TÜM YAZILARI
Dijital teknolojiler ve kültür
Ong’un “birincil sözlü kültür, yazılı kültür ve ikincil sözlü kültür” ayrımına benzer bir ayrımı internet ve sosyal ağlarla birlikte yeniden düşünmek ve ayrıntılandırmak mümkün mü?
Kanatlı alametten, kınkanatlı böceğe
Telgrafın bir potansiyel olarak taşıdığı tarihin sürekliliğini parçalama ve dünya toplumunu eşitlik, özgürlük ve barış temelinde yeniden kurma potansiyeline, egemen sınıfların kendi tarihlerini sürekli kılma amaçları üstün geldi.
'Biri Bizi Gözetliyor', ama…
Bence değişen, korona virüsü krizi ile birlikte, daha önceden açığa çıktığında “skandal” olarak nitelendirilen gözetim uygulamalarının artık tamamen meşrulaşması. Böylece özellikle batıda daha önceden gizli saklı yapılan her şey açık hale geldi. Bir şeyi gizli saklı yapmanın yarattığı kendiliğinden sınırlar düşünülürse, meşru ve açık hale gelen dijital gözetimin sınırsız hale gelebileceğini öngörebiliriz.
Sabun çağı ve sıkışık evler
Ev tuhaf bir biçimde içinde yaşayanların, öğretmenleri ve sınıf arkadaşları ile karşılaştığı okulunu; patronları, müdürleri ve iş arkadaşları ile karşılaştığı işyerini; dostları ve arkadaşları ile buluştuğu kafeleri, restoranları; toplantı yapılan mekanları; boş zaman geçirilen parkları, alışveriş yapılan dükkanları, alışveriş merkezlerini ve hatta hastaneleri kapsayarak sıkışırken, bir yandan da yerleşik olduğu şehirden, ülkeden yani toplumsal olandan tamamen kopuyor.
Birbirimize sokağa çıkmama çağrısı yaparken...
Sınırların kapatılması, uçuşların durdurulması, sokağa çıkma yasağı ve karantina… Bu önlemleri ne denli arzular hale geldiğimizi düşününce, çaresizliğimiz yüzünden haklarımıza ve özgürlüklerimize dair istencimizin sınırları ile nasıl da karşılaşmış olduğumuzu hissediyorum. Birbirimize sokağa çıkmama çağrısı yapıyoruz.
İnsan komünistse kolay öğrenir
Cemal Amca (Kıral), yıllarca Türkiye’de komünist bir gelecek için, işçi örgütlenmelerinde çalışmış. Bulgaristan’da başlayıp, Türkiye’de devam eden yol hikayesi ise 12 Eylül’ün kör karanlığı ile birlikte sonu gelmez bir göçmenlik hikayesine dönüşmüş.
ABD-Çin savaşını nadir elementler mi durdurdu?
Bugün, finans uzmanları, strateji uzmanları, askeri uzmanlar tarafından ticaret savaşında bir misilleme, küresel teknoloji üretimi açısından bir tehdit, uluslararası ilişkilerde bir silah olarak ya da ulusal güvenlik açısından değerlendirilen nadir toprak elementleri (NTE) küresel politikanın gündemine girecekse, teknolojik gelişmenin sadece Çin halkı açısından değil, insanlık açısından çok yüksek olan maliyeti ile girmeliymiş gibi görünüyor.
Çin'in Huawei kozu: Nadir toprak elementleri
Nadir toprak elementlerine dair Çin’in alacağı herhangi bir üretimi ya da sevkıyatı durdurma kararının bugünkü etkisinin 1973’te kapitalizmin en büyük krizlerinden birisini derinleştiren ve görünür hale getiren OPEC üyesi ülkelerin petrol ambargosu ile eşdeğer bir sonuç yaratması kaçınılmaz görünüyor.
Mao'nun cep telefonu: Huawei!
