TÜM YAZILARI
‘Emek Cephesi’ için öncü işçiler göreve!
İşçi sınıfı, başta sendikalaşma hakkı olmak üzere düşük ücretler, işten çıkarmalar gibi konularda ülkenin çeşitli yerlerinde birbirinden bağımsız tekil eylem ve direnişlere başvuruyor. Birleşik bir mücadele olmadan tam sonuç alınamıyor. Çeşitli toplantılarda da bir “Birleşik Emek Cephesi’nin oluşturulması yönünde çağrılar var. Bu konuda öncü işçilere, mücadeleci sendikalara ve yerel sendikal birliklere görev düşüyor…
Direnişçi işçilerden ‘Birleşik Emek Cephesi’ çağrısı
Umut-Sen tarafından hafta sonu düzenlenen toplantıda, Polonez Gıda’dan Fernas Madencilik’e kadar çeşitli işyerlerinde direniş yapan işçilerden “Birleşik Emek Cephesi” oluşturulması çağrısı geldi. Yerel düzeyde tek, tek işyerlerinde yapılan direniş ve eylemlerin sınıfsal düzeyde birleştirilmesi ve siyasal bir nitelik kazanması önerildi.
Emeklilik yaşı, 65’in de üstüne çıkacak
Cumhurbaşkanlığı’nın 2025 yılı programında, 65 yaşındakilerin hayatta kalma beklentisinin 2025 yılında 18 yıl olacağı belirtiliyor. Ardından da “yaşam süresindeki artışa uyumlu olarak emeklilik yaşının belirleneceği” ifade ediliyor. Programda, “çalışanların daha uzun süre istihdamda kalması” öngörülüyor. AKP, özetle “çok çalış, ahirette maaş” demek istiyor…
‘Garlara kayyum atanamaz’
Haydarpaşa Dayanışması, dün düzenlediği eylemde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilen Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının kayyum gibi hareket eden Bakan Ersoy’un keyfine bırakılmayacağını bildirdi. Kadıköy’den Haydarpaşa’ya yürüyen ve orada da basın açıklaması yapan dayanışmanın etkinliğine Kadıköy Belediye Başkanı ve siyasi parti temsilcileri destek verdi.
Asgari ücrette ikili oyun
AKP ve sermaye sınıfı, bir yandan asgari ücretin ülke çapında ortalama ücret olarak yerleşmesini, diğer yandan da göçmen işçilere asgari ücret altında ücret verilerek ucuz işçiliği yaygınlaştırmak istiyor. Türkiye’de emekçilerin yüzde 50’si asgari ücretle çalışırken bu oran Avrupa’da yüzde 4’tür. Hükümet ve işverenler, 2025 yılı için 17 bin liralık asgari ücrette yüzde 25’lik bir artış öngörürken yoksulluk sınırı 70 bin liraya dayandı…
Emeklinin bitmeyen isyanı
Tüm Emeklilerin Sendikası, dün İstanbul Kadıköy başta olmak üzere çeşitli illerde “İktidarın yoksulluk bütçesine karşı” basın açıklaması yaptı. Sefalet maaşına isyan eden emekliler, öncelikle 15 bin lira seyyanen zam, sendika hakkının engellenmemesi ve 2025 bütçesinin adil bir şekilde düzenlenmesi taleplerini haykırdılar…
İşçinin öfkesi, geleceği belirleyecek!
