TÜM YAZILARI
Medyanın yeni patronları: Bismilliler, Bulls, RE-PİE
Medya yapılanması ‘havuz’ ve oldukça geniş yelpazeye yayılan ‘muhalif’ etiketine sahip iki ana kamp halinde. Siyasetteki durumla gayet uyumlu bir durum. Ancak 2024’te bir üçüncü güç daha yavaş yavaş beliriyor. Özellikle ikisi medyada ciddi alımlar yapan borsacılar. Kim bunlar ve siyasetle nasıl ilişkileri var?
Bir ihanet belgesi: Cengiz 1 milyon ağacı kimin için kesiyor?
Cengiz Holding, Kazdağları’nın eteğindeki 1 milyon ağacı bakır çıkarmak için kesecek. Peki o bakıra ne olacak? Yanıtı 8 Ekim günü Kanadalı bir şirket ile yapılan anlaşmada gizli. Anlaşma kapsamındaki projeyi İngiltere de fonlayacak. O 1 milyon ağacın kesileceği yere 101 yıl önce işgal güçleri topuyla tüfeğiyle gelmişti. Artık ellerinde böyle bir iktidar ve Cengiz gibi hırslı bir sermayedar var.
Süper izin, süper soygun: 20 yıl alım garantisi veriliyor
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, şirketleri toplayıp ‘Enerjide Dönüşüm 2035’ planını açıkladı. Amaç yenilenebilir enerji yatırımları ile Türkiye’nin bir bölgesel enerji üssü haline gelmesi. Oysa karşımızda enerji alanında açılan yeni bir soygun ve talan programı duruyor.
Limak-İC Holding’ten skandal mektup: Para ve zeytinlikleri istediler!
Limak-İC Holding’in mahvettiği Akbelen Ormanı ile ilgili iktidara skandal bir mektup gönderdiği ortaya çıktı. Mektupta, “Direniş ve davalardan zarara uğradık. Zeytinlikler de verilmiyor. Bunlar olmazsa işi bırakırız” resti çekildi. İlgili kamu kurumları talebi yersiz buldu. Ama iktidar, zeytinlikleri de kapsayan bölge için hem kamu yararı kararı aldı hem de şirketlere aktarılacak kamu kaynağını yüzde 50 artırdı.
Peker işaret etti: Türkiye’de de Los Zetas’lar mı doğuyor?
Uzun süre sonra bir röportaj veren Sedat Peker’in, pek de üzerinde durulmayan bir cümlesi, yeni yükselen tehlikeyi işaretliyor. Adres olarak askeri yapıları veriyor. Bunun Suriye merkezli ‘güvenlik’ politikalarıyla bir ilgisi bulunuyor. Sokakları kuşatan yeni nesil çeteleşme ile sınırlardan akan insan, uyuşturucu, silah vb. ticaretin yarattığı yeni kartelleşme eğilimi arasında bir ilişki var.
Barış Boyun çetesinin Perpa’daki kara para üssü
Barış Boyun çetesi son yılların en şiddetli organize suç yapılanması. Sayısız cinayetle, saldırı ile suçlanıyor. Ama milyonlarca dolarlık yasa dışı bahis ve kumar parasını aklaması geri planda kalıyor. Oysa haklarındaki iddianameye göre, Perpa İş Merkezi’nde büyük bir ‘aklama üssü’ kurdukları anlaşılıyor. Peki bu konu soruşturuluyor mu?
Bodrum ve Milaslılar dikkat: Hollanda bağlantılı dev yağma
Herkesin gözü, Bodrum-Milas arasındaki arazilerde. Uzun zamandır burasına adeta ‘yeni bir Bodrum’ inşa etmek için çabalıyorlar. Şimdi yeni bir imar harekatı daha başlattılar. ‘1. Etap’ dedikleri imar planı ormanı, meraları, su kaynaklarını ve bölgede tarımla geçinenleri tehdit ediyor. İşin ucu Hollanda’da kurulu bir gayrimenkul yatırımcısı şirkete kadar uzanıyor.
Skandal resmi ilanla ortaya çıktı: Tutuklu baron meğer kaçmış!