Uluslararası piyasalarda görünür hale geldiğinden bu yana fikri mülkiyet hakları hırsızlığı, Çin Komünist Partisi'nin bir girişimi olması, diğer ülkelerden askeri sırları ve şirket sırlarını çaldığı gibi konularda sürekli suçlanmasına rağmen, bu başarıyı anlamaya çalışan bazı araştırmacılar Huawei’nin uluslararasılaşma stratejisinin Mao Zedung’un “gerilla savaşı” stratejisinden ilham aldığını vurguluyorlar.
Berkan 'çok itibarlı' haber kaynağına güvenmişti!
Haber medyasının yaptığı yalan haberlerin en önemli nedenlerinden birisi olarak “özensiz habercilik” gösteriliyor. Özensiz habercilik diyerek “haberci” suçlu ilan edilse de bu tür yalan haberlerin, haber pratiğinin kendisinden kaynaklandığı belirtilmeli. Bu tür yalan haberler genellikle habercinin haber üretim süreci içerisinde güvenilir kaynak olduğu kişi ve kurumlar tarafından yönlendirilmesinden kaynaklanıyor.
Yalan haberi yapanla, 'mücadele' eden aynıysa…
Türkiye’deki siber taburların ağırlıklı olarak hükümet yanlısı ve milliyetçi içerik üretmek; bu içerikleri yaygınlaştırmak, bazı tartışma başlıklarını ya da olguya dayalı içeriklere ilgiyi dağıtmak ya da değiştirmek; ayrıca bazı kullanıcıları özel alarak hedef almak, olumsuz bir etkileşim yaratmak, toplumsal linç süreci başlatmak gibi işlevleri üstlendiği sosyal medya taramaları sonucunda açıkça kanıtlanabilirken, diğer manipülasyon yöntemleri araştırılmayı, ortaya çıkartılmayı bekliyor.
Rosa Luxemburg Gezi'de ne yapardı?
Tam da birilerinin tutarsızlık ve iç çelişki dediği şey, yani o bütünlük, teorisyen, devrimci, kadın ve aşık Rosa’nın bütünlüğü değil mi güzel olan ve Rosa’yı Mısır’da Tahrir Meydanı'na, Türkiye’de Gezi Parkı'na, Fransa’da sarı yeleğiyle Champs Elysees Bulvarı'na çıkartacak olan…
Türk Telekom hikâyesi: Neden daha çok ödüyoruz?
Zararlı çıkan yine sıradan kullanıcı oldu bile. Adil kullanım kotası kalkarken internet tarifelerine gelen olağanüstü zam, Türk Telekom’un toptan hat kiralama bedellerine yaptığı yüzde 66 zam ile tüm hizmetlere yansıyacak. Bu yansımanın ilk göstergelerinden birisi, Turkcell’in mobil cihazlardan kişisel erişim noktası özelliğinin kullanımını ücretli hale getirmesi. Daha nelerle karşılaşacağımızı ilerleyen zamanlarda göreceğiz.
Marcos ve Demirtaş internette nasıl buluştu?
İnternetle yeni tanıştığımız dönemlerde Meksika’dan Chiapas’tan çıkıp gelen Zapatista bildirilerinin yarattığı umudu hatırlayın. En önemli silahı sözcükler olan, sözcükleri sürekli olarak tekrar silahlandırmak ve silahsızlandırmak gerektiğini söyleyen Subcomandante Marcos’un şairane dilini... Demirtaş’ın, gönlü olanların gönüllerini fetheden tweetleri de işte tam buralarda anlam kazanmaktadır...
Satılmış gazetecilerden bir şey beklemiyorlar
Gazetecilerin sadece alevlere ve şiddete odaklandığını düşünüyorlar. Sıradan Fransızlar da aynı düşünceyi paylaşıyor. Olaylara dair kendi algılarıyla, medyada yazılan ve gösterilenler arasında ciddi bir uçurum olduğunu düşünüyorlar. Buradan yola çıkarak da ana akım medyanın ve gazetecilerin iktidarın en önemi silahı olduğu düşüncesi yaygınlık kazanıyor.
