmeliklere uymayan eğreti bir yangın merdiveni. Yangın merdivenlerine açılan kapıların da duman iletimini yangın merdiveni alanına biriktirmemesi gerekiyor."

'YANGIN BİR KADER DEĞİL'

Yangının bir kader olmadığına belirten Şahin, alınması gereken önlemlerin başında, yangın algılama ve uyarı sistemleri, yangına müdahale edebilecek yangın tüpleri gibi gerekli donanımın binalarda bulunması, yangın merdivenlerinin dönerli olmaması, yönetmeliklere uygun ve kullanılabilir halde açık olarak tutulması gerektiğini ifade ediyor:"Yangın bir kader değil, elektronik algılama ve söndürme sistemleriyle önlenebilen bir felakettir. Çıkış sebebi ne olursa olsun günümüz teknolojisi yangın felaketlerinin önlenmesine ve büyümesine engel olacak olanaklara sahiptir. Ancak ülkemizde ki uygulamalar, denetim eksikliği ve yetersiz mevzuat düzenlemeleri yangınların katliamlara dönüşmesine yol açıyor."

Adana'da yurt müdürü ve 13 yetkili gözaltında

Kızını kaybeden baba: O yurt tek seçeneğimizdi

Adana'daki kız öğrenci yurdunda yangın: 12 ölü

'ON BİNLERCE YURT ALİ BABANIN ÇİFTLİĞİ DEĞİL'

Sosyal Hizmetler Uzmanı Nihat Tarımeri ise Adana'daki yangında 'Çocuk Koruma Kanunu'nun 6. maddesine uyulmadığını söyleyerek burada en büyük suçlunun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olduğunu söylüyor. Tarımeri; 'On binlerce yurt Ali babanın çiftliği değildir' diyerek şöyle devam ediyor: “Çocuk Koruma Kanunu'nun 6'ncı maddesini görmezlikten geliyorlar. Herkes buna göz yumuyor. Bu rezillik anayasaya aykırıdır. Ortada bir barınma ihtiyacı doğuyorsa ve bu görmezlikten geliniyorsa bu bir çocuk istismarıdır. Almanya gibi bir ülkede 80 bin kişi kurumlu bakımda eğitim görüyor. Türkiye'de koruma kapsamı içerisinde en az yüz binden aşağı kurumsal bakım gelir getirmeyip koruyucu aile diye bir şeye giriliyorsa da en büyük katliam budur aslında. Bu durum kurumsal bir çocuk istismarını doğurur. Kurumlar yapılır elbette ama bu kurumların nasıl yapıldığı önemlidir. Adamlar gitmiş Adana'da 300 kişilik pansiyon kurmuş. Böyle bir konsept asla düşünülemez. Maksimum 50 kişi olabilir.”

'HESAP BELLİ YURT MÜDÜRÜ BU İŞİN ÇEREZİDİR'

Yurt müdürüne mutlaka suç duyurusunda bulunulması gerektiğini söyleyen Tarımeri aynı zamanda İlçe Milli Eğitim Müdürü hakkında da yasal işlemler yapılması gerektiğini söylüyor. Tarımeri'ye göre Adana'da sadece okul müdürünün suçlu bulunması diğer sorumluları aklamak anlamına geliyor: “Aynı zamanda burada İlçe Milli Eğitim Müdürülüğü'nün yanısıra, Aile Sosyal ve Politikalar Bakanlığı ve valinin de sorumlu olduğu göz önünde bulundurulmalı. Tüm bunlar gözetilmeli, gözetilmemiş ise 1'nci dereceden ilçe milli eğitim müdürülüğü sorumludur. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da aynı derecede sorumludur. Burada bakılması gereken idarenin vergi verilen bir hizmette bu şekilde bir unvan kullanılıyor olması. 44. Maddeyi kimse görmek istemiyor. Burada hesap belli yurt müdürü bu işin sadece çerezidir. Herkes bu haksızlığa ortaklıktır.”

'Yangında kurumsal çocuk istismarı var'

Yangın merdiveni kilitli olduğu için öldüler

Yanan yurtta bekçi yok!

Yine aynı 'federasyon'un yurdu