Yasa teklifinde ayrımcılık: Sadece siyasi mahpusların kayıtları dinlenecek

AK Parti, mahpuslara haberleşme hakkıyla ilgili teklifte değişikliğe gitti. Teklife göre sadece siyasi mahpusların kayıtları dinlenecek. Hukukçular, "Teklifi derhal geri çekin" çağrısında bulunuyor.

Abone ol

DUVAR - AK Parti tepkilere neden olan cezaevleriyle ilgili yeni yasa teklifinde bazı değişikliklere gitti. Tüm mahpusların telefon görüşmelerinin kayıt altına alınması, verilen e posta hakkının 1 yıl süreyle saklanması gibi maddeler değiştirildi. Bu değişikliğin yerine mahpuslar arasında ayrımcılığa gidildi. Teklif yasallaşırsa sadece siyasi mahpusların ses kayıtları dinlenebilecek. Hukukçular bu düzenlemeden acilen vazgeçme çağrısında bulundu. 

SİYASİ MAHPUSLARA AYRIMCILIK

AK Parti'nin geçtiğimiz ay Meclis'e sunduğu yeni yasa teklifine göre mahpuslara elektronik posta ile haberleşme hakkı geldi. Yasa teklifi kabul edildiği an kapalı cezaevinde bulunan mahpuslar, eşleri ve üçüncü dereceye kadar akrabalarıyla görüşmeler gerçekleştirebilecek ve bu görüşmeler 1 yıl boyunca kayıt altına alınacaktı. Teklifte görüşmelerin kayıt altına alması tepkilere neden oldu. Yasanın bu haliyle kabul edilir olmadığını savunan hukukçular ve sivil toplum kuruluşları bu durumun mahpusların mahremiyet haklarının ihlal edeceğini söyledi. Yoğun tepkiler sonucunda Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nde mahpuslar arasında ayrımcılığa yol açan yeni bir düzenlemeye gidildi. Değişikliğe gidilen teklifte, 'Tüm hükümlüler' ibaresi kaldırıldı.

Söz konusu değişikliğe gidilen maddelerde şu ifadelere yer verildi:

- Önceden bilgilendirilmek suretiyle, kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan ve terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkum olan veya tehlikeli halde bulunan ya da dışarı ile iletişiminin kurum güvenliği açısından tehlikeli olabileceği değerlendirilen hükümlülerin birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki kişilerle yapacakları görüşmeler, kamu düzeninin korunması ile kişi, toplum ve kurum güvenliğinin sağlanması veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla kurum yönetimi tarafından dinlenebilir ve elektronik cihazlar da dahil olmak üzere kaydedilebilir. Bu fıkra uyarınca tutulan kayıtlar, amacı dışında kullanılamaz ve kanunda açıkça belirtilen haller dışında hiçbir kişi veya kurumla paylaşılamaz. Bu kayıtlar herhangi bir soruşturma ve kovuşturmaya konu edilmemiş ise en geç bir yıl sonunda silinir.

- Yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkum olan veya tehlikeli halde bulunan ya da dışarı ile iletişiminin kurum güvenliği açısından tehlikeli olabileceği değerlendirilen hükümlülere gelen veya bu hükümlüler tarafından gönderilen mektup, faks ve telgraflar dijital olarak kaydedilebilir veya fiziki olarak saklanabilir. Bunlar, amacı dışında kullanılamaz, kanunda açıkça belirtilen haller dışında hiçbir kişi veya kurumla paylaşılamaz, herhangi bir soruşturma veya kovuşturmaya konu edilmemiş ise en geç bir yıl sonunda silinir. Bu hüküm dördüncü fıkra bakımından uygulanmaz.

HUKUKÇULAR: DERHAL GERİ ÇEKİLMELİ

Hukukçular ise bu düzenlemeden geri adım atılması çağrısında bulunurken eski yönetmeliğe göre bu kayıtların kanunsuz olarak mahkemelerde delil olarak kullanıldığını söylüyor. Hukukçulara göre bu kanun yasallaşırsa avukatlarla yapılan görüşmeler mahkemelerde delil olarak kullanılacak ve özel hayatın gizliliği, haberleşme hakkı gibi haklar ihlal edilecek.

