Bahadır Özgür

bozgur@gazeteduvar.com.tr
TÜM YAZILARI
Yandaşın vergi karnesi: Milyar dolar alıyor, bir kuruş vermiyor Gelir İdaresi Başkanlığı’nın hazırladığı vergi önerisi paketinde, davet usulü ihalelerle mega proje alan 37 şirketin tek kuruş vergi vermediği ortaya çıktı. Osmangazi Köprüsü’nden Niğde otoyoluna, şehir hastanelerinden Saray’ı inşa eden müteahhide kadar, vergi veren yok. Oysa her yıl bu şirketlere bütçeden milyarlarca liralık ‘garanti ödeme’ aktarılıyor.
Muğla’da büyüyen tehlike: İftira, tehdit, can tehlikesi Bir çimento fabrikası sahibinin yürüttüğü kara propaganda ve tehditler istisna değil. Yat limanlarından maden ocaklarına, sahilleri kapatan otellerden villalara kadar her yerden saldırı sürüyor. Aralarında rekabet değil ‘dayanışma’ var üstelik. Birisinin önü açıldığında, diğeri de o yoldan faydalanıyor. Deştin’de olanların arkasında böyle bir ‘koalisyon’ bulunuyor işte. Nice savaşlar gördü, böyle düşmanlık görmedi! Balıkesir’de 16 köyü mera ve tarlalarıyla beraber altüst eden CVK Madencilik, Çanakkale’de de yeni aldığı 86 kilometrekarelik, el değmemiş, ormanlık bir bölgeye dalmaya hazırlanıyor. İki ay önce tarlalarını görmeye giden Balıkesirli köylülerin feryadı, Çanakkalelilerin de başına geleceklerin acil kodlu mesajı oluyor: “Tarlam nerede?”
Milyonlarca liralık ‘bağış’ skandalı: Ver parayı, al imarı! Diyarbakır Belediyesi’nin eski kayyım yönetiminin, ‘şartlı bağış’ adı altında parayı verene ‘kişiye özel imar planı’ hazırladığı ortaya çıktı. 200 bin liradan başlayıp 4 milyon liraya kadar çıkan onlarca ‘bağışın’ sebebi yeşil, spor veya park alanı olan arsaların niteliğinin konut ve ticaret alanına çevrilmesi. Benzer olay Yozgat’ta da oldu. Savcılık geçmiş 9 yılı inceledi, eski ve yeni belediye başkanları ile beraber 63 kişi için soruşturma açtı. Şeytanın aklına gelmez!.. Kıyı talanı için bunu da yaptılar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kalemi kağıdı alıp sınırları yeniden çizebiliyor, orada kamuya ait bir varlığı arzu ettiği şekilde birilerine transfer edebiliyor. Dolayısıyla kıyıların turizm tahsisine açılması da planlı programlı bir turizm programından ziyade, bir mülk bölüşümüdür. Memleket arazisi parsel parsel özelleştiriliyor. 75 yaşındaki Hatice teyze hangi kodamanları kızdırdı? Denizli’de Tavas’a bağlı Avdan köyünde kurulmak istenen termik santrale karşı direnen 75 yaşındaki Hatice teyzenin karşısında çeyrek asırdır nereyi yağmalasam diye çabalayan, maden, enerji ve gayrimenkul simsarı bir aile var. Öyle bir gözü dönmüşlük ki, 45 kilo yaşlı bir kadının “5 erkeği dövdüğü” iddiasıyla mahkemeye koşabiliyor. Sırp ‘savaş tanrısı’ ve Çorum-Kiev arası silah ticareti iddiası Sırp özel silah şirketi SOFTAG’ın, ‘savaş tanrısı’ Tesic’in kızı ile bağlantısı olduğu belirlendi. Ayrıca Tesic ve ailesi ile ilişkili başka şirketlerin de yaptırım listesinde olmasına rağmen ABD’li şirketlerle silah