TÜM YAZILARI
Kadınlar 6284’le yaşar, mücadeleyle özgürleşir
Onlar “evlilik” diye dursunlar özellikle genç kadınlar “özgürlük” demeye devam ediyor. Mirabel kardeşler, mücadele eden kadınlarla hala yaşıyor. Ekim ayı acılı sur ayı olduğu gibi tüm meydanlardan, yurtlardan, üniversitelerden genç kadınların kalkışmasının olduğu da bir aydı. Genç feministler yeri yerinden oynattı.
Çocukları da, çocukların geleceğini de yaktınız
Narin’e, İzmir’deki 5 çocuğa, Şirin’e herkes çok üzüldü, samimiydi. Peki herkes çok üzülüyorsa neden hala aynı şeyler yaşanıyordu? Kendi bireysel sorunlarımız öncelikli. Ya da bir kişinin elinden tutarak yardım etmiş olmanın verdiği kısmi bir rahat hissetme hali. Halbuki bunların ötesinde yapısal olarak eşit olacağımız, yardıma muhtaçların olmayacağı bir gelecek de mümkün.
Çocuklar aç, okullar pislik içinde
2023 yılı itibari ile devlet kasasından, 56 milyar 900 milyon lira garanti ödeme yapılmış. Bu yıl daha da fazlası olacak demektir. Bu para miktarını 365 güne bölmenizi isterim. Çok okul temizlenirdi, çok çocuğun beslenme çantası dolardı. Ki bu sadece garanti ödemeler hesabı. O büyük cebimizden öyle paralar gidiyor ki, bize hiç sorulmadan. Yandaşlar zenginleşiyor, emekçi-emekli halkın açlığı derinleşiyor.
Adaletimiz: 26 suçtan serbestlik
Bir köy Narin’le ilgili suç ortağı oluyor, 19 yaşında bir genç suç makinesine dönüyor. Bunlar kendiliğinden oluyormuş gibi Eğitim Bakanı Maarif’i ile övünüyor, Adalet Bakanı genel geçer konuşuyor. İçişleri Bakanı, Şeyda’nın katilinin adliyeye sevki görüntülerine dair soruşturma iddialarına çok içerlemiş ki “Alçakça bir yalan” diyor. Bunların yaşanmasında her birimin ve kademenin sorumluluğu olduğu açık.
Mahsa Amini ve Türkiye’deki tehditler
Bu ülkenin bir İran, bir Afganistan olabilmesi kolay olabilecek bir şey değil. Türlü tehlikeleri görüyor olsak da mücadele deneyimimize ve toplumun değişmiş, dönüşmüş ruhuna karşı kolay bir adım olmadığını düşünüyorum. Saçlarımızın, düşlerimizin, seçimlerimizin özgürlüğü ancak laiklikle mümkündür. Ona hayatımız gibi sıkı sarılmaya devam etmeliyiz. Ki başka Mahsalar öldürülmesin, dilediği kıyafeti giyebilsin, fikrini ifade edebilsin.
Narin’i bulduk, adalet nerede?
Okula gitmesi gerekirken Narin, tabutunda bir gelinlikle, erkeklerin ellerinde taşındı. Henüz soruşturma bitmemişken belki de yaşananlara ortak olanların da elleriyle. Herkes gelinliğin bir öyküsünü anlatıyor ama sonuç yine değişmiyor. Çocuk çocuktur, gelinlikle özdeşleşemez. Tüm katiller, sorumluluğunu yerine getirmeyenler, yardım edenler, üzerini örtenler er ya da geç hesap verecek.
Narin nerede?
Narin’i arıyoruz. Onunla birlikte kaybolan adaleti de arıyoruz. Kayıp tüm çocukları da arıyoruz. Ailelerinin insafına terk edilen çocukları, tarikat ve cemaatlerde geleceği yok olan çocukları, depremde kaybolan çocukları arıyoruz. 3 gün sonra aranmaktan vazgeçilen, kimsesiz sanılan çocukları arıyoruz.
Şiddeti seyreden AKP, mücadele eden biz
AKP sadece seyretmekle de kalmıyor erkeklerin egemen olduğu haneleri güçlendiriyor. Doğum gününe gitmek istediği için kızı Eylem Sevilen’i öldüren babaya cesaret veriyor. Konya’da eşini öldürmek isterken araya giren 5 yaşındaki çocuğunu öldüren babanın eline silahı veriyor. Muğla’da boşanma aşamasındaki Senem’i öldüren Muhittin’in bıçağını biliyor.