Türk-İş’in geçen pazar günü Ankara’da yaptığı miting, katılım ve coşku yönünden başarılıydı. Taban gücünü gösterdi ancak sendika yönetimleri bundan sonra ne yapacak? Asgari ücret ve bir milyonu aşkın kamu işçisinin toplu sözleşme görüşmeleri sırada. Türk-İş Başkanı Atalay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı doğrudan hedef almayıp Maliye Bakanı Şimşek’i sorumlu tutuyor. Artık işçi 'gazı alınacak' durumda değil…
Yapay zekanın zavallı hali
İtalya’da bir motokurye, arabanın altında kalıp ölüyor. Yapay zeka, müşteriye yemek teslim etmediği için üç gün sonra motokuryenin işten çıkartılmasını sağlıyor. Motokuryenin öldüğü ise daha sonra anlaşılıyor. Avrupa Parlamentosu üyesi İtalyan milletvekili Gualmini, İstanbul’daki Akdeniz Metal Sendikaları toplantısında böyle bir olayı anlattı…
İşçi sınıfı öncüsünü arıyor
Üç işçi konfederasyonu, ortak talepler etrafında ayrı ayrı miting ve etkinlik yaptı. Türk-İş de, 20 Ekim’de Ankara’da büyük bir miting düzenliyor. DİSK Başkanı Çerkezoğlu, “Emek Platformu için nesnel zemin var ama şimdilik o kadar” dedi. Emek Partisi Milletvekili Bayhan da, “Birleşik mücadele açısından zemin fazlasıyla var ama bir emek platformuna öncülük edecek irade yok” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'ndan başkanlık sorusuna yanıt: Zaten siyasetin içindeyim
CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tuncelili işadamlarının düzenlediği toplantıda, yeniden genel başkanlığı ile ilgili soruya, “Zaten siyasetin içindeyim” diye yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, AKP’nin uyguladığı politikayı da “soykırım ekonomisi” olarak niteledi.
Fernas direnişinden kıdem hakkına
Soma’daki Fernas Madencilik Şirketi’nde sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan maden işçileri, 8 günlük yürüyüş sonrasında Ankara girişinde polis tarafından durduruldu. Şirketin sahibi AKP milletvekili. AKP, sendikal hakları sınırlarken diğer yandan kıdem tazminatının tasfiyesiyle meşgul. DİSK, kıdem ve diğer sosyal haklar için bugün Ankara’da bir miting düzenliyor. Türk-İş’in 20 Ekim’deki mitinginde ise, kıdem hakkından söz edilmiyor…
Olgunlaştırıcı yönüyle aşk acısı
Ayrılık sonrası aşk acısının yaşanması, bir anlamda doğal bir süreçtir. Ancak bu acıyla nasıl baş edilebilir? Ayrılan sevgiliyi geriye döndürmek mümkün müdür? Ya da acıyı sonuna kadar yaşamak mı gerekir? Veya yeni bir aşk bularak bu acıdan kurtulmak olası mıdır? Gelin bu konuda tanınmış yazarların görüşlerine başvuralım…
89 Baharı ve birleşik mücadele
Türkiye’nin birçok yerinde birbirinden bağımsız işçi mücadelesi sürüyor. Geçim sıkıntısı başta olmak üzere “bıçak kemiğe dayanmış” durumda. Ancak 1989’daki Bahar Eylemleri gibi siyasal iktidarı sarsacak güçlü ve birleşik bir mücadele henüz oluşmadı. Bakalım önümüzdeki süreç, böyle bir birleşik mücadeleyi yaratabilecek mi?
Küba’nın onurlu direnişi
ABD emperyalizminin Küba’ya dönük ablukası 60 yılı aşkın sürüyor. Gıda ürünleri başta olmak üzere enerji, turizm ve birçok alanda Küba’ya yönelik ambargo, Küba’nın “terörist devletler listesi”ne alınması, ülkeyi ekonomik yönden zora sokuyor. TKP ile Küba Komünist Partisi’nin ortaklaşa düzenlediği sempozyumda bu konular tartışıldı. Kübalı yetkililer, devletin ve halkın direnişinin devam ettiğini belirttiler.