ticareti yaptığını gösteren ciddi bulgular yayınlandı. Bütün bu iddialara bir de Türk şirketinin adı karıştı işte. Çorum’da üretime başladığını duyduğumuz, kısa süre içinde Pentagon’un mühimmat tedariğini kapan, ardından Ankara’da fabrika arazisi alan bir şirket… Ukrayna için top mermisi: Dev fabrika arsasını kim aldı? Görünen o ki, Ukrayna savaşındaki mühimmat talebi, Türkiye’de yeni bir silah şirketini parlatıyor. Gencecik girişimciler sihirli bir değnek dokunmuşçasına iki yılda gerçekleştirdiler bu başarıyı. Şimşek önce Kalyon ve Cengiz’den milyar euroluk kirayı alsın! Mehmet Şimşek sadece İstanbul Havalimanı’nın bir yıllık kirasını Cengiz ve Kalyon’dan alabilse, açıkladığı ‘tasarruf paketinin’ hedeflediği rakamın neredeyse yarısı kadar kaynağı bütçeye koyabilirdi. Ama dert başka. Tefeci tahsildarı gibi onca borcun hesabını ücretiyle geçinmek zorunda kalanlara kesmek. Şirketin kendisi itiraf etti: İliç’te çevrilen yeni dümen! İliç’teki facia fırsata çevrildi. İnsanları ve çevreyi katleden bu cinayetin tetikleyicisi fazla kapasite artışıydı. Mahkeme de zaten yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Yani maden aslında kapatılmalıydı. Oysa SSR Mining’in hissedarlarına verdiği yeni ‘müjde’den öğreniyoruz ki, ‘iyileştirme’ adı altında kapasite kat kat artırılıyor. ‘Maarif modelinin’ milyarlık ihaleleri kimlere gidecek? AKP iktidarı ücretsiz ders kitaplarının dağıtımına 2003-2004 eğitim sezonunda başladı. Görünüşte sosyal bir politika gibi duran uygulamanın ardında ise devasa bir ihale düzeni yatıyordu. Milyonlarca ders kitabının yazımından basımına, dağıtımına kadar her şey ihale ediliyor. Sayıştay’ın daha önceki ihalelerde uyardığı tüm usulsüzlükler, yenilerinde de aynen hayata geçirildi. Fenerbahçe’yi öldürecek plan: Genişleterek özelleştirme Kalamış Yat Limanı bir kez daha satışa çıkarıldı. Ama burada mesele özelleştirme değil sadece. Genişleterek özelleştirme! Yani parkların, yeşil alanların, yürüyüş ve bisiklet yollarının bulunduğu bölgede binlerce metrekare yeni inşaat alanı açılacak. Nitekim özelleştirme dosyasında yat limanının gelirinin ve cazibesinin, yeni imar planıyla artırılacağı vurgulanıyor. Eylem Tok ve oğlu davası: 112 kayıtları nerede? Kamuoyunda bir vicdan meselesi haline gelen Eylem Tok ve oğlunun firarı hala tam aydınlatılamadı. Tanık ve sanıkların ifadeleri üzerinden yürütülen soruşturmada, kazadan saniyeler sonra 112’ye ulaştığı belirtilen resmi kayıtlar ise henüz dava dosyasına girmedi. Kayıtlara göre kaza ile Eylem Tok ve oğlunun olay yerinden kaçması arasında 40 dakikalık bir zaman var. 155 mm’lik mermiyle büyüyen yeni ‘savaş tüccarı’ kim? Dört bir yanımızda savaş makinesi harıl harıl işlerken, bunun yarattığı kârlı ticarete de dikkat kesilmek lazım. İşte Türkiye’nin seçime kilitlendiği günlerde, ABD-Türkiye arasında son yılların en büyük ihracat anlaşması yapıldı. Konu Ukrayna’ya gönderilecek 155 