Yargı Reformu Strateji Belgesi: Kitlesel tutuklamaların önü mü açılıyor?
Yargı Reformu Strateji Belgesi’ndeki kuvvetli şüphe ve kamu düzeni vurgusunu değerlendiren avukat Fatih Gökçe, Cumartesi Anneleri'ni örnek gösterdi ve "Tutuklanmaları uzak olmayan bir ihtimal" dedi
İSTANBUL - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni açıkladı. Avrupa Birliği'ne (AB) uyum süreci kapsamında yargıda yapmayı düşündüğü değişikliklere ilişkin kriterleri açıkladığı belgelerin dördüncüsü, tutuklama kararlarına yönelik yeni düzenlemeyi de içeriyor. Dördüncü Yargı Reformu Strateji Belgesi'ne göre, 'yeniden suç işleyeceği şüphesi' ve 'kamu düzenini bozma' gerekçesiyle tutuklama yasağı olan suçları işleyenlerin de cezaevine girmesi öngörülüyor.
'KUVVETLİ ŞÜPHE, KAMU DÜZENİNİ BOZMA TEHLİKESİ'
Tutuklama tedbirini daha da kolaylaştıracak bu düzenlemeyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı belgede şu ifadeler yer alıyor:
“Hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan ve tutuklama yasağına tabi olan suçlarda kişinin davranışlarının yeniden bir suç işleyeceği hususunda kuvvetli şüphe oluşturması, suçun işleniş şekli, suçun kamu düzenini ağır şekilde bozma tehlikesi gözetilerek tutuklama tedbirine başvurulabilmesine yönelik düzenleme yapılacaktır.”
CUMARTESİ ANNELERİ, İŞÇİ DİRENİŞLERİ, BOĞAZİÇİ'Lİ AKADEMİSYENLER...
Hukuki olarak belirsizlik içeren bu ifadeler özellikle ifade özgürlüğü ile gösteri ve yürüyüş hakkı konusunda yeni ihlallerin önünün açılabileceği değerlendirmelerine neden oluyor. Gazete Duvar'a konuşan ceza hukuku uzmanı avukat Fatih Gökçe, toplumsal olaylar olarak bilinen eylemlerin, katılımcılarına yönelik tutuklama tehdidiyle bastırılacağına dikkati çekiyor.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi Gökçe, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer alan “kişinin davranışlarının yeniden bir suç işleyeceği hususunda kuvvetli şüphe oluşturması “ ve “suçun kamu düzenini ağır şekilde bozma tehlikesi” ifadeleriyle ilgili şunları söyledi:
"Yıllardır süren Cumartesi Anneleri eylemleri, iktidarın istemediği işçi direnişleri veya Boğaziçi'li hocaların protestoları, tam da yeniden suç işleyeceği hususunda kuvvetli şüphe ve kamu düzenini ağır şekilde bozma kapsamında değerlendirilerek tutuklamalar yapılabilir. Maalesef yargı pratiğimiz de düşünüldüğünde, bu çok da uzak olmayan bir ihtimal"
'AİHM VE AYM'NİN HAK İHLALİ KARARI VERMESİNE YOL AÇACAK'
AB uyum süreci kapsamında çıkartıldığı belirtilen strateji belgesinin yasal mevzuatı daha özgürlükçü ve hak temelli olması gerekirken tutuklama tedbirini kolaylaştırdığını söyleyen avukat Gökçe, "Keyfi tutuklamaların önünü açan bu düzenlemenin strateji belgesinden çıkartılması gerekir. Bu maddenin suistimale açık, temel hak ve özgürlükleri oldukça kısıtlayan, toplumun birçok kesimi üzerinde baskı aracı kullanabilecek olmasından ötürü Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin olası hak ihlalleri kararları vermesine yol açacaktır" diye konuştu.