Şu sıra adı yeniden gündemde olan kara para aklama, yasadışı bahis ve kumar çetesi lideri olduğu belirtilen Fedlan Kılıçaslan’la ilgili bir skandal ortaya çıktı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın Kasım 2023’de duyurduğu operasyonda tutuklanan Kılıçaslan, meğer serbest bırakılmış ve ülkeden kaçmış. Bu gelişmeyi bir boşanma davası ilanından öğreniyoruz. Devlet Kılıçaslan’ı bulamıyor!
Bir Cumhurbaşkanı kararı: Şeytan bunun neresinde?
6 Eylül günü Resmi Gazete’de bir Cumhurbaşkanlığı kararı yayımlandı. Antalya’da bir yerlerin koruma sınırını yine değiştirmiş. Peki niye? Falezlere zarar verdikleri için davalık olan bir dizi otel ile kamuya ait ama SİT alanında olduğu için çivi dahi çakılması yasak olan deniz kıyısındaki oldukça değerli araziye bakınca nedenini anlıyoruz.
Arsa, tarla, orman: ‘Beka’ sorunu arayan asıl buna baksın
Türkiye Cumhuriyeti’nde bir kişi, oturup 37 kentte, toplam yüzölçümü 26,7 km2’yi bulan 721 parseli orman dışına çıkarıp satışa sundu. Bundan daha ürkütücü bir yetki olur mu? Üstelik ‘istisna’ ve ‘geçici’ sayılması gereken bir yetki bu. Darbeyi bırakın, ülke işgal edilse, işgalci gücün kullanmaktan çekineceği bir güç.
Trilyon lirayla finanse edilen bir ‘beylik düzeni’
İhale düzeni, AKP’nin ekonomik ve politik rejiminin temel taşı. Bir tür ‘korporatist’ yapı inşa edildi. Merkezden yereldeki en küçük birime kadar uzanan bu devasa makina tek amaç için işliyor: İğneden ipliğe, yoldan hastaneye, çöp toplamadan peyzaj bitkisi almaya, araç kiralamadan yemek hizmetine her gün ihale yapmak.
Hepimizi döve döve niye asgari ücretli yaptılar?
Toplumsal çöküşün kilit taşını oluşturan ücret erozyonuna sadece bölüşüm ilişkileri ile bakmak yanıltıcı olur. Neyi, nasıl ürettiğinizle, sermayenin kendi içindeki rekabetle, küresel pazarlarla nasıl ilişki kurulduğuyla, orada yeniden şekillenen iş bölümünde payına ne düştüğüyle de ilişkilidir. Dolayısıyla tüm ücretlerin asgari ücrete yaklaşması sadece bir sonuç değil, bir hedeftir de.
Rezerv alan: Zarrab’ın eniştesine rant, Hataylının zeytinliğine gasp
'Rezerv alan’ uygulamasının birilerini mülksüzleştirirken, birilerini de servet sahibi yapmanın politikası olduğunu bundan iyi anlatan örnek azdır: Aynı hafta iki plan askıya çıkar. Birinde Hataylı depremzede çiftçinin zeytinliği gasp edildi, diğerinde Zarrab’ın eniştesine ait mera imara açılıp milyarlarca liralık rant yaratıldı.
Erdoğan’ın kesintisiz ‘şok terapisi’
Erdoğan’ın ‘tek adam rejimi’ resmen 6 yıllık. 6 yıl boyunca Erdoğan ‘şok terapisi’ni kesintisiz sürdürdü. Başkanlık rejiminin bütün karakterini sürekli şoklar belirliyor. Her gün, her an topluma acı dozunu vermek, odaklanmasını önlemek, bilincini telkine açık tutmak mecburiyetinde. Geçerli yegane yasa bu.
Koç’un 1 milyon dolarlık trajedisi ve sermayenin marina savaşları
Yat limanları, sermayeler arası rekabeti ve siyasetin rolünü görmek bakımından şahane aynalardır. Tamamen zenginlere hitap ederler çünkü. Yatlar servetin yüksek rütbelerindendir. Metresi ve lüksü, zenginlikle doğru orantılıdır. Dolayısıyla zenginlere ait bu saf dünyayı yönetmek, ne olursa olsun bir güç göstergesidir.