Yeni bir internet düzenine doğru mu?
İnternetin herkesin eşit biçimde eriştiği, özgür bir yer olarak vaatlerini gerçekleştirebilmesi, internetin tekel konumuna gelmiş Google, Facebook gibi şirketlerden geri alınması denli, her fırsatta internet üzerindeki özgürlükleri sınırlandırma arayışına giren devletlerin eline de bırakılmamasından geçiyor.
İnternette siber savaş yerine barış
İnternet yönetişimi ile barışın aynı etkinlik dizisi içinde yan yana gelişi de umut vericiydi. Özellikle de internetin yıllar içinde sadece siber savaş, siber saldırı ve güvenlik kavramları ile anılmaya başlandığı düşünüldüğünde bu yan yana geliş daha da anlam kazanıyor.
Ekonomik krizin sebebi algoritmik kapitalizm
Liradaki değer kaybının aslında algoritmaların yarattığı finansal araçlar sayesinde birbirine sıkıca bağlanmış, hayali zenginliklerle bugüne dek gelen bir sistemin krizi olduğunu, Türkiyeli şirketlerin Avrupa bankalarına dağılmış 200 milyar doların üzerindeki borcunun bu krizi hızla küresel bir krize evirtebileceğini hatırlamak, meselenin rahip krizi falan değil, sistemin yapısından kaynaklanan bir kriz olduğunu ve krizi yaratanın da bir ölçüde teknoloji destekli “algoritmik kapitalizm” olduğunu unutmamak gerekiyor.
Onların iPhone'u varsa bizim 'römorklarımız' var
Bilişimin temeline yerleştiği teknolojik yeniliklerle ilişkimiz, AKP döneminin ikinci yarısından itibaren “hikmetine fazla şey yapmamak lazım” durumuna geldi. 2008 verileri Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin en güçlü olduğu alanın “Motorlu kara taşıtı ve römorklar imalatı” olduğunu ortaya koyuyordu. On yıl sonra ise 14 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan “ABD'nin elektronik ürünlerine boykot uygulayacağız” müjdesini verdi.
Oyların güvenliği için müşabirim, müşabirsin...
Sandık güvenliğinin yalnızca sandık başlarında bulunmakla değil, aynı zamanda seçim sürecinde yaşananları kayıt altına almak ve bunları kamuyla paylaşmakla olabileceğini ifade eden örgütlenme, müşabiri, sandık güvenliği için müşahitlik yapan ve aynı zamanda da tanık olduklarını haberleştirerek kamuyla paylaşan kişi olarak tanımlıyor. Yani müşabir gazeteci değil; müşahit olarak tanık olduklarını, Adil Seçim Basın Merkezi’ne bildiren ve böylece kamuyla paylaşılmasını sağlayan kişi.
Yüzde 57 medyayı tarafsız buluyor
Türkiye’de ana akım medyanın politik olarak taraflı olduğunu ve meşruiyetini yitirdiğini düşünen ve habere ulaşmak için sosyal medyayı ya da interneti tercih eden yaklaşık yüzde 50’lik bir kesim dışında kalanlar, habere ulaşmak için ana akım medyaya mecburlar ve çoğunlukla da ana akım medyanın işini iyi yaptığını düşünüyor.
Başka bir internet mümkün mü?
Bugün herkes kendi günahlarını, interneti reklama bağımlı hale getirmiş olmalarını, insanların özel hayatının gizliliğini tehlikeye atan veri toplama arzularını, daha yüksek kârlar için devletlerle yaptıkları anlaşmaları hevesle itiraf ediyor. Peki bu noktadan sonra nereye dönülebilir?
Seçim teknolojileri: Kollu makinelerden internete
Teknolojinin seçimlere dahil olmasıyla 19'uncu yüzyılın sonlarında karşılaşılır. Ancak teknolojinin seçimlere dahil olma amacı, “gizli oy” mücadelesinin kazanımlarını izlemez. Bunlar, daha ziyade oylama süreçlerini ve değerlendirme süreçlerini kolaylaştırmak ve hızlandırmak için geliştirilmiş araçlardır.