mm’lik top mermisi. Peki kim üretecek ve bu sayede ihracat şampiyonu olacak? Bölüşüm şokundan bölüşüm kavgasına… Her bölüşüm şoku peşinden bir bölüşüm kavgası getirir. Türkiye geçmiş 10 yılın ardından bu aşamaya geçiyor gibi. Dolayısıyla yerel seçimleri belirleyen ‘boş tencere’, bundan sonrası için de siyaseti belirlemeyi sürdürecektir ve onu çok daha parçalı hale getirecektir. AKP-YRP: Anadolu’da miras değişimi YRP, yerel seçimde ileriye dönük köklü sonuçlar doğuracak biçimde AKP’ye darbeyi indiren parti. İslamcı siyaset içinde, ‘kapalı devre’ bir yer değiştirme yaşandı demek, abartı olmaz. YRP, İslamcı siyasetin yeni adresini ilan eder gibi 20 yıllık kalelerde burçlara kendi bayrağını dikti. AKP’nin omurgasına Yeniden Refah neşteri AKP için gözü kapalı oy veren illere bakıldığında YRP’nin iktidarda yarattığı tahribat dikkat çekici. YRP, omurgaya neşter atmış görünüyor. Bu illerde oylarının büyük bölümünü AKP’nin kalbinden sökmüş durumda. Erdoğan’ın önünde bir de YRP’nin yarattığı Gordion düğümü var artık. Ve aynı tarihsel ağacın meyvesi için karşı karşıyalar. İliç’in bilirkişi raporu: Şirket suçlu, en yetkili isim suçsuz! 9 işçinin bedeninin hala milyonlarca ton siyanürlü toprağın altında durduğu İliç’teki çevre katliamıyla ilgili bilirkişi raporunun detayları belli oldu. Raporda havanın, suyun ve toprağın kirletildiği, şirketin kayan liç yığını sahasında hiçbir önlem almadığı belirtildi. Anagold ‘asli kusurlu’ bulundu. Ama şirketin Türkiye’deki en yetkili isminin sorumluluğu olmadığı savunuldu. İliç’ten çıkan arşiv: Çalık, eski AYM üyesi ve Ziraat Bankası İliç’te memleketin pek çok hücresine nüfuz etmiş çok kollu bir canavara bakıyoruz. Orada sadece küresel sermaye ve yerli işbirlikçisi ile onun siyasi bağlantıları durmuyor. Satın alınmış bürokratlar, bilim insanları, gazeteciler, hukukçular da var. Erdoğan bırakır mı? O yönetmeyecekse niye var bu rejim? Her konuda ‘u’ dönüşü yapabilir, dün söylediğini bugün reddedebilir fakat, bulunduğu konumdan taviz veremez Erdoğan. Esneyemeyeceği yegane yer burası. Verirse rejimi de biter. Sonrasının iyi mi kötü mü olacağını tamamen toplumun siyasal konumlanışının belirleyeceği bambaşka bir sürece evrilir ülke. Anagold’u, Anagold’a çalışan şirkete denetletmişler! İliç’te tam da felaketin yaşandığı bölgede daha önce gerçekleşen liç yığını kayması için Çevre Bakanlığı, denetimi özel bir şirkete yaptırmış. Üstelik o şirket, 2009’dan beri Anagold ile çalışıyor. Düşman yapmaz: Trabzon yaylaları altın için paylaşıldı! Erdoğan’ın üç yıl önceki kararı ile turizm bölgesi olmaktan çıkarılan Trabzon’daki iki yayla, altın madeni şirketlerinin av sahasına dönüştürüldü. Dün yapılan ihale ile 10 adet maden hakkı satıldı. Alan şirketlerin kimler olduğuna bakınca, siyaset-ticaret rant çarkının nasıl acımasız işlediğini bir kez daha görüyoruz. Erdoğan, İngiliz altın tekeli için sınırı nasıl değiştirdi? Biz