Ayrılanlar için…
Aşkın kavuşmak, birlikte olmak gibi yaşanmışlıklarının yanı sıra ayrılıkları da vardır. Nitekim ünlü şairimiz Attila İlhan’ın dediği gibi “ayrılık da sevdaya dahil”. Bu hafta sonu yazımızı ayrılanlara ayırdık…
Demokrasi cephesinin inşası
Ülkemizdeki İslamcı faşizmin tam anlamıyla yerleşmemesi için başta sendikalar olmak üzere demokratik kitle örgütleri, sosyal demokrat ve sosyalist partilerin ortak bir mücadele hattında birleşmesi önem kazanıyor. DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin oluşturduğu birlikteliğin sosyalist partiler, CHP ve DEM Parti’nin de katılımıyla geniş bir cephe haline gelmesi günümüzün ihtiyacı gibi gözüküyor…
Bitmeyen talep: NATO’ya Hayır
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, “NATO ve Emperyalist Savaşa Karşı” bir yürüyüş başlattı. Dün İstanbul Kartal’daki Kartallı Kazım Meydanı’ndan başlayan yürüyüş, 28 Eylül günü bir NATO üssü olan İncirlik’te son bulacak. Yürüyüşte gençler ağırlıklıydı. “NATO’ya Hayır” talebi 60 yıldır sürüyor…
Askerlikte ‘yağcılığın’ sınırsızlığı
Jandarma eski Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, bir törende Cumhurbaşkanı Erdoğan’a övgüler yağdırdı: “Sayın Başkomutanım, sayenizde neler yaptık, minnettarız”. Ancak emekli edilmekten kurtulamadı. 12 Mart döneminde (1972) Ziverbey Köşkü’nde işkence görürken işkenceciler, “Demek ki solcu olmanızda kıtadaki yağcılık, boyacılık da etkili oldu. Bunu Genel Kurmay’a rapor edeceğiz” demişlerdi. Nereden nereye…
Kıdem tazminatına yeni operasyon
AKP Hükümeti’nin gündeminde, işçinin 88 yıllık temel hakkı olan kıdem tazminatının tasfiyesine yönelik bir hazırlık söz konusu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın başkanlığını yaptığı bir kurulda, bu konu gündeme geldi. İşçinin sözleşmesi “belirli süreli hizmet akdi” tanımına sokularak kıdem tazminatı hakkından yoksun bırakılması öngörülüyor. Sendikalar dikkat!
Aşkta ‘çocuk ölümleri’ çoktur
Fransız yazar Andre Maurois, “Aşk ulusunda çocuk ölümlerinin oranı yüksektir” diyerek sevgililerin gereken “bakımı” göstermemesi halinde aşkın kısa süreceğine dikkat çeker. Yakında kaybettiğimiz felsefeci Afşar Timuçin de, “Yazık edilmiş nice aşklar vardır” demiştir. Günümüzde aşk adı altında çok kısa süren ilişkiler de söz konusudur ama biz gelin işin özüne inmeye çalışalım…
Faşizmle nasıl mücadele edilir?
AKP’lilerin TİP Milletvekili Ahmet Şık başta olmak üzere muhalif milletvekillerine yönelik saldırısı, aslında İslamcı faşizmin Meclis’teki bir tezahüründen başka bir şey değildir. Bu koşullarda ülkemizdeki faşist gelişme ile nasıl mücadele edilecektir? İngiltere’deki faşist saldırganlığa kitlesel tepki gösterilmesi gibi Fransa’da da sol ittifakın Le Pen’in faşist partisini seçimlerde üçüncü sıraya itmesi, mücadele yönünde önemli örneklerdir…
Türk-İş ve Hak-İş’ten 'göstermelik' mitingler
Türk-İş, Hak-İş ve DİSK, 9 Temmuz’da asgari ücretin artırılmasını, emekli aylıklarının yükseltilmesini içeren 10 maddelik bir bildiri yayınlamasına rağmen henüz ortaklaşa bir eylem yok. Türk-İş ve Hak-İş, 'vergide adalet', 'ek protokol' başlığı ile ayrı, ayrı miting düzenleyecek. Tepkileri yatıştırmak, günü kurtarmak amaçlanıyor. DİSK ise eylem takvimini henüz açıklamadı.
Nerede bu proletarya?
1991’de Sovyetlerdeki reel sosyalizmin çöküşüyle birlikte kapitalizmin “ebedi düzen” olduğu iddia edilmişti... “Elveda proletarya” çığlıkları nerdeyse tüm dünyayı kaplıyordu. Ancak geçen 30 küsur yılda kapitalizmin yaldızı döküldü, insanlık yoksullaştı, dolar milyarderleri arttı, sınıf çelişkileri derinleşti. Bitecek denilen işçi sınıfı varlığını sürdürüyor ancak bu kez aşırı sağ partilere yöneliyor. “Nerede bu insanlığı kurtaracak proletarya” diye de söyleniliyor?
