'Yasakların bile adaleti kalmadı'

Diyarbakır’da korona virüsü vakalarında düşüş gözlemlediklerini söyleyen SES Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak, 'aşamalı normalleşme' sürecinden endişe duyduklarını vurguladı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile Newroz kutlamalarının yaklaştığını hatırlatan Orak, “Pandemi devam ettiği sürece açık havada bile olsa büyük kalabalıkları biz de tasvip etmiyoruz ama yasakların bile adaleti kalmamış maalesef” dedi.

Abone ol

DİYARBAKIR - Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Mart ayında “aşamalı normalleşme sürecine” geçileceğini duyurdu. Kasım ayından bu yana uygulanan kısmi kısıtlama, malum kimi esnafı çok zor durumda bıraktı. Birçok işletme kepenk kapattı. Çok sayıda insan işsiz kaldı.

Bunun yanı sıra kısmi kısıtlama süreci herkesi bunalttı. Örneğin bir kafede bir çay içmeyi herkes özlemiş olmalı. Bu nedenle aşamalı normalleşme bir rahatlama sağlayacaktır. Ancak aşamalı da olsa normalleşmenin bir yandan endişe verici olduğunu söylemek mümkün. Çünkü Haziran’da başlayan normalleşme sürecinde, birçok ilde korona virüsü vakaları pik yaptı.

Bu illerden biri de Diyarbakır’dı. Diyarbakır’da pandemi hastanesi olarak belirlenen hastanelerde yer kalmadı. Ölen hasta sayısında büyük artış oldu. Aynı ürkütücü durum Diyarbakır’ın çevre illerinde de görüldü.

SES Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak

'REHAVET VAKA SAYISINDA YÜKSELMEYE NEDEN OLABİLİR'

"Kasım ayında başlayan kısmi kısıtlamadan sonra ise vaka sayısında düşüş yaşandı. Yeni aşamalı normalleşme vaka sayısında artışa neden olur mu?"

Bu soruya yanıt alabilmek umuduyla Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak’la konuştuk. Orak’a, “Diyarbakır’da korona virüsü vakalarında düşüş gözlemleniyor. Sizin izlenimleriniz de bu yönde mi?” diye sorduk.
“Evet, Diyarbakır’da vakalarda düşüş var” dedi Orak ve şöyle devam etti: “Diyarbakır en yüksek seviyeye Temmuz, Ağustos ayında ulaşmıştı. Sonbahar diğer illere nazaran iyi geçti. Şu anda da Diyarbakır, Türkiye geneline bakınca iyi durumda. Hem hastaneye başvurular azalmış durumda hem de yatış sayısı az. Bu iyi bir şey tabi ama korkutuyor da aynı zamanda, rehavet yeni yükselmelere neden olabilir.”

Mutasyonlu virüs, son aylarda yeni bir tehlike olarak belirmeye başladı. Birkaç mutasyonlu virüs vakasına Diyarbakır’da da rastlandı. Orak, konuyla ilgili olarak, “Bazı ilçelerde mutasyonlu virüslere rastlandı ama Diyarbakır için bu sayı, ülke geneline göre iyi şu anda” dedi.

DENGESİZLİK GEVŞEMEYE NEDEN OLDU

Diyarbakır’da vaka sayısında düşüş var ancak güneşli havalarda insanların tedbiri elden bırakarak kimi açık hava mekanlarında (seyyar çay ocakları, büfelerin önü vb) oturdukları görülüyor. Bu, korona virüs vakalarındaki azalmanın rehavetiyle mi ilgili yoksa Kasım ayından bu yana devam eden kısmi kapanmanın yarattığı, artık ne olursa olsun, kendini sokağa atma duygusuyla mı ilgili?

