'Yaşamdan ve barıştan yana hekimler olacağız'
İzmir Tabip Odası, 15 Nisan'da seçimlere gidiyor. Demokratik Katılımcı Hekimlerin yönetim kurulu adaylarından Funda Barlık Obuz seçimler öncesi yaptığı açıklamada "Yaşamdan ve barıştan yana olma tutumumuzu bugün olduğu gibi yarın da sürdüreceğiz" dedi.
İZMİR - İzmir Tabip Odası seçimleri 15 Nisan Pazar günü yapılacak. ‘Saray’ın Odası Olmayacağız', 'Savaşa karşı barışı, karanlığa karşı aydınlığı, özgürlüğü ve demokrasiyi savunuyoruz' sloganıyla seçime katılan Demokratik Katılımcı Hekimlerin yönetim kurulu adaylarından Funda Barlık Obuz seçimleri Gazete Duvar'a değerlendirdi. Obuz seçimlere ilişkin "Bizler Demokratik Katılımcı Hekimler olarak, daha demokratik, katılımcı, ülke sorunlarını görmezden gelmeyen, sağlığın ticarileşmesine, hekimlerin büyük sorunlar içinde tükenmişlik yaşamasına seyirci kalmayan mücadeleci bir yönetim için İzmir Tabip Odası seçimlerinde aday olduk’’ açıklaması yaptı.
'BU SEÇİME OHAL KOŞULLARINDA GİRİYORUZ'
Aralarında 3000’den fazla hekimin de bulunduğu pek çok kamu çalışanının bir gecede çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname'ler (KHK) ile görevlerinden ihraç edildiğini hatırlatan Obuz "Bu seçime Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında, temel hak ve özgürlüklerimizin daraltıldığı bir ortamda giriyoruz. OHAL gerekçe gösterilerek, herhangi bir somut suçlama yöneltilmeksizin, mecburi hizmet yapmak üzere sağlık kuruluşlarına ataması yapılan çok sayıda hekim, haklarında yapılan güvenlik soruşturmaları tamamlanmadığı gerekçesiyle aylarca göreve başlatılmadı, güvenlik soruşturması olumsuz gelenlerin de özel kuruluşlarda hekimlik yapmaları engellendi" dedi.
'PERFORMANS SİSTEMİ ÇALIŞMA BARIŞINI DA BOZDU'
Son 15 yıldır uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) ile yaşanan sağlık sorunlarına dikkat çeken Obuz sözlerini şöyle sürdürdü;
"Performansa dayalı ek ödeme sistemi, hastaya ayrılan süreyi azalttı, yapılan işlem sayısı, nitelikli sağlık hizmetinin önüne geçti. Hekimlerin de büyük bir iş yükü, uzun ve yorucu çalışma saatleri altında yıpranmalarına, tükenmişlik yaşamalarına neden oldu. Yine SDP’nin bir parçası olan aile hekimliği sistemi, bireysel ve toplumsal sağlık hizmetini birbirinden ayırarak birinci basamak sağlık hizmetlerini parçalı hale getirdi’’
SDP’nin ikinci aşaması olarak Şehir Hastaneleri'ne değinen Obuz "Şehir Hastaneleri, şehre olan uzaklıkları, gereksiz büyüklükteki kullanım alanları ile hastaların sağlık hizmetine erişimini güçleştiriyor, sağlık çalışanları açısından da önemli sorunlar oluşturuyor. Tüm Türkiye’de 32 Şehir Hastanesi kurulacak, şu ana kadar 4’ü açıldı. Bu projede Sağlık Bakanlığı 25 yıl boyunca şirketlere kira ödeyecek.’’
'YAŞAMDAN VE BARIŞTAN YANA OLMA TUTUMUZU SÜRDÜRECEĞİZ'
Sağlık uygulamalarının, kar getiren bir pazar görülmesini eleştiren Obuz "Bizler etkinliği ve güvenilirliği belirlenmemiş, yarar zarar değerlendirmesi yapılmamış, bilimselliği kanıtlanmamış, toplum sağlığını tehlikeye atan, tüm bilim dışı uygulamaların karşısında olacak, bilimsel ve çağdaş tıp yöntemlerine dayalı hizmet sunumunu savunacağız’’ dedi.
Tüm meslektaşlarını insanca çalışma koşulları, çalışırken ve emeklilikte insanca ücret, iş güvencesi, sağlık hakkı, iyi hekimlik ve nitelikli sağlık hizmeti için mücadeleye ve desteklemeye davet eden Obuz "Yönetime geldiğimizde iktidarın sağlık politikalarına eleştirel ve sorgulayan bir tutum içinde olacağız. Hekimlerin sorunlarının çözümü için demokratik ve katılımcı bir yönetim anlayışını benimseyecek, mesleki etik değerlerin korunması ve geliştirilmesi için çalışacağız. Toplumun sağlığının korunmasında ve sağlığın en önemli belirleyicilerinden demokratik ve özgür bir ortamın yerleşmesinde hekimlere büyük görev düşmektedir. Bu bilinçle diğer emek ve meslek örgütleri ile dayanışma içinde olacağız. Yaşamdan ve barıştan yana olma tutumumuzu bugün olduğu gibi yarın da sürdüreceğiz’’ dedi.