Aşkın diyalektiği
Geçenlerde kaybettiğimiz şair, yazar ve felsefeci Afşar Timuçin’in “Aşkın Diyalektiği” isimli bir eseri de vardır. Afşar hoca, aşkı bir hastalık değil diyalektik düzende bir “kültür ilişkisi” olarak tanımlar. Hocaya göre, “Aşkın diyalektiği, sonu pek belli olmayan bir oluşumun diyalektiğidir. Aşk bir serüvendir, serüvenlerin belki de en kaygan, en sallantılı, en kesinliksiz olanıdır”…
Solun ve CHP’nin güçsüzlüğü, nereye kadar?
Ülke derin bir ekonomik kriz ve yoksullaşma yaşarken ezilen sınıflar düzeni sarsacak bir girişimde bulunamıyorlar. Son yerel seçimde birinci parti olan CHP’nin muhalefeti etkisiz, sol ve sosyalist kesimler de yeterince güçlü değil. İşçi sınıfı ne zaman ayağa kalkacak? Sonbaharda bir hareketlenme olur mu, bekleyip göreceğiz…
Yoldaşlık aşkı
68 döneminin önemli dergilerinden Ant’ın kurucusu ve yöneticisi olan Doğan –İnci Özgüden çifti, 12 Mart muhtırası sonrası 1972’den itibaren 52 yıllık bir sürgün hayatı yaşar. 1982’de vatandaşlıktan çıkarılırlar. Bu süreç, “Vatansızlığı Vatan Eylemek” isimli kitapta anlatılıyor. Kitap, bir mücadele, iş ve yoldaşlık aşkının nasıl mümkün olabildiğine tanıklık ediyor…
Sendikalar eylüle kadar uykuda!
Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’in ekonomik kriz, asgari ücret, emeklilerin durumu gibi sorunlar karşısında ortak eylemliliklerine ilişkin henüz somut bir adım atılmadı. Üç konfederasyonun 10 maddelik bildirisinden bu yana 16 gün geçti. Ortak komisyon herhangi bir toplantı yapmadı. Sendika yöneticileri, eylül ayında bir araya gelip durumu değerlendireceklerini belirttiler.
Emeklinin feryadı: Derhal seçim
12 bin 500 TL’ye çıkarılan en düşük emekli aylığı, 19 bin liralık açlık sınırının, 24 bin liralık bir bekar çalışanın geçim masrafının hatta 17 bin liralık asgari ücretin altında kaldı. Emekli ve Emekçiler Dernekleri Federasyonu’nun düzenlediği toplantıda emekliler, AKP’den umudu kestiklerini belirterek “derhal seçim” istediler.
Ey sendikacılar, mücadeleden kaçamazsınız!
Üç işçi konfederasyonu başkanı, emekçilerin yaşadığı sorunları ve taleplerini dile getirdi. Türk-İş Başkanı Atalay, sorunların çözümlenmemesi halinde durumu değerlendireceklerini söyledi. Hak-İş Başkanı Arslan da, mücadele konusuna hiç girmedi. DİSK Başkanı Çerkezoğlu ise, ortak sınıfsal mücadeleye vurgu yaptı. Türk-İş ve Hak-İş, mücadeleden “yan çizmiş” gibi gözüküyor…
‘Emeği’ ateşleyecek kıvılcım henüz yok!
Asgari ücret ve düşük emekli maaşları başta olmak üzere emek kesimini harekete geçirecek güçlü bir çıkış görülmüyor. Birbirinden bağımsız, yerel ölçekte direniş, grev, miting, basın açıklamaları gibi protesto hareketleri var ancak bunlar şimdilik sonuç alıcı bir nitelikte değil. Derin yoksulluk sonbaharda bir kıvılcım etkisi yapar mı, göreceğiz…