TÜM YAZILARI
Tam köşe yazarı oluyordum ki…
Şimdi seçim zamanı ve ben kendimi milletvekili adayı olarak buldum. Halkımız teveccüh gösterir ve TBMM’ye gönderirse üzerime düşeni yapmaktan başka bir derdim olmaz. Diğer halde de halkımız sağolsun. Tam köşe yazarı olmaya çalışıyordum ki olaylar böyle gelişti.
Gül 'Ekmeleddin Vakası'ndan neden farklı?
Böylesi kritik bir dönemde Abdullah Gül’ün adaylığına kimliği üzerinden karşı çıkmaksa ülkemizin içinde bulunduğu durumu okuyamamak, idrak edememek veya dikkate almamaktır. Şapkaları önümüze koyalım.
Duygular yerine ortak akıl
Muhalefetin oyunun tamamını veya tamamına yakınını alabilecek, AK Parti seçmeninden önemli miktarda oy çekebilecek, yardımcılarını, hükümetini, protokolünü ve programını önceden ilan etmiş, kararlı bir cumhurbaşkanı adayına ihtiyaç vardır. Muhalefet ikinci tur hesaplarını, taktiksel yaklaşımları bir kenara bırakmalı, ilk turda açık ara farkla seçimi kazanmaya yönelmelidir.
AK Parti’nin kökenleri
Bu iktidar hırsı ve bu siyaset felsefesi hedefleri, değerleri ve uygulamaları açısından köklerini Hz. Muhammed’den veya vahiy geleneğinden almaz. Bu siyaset geleneği müktesebatını Niccolo Machiavelli’den, Muaviye’den ve diğer sultanların bir kısmından, tarihteki monarklardan, Sezarlardan, firavunlardan kısaca güçlü, otoriter hatta totaliter iktidar tecrübelerinden edinmiştir.
Özgürlükçü sol
Özgürlükçü solun yaklaşımı daha demokratik ve farklılıklara saygılı bir zeminde ilerlese de sol içerisinde belirleyici bir konumda değildir. Bu durumun birinci nedeni Türkiye solunun hakim pozitivist karakteridir. Diğer nedeni ise havzamıza özgüdür...
Metafizik sol
Türkiye’de İslam başlığının dindar kitle tarafından sağlıklı bir şekilde tartışıl(a)maması dindarların kendisine tehdit olarak gördüğü Kemalizm’in hâlâ tedavülde olmasıyla, soldaki ağırlıklı kesimin Kemalist ve aydınlatmacı sol şeklinde hayatiyetini sürdürmesiyle yakından ilgisi vardır.
Türkiye solu ve güncellenme
Solun iktidar konusunda isteksizliğinin altında sadece uzun dönem muhalefette olmak gerçeği yanında bu durumun derinden hissedilmesi de yatıyor olabilir. Türkiye solu bunun teşhisini ancak kendi iç yolculuğu, iç hesaplaşması üzerinden kendisi koyabilir.
Küresel sistem ve vahiy geleneği
Vahiy Geleneği’nin yönelimleri mesela tüketim alışkanlıkları sistem tarafından biz insanları “bir lokma bir hırka” felsefesine mahkûm etme potansiyeliyle hedef tahtasına konur. Burada bir mübalağa olsa da sade hayat Vahiy Geleneği’nin hatta çoğu dinin üzerinde yürüdüğü bir yoldur. Dindarlar üzerindeki çağdaşlık yargısı da genelde hedeflerin ne olduğu ve tutarlılık üzerinden değil onların tüketim alışkanlıkları üzerinden yapılır.
Topyekûn buhran
Dünyada bugün otoriterliğe doğru seyreden belki de anlamsız bir faşizme doğru evrilebilme potansiyeli taşıyan sistemin bu yönelimini ilk keşfedenlerden biri AK Parti daha doğrusu Erdoğan oldu. AK Parti’nin ya da Erdoğan’ın bu siyasi davranışı da tıpkı kurulduğu günlerde olduğu gibi -İslam değil- Batı referanslıdır.
Yeni bir sayfa
Bize ısrarla kabul ettirilmek istendiği gibi Türkiye’nin bekası Erdoğan ve AK Parti iktidarına bağımlı veya muhtaç değildir. Ama Erdoğan ve AK Parti iktidarının devamı ülkenin OHAL rejiminde tutulmasıyla doğrudan ilişkilidir. Gelecek seçimler yapacağımız hayati derecede önemli tercihleri de önümüze koyuyor.
Zihinlerin güncellenmesi
Müslümanlar tarihin tortusu, hurafenin verdiği ağır hasar, İslam’ı anlamak konusundaki zihinsel tembellik ve iktidarla birlikte ganimetin yol açtığı kirlenme ile bir iç hesaplaşma içerisine girmek konusunda şüphesiz ki özgürdürler. Buna iç dünyalarında kendileri karar verecektir. Ama Müslümanların bu konularda takınacakları tutum sadece kendilerinin sınavı değil gerçeklik dünyasındaki İslam’ın, yaşanan İslam’ın, algılanan İslam’ın da geleceğini belirleyecektir.
Ümitvar olun!
Bütün diktatörlerin, bütün tiranların, bütün despotların üzerinde oynadığı şey hem birey hem de toplum nazarında umutların yok edilmesi; kendilerinin bir kurtarıcı şeklinde yegane ümit olarak belirginleşmesidir. İnsanlara yapılan hoyratça muamelenin, şahsiyet karalamalarının, karakter suikastlarının en nihayetinde kıpırdayan tek bir cisme dahi tahammülsüzlüğün altında bu emeller yatar.
Türkiye’nin ve muhalefetin bekası
“Erdoğan İttifakı” dediğimiz aslında "AK Parti + MHP + Vatan Partisi" koalisyonu. Koalisyon diyoruz çünkü mesele sadece seçimler nedeniyle sayısal anlamda güç birliği adına bir araya gelmek değil; bugünlerde beraberce hükumet etmek. MHP ve Vatan Partisi politikalarını manşete çekmek. Bunun da ötesinde, bir başka yönüyle tanımlarsak, AK Parti'yi de içine almış, hâlâ borusunu öttüren 28 Şubat’ın devamı sayılabilecek bir yönetim anlayışı. Erdoğan buraya Saadet Partisi'ni de dahil etmek istiyor.