Cansu Çamlıbel

ccamlibel@gazeteduvar.com.tr
TÜM YAZILARI
Gerçek olamayacak kadar iyiydi Ben Duvar English’i patronu tanımadan, patronsuz gibi yönettim. O nedenle çoğu zaman “gerçek olamayacak kadar iyi” hissiyatıyla yaşadım. Bu duyguyla çalışmamı mümkün kılan Ali ve Ömer’in olmadığı bir ortamda yola devam etmem söz konusu olamazdı. Anlayışla karşılamanızı umut ediyorum.
Sonbahar 2021: İmajınız sizlere ömür Erdoğan’ın dış dünyadaki tüm muhatapları, Washington-Moskova tahterevallisini kullanarak dış politikada kendine kısa süreli nefes alanı yaratma stratejisinin sonuna geldiğinin farkında. ABD de Rusya da Erdoğan’ın blöfünü görüyor ancak kendisi hâlâ bu elle oyunu alabileceği sanrısıyla fena halde görünür hale gelen hatalarında ısrar ediyor. Yetenekli Bay Baran, büyükbabalar ve hakikat krizi Savcılık kamuoyuna neyin ne kadar yansıtılacağına ise Yetenekli Bay Baran’ın paylaşacağı sırların derinliğine göre karar verebilir. Aynı Zarrab vakasında olduğu gibi.
Skandallar, helalleşme ve NATO zirvesi Brüksel'deki NATO zirvesinde sadece ABD Başkanı Joe Biden’ın değil Cumhurbaşkanı Erdoğan'la el sıkışan tüm liderlerin kafasının arkasında aslında tek bir soru olacak... İncirlik yerine ülkeyi kapattı Türkiye toplumunun büyük bölümüne hayret etme duygusunu uzundur unutturdular ancak yine de göze batıyordu işte Erdoğan’ın ABD karşısında beklenmedik ölçüde alttan alan bu hali. Halkbank davası için günah keçisi arayışı Asıl soru, her şeye rağmen Beştepe nezdinde hâlâ gücünü koruyabilmiş görünen bir kliğin neden birdenbire Atilla’yı günah keçisi ilan etme eğilimine girdiğidir. Şirinlik ya da kurnazlıkla çözülecek konu değil Büyükelçi Satterfield’ın belli ki Beyaz Saray tarafından kurgulanan Türk medyası buluşmasının ve her kelimesi dikkatle seçilmiş alışılmadık netlikteki uyarılarının bana düşündürttüğü Biden yönetiminin Ankara’daki büyükelçisini değiştirmeye hazırlandığı oldu. Zira Erdoğan hükümetinin bu kadar açık konuşan büyükelçilerden haz etmediğini çok iyi biliyorlar. Karışık kafalar, saçılan milyonlar ABD Kongresi’ndeki Türkiye - daha ziyade de Erdoğan karşıtı – havayı dağıtmak için değil dört senede iki milyon, iki ayda 20 milyon dolar harcansa hükümetin her iç politika kavşağında sarıldığı anti-Amerikancı söylemin izlerini yok etmek mümkün olmayacaktır. 40 yaşından sonra Galce öğreten sürgünlük Türkiye’nin tartışmasız en iyi eğitim kurumlarından birine taammüden yapılanları göğsüm sıkışarak izlerken, bir önceki vartada ülkeden çıkıp gitmek zorunda bırakılan oyuncu Memet Ali Alabora’nın, Britanya’nın Galler bölgesindeki S4C kanalında bugün yayınlanmaya başlayacak bir dizide (Fflam) rol aldığı haberine denk geldim. Onlarca ortak ahbaba rağmen daha önce hiç tanımadığım Alabora ile Zoom’da sohbet ettik. Konunun beyin göçüne bağlanmasını ben de o da tercih etmezdik. Ama…hayat! ABD Başkanı'nın arkadaşı olmak zor şeymiş! Ocak 2018’de Türk Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı seçilen Yalçındağ, halen bu titrinden ziyade sıklıkla bir başka sıfatla anılan bir isim. İş adamı Aydın Doğan’ın damadı olan Yalçındağ, Trump döneminde Ankara-Washington hattında Berat Albayrak ve Jared Kushner’den sonra “üçüncü damat” olarak kodlandı. Yalçındağ ile ABD-Türkiye ilişkilerinin geleceğini ve Trump ile olan ilişkisi hakkında konuştuk. Trump gitti, hakikat geri döner mi? Trump dün Beyaz Saray’dan son kez başkanlık helikopterine bindikten sonra sık sık kontrol ettiğim Washington Post gazetesinin “gerçek denetleme aplikasyonu”na göz attım. Trump’ın dört senesinin bakiyesi 30 bin 573 yalan ya da yanlış/yanıltıcı iddia olmuştu. Beyaz Saray’a veda ederken kameralar önünde yaptığı kısacık konuşmada bile 10 yalan tespit edilmişti. CAATSA totonun sonu: Asıl pazarlık şimdi başlıyor Türkiye’ye yaptırım kararını açıklayan “topal ördek” Trump