Elektrikte saadet zinciri: Bize nasıl kazık atıyorlar?
Elektrik faturasının ardına öyle bir saadet zincirini gizlediler ki, sadece tükettiğimiz elektriği değil, bir avuç şirketin tüm maliyetlerini biz finanse ediyoruz. Kamu hizmetinin böyle sürdürülmesinin imkanı kalmadı artık. Hizmetler çöküyor. Ve biz paramızla da canımızla da bu enkazın bedelini ödüyoruz.
Kurum yine ‘pes’ dedirtti: Hatay yıkılırken o ismi müşavir yapmış!
Bakan Murat Kurum imar usulsüzlüklerine göz yumduğu, yapı denetim firmalarını koruduğu iddiasıyla hakkında üç ayrı suç duyurusu bulunan Hatay Çevre ve Şehircilik İl Müdürü’nü, bakanlığına müşavir yapmış. Hem de depremden sadece 2 ay sonra. Şimdi avukatların çabasıyla o isim hakkında soruşturma açıldı.
Al sana kentsel dönüşüm: Ne var ne yok satışta!
Seçim öncesi ‘önceliğimiz deprem’ diyen iktidarın kurduğu Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, aslında bir emlakçı olduğunu kanıtladı. Başkanlık aralarında park, orman, sosyal ve kültür tesisi ile tarım arazilerinin bulunduğu 51 ildeki 865 gayrimenkulü satışa çıkardı. Fikirtepe’de nefes alacak neredeyse elde kalmış son dört büyük sosyal tesis alanı da listede. Değerleri milyonlarca lira.
Yandaşın vergi karnesi: Milyar dolar alıyor, bir kuruş vermiyor
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın hazırladığı vergi önerisi paketinde, davet usulü ihalelerle mega proje alan 37 şirketin tek kuruş vergi vermediği ortaya çıktı. Osmangazi Köprüsü’nden Niğde otoyoluna, şehir hastanelerinden Saray’ı inşa eden müteahhide kadar, vergi veren yok. Oysa her yıl bu şirketlere bütçeden milyarlarca liralık ‘garanti ödeme’ aktarılıyor.
Muğla’da büyüyen tehlike: İftira, tehdit, can tehlikesi
Bir çimento fabrikası sahibinin yürüttüğü kara propaganda ve tehditler istisna değil. Yat limanlarından maden ocaklarına, sahilleri kapatan otellerden villalara kadar her yerden saldırı sürüyor. Aralarında rekabet değil ‘dayanışma’ var üstelik. Birisinin önü açıldığında, diğeri de o yoldan faydalanıyor. Deştin’de olanların arkasında böyle bir ‘koalisyon’ bulunuyor işte.
Nice savaşlar gördü, böyle düşmanlık görmedi!
Balıkesir’de 16 köyü mera ve tarlalarıyla beraber altüst eden CVK Madencilik, Çanakkale’de de yeni aldığı 86 kilometrekarelik, el değmemiş, ormanlık bir bölgeye dalmaya hazırlanıyor. İki ay önce tarlalarını görmeye giden Balıkesirli köylülerin feryadı, Çanakkalelilerin de başına geleceklerin acil kodlu mesajı oluyor: “Tarlam nerede?”
Milyonlarca liralık ‘bağış’ skandalı: Ver parayı, al imarı!
Diyarbakır Belediyesi’nin eski kayyım yönetiminin, ‘şartlı bağış’ adı altında parayı verene ‘kişiye özel imar planı’ hazırladığı ortaya çıktı. 200 bin liradan başlayıp 4 milyon liraya kadar çıkan onlarca ‘bağışın’ sebebi yeşil, spor veya park alanı olan arsaların niteliğinin konut ve ticaret alanına çevrilmesi. Benzer olay Yozgat’ta da oldu. Savcılık geçmiş 9 yılı inceledi, eski ve yeni belediye başkanları ile beraber 63 kişi için soruşturma açtı.