Orak, bu soruya kendi gözlemlerinden yola çıkarak yanıt verdi: “Geçen hafta, aylardır görmediğim Sur ilçesinde dolaşmak istedim. İnanın yürürken birbirimize çarparak yürüyorduk herkesle. Mesafenin korunması imkânsız durumdaydı. Kasım ayından bu yana uygulanan kısmi kısıtlama sonrası açıklanan vaka sayıları düşüklüğü dışarı attı herkesi. Öter yandan herkeste artık bir tedbir yorgunluğu gelişti. Bir de tabii kısıtlamalardaki dengesizlikler boş vermişliğe neden oldu. Aylardır mekanlar kapalı ama otel mekanları açık ve her an dolu. Etkinliklere izin yok deniyor ama burada da keyfi davranılıyor. Kısıtlamalar belli kesimlere uygulanıyor gibi. Mesela alışveriş merkezleri açık, marketler açık ama oturup bir yerde çay içemiyorsun. Aşı yapılıyor, okullar kapalı ama özel okullar açık, öğretmenler aşılanmadan okullar açılıyor, bu dengesizlikler tedbirlerde gevşemeye neden oluyor.”

Hükümet, 1 Mart’tan itibaren aşamalı normalleşmeye geçileceğini duyurdu. Öte yandan, örneğin Karadeniz’de bazı illerde mutasyonlu virüs vakalarındaki artış nedeniyle 15 günlük tam kapanma öneriliyor. Bu bilgilerden yola çıkarak, “Aşamalı normalleşme doğru bir karar olur mu sizce?” diye sorduk Orak’a.

Orak, herkesin aklını karıştıran gelişmeler ve alınan kararlarla ilgili olarak şunları söyledi: “Aşamalı normalleşme bizim de savunduğumuz normalleşme. Ama aşamalı derken birilerine yasak birilerine değil gibi değil de bağışıklık durumuna göre, aşılanma durumuna göre, vaka sayısına göre. Aşamalıyı kast ediyoruz ama maalesef bu bile kendi lehlerine kullandıkları bir duruma dönüşmüş durumda. Karadeniz gibi vaka sayısı yüksek illerin niye böyle olduklarını sorgulamak gerekir. Bazen tek kalabalık bir etkinlik bile yüzlerce kişinin enfekte olmasına neden olabilir. Nedeni bulup ona göre önlemler almak ve vaka sayısı düşük bölgelerde yine yeni bir pik yakalamamak için daha dikkatli davranıp kimseyi mağdur etmeden, ayırım yapmadan kısıtlamaları kaldırmak gerekir. Tabii ki ilk günden beri kısıtlamadan dolayı mağdur olan özellikle günübirlik çalışan esnafa devlet yardımı gerekir."

'YASAKLARIN BİLE ADALETİ KALMAMIŞ'

Mart ayı deyince 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü ile yüzbinlerce kişinin katıldığı Newroz kutlaması geliyor insanın aklına. Newroz, geçen yıl salgın nedeniyle kutlanmamıştı. Bu yıl kutlanıp kutlanmayacağı belli değil.

Öte yandan kısıtlamalarla ilgili kararların il valiliklerine bırakılacak olması düşündürücü. Türkiye genelinde valilikler, 1 yıldır eylem ve etkinlikleri korona virüsüne karşı alınan önlemler gerekçesiyle yasaklıyor.

SES Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak, “En çok mustarip olduğumuz konu. Bizim bu dönemde bütün etkinliklerimiz kısıtlandı pandemi nedeniyle ama aynı kısıtlamalar bazı kesimlere uygulanmadı” dedi.

Orak, kısıtlama karlarının valiliklere bırakılmasıyla ilgili şunları söyledi: “Yetki valiliklere geçince daha da keyfi durumlar ortaya çıkabilir diye düşünüyorum. Mart ayı bizim etkinlik olarak en yoğun olduğumuz ay. Özellikle 8 Mart ve Newroz bu ayda ve bakalım salon dolusu kongrelere izin verenler bizim açık havada yapacağımız etkinliklere izin verecekler mi. Tabi ki pandemi devam ettiği sürece açık havada bile olsa büyük kalabalıkları biz de tasvip etmiyoruz ama yasakların bile adaleti kalmamış maalesef.”