olsa da asıl sorumluluk yaptırım sürecini yönetecek olan Joe Biden’a kaldı. Ankara’nın ipleri daha da gerecek adımları tercih edip Rusya ile yeni angajmanlara girmesi durumunda Biden yönetimi yaptırımların kapsamını genişletip CAATSA menüsünün şu an için ellenmemiş maddelerini de pekâlâ pakete ekleyebilir. Washington 14 Aralık’ta, ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi James Jeffrey’nin tabiriyle Erdoğan’a “dişini gösterdi” ama ısırmadı. Obama’dan Biden’a miras bir ilişki modeli Joe Biden ile birlikte yeniden yönetime giren Obama’nın dış politika kurmaylarının Erdoğan konusundaki duygu ve düşünceleri eski patronlarınkinden farklı değil. Trump döneminde işin iyice şirazesinden çıktığını, Erdoğan’ın otokrat yönetim anlayışına karşı daha net tavır konulması konusunda hemfikir olanlar çoğunlukta. Damat diplomasisinin de sonu Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç dinamikler nedeniyle almak zorunda kaldığı Berat Albayrak kararının önümüzdeki dönemde tanık olacağımız Biden yönetimi ile yeni sayfa açma çabalarına katkısı olacağını düşünüyorsa haklı. Washington’da Türkiye dosyasını takip eden ve Biden yönetiminde kritik görevler alması beklenen Demokratların hepsi Trump döneminde Ankara ile işlerin çoğu kez devlet kurumları devre dışı bırakılarak “damatlar kanalı” üzerinden yürütüldüğünü biliyor. Ötelendikçe köpüren bir kriz S-400 hikayesinin son dönemecinde yaşananların kronolojik sıralamasına dikkatle bakarsanız ABD’nin önümüzdeki süreçte Ankara’ya karşı atmaya hazır olduğu adımların ipucuna rastlayacaksanız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin Rus füzelerini test ettiğini doğruladığı 23 Ekim günü bu açıklamadan sadece birkaç saat sonra ABD güvenlik tehdidi nedeniyle Türkiye’deki tüm vize hizmetlerini askıya aldığını duyurdu. İkinci Zarrab vakası korkusunu tetikleyen adam Türkiye’deki soruşturmanın seyri açısından şu aşamada Sezgin Baran Korkmaz’ın mal varlığına el konulmasından daha kritik önemde olan kendisine yurtdışına çıkış yasağı getirilmiş olması. Zira edindiğim bilgilere göre Beştepe’de Korkmaz’ın ikinci bir Zarrab vakasına dönüşmesinden ciddi anlamda kaygı duyuluyordu. Trumpland’de bir varsın, bir yok Aldıkları talimatların akıl, izan, yasa ve ahlak dışılığına rağmen kovulana kadar o koltuklara yapışmayı tercih edenlerin sonraki kefaret arayışı kadar sevimsiz az şey var. Biden’ı kınamanın dayanılmaz cazibesi Biden yedi ay önce yayınlanan ancak ülkemizin esrarengiz bir biçimde bugün keşfettiği o röportajı verirken henüz Demokrat Parti’nin başkan adaylarından biriydi. Aradan geçen sürede doğaldır ki görüşleri değişmedi. Katılımcılarından duyduğum kadarıyla birkaç hafta önce kendisiyle yapılan kapalı bir toplantıda söz Türkiye’ye gelince New York Times görüşmesindeki ifadelerinden çok daha ileri ifadeler sarf etmiş. 'Tayyip Bey bunları söyletmezdi eskiden' Nursuna Memecan’ın AKP ile yolları ayrılalı çok oldu. Ancak bir zamanlar evinde yemekte ağırlayacak kadar yakın çalışıyordu Tayyip Erdoğan ile. Brüksel’de gazetecilik yaptığım dönemden itibaren mesaide sık sık kesişti yollarımız kendisiyle. Birkaç gün önce telefonda “Kahroluyorum” diye konuşmaya başladı. Gerisini kendisinden dinleyin... Erdoğan ile itişmenin beyhudeliğini çözen lider Avrupa Birliği’nin Erdoğan Türkiye’si üzerinde tesir kuvvetinin çok zayıflamış olduğu gerçeğiyle mücadele etmek yerine bu yeni normal ile uyumlu bir stratejiyi tercih ediyor artık Merkel. Almanya’nın bugün Türkiye ile eskiye oranla daha çok empati yapıyor görüntüsü vermesinin nedeni de bu. Zira Almanlar, zaten üye olamayacak bir ülkenin ulusal politikayı tamamen kendisini iktidarda tutacak taktiklere endekslemiş lideriyle itişmeye enerji harcamanın beyhudeliğini çözmüş. Adalet Ağaoğlu’na veda… 'Bir de yumurta yedim' Adalet Hanım, ben de