Şeytanın aklına gelmez!.. Kıyı talanı için bunu da yaptılar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kalemi kağıdı alıp sınırları yeniden çizebiliyor, orada kamuya ait bir varlığı arzu ettiği şekilde birilerine transfer edebiliyor. Dolayısıyla kıyıların turizm tahsisine açılması da planlı programlı bir turizm programından ziyade, bir mülk bölüşümüdür. Memleket arazisi parsel parsel özelleştiriliyor.
75 yaşındaki Hatice teyze hangi kodamanları kızdırdı?
Denizli’de Tavas’a bağlı Avdan köyünde kurulmak istenen termik santrale karşı direnen 75 yaşındaki Hatice teyzenin karşısında çeyrek asırdır nereyi yağmalasam diye çabalayan, maden, enerji ve gayrimenkul simsarı bir aile var. Öyle bir gözü dönmüşlük ki, 45 kilo yaşlı bir kadının “5 erkeği dövdüğü” iddiasıyla mahkemeye koşabiliyor.
Sırp ‘savaş tanrısı’ ve Çorum-Kiev arası silah ticareti iddiası
Sırp özel silah şirketi SOFTAG’ın, ‘savaş tanrısı’ Tesic’in kızı ile bağlantısı olduğu belirlendi. Ayrıca Tesic ve ailesi ile ilişkili başka şirketlerin de yaptırım listesinde olmasına rağmen ABD’li şirketlerle silah ticareti yaptığını gösteren ciddi bulgular yayınlandı. Bütün bu iddialara bir de Türk şirketinin adı karıştı işte. Çorum’da üretime başladığını duyduğumuz, kısa süre içinde Pentagon’un mühimmat tedariğini kapan, ardından Ankara’da fabrika arazisi alan bir şirket…
Ukrayna için top mermisi: Dev fabrika arsasını kim aldı?
Görünen o ki, Ukrayna savaşındaki mühimmat talebi, Türkiye’de yeni bir silah şirketini parlatıyor. Gencecik girişimciler sihirli bir değnek dokunmuşçasına iki yılda gerçekleştirdiler bu başarıyı.
Şimşek önce Kalyon ve Cengiz’den milyar euroluk kirayı alsın!
Mehmet Şimşek sadece İstanbul Havalimanı’nın bir yıllık kirasını Cengiz ve Kalyon’dan alabilse, açıkladığı ‘tasarruf paketinin’ hedeflediği rakamın neredeyse yarısı kadar kaynağı bütçeye koyabilirdi. Ama dert başka. Tefeci tahsildarı gibi onca borcun hesabını ücretiyle geçinmek zorunda kalanlara kesmek.
Şirketin kendisi itiraf etti: İliç’te çevrilen yeni dümen!
İliç’teki facia fırsata çevrildi. İnsanları ve çevreyi katleden bu cinayetin tetikleyicisi fazla kapasite artışıydı. Mahkeme de zaten yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Yani maden aslında kapatılmalıydı. Oysa SSR Mining’in hissedarlarına verdiği yeni ‘müjde’den öğreniyoruz ki, ‘iyileştirme’ adı altında kapasite kat kat artırılıyor.
‘Maarif modelinin’ milyarlık ihaleleri kimlere gidecek?
AKP iktidarı ücretsiz ders kitaplarının dağıtımına 2003-2004 eğitim sezonunda başladı. Görünüşte sosyal bir politika gibi duran uygulamanın ardında ise devasa bir ihale düzeni yatıyordu. Milyonlarca ders kitabının yazımından basımına, dağıtımına kadar her şey ihale ediliyor. Sayıştay’ın daha önceki ihalelerde uyardığı tüm usulsüzlükler, yenilerinde de aynen hayata geçirildi.
Fenerbahçe’yi öldürecek plan: Genişleterek özelleştirme
Kalamış Yat Limanı bir kez daha satışa çıkarıldı. Ama burada mesele özelleştirme değil sadece. Genişleterek özelleştirme! Yani parkların, yeşil alanların, yürüyüş ve bisiklet yollarının bulunduğu bölgede binlerce metrekare yeni inşaat alanı açılacak. Nitekim özelleştirme dosyasında yat limanının gelirinin ve cazibesinin, yeni imar planıyla artırılacağı vurgulanıyor.