Hukukçu Eren Keskin de bu duruma tepki gösteren avukatlardan biri: “Türkiye Anayasası'nda herkesin kanun önünde eşit olduğu yazar. Siyasi mahpuslar, adli mahpuslara göre daha uzun süre cezaevlerinde kalıyor. Öncelikle şunu söylemek gerekiyor: İnfaz sistemi Anayasa'ya aykırı. Biz bunu yıllardır dile getiriyoruz. Örneğin siyasi mahpuslara sağlığa erişim haklarında da ayrımcılık uygulanıyor. 83 yaşında, birçok kronik hastalığı olan ve yürüyemeyen Mehmet Emin Özkan adlı mahpus buna çok iyi bir örnek. Böyle bir hukuk vicdanından yoksun infaz sistemi bu ayrımcılıklarla devam ediyor.”

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Hukuk Danışmanı Esra Erin ise şunları söylüyor: “Mahpusların ziyaretçileriyle yapacakları görüşmelerin kayıt altına alınması ve mektuplarının kaydedilmesine ilişkin bir kanun teklifi Nisan ayında bir kere daha gündeme getirilip gelen tepkilerden sonra geri çekilmişti. Biz de bu teklifin hem mahpusların ve görüştükleri kişilerin özel hayatının ihlali anlamına geleceğini hem de hapishane idarelerine mahpusların temel haklarını sınırlama yönünde yetki verildiğini oysa temel hakların ancak ve ancak Anayasa’nın 13. maddesine uygun olarak özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceğini belirtmiştik. Yasa teklifi geri çekilip daha ayrımcı bir teklifle şimdi sadece siyasi mahpusların temel haklarını sınırlamaya çalışmak Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan kanun önünde eşitlik hakkı gereği başta Anayasa’ya aykırıdır. Pandemi süreciyle beraber neredeyse tüm hakları askıya alınan ve neredeyse her gün başka bir hak ihlali ile karşı karşıya kalan mahpusların haklarını hukuka aykırı olarak sınırlayan yasa teklifinin derhal geri çekilmesi gerekmektedir. Nisan ayında gündeme getirilip kamuoyunda oluşan tepkilerden sonra geri çekilen bir yasanın bir ay sonra mevcut sıkıntıların üstüne birde infazda eşitlik ilkesine aykırı olarak düzenlenmesi ve 2 gün gibi kısa bir sürede daha kamuoyunda tartışılmadan el çabukluğuyla geçirilmeye çalışılması demokratik bir ülkede olması gereken yasa yapım sürecine de aykırıdır."

Avukat Gökmen Yeşil, şu an kanuna aykırı olarak tüm tutuklu ve hükümlülerin iletişim haklarının ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini belirtti:  “Biz yasak olmasına rağmen mahpusların tutuklu ve hükümlü ayrımı olmadan görüş odalarının dinlendiğini, aileleriyle yaptıkları telefon görüşmelerinin dinlendiğini biliyoruz. Bunu nerden biliyoruz? Bir dosyada Özgürlükçü Hukukçular Derneği'ne bağlı avukatların yargılandığı dosyaya doğrudan bu dinlenme kayıtları girdi. Bu kayıtlar yasa dışı kayıtlardır. Diğer bir örnek ise Selahattin Demirtaş örneği. Demirtaş ile ilgili spekülasyonda 'hükümet değişiyor ve bizden de bakan çıkacak' şeklinde yaptığı esprinin Abdülkadir Selvi tarafından yazıldığını biliyoruz. Bu yazılan yazının kaynağı Demirtaş'ın vekillerle yaptığı şakalaşma sonucu özel görüşmenin kayda alınması şeklinde olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar yasadışı yapılan dinlemeler bir delil olarak toplanıyordu. Şimdi de bunu yasallaştırıp görüşmeleri, kayıtları delil olarak kullanacaklar. Esasında suç örgütleriyle devletin bir sorunu yok amaç siyasi mahpusların aile ve avukat görüşmelerin kayda alınması. Ben netice olarak en başta tutukluların hangi suç isnadı ile olursa olsun yazışma ve görüşmelerinin dinlenmesinin, kayda alınmasının tümüyle hukuka aykırı olduğunu söylüyorum.”