sizin gibi bir şeyi kafaya koyduğumda saatlerce yürüyorum. Bugün sizin güzel ruhunuza değsin diye şöyle sağlam bir yürüyeceğim... Adam her şeyi yazmış! Bolton’ın Türkiye konusunda yazdıklarının kalbinde ABD’deki Halkbank meselesi var. Sürpriz değil, zira Reza Zarrab ABD’de tutuklandığından beri Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından Washington ile ilişkisinin kalbinde hep Halkbank olageldi. Araya 15 Temmuz, Brunson krizi, Suriye, F-35’ler, S-400’ler falan girmiş olabilir ama dört senedir Erdoğan açısından kişisel öncelik sırası hiç değişmedi. ABD’nin Suriye jargonuna son hediyesi ABD sahadaki yeni realiteyle uyumlu olarak Suriye politikasında zorunlu revizyon arayışı içine girdi. Rejim, Rusya, Türkiye, İran milisleri, IŞİD kalıntıları ve El Kaide çizgisindeki HTŞ’nin dar alanda kısa paslaşmalarına sahne olan bir bölgede Amerika’nın opsiyonları sınırlı. Flynn davasının Türkiye boyutu Başından beri takip ettiğim bu davada benim kafama takılan asıl nokta ise Ankara’nın derin sessizliği. Albayrak ve Çavuşoğlu iddiaların ortaya dökülmesinden bugüne bu konuda adeta ölü taklidi yaptılar. Türk hükümetinin halihazırda bakanlık yapan iki ismiyle eski başbakanının fotoğraflarının dosyaya girdiği bir davanın duruşmalarında Virginia’daki mahkeme salonunda Türk Büyükelçiliği’nden kimse yoktu mesela. COVID-19 ve Trump'sız bir ABD ihtimali ABD’deki 2016 başkanlık seçimi salt kamuoyu araştırmaları üzerinden siyasi sonuç analizi yapmanın kifayetsizliğini keskin biçimde ortaya koymuştu. Dahası ABD bu kez koronalı yeni döneme özgü bir öngörülmezliğin gölgesinde gidiyor seçime. Yine de Ankara’nın yedi ay sonra Donald Trump’ın başkan koltuğunda oturmadığı bir ABD olasılığını bugünden ciddiyetle değerlendirmesi gerekiyor. Video konferans tehlikesinin farkında mıyız? Bugün tüm karar vericiler hazır korona karantinasında video konferans sistemiyle çalışırken istihbarat servislerinin iş yükü de katlanmıştır muhtemelen. Artık hangi istihbaratçının eli hangi liderin ekranında belli değil…! Karantina kafası Batı’ya yaramadı İbre bir kez otoriterizme kaydı mı o noktadan dönüşün kolay olmadığına Avrupa’da en keskin örnek Macaristan. Hükümetin 20 Mart’ta parlamentoya sunduğu yasa tasarısı Başbakan Viktor Orban’a koronavirüs mücadelesi gerekçesiyle her türlü yasayı askıya alarak sınırsız süreyle kararname ile yönetme yetkisi verilmesini öngörüyor. Tanıdık geldi mi? TSK’nin Esad rejimini vurmasını bekleyenler... Rusya sayesinde ayakta kalmayı başaran Esad rejiminin TSK sayesinde ciddi manada zayıflatılıp geriletilmesi ihtimali Pentagon’daki strateji ekibinin gözlerini parlatmış. Kamuoyu önünde Savunma Bakanı Esper’e sahada tansiyonun düşürülmesine yönelik çağrılar yaptırsalar da asıl istedikleri Türkiye’nin rejim hedeflerini vurmaya devam etmesi. Senatörlerin Ankara’yı by-pass ettikleri ziyaret Kansas Senatörü Jerry Moran liderliğindeki beş kişilik Kongre heyeti İzmir’deki NATO Karargahı’nı ziyaret etmiş ve NATO Müttefik Kuvvetler Komutanı J.T. Thomson’dan istihbarat brifingi almıştı. Neden bu isimlerden oluşan bir heyetin böyle bir zamanlama ile Türkiye’ye geldikleri sorusundan daha önemlisi neden ülkemize kadar gelmişken başkent Ankara’yı es geçmiş olduklarıdır. Bu sorunun iki yanıtı olabilir; ya Erdoğan hükümetinden kimseyle temas etme ihtiyacı hissetmediler ya da Ankara’da kimse kendilerine randevu vermedi. Abdullah Gül’ün hatırlattığı kitaptaki detay Gül, Moskova’nın Suriye’nin kaderini değiştirecek bir aktör haline geleceğinin Ankara’da çok geç fark edildiği görüşünde. Türkiye’nin doğru bir diplomasiyle 2003’teki Irak savaşını aktif çatışmanın bir tarafı olmadan atlatmış olduğunu hatırlatırken aslında (bizzat bu kelimelerle ifade etmese de) bugün Türkiye’nin Suriye politikasının doğru işlemediğini söylemiş oldu dolaylı yoldan.