En azla yaşama yarışı
Hangi iki kadını yan yana görseniz aralarında ‘nerede, hangi peynir ucuzlamış, tarihi geçse de bir ürün daha ne kadar tüketilebilir’ sohbetine şahit olursunuz. Bence türlü müsabakalara “En az parayla yaşayabilme yarışı” da eklenebilir. Kapitalizm bunu nasıl atlamış acaba? Maalesef fıkra gibi yaşananlar.
Güller serpilebilir, kadınlar yaşayabilir
Önlemeye ilişkin gereğini yapmayıp takipçisi olmayanlar, mücadelesini yürütmeyenler hemen idamı gündeme getirdi. En radikali bir gün gündem etmek, bir gün isyan etmek, bir gün öfkelenmek değil ya da idam da değil. Sürekli ve beraber politik bir mücadeleyi yürütebilmektir.
Nefreti bulaştırmayın
‘Kadınların rolü erkeklerin galibiyetini takdir etmekten’ çıktıysa tarih değişiyor, toplum değişiyor demektir ve bu değişim kendiliğinden değildir. Heteronormativitenin baskın olduğu dünyada LGBTİQ+’ları avantajlı, hak yiyen, yerimizi kapmaya çalışan olarak görmek kadar tutucu bir görüş olamaz kanaatindeyim.
Köpekleri de vuramazlar!
Yasayı her uygulamaya kalktıklarında karşılarında Rukiye teyze gibi “gelin buradayız” diyenleri görecekler! Canları onlara asla teslim etmeyeceğiz. Çözümü anlatmaya devam edeceğiz: Kısırlaştır, Aşılat, Yerinde Yaşat!
Teklifi durdur, canları yaşat!
Kim ki elini bu öneriler geçsin diye kaldırırsa bilin ki hayvanların yaşam haklarını sonlandırma yetkisini kendinde görüyor, cinayete teşvik ediyor demektir. Altında yine bütünsel bir politika yattığı kesin olsa da Katliam Yasasını durdurmak hala mümkün!
Soyadı deyip geçme
Değişim her birimiz için kaçınılmazdı, toplum değişti. Erkeğin ne gibi, apayrı bir önemi, özelliği varmış da onun soyadını evlenmekle kadın almak zorundaymış? diyor ve o cümleyi kanundan hep beraber kazıyacağımızı umut ediyorum.
İstanbul’dan Hakkari’ye feministlerin köprüsü
Şiddet söz konusu ise kayyımla yönetilmek ve kendi seçtiğinle yönetilmek arasındaki farkı şöyle anlatıyor arkadaşlarımız: "Mazbatayı aldık, ertesi gün akın akın kadınlar belediyeye başvurmaya başladı”. Kayyım döneminde kadınları öyle bir sessizliğe gömmüşler ki, kadınlar bu zamana kadar olan cinsel saldırıları bildirmek için belediyeye sıklıkla gelmeye başlamışlar.
6284 Anahtarımız
Hiçbir şey kağıtta yazdığı gibi cereyan etmiyor olsa da 6284’ü bu sefer anahtar olarak tarif ediyorum. Kadınların yüzüne kapanan kapıları açacak kilidin anahtarı. 6284 anahtarınızı kullanmayı sakın unutmayın.
Anneler için karanlık paket
Sözde müjdelerden biri “Çalışan annelere destek paketi”. Babanın hiçbir sorumluluğu yokmuşçasına konunun sadece anneler üzerinden ilerlemesine şaşmamalı. Sözde destekler kadınları sadece eve hapsedecek, iş yerlerindeki pozisyonlarını kaybedecek, düşük ücretlerle kolaylık adı altında güvencesiz çalışmasına yol açacak. Ortada.
Kimin için bu kayyım?
HÜDA-PAR’ın en örgütlü olduğu yerlerden olan Batman’da Gülistan Sönük yüzde 66’lık oyla kazandıysa, Hakkari kayyımını da geri göndereceğiz. Hakkari Belediye Meclisi kanuna uygun şekilde toplanmış, belediye eş başkanı olarak Viyan Tekçe'yi oy birliği ile seçmiştir. Geriye kalan siyasi iktidarın pes edip bu hukuksuzluğa son vermesidir.
Katlimize ferman: Aile odaklı politika
Siyasi iktidar çözümü aile birliğinde buluyor, erkeğin reis olduğu ailede buluyor. Biz ise çözümü eşit yaşamlarımızda, 6284’ün etkin uygulanmasında görüyoruz. Bu sebeple aile masallarını artık çocuklar bile okumuyor, gençler özgürlük ve eşitlik için mücadele deneyimlerimize kulak veriyorlar.