Anıl Mert Özsoy

aozsoy@gazeteduvar.com.tr
TÜM YAZILARI
Sene 1680: Osmanlı’da yaşanan ilk ve son recm cezasının hikâyesi Ödüllü yazar Gülfem Pamuk’un ikinci romanı Kasâme geçtiğimiz günlerde Everest Yayınları tarafından yayımlandı. Pamuk, “Romanımda kullandığım tarihi hikayeler, bana hem bir başlangıç noktası hem de arka plan ve atmosfer sunuyor. Doğrusal olmayan, muğlak ve puslu bir zaman algısı içinde, masalsı ve gerçek üstü öğelerin yadırganmayacağı, daha rahat ve özgürce hareket edebileceğim bir alan açıyor” dedi.
Denizdesin; sakin, güzel… Ellerin kum, gökyüzü mavi… Hepimizin büyüme şarkısıydı Peyk, İrfan Alış da en güzel nakaratı... İlk gençlikte aşık olduğumuz kızdı; babalarımızla son kavgamız, annelerimizi anlamaya başladığımız o ilk sabahtı. Evi terk etmekti ve bir gün eve dönebilme ihtimali... Eski bir devrimcinin son görevi Ayşegül Devecioğlu'yla son romanı ‘Kuma Daireler Çizen’i konuştuk. Devecioğlu "Adalete duyulan ihtiyaç, adaleti arayış, adalet için verilen mücadele. Hepsi duyguların ve düşüncelerin dünyasında iç içe, sonsuz çeşitlilikte ve sonsuz biçimde. Pek çok kılıkta. Varlığımızın derinlerine uzanıyor. Edebiyat bu kaynağı zenginleştiriyor" dedi.
Seçimlere günler kala: Başkan adayı ve ailesi cinayete karışırsa… Hikmet Hükümenoğlu ile son romanı 'Sonra Gözler Görür'ü konuştuk. Hükümenoğlu, "Bir insanı anlamak için yaşadığı ortama dikkatli bakmak lazım. O ortama hakim olan ya da o ortamda çatışma yaratan siyasi düzene, karakterin içinde bulunduğu sosyoekonomik sınıfa, okulda  aldığı ya da alamadığı eğitime, maaşına, patronuna, evine, aile yapısına, ödediği elektrik faturasına bakmak lazım. Ancak o zaman hayattan beklentilerini, arzularını, öfkesini, hayal kırıklıkları anlayabiliriz" dedi. Dedem, Neşet Ertaş ve Abdallara Kalan ‘utanç’ Çocukluğun tarihi yaralarla yazılıyormuş, yıllar sonra okuduğum kitaplardan öğrendim. Şimdiyse betona bakarken anlıyorum o bahçedeki divanın nelere dayandığını… Nusret Taşan “Gökyüzünde Bölük Bölük Turnalar”ı söylüyor bir yandan. Davulla zurnanın türküye girdiği an başımı göğe kaldırıyorum. Yok. Dedem de turnalar da yok. Bölük bölük bölüyor dert beni. O gün hepimiz yüzüne baktık. Hiç kimse “Seni kim dövdü?” diye sormadı. Semicenk, Müslüm Gürses ve batık gemiler Semicenk geldiği noktada kalıcılığı nasıl sağlayacak? Yarattığı persona bugün varken, yarın da kabul görecek mi? İşte tüm bu soruların yanıtı 2019’da Müslüm Gürses’le özdeşleşen şarkıları, onun duygusuyla dinleyicisine aktarmaya çalışan Cenk Baş’ın müzikal yeteneğinde ve doğallığında gizli… Azer Bülbül, Heijan ve Muti’yle düet yapsa nasıl olurdu? Azer Bülbül, 80’lerde titrek sesi, karanlık dünyası ve geldiği sokakları anlatmasıyla özellikle gettolarda kendine has bir dinleyici kitlesi yarattı. Bugün Heijan ve Muti’yle düet yapabilseydi eminim asla titremezdi!