Cambridge Analytica seçimleri nasıl etkiledi?
Cambridge Analytica’yı dükkan kapatmaya götüren skandal, 50 milyon Facebook kullanıcısının profilinden izinsiz olarak toplanan kişisel bilgileri, ABD seçimlerinde psikolojik profillemeye dayalı bir kişiselleştirilmiş siyasi reklamcılık sistemini kurmak için kullanmış olması üzerinde yükseliyor. Yani siyasi reklamcılık ve propaganda normalleşiyor, ama Cambridge Analytica’nın kişiselleştirilmiş siyasi reklam ve propaganda içeriğini üretmek için kullandığı kişisel verileri izinsiz toplaması sorunsallaştırılıyor.
Telgraf gibi internet de demokrasi getirmedi
Gerçek ortadadır. Ne telgraf ne de onun ardından gelen iletişim teknolojileri ve ağları kendiliğinden demokrasiye neden olmamıştır. Ama diğer yandan internet ve sosyal ağlar günümüz demokrasilerinin başına gelenlerin tek sorumlusu değildir. Belki de asıl sorun bize ifade özgürlüğünü, kamusal müzakere olanağını, demokrasiyi verecek bir araç beklemenin kendisidir.
'İnternetin şımarık çocukları' ne istiyor?
Yurt odaları ve garajlar Büyük 5 kurucularının tamamının hikâyelerinde yer alıyor. Hepsi farklı biçimlerde de olsa dünyayı değiştirmek istiyorlar. Hepsi “genius” çocuklar. Kimi bebekliğinde uyumak istemediği zaman yatağının korkuluklarını bir tornavida yardımıyla indirmeyi başararak, kimi Harvard gibi, Stanford gibi Ivy Lig üniversitelerine girerek mutlaka tescillemişler zekâlarını. Her birisinin şirketlerini kurmaya ilişkin ilginç bir hikâyesi var...
Bizi bekleyen algoritmik faşizm mi?
Citizen Lab raporunda aralarında Avast Antivirus, CCleaner, Opera ve 7-Zip gibi bazı programların da olduğu sağlayıcıların resmi web sitelerinden yapılan indirme işlemleri esnasında, bu yönlendirme sayesinde kullanıcıların farkına varmadan casus yazılımları bilgisayarlarına ya da telefonlarına indirdikleri belirtiliyor. Rapor aslında 1984 romanında anlatılana benzer bir sürecin yaşandığını ortaya koyuyor.
Eldeki veriden ikiyüzlü politikacılar korksun!
Cambridge Analytica eğer gerçekten insanların zihinlerini okuyor ve onların ne istediğini biliyor ise durumun ikiyüzlü politikacılar açısından korkutucu olduğunu söylemek gerekiyor. Çünkü insanların ne istediği açık, eninde sonunda istediklerini almanın bir yolunu bulacaklar gibi görünüyor.
Uber memleket meselesi
Herkesin şikayetçi olduğu sarı taksilerin zorunluluk olmadığını, işlerin nasıl farklı olabileceğini artık biliyoruz. Bugün sarı taksi-Uber ikileminde, açık ara Uber desteğinin bir anlamı var. O halde sanırım bu anlamı, yani ulaşıma dair toplumsal talepleri açığa çıkarmanın ve Uber’i savunduğumuz kadar hararetle savunmanın zamanıdır.
Yeni teknoloji eski hikaye: 5G
ABD’de 2 Mart tarihli kongre kararı öncesinde yaşanan tartışmalar 5G ağını hız, pazar büyüklüğü ve teknik özellikleri dışında başka bir açıdan önemli hale getirdi. Ocak'ta ortaya çıkan bir belge Trump’ın ulusal güvenlik ekibinin Çin’in siber tehditlerini önlemek ve rekabet edebilmek için 5G ağının devlet kontrolünde ulusal bir ağ olması planını ortaya attıklarını gösterdi.