İliç’teki 9 madencinin yasını tutup, felaketin korkusunu yaşarken, İngiliz altın tekelleri Londra Borsası’nda hissedarlarına Türkiye’de yağmalayacakları yeni rezervlerin müjdesini veriyor. O müjdelerden birisi de Balıkesir’le ilgili. Şirketin önündeki engeli kaldıran ise Recep Tayyip Erdoğan’dı. İngiliz hissedarların çıkarı için koruma altındaki bölgenin haritasını değiştirdi. Altın-siyaset-ticaret: İliç’teki yerel oligarşi Sermayesi kıtalara yayılmış, güçlü yerli işbirlikçilere sahip Anagold’un çıkar piramidinin, geniş bir de ‘alt tabakası’ var. Maden geldikten sonra kurulan onlarca taşeron şirket, birkaç ailenin elinde. Onlarla kan bağı bulunan yüzlerce yoksul ise madenin işçi deposu. Üstelik yerel siyaset ve bürokrasi de altının etrafına örülü ilişkilerin hakimiyeti altında. İliç’teki madenden bir de oligark çıktı Sömürge madenciliğinin ardında devasa bir çıkar evreni var. İç içe geçmiş şirketler ağı farklı ülkelere, kıtalara, vergi cennetlerine uzanıyor. İşte İliç’teki madenin ardındaki çıkar ağında da küresel bir maden simsarı dikkat çekiyor. Maden faaliyete geçtiğinde onun yöneticisi şöyle diyordu: “Dünyanın en ucuz maliyetli madeni…” Failler aynı: Erzincan’ı yıktılar, sıra Artvin’de Tüm uyarılara rağmen kapatılmayan Erzincan’daki altın madeni felaketinin bir benzeri, Artvin için de yaklaşıyor. Üstelik failler, Erzincan’daki ile aynı şirketler. Ve uzmanlar, çevre mücadelesi verenler, hukukçular yine uyarıyor: Geç olmadan durdurun! Kelebek etkisi: Özak işçisi, Husi füzesi ve Erdoğan’ın rayı Özak Tekstil işçilerinin direnişi, Levi’s’ın Hindistan hayali, Yemen’deki Husilerin füzelerle ticaret gemilerini vurması ve Erdoğan rejiminin her yana döşediği yeni demir yolu hatları… Şanlıurfa’da kanat çırpan bir kelebek, bakın nasıl küresel ticarette bir titreşime dönüşüyor. Bankalar tertemiz soydu: Deli Dumrul haracında rekor! Ücretlilerin hayatının daha da çöktüğü bir yılda bankalar, adi sokak yankesicilerini bile aratacak hırsızlığa imza attılar. Ücret ve komisyon adı altında aldıkları milyarlarca liralık Deli Dumrul haracındaki artışlar rekor kırdı: Garanti yüzde 140, Yapı Kredi yüzde 142, Akbank yüzde 188. Bizi nasıl bir İstanbul bekliyor?   İlçelerin nüfus hızlarını, kentsel dönüşümle beraber yaratılan yeni nüfus hareketliliğini ve iki ana kampa bölünmüş siyasi haritayı üst üste koyunca, tartışılması gereken bir manzara çıkıyor. Merkezde hız aşırı düşüp, sınıfsal ayrışma netleşirken; çeperde muazzam bir yeni nüfusla beraber, dinamik bir sınıfsal yapı oluşuyor. Erdoğan’ın yemini, yoksulun hali, İstanbul’un seçimi… Geçim derdi basit bir ekonomik durum değil, bütün toplumsal yapının nirengi noktasıdır. Doğrudan toplumun belli bir kesiminin çıkarını, diğerlerine karşı savunmayı; adalet terazisinin kefelerinden birine abanmayı gerektirir. Aksi halde devlet olanağı ve bunun dağıtımını kim elinde tutuyorsa, geçim derdini de siyaseten o yönetir.